Ya Osman

Leylifer

Kıdemli Üye
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
5,987
Tepkime puanı
1,626
Puanları
113
16456_200385064469_7143196_a.jpg


Dedemle akşam namazından çıkmış, Mekke’nin loş ışıkları altında konuşa konuşa geliyorduk. İçimden “ tam zamanı Mücahit “ diyordum. Çünkü bir gün önce arkadaşlarla medresede halifeleri ve cennetle müjdelenen sahabeleri konuşuyorduk. Bende merak ediyordum. Hz. Osman’ı anlatmasını isteyecektim. Aslında benim dedem böyle şeyleri çok iyi biliyor. Çok okuyup, çok araştırıyor. Tabi ben bunları düşünürken eve varmıştık.

Dedem elinde kuranıyla odasına doğru giderken;
- Dedeciğim, bana Osman Bin Affan’ı anlatır mısın? Dedim.
Dedem tatlı bir tebessümle;
- Tabi ki evladım. Ama seni onun hakkında bu kadar heyecanlandıran şey nedir? Diye sorunca;
- Dün arkadaşlarla konuşurken Hz. Osman’ın ölümü bizi çok şaşırtmıştı.
Dedem yüzündeki acı bir ifadeyle;
- Haklısın oğlum. O olay beni hala üzer. Neyse. Hz. Osman fil vakasından sonra 6. Yılda doğdu. Öyle bir karaktere sahipti ki, kendisi İslam’ı kabulünden önce bile hep dürüst ve doğruydu. İçki içmezdi. Herkes severdi onu. İslam yayılmaya başladığında 34 yaşındaydı. Ebu Bekir ve Peygambere çok saygılıydı. Onların Osman’ı İslam’a davet etmeleri üzerine içinde İman nuru yanmıştı. İslam’a ısınmış, artık oda Müslüman olmak için can atıyordu. Peygamber efendimizin kızı Hz. Rukiye ile evlendiğinde ise oda artık Müslüman’dı.

- Birde Zinnureyn demişlerdi değil mi dede?
- Aferin oğluma. Peki, Zinnureyn ne demek oğlum.
- 2 nur sahibi demek dedeciğim! Dedim.
Dedem gözlerin de mutluluk parıltılarıyla devam etti;
- Evet oğlum. Çünkü Hz. Rukiye vefat ettiğinde Ümmü Gülsümle evlendi ve bu yüzden bu lakabı ona taktılar. Neyse. Hal böyleyken Osman halifeliğini çok iyi yapıyor ve onun halifeliği sırasında birçok ülke fethediliyordu. Git gide İslam ülkeleri artıyordu. Birde en önemlisi Ebu Bekir tarafından toplanan Kuran Osman tarafından çoğaltılıp birçok İslam ülkesine gönderilmişti. Halifelik sürüp giderken Yahudiler olanları kaldıramamıştı. Diğer ülkeler arasında yaygara ve fesat çıkarıp, Hz. Osman’a karşı bir ayaklanma başlattılar ve Hz. Osman’ın evi asiler tarafından sarıldı. Evinin kapısına nöbetçiler dikilmiş, içeri yiyecek ve içecek almıyorlardı. Bu böyle 40 gün boyunca devam etti. Osman nefsine yenilmedi, direnmeliydi. Kendi değil İslam kazanmalıydı. Bunu Yahudiler de anlıyordu. Hatta Osman son gece bir rüya gördü. Peygamber ona yanında Ebu Bekir ve Ömer’le birlikte;

- “ Biz Oruçluyuz ve İftara Seni Bekliyoruz. Demişti. “

Osman artık ebediyete kavuşacağını anlamıştı. Gün boyunca oruçlu bir şekilde ibadet ediyordu. Bir grup eşkıya kapıdan giremeyince duvarı delmişler ve duvardan odaya girmişlerdi. O sırada Osman Kuran okuyordu. Eşkıyanın başı bişr elindeki demirle Osman’ın başına vurdu ve başı yarıldı. Bunun üzerine diğer eşkıyalarda vurmaya başladı. Sonunda Amr Bin Humuk elindeki hançerle Osman’ı 9 yerinden yaralayarak şehit etti. Sıçrayan kanlar açık olan Kuranın Bakara Suresinin 137. Ve şu mealdeki ayetin üzerine damlamıştı.

- “ONLARA KARŞI ALLAH SANA YETER.”

Dedem devam etti;
- İşte böyle oğlum. Zaman gelecek, bizim için şehit düştükleri İslam dini ortadan kalkacak, insanlar namaz kılar hale bile gelmeyecekler.
- Haklısın dedeciğim.

Ağlamaya başladım. Böyle bir şey olmamalıydı. Osman ölmemeliydi. Bize Osmanlar, Ebu Bekirler lazımdı. Dedem bana sarılıp;
- Hadi oğlum. Yatsılarımız kılalım.

Dedem haklıydı. Böyle zorluklarla kazanılan bir din inancına sahip olanlar hiç bir şeyden kaçmamalıydılar.

Şimdi sorarım size! Acaba ne kadar kulluk yapıyoruz. Osman’ın verdiği mücadelenin ya da diğer sahabelerin, peygamberlerin verdiği mücadelenin yarısını, bırakın yarısını çeyreğini bile verebilir miyiz?

- Oğlum kalk hadi.
- Peki kalkıyorum. Allah razı olsun dedeciğim.
- Âmin evladım. Allah cümlemizden, bütün İslam âleminden razı olsun.

~KaleminELiFHali~
 
Üst