Yasemin Karahüseyin / Ademin Kanadı

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45


Basım Tarihi :2009


" Lodos fısıldadı; ' Vakti geldi,hadi gel! ' ikinci bir daveti beklemediysem hafifmeşrep olan ben miyim?

Uçtum. Her türlü sınırı kanatlarımla silerek. Korkak olan ben miyim?

Kanatlarım!
Hangi ustanın elinden kusursuz çıktınız?
Maharetli olan ben miyim?

Ah, burnumda tüten sümbül kokusu!
Sevgiliyi bir kez olsun çekmemişken içime,
onun rayihasıyla böylesi sarhoşken,
bekri olan ben miyim?

Aşıksak kanatlara ne hacet!
Yoksa sufi olan ben miyim? "
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
DİRİLTEN SEMBOLLER


Her roman kendini yazdırır


Âdemin Kanadı’nı okuyunca romanın genç yazarı Yasemin Karahüseyin’i merak ettik ve kendisine romanını sorduk..


Neden Hezarfen Ahmet Çelebi? Kendisini yazmaya sizi nasıl ikna etti?
Gerçekler canımızı öyle acıtıyor ki çoğu zaman farkında olmadan acımasızlaşıyoruz. Bu noktada hayâller yetişiyor imdadımıza. Bir nevi savunma mekanizmamız oluyor, kabuğumuz, kalkanımız... Çocuksu tarafımızı diri tutuyor hayâllerimiz. Bu dengeyle insan kalabiliyoruz. Hayâlini gerçekleştirmek uğruna ölümü göze alan Hezarfen Ahmed Çelebi’nin kendisini yazmaya beni ikna etme sebebi bu olsa gerek, el yapımı kanatlarla uçmayı başaran efsanevi bir kahramandan öte.
Dördüncü Murat’ın kılıç kuşanma merasiminde elbiselerini parçalayarak varlığından soyunması ile kitabın sonunda Ahmet’in kanatlarını parçalaması birbirine denk düşüyor sanki. Bu sembol neyi ifade ediyor?
Murad Han’ın zikir esnasında kaftanını parçalaması makamın, rütbenin bir hiç olduğunu; Hezarfen Ahmed Çelebi’nin uçtuktan sonra kanatlarını parçalaması ise asıl uçuşun, yükselişin bedenin değil ruhun kanatlanması olduğunu ifade ediyor.
Ahmet, Rânâ’nın eliyle yedi bela vadisinden geçiyor ve aşka kabiliyeti sınanıyor. Bu, nefsin tekamülünde geçilen yedi nefis mertebesini andırıyor. Ne dersiniz?

Dağ nefsi, Rânâ’nın efsun defterine çizdiği daireyi ayırdığı yedi dilim, Hezarfen’in tırmandığı dağın yedi katı ya da sizin benzetmenizle yedi bela vadisi, seyr-i sülûku simgeliyor. Dağın zirvesine ulaşmak ise bu zorlu sınavı, yani kâmil insan olmayı...
Romanı okurken Amak-ı Hayal geldi hatırıma. Ve biraz Puslu Kıtalar Atlası... Sizin romanınızda etkileri var mı bu kitapların?
Romanı yazmaya başlarken elimde Hezarfen Ahmed Çelebi vardı, bir de tarihi fon. Âdemin Kanadı’nda yazdığım ilk bölüm Murad Han’ın tahta çıkışını anlatan bölümdü. Ondan sonra kim nasıl romana dâhil oldu hatırlamıyorum. Kahramanlarım bugüne kadar saklandıkları yerden çıkıp asıl evlerine gelmiş gibiydiler sanki. Adeta sırlarını dökmek için klavyeyi ele geçirmişlerdi. Bense son derece pasiftim. Zihnimde bunca zaman gizlenmiş kahramanlarım neleri kattılar hikâyelerine derseniz, gördüklerimi, yaşadıklarımı, duyduklarımı ve tabii okuduklarımı.
Son olarak hayatınızda en çok sevip etkilendiğiniz üç kitap hangileridir desem?
Binbir Gece Masalları, Küçük Prens, Yaşamak.
Dünyabizim.com ailesi ve şahsım adıma çok teşekkür ediyorum size. Çalışmalarınızda başarı, hayatınızda mutluluk diliyorum.


http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=5094
 
Üst