Akşam akşam nereden takıldı dilime.....

  • Konbuyu başlatan ummuhan
  • Başlangıç tarihi
U

ummuhan

Guest



Bayrak

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği,
Şehidimin son örtüsü,
IŞIK ışık dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum
Senin destanını yazacağım,
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım,
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım,
Dalgalandığın yerde ne korku ne keder,
Gölgende bana da bana da yer ver.
Sabah olmasın günler doğmasın ne çıkar,
Yurda ay yıldızının ışığı yeter,
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün,
Kizıllığında sığındık,
Dalgalardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığıındık,
Ey şimdi süzgün rüzgarlarda dalğalı
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim
Senin altında doğdum
Senin dibinde öleceğim,
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim
Yer yüzünde yer beğen,
Nereye dikilmek istersen,
Söyle seni oraya dikeyim.

Arif Nihat Asya
 
U

ummuhan

Guest
Bir Bayrak Rüzğar Bekliyor!

Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzğar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?
Destanını yapmış,kasideye kanmış.
Bir el ki;ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler!
Öpelim temizse dudaklarımız,
Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.
Rüzğarını kesmesin gövdeler
Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar,kasideler.
Geri gitsin alkışlar geri,
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan,analardan dilekler yeter,
Yazın sarı,kışın beyaz çiçekler yeter! Söyledi söyleyenler demin,
Gel süngülü yiğit alkışlasınlar
Şimdi sen söyle söz senin.
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor! Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzğar bekliyor!
Destanı öksüz ,sükutu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?...

Arif Nihat Asya


İsatnbul Un fethi için Fatih ve askerlerine fatiha ve şefaat dileği ile..............
 

A.R

Profesör
Katılım
10 Mar 2007
Mesajlar
795
Tepkime puanı
10
Puanları
0
:) MaşaAllah Ummuhan.

Benim de ara ara dilime hep ayetler takılır;)

Mesela en son takılan ayet;

"Ve men yettqıllahi yec'al lehu mafraca"
 
U

ummuhan

Guest



ARDAKALAN

Bana bir dinletim verin,
Biraz da zaman.

Ben bir deyim çıkarayım,
Bir duyuru sesi ondan.

Siz bir solukta onu dinleyin.
Sizin olsun artakalan zaman.
Özdemir Asaf
 
U

ummuhan

Guest
Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canim;
Vatanim da vatanim...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kir at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, uda gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir katibi mi...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!
Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler...
Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sümbül kokan
Türkçe'si bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

Necip Fazıl Kısakürek


Fetih Yıldönümünde, Fatih ve askerlerine tekrar tekrar şükran.... dua ve fatihalar...
 
U

ummuhan

Guest


KELEBEK

Son isteğin nedir?
Sorusu,
Çok, çok kolaydır,
ilk isteğin nedir?
Sorusundan.

Çünkü,
O soruyu
Kimse kimseye soramadı,
Korkusundan.

Özdemir Asaf
 

Sabr-el-Hayat

Profesör
Katılım
19 Eyl 2006
Mesajlar
3,776
Tepkime puanı
6
Puanları
0
BİR YOLCUYUZ BU GURBETTE

Biz yolcuyuz yaratılıştan haşire doğru,
Her insan mutlaka yÜrÜyecek bu yolu,
Her anı insan oğlu için imtihanla dolu,
Sabır ile şÜkretmek kazanmanın yolu.

Acılar musibetler dikenleridir bu yolun,
KÜçÜk gÜnahlarına kefareti olur kulun,
Anlasa gafil insan hiç isyankar mı olur,
O kapının eşiğinden hiç uzakta mı olur.

Seni görememek asla hiç mÜmkÜn değil,
Kör,sağır olsak da bu hiç mÜmkÜn değil,
çiçeğe bakıp seni görmeyen insan değil,
Soluk alıp da şükür etmeyen insan değil.

Bu yolculuk insanı alır, iki sona götürür,
Cennet veya cehenneme insanı götürür,
Mevla cennete şeytan ise ateşe götürür,
İnsanlık sırrına ereni, Rab’ bine götürür.

