agbi sen hangi cemaattensin
Ben burada hiç iyi şeyler duymuyorum fetullah ve cemaati hakkında. Nerede duruyorsun bir daha düşün. Dersen ki, ben zaten gülenci idim, sözlerimi ciddiye alma lütfen
Y.AKİD YAZARI ŞEVKİ YILMAZ da EN SONUNDA DAYANAMADI
- Konbuyu başlatan agbi
- Başlangıç tarihi
agbi sen hangi cemaattensin
Ben burada hiç iyi şeyler duymuyorum fetullah ve cemaati hakkında. Nerede duruyorsun bir daha düşün. Dersen ki, ben zaten gülenci idim, sözlerimi ciddiye alma lütfen
ATALARIMIN KUTSAL MİRASI OLAN BU VATANIMIN NERESİNDE OLURSA OLSUN VATAN HAİNİ OLAN ı ALLAH HELAK ETSİN VATAN HAİNİ OLMAYIPTA ÇIKARLARI İÇİN VATAN HAİNİ SUÇLAMALARI YAPANLARIDA ALLAH HELAK ETSİN.AMİN
Buyurun Ummuhan Hnm AMİN deyin.
agbi sen hangi cemaattensin
Ben burada hiç iyi şeyler duymuyorum fetullah ve cemaati hakkında. Nerede duruyorsun bir daha düşün. Dersen ki, ben zaten gülenci idim, sözlerimi ciddiye alma lütfen
Ben hiç bir zaman GÜLEN ci olmadım.
Ben F.GÜLEN i ALLAH cc bana bir nimet olarak gönderdiğine inanıyorum SON NEFESİME KADAR.
Neci oldun peki? Eğer bir cemaatim var idi diyorsan, o cemaate savaş açtı gülenin adamları. Sen halen nimet say onları
Bu savaştan sonra duyduk ki, o güzide cemaat de artık bu gülenin adamlarından yaka silkiyormuş. Bilmem seni alakadar eder mi. Bil istedim.. Yine gülenin adamlarından bazıları o cemaatin güzide hocasına bir kaç havladılar ama havladıkları ile kaldılar. Tabi o havlamalar seni ilgilendirmiyor olabilir.
rabbinsadikkulu
FETÖ nurcu değildir!
- Katılım
- 10 Ocak 2012
- Mesajlar
- 9,937
- Tepkime puanı
- 131
- Puanları
- 0
Şevki Yılmaz: İktidar haramilerden hesap sormak zorunda 21 Kas 2014 17:17
Yeni Akit yazarı Şevki Yılmaz, bugünkü yazısında hükümete eleştiriler yönelterek, "İktidar, yeşil arazileri ve tarım tarlalarını ucuza satın alıp, imara açtırtan ahlaksız haramilerden mutlaka hesap sormakla görevlidir." dedi.
Yeni Akit yazarı Şevki Yılmaz, bugünkü yazısında hükümete eleştiriler yönelterek, "İktidar, yeşil arazileri ve tarım tarlalarını ucuza satın alıp, imara açtırtan ahlaksız haramilerden mutlaka hesap sormakla görevlidir." dedi.
"Bugün yetkileri olduğu halde hesap sormayanlardan, ceza gününde vallahi hesap sorulacağı unutulmamalıdır." diyen Şevki Yılmaz, "Konferanslar münasebetiyle gezdiğim yerlerdeki ehliyet ve emanete ihanetle ilgili duyduklarımdan ve gördüklerimden dolayı, başımıza büyük bir belanın gelmesinden korkuyorum." ifadelerini kullandı.
İşte Şevki Yılmaz'ın bugünkü yazısı:
"Her devrin haramilerine dikkat!
İktidarlar; helal lokmayla nesillerin yetişmesi için haramların yollarını kapamakla görevlidirler! Haramların panzehiri helallerin yollarını açıp, yaşanmasını sağlamak için nöbettedirler!
İktidarlar! Yeşil arazileri ve tarım tarlalarını ucuza satın alıp, imara açtırtan ahlaksız haramilerden mutlaka hesap sormakla görevlidir!
İktidarlar! İhalelerde az teklif verildi diye ihaleyi iptal ettirip, fiyatı yükselterek devletin tüyü bitmemiş hakkını haramilere peşkeş çektirten ahlaksızlardan mutlaka hesap sormakla görevlidirler!
İktidarlar! “Rüşvet alan da veren de melundur” levhalarından rahatsız olup, onları indirten harami destekçilerinden hesap sormakla sorumludurlar!
Ve iktidarlar! “Kızım Fatıma da hırsızlık yapsa vallahi kolunu keserim” imanının gereğini yerine getirecek ve haramilerden hesap soracak adalet ve hukuku oluşturmak mecburiyetindedirler!
