Âhir Zaman'da Ümmetin En Faziletli Üç Öncüsü

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Hirahos kaçak güreşmek yok...
Dolambaçlı yoldan onu iddia ederim diyorsan şimdi aydınlatayım seni...

Hayda, konuşacağız dedik ya.. Acele etme. Sırayla gidelim.

Hatem konusunda Efendi Hazretlerinin beyanı vardır:

Bak sana açıkça söylüyorum: Öngüt'ün ne dediği ya da ne yazdığı zerre umrumda değil. Onu kendine delil görebilirsin bize delil değil.

Biz kaynak diye verdiğin eserleri konuşuyoruz. O yüzden bize kaynaklarla gel. Yani Füsus ve Fütuhattan, başkaca şerhleriyle beraber gel.

Tekrar ediyorum,

1- Bütün mesajlarımı dikkatle okudun mu? Ne söylediğimizi kaçırmayasın. Vaktimi israf etmek istemem. En azından son mesajları?

İkincisi okuduysan 3 ayrı eserden foto verdik. Suallerinin bazısı zaten orda cevaplanmış.

Hz. İsa As., Muhammedi Velayet aleyhi salatu ve selam üzerinde midir sorun ise o verdiğim fotolarda yok. Belki işareten var ama açık cevabı yok. Onu da bilahare konuşacağız inşallah. Cevaplayacağız.

Şimdi

2- Fükuk'un yazma nüshasına ya da tercümesine baktın mı? Aylar önce sözleşmiştik.

3- Getirdiğim fotolardan ne anladığını kendi cümlelerinle yazar mısın? Neyi ne kadar anladığından emin olmalıyım.

4- Fütuhat bahsini aylar önce şundan dolayı konuşmuştuk: Mehdi As. ve İsa As.'dan başka 3. bir şahıs yok demiştim. Sen de hayır, işte burda demiştin ve Fütuhat'tan sayfalar getirmiştin... Getirdiğin o metinde 3. şahıs açıkça belli olmuyordu, hatta tercüme ederken siz parantez içi açmak zorunda kalmışsınız. Açık olsaydı zaten parantez açmak zorunda kalmazdınız. Biz de, iddianızın ispatı burda açık değil, vüzuh için başka yerlere, başka eserlere bakalım diye o konuyu öylece bırakmıştık. Doğruluyor musun?

Kurtuluşun ve senin sürekli cevap verdik dediğiniz ama bendenizi iftirayla suçladığınız konuşma böyleydi. Bunu ikrar etmezsen, bendenizi iftira ile suçlayarak konuşmaya devam etmenizin önüne geçemeyiz. İftira ile suçlayarak hasbihal edilmez, malumun.

Bekliyorum.
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com

Hakîm-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:
"Âhir zamanda Mehdi yokken, henüz yaklaştırılıp seçilmemişken; aradaki boşlukta,
Hâtem'ül-velâye'den başka adâleti (hakkâniyeti) ayakta tutacak kimse olmaz. Ve o, bütün veliler üzerine o devirde, Allah'ın hücceti olmaya muvaffak olur."
Mesela bir tane veli söyleyin biat eden, bu zat hatemi velidir diyen??

Ahir zaman'da HAKKANİYET'i Hatem-i veli'den başka kimse ayakta tutmayacak..
Bunu yazma

Çünkü tüm cemaatleri zan altında bırakırsın

Bana lütfen net cevaplar ver...
1-) Cemaatler Zekat toplayabilir mi?
2-) "Tesettür teferruattır.” lafı elfaz-ı küfre girer mi?
3-) "Türkiye Dar-ül harp olduğundan faiz alınabilir" fetvası doğru mudur?
4-) Kredi Kartı ile sadaka / zekat toplanabilir mi?
5-) "Bize oy vermeyenin hacc'ı kabul olmaz" lafı elfaz-ı küfre girer mi?