Alinti
 
U

ummuhan

Guest
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Ard-arda bilmem kaç zemheri geçti
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç bahar leylim,
Hasretinden prangalar eskittim
Karanlık gecelerde kendimden geçtim
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yandan bir bu yandan
Elma yanaktan

Açar kan kırmızı yedi verenler
Kar yağıyor bir yandan
Savrulur Karaca dağı, savrulur Zozan
Bak bıyığım buz tuttu
Üşüyorum ben.
Zemheri de uzadıkça uzadı
Seni baharmışsın gibi düşünüyorum
Seni Diyarbekir gibi düşünüyorum.

Ahmed Arif
 
U

ummuhan

Guest
Hayal

Şüphenin kaynağı kurusa bir gün
Kurtulsam yalancı vesveselerden
Başlasa ebedi bitmeyen düğün
Gökyüzüne uçsam minarelerden

Işığın geldiği ülkeye doğru
Korkudan, hüzünden, kinden, ölümden
Ruhunu arayan gölgeye doğru
Kaçıversem bütün hadiselerden

Adım adım aşkın yörüngesinde
Yürüsem leylaya meyhanelerden
O'nu bulsam sessizliğin sesinde
Köşklere kavuşsam viranelerden

Güneş doğsa aydınlansa gözlerim
Yüreğimi alsam divânelerden
Büyüse büyüse, yansa gözlerim
Birgün ben de olsam divânelerden

Nurullah Genç
 

A.R

Profesör
Katılım
10 Mar 2007
Mesajlar
795
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Ummuhan, ezberden mi yazıyorsun? Yoksa..

Geçen hangi kardeşti burda okumuştum, şiir ezberliyormuş maşaAllah, o yüzden sordum:)

Biliyorsunuz ezber yapmak zihni açar;)

Hem de bir oturumda şiiri ezberden okuyanlara bayılıyorum ben ya :) Kendi şiirlerimi bile ezberlemeyen ben :D
 
U

ummuhan

Guest
Ezberlerim ben, sakarya türküsü, çile çanakkale şehitlerine, hüsran .... ile başladık dı lise yıllarında sonra devamı geldi işte alışkanlık :))) ama buraya yazdıklarımın hepsi ezberimde değil tabi...
 

Lili YAR

Asistan
Katılım
5 Haz 2007
Mesajlar
419
Tepkime puanı
64
Puanları
0
Konum
Hüzünler Şehri
Güzel sayfalar..
elinize, emeğinize sağlık..


benim de dilim de bu şiir var.




Güvercin

Bir dalın üstünde boynu büküksün


bırak gözyaşların toprağa düşsün

toprak anasıdır yaşayanların

dertlerini emer ağlayanların

kanatların sanki yıldız otağı

senin de sırtında şu hayat dağı

bilmiyorum, ne var aynalarında

ben, köşk arıyorum rüyalarımda

sanki yılanlarla belada başım

bir anda köpüğüm; bir anda taşım

insanlar, içimde bitmeyen sancı

insanlar tuhafmı tuhaf, yabancı

ne o, yoksa sen de avare misin

sokak sokak gezen divane misin

suskun durma öyle, konuş, ne olur

belki alev söner, hüzün kaybolur

galiba dumanlı yeşil gözlerin

yolunu mu kaybetmişsin göklerin

kirpiğinmi ıslak elin mi şaşkın

esiri mi oldun sen de bir aşkın

bak, bizi bekliyor güneş ve çiçek

davran, yoksa dakikalar bitecek

ikimiz de yorgun, perişan, sessiz

KORKARIM Kİ KIYAMETİ BEKLERİZ !

Nurullah genç
 
U

ummuhan

Guest
DERDİM ÇOKTUR HANGİSİNE YANAYIM
Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yarası
Ben bu derde nerden derman bulayım
Meğer şah elinden ola çaresi

Türlü donlar giyer gülden naziktir
Bülbül çevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle gelir gelir canlar paresi

Efendim efendim benim efendim....
Benim bu derdime derman efendim...