Bugün yetkileri olduğu halde hesap sormayanlardan, ceza gününde vallahi hesap sorulacağı unutulmamalıdır!
Fert ve toplum olarak, helallerin yolunu açmaya ve haramların yollarını kapamaya çalışan iktidarımıza hayırlı çalışmalarında destek olmalıyız.
Her iktidarda musallat olan içindeki harami kenelerin temizlenmesi için iktidarımızı uyararak yardımcı olmalıyız.
Tam iki yüz yıldır helalleri haramlarla boğmaya çalışan haramilerden belediyeleri, bürokrasiyi ve siyaseti temizlemek başta yöneticilerimiz olmak üzere hepimizin imani, insani ve vicdani görevidir. Azgın nefislerimizin ıslahı ve nesillerimizin iflahı için buna mecburuz!
Aksi halde, helal ve haramlara uymayarak zenginleşen, ahiret gününe hazırlıksız kavimlerin belalarla helak edildiklerini unutmayalım! Tarih bunun şahididir!
O azgın mal ve makamkolik şımarık kullarına torpil yapmayan Allah, biz kullarına mı ayrıcalık yapacak!
Konferanslar münasebetiyle gezdiğim yerlerdeki ehliyet ve emanete ihanetle ilgi duyduklarımdan ve gördüklerimden dolayı, başımıza büyük bir belanın gelmesinden korkuyorum! Ve bunun için mümin kardeşliği gereği uyarıyoruz.
Allah (c.c) bela ve musibetleri önleyecek ilmi, imani, ahlaki, siyasi ve hukuki tedbirleri acilen almayı nasip etsin."
bir daha ki seçimde milletvekillğini garantillemek için bu çıkışı yapıyor, terbiyesiz adam.
"tamam sus vekilsin..." denmesini bekliyor gibi....
ne belamlara kaldık yahu... ayakların baş, başların ayak olduğu ülkedeyiz...
rabbinsadikkulu
FETÖ nurcu değildir!
- Katılım
- 10 Ocak 2012
- Mesajlar
- 9,937
- Tepkime puanı
- 131
- Puanları
- 0
Ben yolsuzluk var derken, bu şakirtler neler diyorlardı, birileri arşivden bulsa da getirse -gerçi çok geçmiş zaman değil, herkes bilir- Bir de cevap verdik zannedip gevrek gevrek "gülen"ler vardı, gücün kibrine kapılıp
Şimdi yolsuzluk mu var diyorlar!
Yolsuzluk, hırsızlık var, aferin bu partiye diyen kimse yok. Neden ise şakirtler bunu anlasa da, sanki onlar başka şeyler deyince biz ne dediğimizi, ne düşündüğümüzü unutacakmışız zannediyorlar. Bu da kendi akıllarını bir yere kapatıp, abilerinin kafaları ile yaşadıkları için. Herkesi kendi gibi zannediyorlar. Bonzaili kafa bunların kafasından iyidir
Haşhaşlı kafaların tehlikesini ümmet gördükten sonra hırsızlığa takılacak durumda değiller. Bunu anlamıyorlar. Ve biz yine demiyoruz ki AK Parti en hırsız partidir. Aksine hırsızlar varsa da yine diğer partiler içinde en temizi bunlardır. Tabi ki 12 yıldır iktidar, daha çok haklarında söz olacak. Yıpranmışlık olacak. Önceki partiler 2 yıl iktidar görse tükenme yoluna giriyorlardı. Ve küresel bir oyun var, ümmet bunu görüyor, ondan destek veriyor. Yani ey haşhaşi kafa, hiç kimse aferin hırsızlar demiyor. Kimse hırsızlığa göz yummuyor. Öyle olanlar tabi temizlensin ama önce vatan hainlerini silin devletten diyor.
İkinci husus, kendilerini zulüm gören müslüman alimlere benzetiyorlar
şakirt; kuran talebesi anlamına gelir ama hususan nurcular için kullanılan bir kavramdır.
kastınızın fetulahçılar olduğunu bilen biliyor ancak foruma ilk kez girenleri ve kavram karmaşasına düşmemek adına lütfen bu kavramı fetulahçıları kastetmek için kullanmayınız.
fetulahçılar nurcu değildir.
Ya milletvekilliği için aday bile olmaz sa ?
rabbinsadikkulu
FETÖ nurcu değildir!
- Katılım
- 10 Ocak 2012
- Mesajlar
- 9,937
- Tepkime puanı
- 131
- Puanları
- 0
o zaman; "... ne işin var akp de ,,, yıkıl karşımdan..." derler adama...
biz şevkiyi biliriz....