Bunlar islami cemaatlerin işi değil kardeşim

Bu şekilde davranmayan 10 larca belki 100 lerce cemaat çıkar

Bunlar hatemi velinin delili değil
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Konevi - Fatiha tefsirini de konuşacağız. Ondan da fotolar vereceğim. Acele etme. Sırayla.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
@Son.Fedai
Kardeş bu şekilde yol alamayız ki...
Bunu yazma diyorsun..
Hakîm-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretlerinin beyanı..
Neden yazmayayım...???

İkincisi bunlar cemaatlerin işi değil diyorsun...
Farklı dünyalarda mı yaşıyoruz acaba diyorum..
Adam geliyor din-i islam'ı kullanarak, falan cemaat adına bunları yapıyor..
Bunlar islam'da var mı yok mu?
Cevap basit...
Neden cevaplamaktan kaçıyorsun ki?
Evet yaz cevapları konuşalım...
1-) Cemaatler Zekat toplayabilir mi?
2-) "Tesettür teferruattır.” lafı elfaz-ı küfre girer mi?
3-) "Türkiye Dar-ül harp olduğundan faiz alınabilir" fetvası doğru mudur?
4-) Kredi Kartı ile sadaka / zekat toplanabilir mi?
5-) "Bize oy vermeyenin hacc'ı kabul olmaz" lafı elfaz-ı küfre girer mi?
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
@Son.Fedai
Kardeş bu şekilde yol alamayız ki...
Bunu yazma diyorsun..
Hakîm-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretlerinin beyanı..
Neden yazmayayım...???

İkincisi bunlar cemaatlerin işi değil diyorsun...
Farklı dünyalarda mı yaşıyoruz acaba diyorum..
Adam geliyor din-i islam'ı kullanarak, falan cemaat adına bunları yapıyor..
Bunlar islam'da var mı yok mu?
Cevap basit...
Neden cevaplamaktan kaçıyorsun ki?
Evet yaz cevapları konuşalım...
1-) Cemaatler Zekat toplayabilir mi?
2-) "Tesettür teferruattır.” lafı elfaz-ı küfre girer mi?
3-) "Türkiye Dar-ül harp olduğundan faiz alınabilir" fetvası doğru mudur?
4-) Kredi Kartı ile sadaka / zekat toplanabilir mi?
5-) "Bize oy vermeyenin hacc'ı kabul olmaz" lafı elfaz-ı küfre girer mi?

Bu suallerin konuştuğumuz konuyla doğrudan alakası yok.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
@hirahos

1-) Bütün mesajlarını okudum..
2-) Yazma nüshalara erişmek için uğraşıyorum. Bulabildiklerimi zaten yayınlıyorum. 557'nci cevap ORJINAL NÜSHA..
Sen orada Hz. İsa a.s.'dan önce zuhur edecek Hatem-i veli açıkca yazıldığı halde nasıl bir tereddüte düştün?
Hatırlarsan çeviriyi bir arkadaşından rica etmiştin...
O nasıl çevirdi o pasajı?
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Bunu yazma diyorsun..
Hakîm-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretlerinin beyanı..
Neden yazmayayım...???
Çünkü 100 lerce cemaati zan altında bırakıyorsun ki vebali büyük olur

Adam geliyor din-i islam'ı kullanarak, falan cemaat adına bunları yapıyor..
Bu işler tarih boyunca olmuş, kıyamete kadar da olacak

Bunlar islam'da var mı yok mu?
Yani bir cemaat gitti zekat topladı ondan dolayı Ömer Öngüt Hatemi Veli mi oldu

O Zaman siz neden kitapları yardım adı altında satıp para alıyorsunuz

Neden cevaplamaktan kaçıyorsun ki?
Kimsenin kaçtığı yok arkadaşım

Sadece siz okumadan yazıyorsunuz

Çünkü cevap verdik
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
"Şeyh-ül Ekber Muhyiddînİbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri ;

"Velî velâyeti ve resullerin velâyetiarasındaki farklı mertebeler için, velîlerin velâyetini hatmeden Hatmü’l-Velâyeti’l-Muhammedî bir velî olarak indirilince; Muhammed -sallallahualeyhi ve sellem- "Hâteme’n-nebiyyîn" olduğu gibi,Hâtemü’l-evliyâ da,diğer şeriatlara hâkim olan bu ümmetten olmaması nedeniyle, İsâ’nın velâyetinindahî hatmedicisi olur ve İsâ ondan daha sonra zuhûr eder.Velîlerin velâyetininHâtem’inin zamanla öne geçmesiyle, İsâ’nın velâyeti hakkındaki hüküm de böyle olur. Dolayısıyla İsâ da onlardandır.