Benim uzun boylu serv-i çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yönüm sana dönerim
Mihrabımdır iki kaşın arası

Didar ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çirağ söyünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası

Pir Sultan'ım kati yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Aşık muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir ilimizin töresi

Pir Sultan Abdal
 
U

ummuhan

Guest
Herkesin var bi kesi

Herkesin var bi kesi
Ben bi kesin yok bi kesi
Ben bi kesin ol bikesi
Ey kimsesizler kimsesi

Erzurumlu İbrahim Hakkı


********************




Hakkı gel sırrını eyleme zahir

Hakkı gel sırrını eyleme zahir,
Olmak ister isen bu yolda mahir,
Harabat ehlini hor görme şakir,
Defineye malik viraneler var.

Erzurumlu İbrahim Hakkı
 
U

ummuhan

Guest
Erzurumlu İbrahim Hakkı deyip Tevfizname yi okumadan geçmek olmaz değil mi :)





Tefvizname

Hak şerleri hayr eyler
Ârif anı seyreyler
Zan etme ki gayreyler
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Sen Hakk’a tevekkül kıl
Sabreyle ve râzı ol
Tevfiz it ve rahat bul
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Kalbin ana berk eyle
Takdîrini derk eyle
Tedbirini terk eyle
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Bil kâdı-i hâcâti
Terk eyle mürâdâtı
Kıl ana münacâtı
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Bir işi murâd itme
Hak’dandır O red itme
Oldıysa inâd itme
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Hakk’ın olıcak işler
Ol hikmetini işler
Boşdur gam u teşvişler
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Hep işleri fâyıkdır
Neylerse muvâkıfdır
Birbirine lâyıkdır
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Dilden gamı dûr eyle
Tefviz-i umûr eyle
Rabbinle huzûr eyle
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Sen adli zulüm sanma
Sabr it sakın o sanma
Teslim ol oda yanma
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Dime şu niçün şöyle
Bak sonuna sabr eyle
Yerincedir ol öyle
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler
Hiç kimseye hor bakma
Sen nefsine yan çıkma
İncitme gönül yıkma
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Mü’min işi reng olmaz
Ârif dili teng olmaz
Âkıl huyu cenk olmaz
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Hoş sabır cemilimdir
Allah ki vekilimdir
Takdîr kefîlimdir
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Her dilde ânın adı
Her kuladır imdâdı
Her cânda anın yâdı
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Nâçâr kalacak yerde
Dermân ider ol derde
Nâgah açar ol perde
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Her kuluna her anda
Her anda o bir şânda
Geh kahr u geh ihsânda
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Geh mu’ti vu geh mâni’
Geh hâfıd u geh rÂfi’
Geh dârr u gehi nâfi
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Geh abdin ider ârif
Her kalbi O’dur sârif
Geh eymün u geh hâif
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Geh kalbini boş eyler
Geh aşkına düş eyler
Geh halkını hoş eyler
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Az ye az uyu az iç
Dil gülşenine gel güç
Ten mezlebesinden geç
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Bu nâs ile yorulma
Kalbinden ırağ olma
Nefsinle dahi kalma
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Geçmişle geri kalma
Hâl ile dahi olma
Müstakbele hem dalma
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Hem dem âni zikreyle
Hayrân-ı Hak ol söyle
Zirekliği koy şöyle
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Gel hayrete dal bir yol
Koy gafleti hâzır ol
Kendin unut anı bul
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Her sözde bir nasihat var
Her işde ganîmet var
Her nesnede zinet var
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Hep rumuz ve işâretdir
Hep ayn-ı inâyetdir
Hep gâmız ve bişâretdir
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Bil elsine-i halkı
Öğren ebed u hulki
Eklâm-ı Hak ey Hakkı
Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler

Vallah güzel etmiş
Tallah güzel etmiş
Billah güzel etmiş
Allah görelim netmiş.Netmişse güzel etmiş.

Erzurumlu İbrahim Hakkı


 

Sabr-el-Hayat

Profesör
Katılım
19 Eyl 2006
Mesajlar
3,776
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Nazlı Bebe

Toros yaylaları buzlu ayazlı
Üşür Nazlı bebe solgun benizli
Yüzüne baktıkça Nazlı bebenin
Ağlar Elif kadın hep gizli gizli.