Yukarıdaki video herşeyi açıklamış işte
Bir daha yayınlayalım:
http://www.youtube.com/watch?v=L40VPxi51cE#t=218
Bu arada konu ile ilgili fikrim; Şevki Yılmaz bu ağzına geleni söyler sürekli konuşur... zamanında da az sıkıntıya düşürmedi partisini.... vesselam..
Bir daha yayınlayalım:
http://www.youtube.com/watch?v=L40VPxi51cE#t=218
Bu arada konu ile ilgili fikrim; Şevki Yılmaz bu ağzına geleni söyler sürekli konuşur... zamanında da az sıkıntıya düşürmedi partisini.... vesselam..
Ahmet
Çöl Aslanı
- Katılım
- 26 Ağu 2006
- Mesajlar
- 2,764
- Tepkime puanı
- 224
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
Sesimi duymuşlar, Kadir Topbaş Bey'e duyarlılığı için teşekkür ediyorum..
Yedikule Bostanları İBB Meclisi'nden geri döndü
Kadir Topbaş'ın, bir kez daha görüşülmek üzere İBB Meclisi'ne geri gönderdiği Yedikule Bostanları ile ilgili planlar reddedildi.
Haber7
Takiyüddin
Yasaklı
- Katılım
- 17 Kas 2014
- Mesajlar
- 329
- Tepkime puanı
- 9
- Puanları
- 0
bu ülke ne cemaat lazım ne de akpcilik lazım. ikisi de güç delileri. bu ne demek mi? kendilerini salıverip şevki yılmazın bahsettiği konunun ve daha başka şuracıkta temas etmenin anlamının olmadığı çok önemli konuların önemini algılayamayacak derecede ve şekilde hayat ve anlayış tarzlarının, anlayışsızlığın içine gömülmeleri.
devir cemaat, cemiyet parti purti devri değil, akıllı olmak ve kendi dinini, siyasetini kendin bil devridir... bu ne demektir? bazı eski yetmelerin, cahillerin zannettiği gibi ayrılığın değil, birliğin yoludur. çünkü hakikatin rengine inanan kimse, bu şekille doğal olarak birleşecek olan bir ümmetin gücünün gerçek olacağını bilir.
o konuda, sözkonusu oluşumların öncülerinin bir dur diyecek gücü ve takati veya feraseti olduğuna da inanmıyorum. asıl sorun da buradan kaynaklanıp büyüyor zaten.
yeni insanlara ihtiyaç var. yeni fakat lafı, işi gediğine koyan bakışlara, yani çözümlere ihtiyaç var. yenilenmeyen beden, yenilenmeyen hücreler nasıl yıpranır, yenilenmeyen organizma nasıl ölür, öyle de sosyal hayatı düzenleyen işleten kurumlar oluşumlar da yeni insanlara (belli aralıklarla) ihtiyaç duyar... zamanla yenilenmeleri gerekir... ama birileri bunu zorlayarak, konumlarını ve yerlerini sabitleme, (güç kazanarak başkalarına ihtiyaç hissetmemeyi garantileme adına) yerlerine oturup hiç kalkmıyorlar, kibirlerini besliyorlar. bu ihtimalden sakınmak herkesin göreviydi halbuki.
öyle şeyler yaşadık ki, bazıları artık "ağaç çevre" deyince ya gezicilerden olduruluyorlar, ya da "onun derdi başka bakasana hükümetin diktiği ağaç yıktığından fazla" diyorlar; halbuki bilmiyorlar, istanbul kişi başına ağaçta en kötü sıralardaki bir şehirdir dünyada. ağaç severliği romantizme, solculuğa molculuğa işaret gören benzetme özürlü büyülenmiş cahillerden, yeni yetme belki dindar kökenli fakat ameli sükuttaki(dürüst olamyan, para ve güç delisi olan bunu da dini referanslarla süsleyip gizleyen) aklı fikri belirsizlerden hayır çıkmaz, onları beslemek, büyütmek büyük bir yanlış olur. ..
yine istanbulu ele alalım. yol kenarlarına çimler yapmakla çevreci olunmuyor. sen şehirde bir çivi bile çaktırmamalıyken, çivi çakacaksan iki ev yıkıp birisine ev birisine boşluk veya koruluk yapmadan işini, belediyeciliği yapıyor olamazsın. istersen tüm çıplak dağları donat, şehirde sen bir takım yeni zenginler üretmek amacıyla orayı burayı imarlandırıyorsan, bu ahlaksızlıktır. aslında, sahtekarlıktır ve hırsızlıktır. diğer sorunlarla karşılaştırınca basit asayiş dertlerini dinlemek ve bunun yüzünden kafayı kuma gömercesine taksim parkıyla uğraşmak doğru bir şey değildir. hepsi bahane. icraat şahane!