Nitekim biz onun tertîbini ‘Ankâ-i Muğrib’adlı kitabımızda; hem ondan (Hâtemü’l-evliyâ’dan) sözederek,

hem de Resulullah-sallallahu aleyhi ve sellem-in zikrettiği Mehdî’den sözederek zikretmiştik.İşte bu kitapta ondan ve onun artık gizliliği kalmayan menzilinden geniş birbiçimde sözedilmiştir. İsâ ise, beyan buyurulduğu gibi; "Allah’ın resûlü,Meryem’e ilkâ ettiği kelimesi ve O’ndan bir ruhtur." Allah Hakk’ı söyleyenve yola hidâyet edendir!"

(Fütûhâtü’l-Mekkiyye fî Ma’rifetiEsrâri’l-Mâlikiyye ve’l-Mülkiyye; c.7, s.357-358, Bas.: Beyrut, 1994.)"



ali tufan evet ne konuştuğumuzu çok net hatırlıyorum. Hattabi de benzer çevirmişti. Tercümede sıkıntı yok...

Sıkıntı büyüttüğüm yerde. Neden parantez açtınız? Çünkü mana açık değil. Ondan derken İsa As'ı kastediyor. Parantez açarak siz 3. şahıs (Öngüt) yapıyorsunuz.

Aslında getirdiğin nakil bizi doğruluyordu, sizi çürütüyordu. Ama insaf ettik, bu meseleyi burda bırakalım da başka yerlerden delil arayalım demiştik.

İşte sizin cevap veremedi, iftiracı deyip durduğunuz konu bu.

Önce Mehdi As. zuhur edecek. Sonra İsa. As. nüzul edecek. Bunda işinize yarayacak bir tertip yok ki kardeşim. Görmüyor musun? Parantez içini kaldır bakalım, elinde ne kalıyor?
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Çünkü 100 lerce cemaati zan altında bırakıyorsun ki vebali büyük olur
Bu işler tarih boyunca olmuş, kıyamete kadar da olacak
Yani bir cemaat gitti zekat topladı ondan dolayı Ömer Öngüt Hatemi Veli mi oldu
O Zaman siz neden kitapları yardım adı altında satıp para alıyorsunuz
Kimsenin kaçtığı yok arkadaşım
Sadece siz okumadan yazıyorsunuz
Çünkü cevap verdik