Kalktı göç eyledi Türkmen obası
Elifin`in sırtında Nazlı bebesi
Fransız harbinde Yörük elinde
Sırtından vuruldu yiğit babası

Dağların kuytuluk tenha yerinde
Gavurdağları`nın mor segerinde
Göz pınarlarında iki damla yaş
Yağlı kurşun durur ciğerlerinde

Sus ağlama Nazlı bebe
Zaten ağlatacaklar
Baban nasıl şehit oldu
Bir gün anlatacaklar
Dayan Elif kadın dayan
Kara gündür gececek
Sabrın çiçekleri er geç
Filizlenip açacak

Nazlı kız Elif`in aşk tomurcuğu
Şehir Mustafa`nın en son cocuğu
Elinde katıksız bir kuru ekmek
Başı boydan boya nazar bonçuğu

Yavru ceylan gibi ürkek bakışlı
Yay gibi kaşları hilal nakışlı
Babası görseydi öper koklardı
Kınalı saçları çiğdem kokuşlu

Sus ağlama Nazlı bebe
Zaten ağlatacaklar
Baban nasıl şehit oldu
Bir gün anlatacaklar
Dayan Elir kadın dayan
Kara gündür gececek
Sabrın çiçekleri er geç
Filizlenip açacak


Fatih Kısaparmak
 
U

ummuhan

Guest
Bunlar benden hiç e .


AŞK

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.

Ö. Asaf

*******


AŞK ŞARKISI

Ellerini ver, öpeceğim.
Binlerce el içindeyim,
Şu beyaz çizgilerden gideceğim.
Ellerini ver, ver ellerini..
Seni öldüreceğim.

Gözlerinden gireceğim,
İçinde yer edeceğim.
Sana oradan sesleneceğim;
Ellerini ver, ver ellerini..
Seni öldüreceğim.

Ö.Asaf


*******


AŞKIN BALLADI

Andırırsın beni bana, bana beni,
Dediklerinde, duyduklarında,
Yazdıklarımda seni bana, bana seni,
Söylemesem bile, saklamadıklarımda.
Ah hep aklımda, hep aklımda;
Andırırsın seni sana, sana seni,
Gözlerinde, kulaklarında, dudaklarında.

Ö. Asaf




 
U

ummuhan

Guest
Bu da benim aşk şiirim hiç :)




Aşık Kendi Kanını

Helal kıldı ma'şuka aşık kendi kanını
Ma'şuk nakşından okur aşk eri Kur'anını

Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
Aşık kendi bırakır boynuna urganını

Gitmez aşık gözünden hergiz ma'şuk hayali
Nitekim zilha verir Yusuf'un nişanını

Dirlik budur aşıka ma'şuk yolunda öle
Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını

Belkıys ile Süleyman aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını

Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
Zühre yüzün görecek unuttu Rahman'ını

Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını

Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını

Leyli'yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
Abdürrezzak terk etti aşk için imanını

Zemane vefaları cefa gelir yunüs'a
Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını

Yunus Emre
 

Lili YAR

Asistan
Katılım
5 Haz 2007
Mesajlar
419
Tepkime puanı
64
Puanları
0
Konum
Hüzünler Şehri
Nupelda

nupelda
ah nupelda
adını hangi sokağa vereyim
hangi yağmurla selam göndereyim;
bilemiyorum nupelda
bilememenin acısını istanbul'a gömüyorum.

nupelda
vahşi bozkırların
asi rüzgarı.
nupelda
ömrümün yarısı
hayallerimin
öz bacısı

duy duy beni nupelda
seni seviyorum demenin
anlamı yok artık
çünkü ben
çünkü ben
seni seviyorumdan öte seviyorum.

saçlarına kar düşmüşçesine
gözlerine diyarbakır
umuduna memleketim
seni ben
annem kadar
sevdim
nupelda

ah nupelda
vahşi bozkırların
asi rüzgarı
hayallerimin
öz bacısı.​




alıntı​
 
U

ummuhan

Guest
Hüzünlüyüm bu gün


DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ

Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç

Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile

Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle

Aah geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan

ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan

Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece

Gruba karşı bu son bahçelerde keyfince

Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül

Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül

Aah dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç


Y. Kemal Beyatlı
 
Üst