İşte burada yollar ayrılıyor...
Âhir zamanda zuhur edecek olan "Hâtemü'l-evliyâ"nın vasıflarını açıkça gözler önüne seren Sa'deddîn el-Hamevî -kuddise sırruh- Hazretleri, "Risâle fî Zuhûr-ı Hâtemü'l-Velâye" adlı eserinin son satırlarında Hâtemü'l-evliyâ'nın vazîfesine işaret etmiş; onun Allah tarafından verilmiş iki kılıca sahip olduğuna dikkati çekerek, onu "Din kâfirleri"ne gâlip getiren bu kılıçlardan birinin "Kalem"i, diğerinin ise, vâris olduğu "Yakîn" mertebesi olduğunu haber vermiştir:
"Bil ki, onun alâmetlerinden birisi de; onun kılıcının, mukâbele ettiğinde kendisini gâlip getiren 'kalem'i olmasıdır.
Peygamber Aleyhisselâm kâfirlere kendi kılıcıyla vurup, onları öldürürdü; Hâtemü'l-velî de onlara bâtında, kendi kalemiyle vurur ve onları helâk eder. Böylelikle Allah onu, Zât'ıyla mukâbelede bulunan bir 'kılıç' kılar.
Allah-u Teâlâ'nın kılıcı ikidir:
'Din kılıcı' ki, Muhammed Aleyhisselâm'ın izinde bulunmaktır. O kılıç, din ehlinin kendisiyle ayakta durduğu; şirk, şek (şüphe) ve tahmin ehlinin boyunlarının kendisiyle vurulduğu kılıçtır.
'Yakîn kılıcı' ise 'Kibriyâ kılıcı'dır ki; Kudsî ruh'tan sür'atle 'Hâtemü'l-evliyâ'ya ulaşır. Bu kılıç ise; 'Temkîn ehli'nin kendisiyle ayakta durduğu, alâkaların ve mel'un (şeytan)ın vesveselerinin kendisiyle kesilip koptuğu, din kâfirlerinin ruhlarının Zât'ıyla katlolunduğu bir kılıçtır.
Yakınlığın incelikleriyle onlardan sıyrılıp çıkarılan müminlerin ruhlarının cemaati içinde Allah, onları katlettiği din kılıcını Hâtemü'l-enbiyâ'ya has kılmış ve şeytanın nüfûzundan selâmete erişen Yakîn erbâbı'na mîras bırakmıştır."
("Risâle fî Zuhûr-ı Hâtemü'l-Velâye", Süleymâniye Kütüphânesi, Ayasofya, nr.: 2058, vr. 207[SUP]b[/SUP])

Her ne kadar kaçınsanız da ben örneğin ilk soruyu cevaplayım:
Bak sadece bir konu üzerinden bir örnek...
1-) Cemaatler Zekat toplayabilir mi?
Tevbe sûre-i şerif’inin 60. Âyet-i kerime’sine göre TOPLAYAMAZ!!!

Allah'u Teala Kitabında böyle hüküm verirken, zekat toplayan milyonlar hangi dine ve kitaba göre topluyorlar...

Allah'ın bu emrini kim dile getiriyor?
Hatem-i Veli...
http://www.hakikat.com/nur/risaleler/suleym/sul6.html

Bunlarla Kim mücadele ediyor?
Hatem-i Veli..
Ne çabuk unuttunuz gülen'in islam alimi görüldüğü yılları???
Mürşid-i kamil sandıklarınız ona hediyeler verip, hocaefendi deyin diye ikaz ediyordu müridlerini..
Şimdi anladın mı kalem'i ???

 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Al buyur

Konu bildiğimiz gibi bile değilmiş

Vakıf ya da kurumlara zekat verilebilir mi?

Vakıflar yada kurumlara zekat verildğinde geçerli olur mu? Cevap: Değerli Kardeşimiz;
İslam’ı yaymak için hizmet veren kuruluşlara zekat verilebilir
Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardığımız şeylerin iyilerinden (Allah yolunda) sarf edin! (Bakara, 267)
Ayet-i kerimede geçen ve “Allah yolunda harcama” olarak tercüme edilen “fi sebilillah” ifadesi, mutlak ve umumi olarak zikredilmiştir. Bu tabir bazı fıkıh kitaplarımızda her ne kadar silahla cihada katılan gazilere ve yolda kalan hacılara tahsis edilmişse de, tefsirlerde ve güvenilir fıkıh kitaplarında mesele daha geniş olarak ele alınmıştır. Mesela Hanefi mezhebi alimlerinden İmam Kasani, Bedaiu’s-Sanai isimli meşhur eserinde bulunan ilgili olarak söyle der:
“Allah yolunda olanlardan maksat, Allah’a yaklaştıran her şeydir. Eğer ihtiyaç varsa bu manaya, Allah’a itaat yolunda çalışan herkes ile bütün hayır yolları girer.”
“Fi sebilillah tabiri umumidir.” diyen Fahreddin Razi, bu tabiri şöyle açıklar.”Fi sebilillah tabiri sadece gazilere mahsus değildir. Zekat bütün hayır yollarına verilebilir. Ölülerin teçhiz ve tekfini, kale ve cami yapimi da bu tabirin içine girer.” (Tefsir-i Kebir)
Elmalılı Hamdi Yazır da, zekatın mücahitlere cihat malzemesi alınmak üzere sarf edilebileceğini söyler. (Elmalılı Hamdi Yazır; Hak Dini Kur’ân Dili)
Eskiden cihat kılıçla, kalkanla, topla tüfekle yapılıyordu. Şimdi de genelde cihat gazeteyle, dergiyle , kitapla, web üzerinden yapılıyor. Bunlar düşmana atılan birer bomba hüviyetini taşır. Dolayısıyla bir Müslüman İslam’a layıkıyla hizmet ettiğine, bu yolla dinsizlerle, inkarcılarla cihat ettiğine inandığı müesseselere zekat verebilir.
Sonuç olarak, zekat İslam’ın gönüllerde yayılması ve din düşmanlarının tahribatını önlemek için Allah yolunda faaliyet gösteren hizmet kuruluşlarına da verilir. Ancak bu kuruluşların aldıkları zekâtı gerekli yerlere ulaştıracaklarından ve hayırda kullanacaklarından emin olunması gerekir.
Günümüzde böyle hizmet kuruluşlarına zekat vermek daha da ehemmiyet kazanmıştır. Kaldı ki bu da bir cihattır. Nitekim Peygamber Efendimiz Hazretleri (asm) bir hadislerinde:
“Müşriklere karşı malınızla, canınızla ve dilinizle cihat edin.” buyurmuşlardır. (Ebu Davud; Kütüb-i Sitte / Cihat)
Ayette de açıkça belirtildiği gibi “Allah yolunda” olan cemaatlere, dergâhlara ve hayır kurumlarına zekât verilebilir. Ancak bu kuruluşların aldıkları zekâtı gerekli yerlere ulaştırmaları, hayırda kullanmaları gerekmektedir.
Ancak amacı İslam’a hizmet olmayan vakıf ve kurumlara zekat verilmez
Gayesi İslam’a hizmet olmayan kurum ve kuruluşlara yardım yapılsa da zekat verilemeyeceği gerçeği hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Fıkıh, tefsir ve lügat alimi Firûzâbâdî’nin ifadesine göre “sebîlullâh”, cihat, hac, ilim talep etmek ve Allah’ın emrettiği her türlü hayır anlamlarına gelmektedir. Bu kavramla ilgili olarak başka kaynaklarda da, davet edilen hidayet yolu, Allah’a yaklaştırıcı hey şey ve taat (salih amel) sayılan şeylerin hepsi “Allah yolunda” anlamını taşımaktadır.” (Dımaşk / El-Kâmûsü’l-Fıkhiyye)
Allah'a emanet olunuz.

http://www.sorusorcevapbul.com/soru-cevap/zekat/vakif-ya-da-kurumlara-zekat-verilebilir-mi
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
ali tufan evet ne konuştuğumuzu çok net hatırlıyorum. Hattabi de benzer çevirmişti. Tercümede sıkıntı yok...

Önce Mehdi As. zuhur edecek. Sonra İsa. As. nüzul edecek
. Bunda işinize yarayacak bir tertip yok ki kardeşim. Görmüyor musun? Parantez içini kaldır bakalım, elinde ne kalıyor?

Şeyh-ül Ekber Muhyiddînİbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri ;

"Velî velâyeti ve resullerin velâyetiarasındaki farklı mertebeler için, velîlerin velâyetini hatmeden Hatmü’l-Velâyeti’l-Muhammedî bir velî olarak indirilince; Muhammed -sallallahualeyhi ve sellem- "Hâteme’n-nebiyyîn" olduğu gibi,Hâtemü’l-evliyâ da,diğer şeriatlara hâkim olan bu ümmetten olmaması nedeniyle, İsâ’nın velâyetinindahî hatmedicisi olur ve İsâ ondan daha sonra zuhûr eder.Velîlerin velâyetininHâtem’inin zamanla öne geçmesiyle, İsâ’nın velâyeti hakkındaki hüküm de böyle olur. Dolayısıyla İsâ da onlardandır."

Ne mi anladım???
Şunu anladım...
Hirahos'un fotoğraflarla ve yazılarla ispatlamaya çalıştığı hatem-ül velayet-i muhammedi'nin İSA A.S. değil, ondan önce zühur edecek bir veli olduğunu anladım...
Sen altını çizip çizip...
Hatem-i Veli İsa a.s. deyip durmuyormusun sayfalarca!!!!
İşte bu PARANTEZSİZ kısım!!!!!
Seni yalanlıyor....
Net bir biçimde....
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Hattabi kardeşimizin çevirdiği metni bir kez daha yazalım:

Biliniz ki “Hatmul Evliya (Evliyanın sonuncusu)” bir rasuldür. (yani Peygamberdir, Hz. İsa As.dır) Ve Alemlerde onun gibi bir (Evliya) yoktur. Ve bu ulaşılamayacak bir makamdır.

Böylece (İsa b. Meryem) Adil Hakem olarak, bize iner... İner ve böylece domuzu öldürür, batılı iptal eder. Onun için her durumda onu destekleyecek ilahi bir delil olur. O (İsa As.), hidayete çağırmayı ikame eden Hz. Ahmed (sav) Şeriatına kefildir.

يكون له منه لديه مقيل يفيض عليه من وسيلة ملكه: ......

Fakat o, halinde bir konuktur,misafirdir. Bil ki Allah bizi ve seni Muhamed sav’in kerametinden Rabbi üzere, Ümmetinden bir Resul (Hz. İsa’nın) olmasını muvaffak etmiştir. (Yani Hz. İsa as’ın, Muhammed As’ın ümmetinden olacağını kasdediyor)

Sonra, Yüce Allah onu Resullerden, beşer olarak nesebi uzak olanlardan mahsus kılmıştır. Çünkü onun yarısı beşer, diğer yarısı tertemiz Ruhtur. Çünkü Cebrail as, Meryem as ‘a onu düzgün bir insan olarak bağışlamıştır.

Allah onu (İsa As’ı) katına (semaya) yükseltmiştir. Sonra Hz. İsa, evliyanın sonuncusu bir Veli olarak Ahir Zamanda inecektir. Bu ümmet içinde Hz.Muhammed sav’in şeriatıyla hükmedecektir.

Resuller ve Enbiyaların Vilayeti dışında hatm yoktur.

Vilayetul Muhammedi’nin Hatmi ise, Evliyanın Vilayetini hatmeder, Çünkü Vilayetul Veli ve Vilayetur Resul arasında farklı mertebelerin temeyyüz olduğu içindir.

Bir Veli indirilince, şüphesiz Hatemul Evliya, İsa (as)’ın (diğer şeriatlara hakim olarak bu ümmetten olmaması açısından) vilayetinin hatmedicisi olur. Tıpkı Muhammed (sav)’in Peygamberlerin Hatemi olduğu gibi...

İsa ondan daha sonra zuhur eder. Velilerin velayetinin Hatem’inin zamanla öne geçmesiyle, İsa’nın velayeti hakkındaki hüküm de böyle olur. Dolayısıyla İsa As. da onlardandır. Nitekim biz onun tertibini ‘Anka-i Muğrib’ adlı kitabımızda; hem ondan söz ederek, hem de Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in zikrettiği Mehdi’den söz ederek zikretmiştik. İşte bu kitapta ondan ve onun artık gizliliği kalmayan menzilinden geniş bir biçimde söz edilmiştir. Şüphesiz İsa as, beyan buyurulduğu gibi; “Allah’ın resulü, Meryem’e ilka ettiği kelimesi ve O’ndan bir ruhtur.” Allah Hakk’ı söyleyen ve yola hidayet edendir!”

Bitti, -31 Safer Ayı --


Bu şekilde metni baştan aşağıya dikkatle okuyunca, ibarelerin çok açık olmadığını gördük. Metnin başında hatem olarak İsa As’ın ismi şerifi açıkça geçiyor. Metnin sonunda Mehdi As. kelimesi de açıkça geçiyor. Hatemül evliya manasının olduğu yerlerde ise İsa As’dan mı yoksa İsa As. ve Mehdi As. bu ikisinden başka bir Veliden mi bahsediliyor bu haliyle açık değil. Demek ki Fütuhatın diğer hatem bahislerine de bakmak gerekir.

Bizim anladığımız eğer yanlış değilse; Burda sadece İsa As. ile Mehdi As.’ın bahsi var. Nitekim başka eserlerden yapılan nakiller de bu anladığımız gibi olduğunu kuvvetlendiriyor; Muhyiddin İbnu Arabi Hz.leri ahır zamanda bu ikisinden başka hatemden bahsetmemiştir diye nakil yapmış idik. En doğrusunu ise Allah Teala bilir.

Fütuhat bahsine, yani kesin netice alamadığımız bir konuya geri dönmek zaman israfı. Tamam, onu da başka konu açarak yeniden konuşalım ama o vakit söylediklerimizi şerhlerin fotolarıyla kuvvetlendirmişiz. İspat etmişiz. Daha da vereceğimiz fotolar olacak.

Aynı konuyu konuşmaktansa siz de o vakit ileri sürdüğünüzü eser fotolarıyla kuvvetlendirebilirdiniz. Zamanınız ve imkanınız vardı.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İşte bu PARANTEZSİZ kısım!!!!!
Seni yalanlıyor....
Net bir biçimde....

Hattabi'nin tercümesine de bir daha bakıp hatırlayasın. Bir üstte.

Mehdi As., İsa As'dan önce gelecek diyor. Parantezsiz kısımda yazan o. Mehdi As. Veli değil mi?

Yani elinde, Fütuhat'dan bir paragraf dışında, kendini doğrulayacak başka bir şey yok mu? :)
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Bakın arkadaşlar,
Vakit de epeyce geç oldu..
Ben bilgim, kaynağım, imkanım yettiği ölçüde orjinal kaynaklara yer vermeye çalışacağım..
Lakin keşke fırsat olsa, karşılıklı konuşma imkanımız olsa...
Şunu paylaşmak isterim..
Şuan yalovada ikamet ediyorum..
Fırsat oldukça istanbula da işim gereği gidiyorum..
Dediğim gibi karşılıklı sohbet eminim ki çok daha faydalı olur..
Böyle bir imkan olabilir mi?
Bir de eğer kabul ederseniz sizlere kitap hediye etmek isterim..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Ali tufan, bir metin okunurken bağlantılara dikkat edilir. Siyak sibak mevzu... Sen, bütünü iki ayrı paragrafa ayırarak / ayrı ayrı bakarak bulmak istediğini bulmaya çalışıyorsun. Metni parçalayarak manayı da ayırıyorsun ve araya görmek istediğini yerleştiriyorsun. Metni bütün olarak bir daha görmeye çalış.

Dolayısıyla İsa As. da onlardandır. Nitekim biz onun tertibini ‘Anka-i Muğrib’ adlı kitabımızda; hem ondan söz ederek, hem de Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in zikrettiği Mehdi’den söz ederek zikretmiştik.

"Nitekim" ifadesi iki paragrafı birbirine bağlıyor. Manayı devam ettiriyor. İsa As. bahsinin devamı. "O" zamiri kim, mananın akışından çıkıyor. Dikkatli bak göreceksin inşallah...
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Zekat kimlere ve nerelere verilir?

Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) bir hadislerinde " Bana zekat ver" diyen birisine söyle buyurmustu: "Yüce Allah zekatin verilecegi yerler hususunda ne bir peygamberin, ne de bir baskasinin hükmüne razi olmayarak, onunla ilgili hükmü kendisi verir.On sekiz sinifa taksim etti.Eger o sekiz sinifin içinde isen sana hakkini veririm" ( Ebu Davud, Zekat:24 ; Müsned,4:169 )


Evet, zekati farz kilan Cenab-i Hakk onun nereye verilecegini de kendisi tayin etmistir: "Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düskünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (Islâm'a) isindirilacak olanlara, (hürriyetlerini satin almaya çalisan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalisip cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir." ( Tevbe Suresi,60.Ayet )


Bu ayette geçen sekiz sinifi söyle açiklayabiliriz:


1,2 . Fakirler ve miskinler:
Hanefilere göre fakir, nisap miktari mala sahip olmayan kimsedir. Miskin ise hiçbir seyi olmayan kimsedir.Buna göre miskin, fakirden daha muhtaçdir. Safiilere göre ise, fakir hiçbir mal ve kazanci olmayan kimsedir.Miskin de, mali veya kazanci olup da geçimine kafi gelmeyen,yani gideri gelirinden fazla olan kimsedir.Buna göre fakir miskinden daha muhtaçdir.

Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) de bir hadislerinde miskinle ilgili olarak söyle buyurmustur: "Miskin, bir iki hurma veya bir iki lokma ile geri çevrilen degildir.Asil miskin, insanlardan bir sey istemedigi için onlar tarafindan durumu bilinmeyen, bu sebeple kendisine bir yardimin yapilmadigi kkimsedir." ( Ebu Davud, Zekat:24 ; Buhari,Zekat:53 ; Müslim, Zekat:101 )

3. Zekat Memurlari:
Zekat mallarinin toplanmasi, korunmasi, hesaplarinin tutulmasi ve layik olanlara dagitilmasi için devlet baskani veya yetkili kildigi kimse tarafindan görevlendirilen kisidir.Bu, çalisma karsiliginda alinan bir ücret oldugundan, zekat memurunun zengin olmasi zekattan hisse almasina engel degildir.

4. Müellefe-i kulub:
Müellef-i kulub, gönülleri Islama isindirilanlar demektir.Bunlardan bazilari yeni Müslüman olmus inançlari zayif olan kimselerdir. Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) Islama isinmalari ve Müslümanlara zarar vermemeleri için onlara zekattan pay vermistir.Mesela Uyeyne bin Hisn ile Akra bin Habis, Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) 'nin bu gaye ile hisse verdigi kimselerdendi.

Fakat Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (r.anhüm) müellefe-i kuluba zekat vermemislerdir. Hz.Ömer(r.a), zekattan hisse isteyen Uyeyne bin Hisn ve Akra bin Habis'e "Resulullah (s.a.v) kalplerinizi Islama isindirmak için size hisse veriyordu.Artik Allah, dinin güçlendirmistir.Müslüman kalmaya devam ederseniz ne ala, aksi takdirde bizimle sizin aranizda kiliç vardir" demistir.


Hanefiler, müellefe-i kuluba zekat verilmeyecegi görüsündedir.Alimlerin çogunluguna göre ise, müellefe-i kuluba ihtiyaç aninda günümüzde de zekat verilebilir.Safiilere göre kafir olanlara zekat verilmez.


5. Köleler:
Efendisiyle hürriyetine kavusmak üzere anlasan küleler de, kendilerine zekat
verilmesi gereken gruplardan birisidir.Bu da dinimizin insanlarin kölelikten kurtulmasi için gösterdigi gayretlerden birisidir.

6. Borçlular:
Hanefilere göre borçlu, borcu olan ve borcundan baska nisap miktari mala
sahip olmayan kimsedir.Safiiler ve diger mezhep imamlari da borçluyu, kendisi için borçlanan kimse ve toplumun menfaati için borçlanan kimse diye iki kisma ayirmislardir.

7. Allah yolunda cihat edenler:
Allah'in dinini ve dince mukaddes tanina seyleri korumak,
Allah'in ismini yüceltmek için mücadele eden kimselerdir.Bunu sadece maddi cihad olarak anlamamak gerekir.Manevi cihad edenlere de zekat verilir.

8. Yolcular:
Parasizlik sebebiyle yolda kalmis olanlardir.Memleketlerinde zengin olsalar
dahi böylelerine zekat verilir.




http://www.enfal.de/zekat4.htm
 
Üst