akp hükümeti iyidir, bu ülke için gelişmedir ama yeterli değildir. gelecekte daha iyisi olacaktır diye ümit ediyoruz. ama düşünmeden, fikir üretmeden, eksik gedik bilmeden hiçbir şirket gelişip büyüyemeceği hatta kar edemeyeceği gibi, (belki iflas edeceğ gibi), benzer şekilde partiler de eğer fikir üretmez, eleştirileri yapılmaz, eleştirileri ve ilahi ikazları doğru bir soğukkanlılıkla dikkate almazlarsa ve algılayamazlarsa ülkeye katkı sağlayamazlar.
(gerçi bu cemaat cemiyet ve takımlar vurunca öldürmeye bayılıyor; bunlara eleştiriyi, dengeyi, iman etmeyi, zanlardan kaçınmayı, anlamayı, basireti, "cahilleri bastırmayı" ve yakın bile olsalar bu konuda onlara acımamayı nasıl öğreteceksin, nasıl ikna edeceksin ya neyse).
selamlar.
devir cemaat, cemiyet parti purti devri değil, akıllı olmak ve kendi dinini, siyasetini kendin bil devridir... bu ne demektir? bazı eski yetmelerin, cahillerin zannettiği gibi ayrılığın değil, birliğin yoludur. çünkü hakikatin rengine inanan kimse, bu şekille doğal olarak birleşecek olan bir ümmetin gücünün gerçek olacağını bilir.
o konuda, sözkonusu oluşumların öncülerinin bir dur diyecek gücü ve takati veya feraseti olduğuna da inanmıyorum. asıl sorun da buradan kaynaklanıp büyüyor zaten.
yeni insanlara ihtiyaç var. yeni fakat lafı, işi gediğine koyan bakışlara, yani çözümlere ihtiyaç var. yenilenmeyen beden, yenilenmeyen hücreler nasıl yıpranır, yenilenmeyen organizma nasıl ölür, öyle de sosyal hayatı düzenleyen işleten kurumlar oluşumlar da yeni insanlara (belli aralıklarla) ihtiyaç duyar... zamanla yenilenmeleri gerekir... ama birileri bunu zorlayarak, konumlarını ve yerlerini sabitleme, (güç kazanarak başkalarına ihtiyaç hissetmemeyi garantileme adına) yerlerine oturup hiç kalkmıyorlar, kibirlerini besliyorlar. bu ihtimalden sakınmak herkesin göreviydi halbuki.
öyle şeyler yaşadık ki, bazıları artık "ağaç çevre" deyince ya gezicilerden olduruluyorlar, ya da "onun derdi başka bakasana hükümetin diktiği ağaç yıktığından fazla" diyorlar; halbuki bilmiyorlar, istanbul kişi başına ağaçta en kötü sıralardaki bir şehirdir dünyada. ağaç severliği romantizme, solculuğa molculuğa işaret gören benzetme özürlü büyülenmiş cahillerden, yeni yetme belki dindar kökenli fakat ameli sükuttaki(dürüst olamyan, para ve güç delisi olan bunu da dini referanslarla süsleyip gizleyen) aklı fikri belirsizlerden hayır çıkmaz, onları beslemek, büyütmek büyük bir yanlış olur. ..
yine istanbulu ele alalım. yol kenarlarına çimler yapmakla çevreci olunmuyor. sen şehirde bir çivi bile çaktırmamalıyken, çivi çakacaksan iki ev yıkıp birisine ev birisine boşluk veya koruluk yapmadan işini, belediyeciliği yapıyor olamazsın. istersen tüm çıplak dağları donat, şehirde sen bir takım yeni zenginler üretmek amacıyla orayı burayı imarlandırıyorsan, bu ahlaksızlıktır. aslında, sahtekarlıktır ve hırsızlıktır. diğer sorunlarla karşılaştırınca basit asayiş dertlerini dinlemek ve bunun yüzünden kafayı kuma gömercesine taksim parkıyla uğraşmak doğru bir şey değildir. hepsi bahane. icraat şahane!
akp hükümeti iyidir, bu ülke için gelişmedir ama yeterli değildir. gelecekte daha iyisi olacaktır diye ümit ediyoruz. ama düşünmeden, fikir üretmeden, eksik gedik bilmeden hiçbir şirket gelişip büyüyemeceği hatta kar edemeyeceği gibi, (belki iflas edeceğ gibi), benzer şekilde partiler de eğer fikir üretmez, eleştirileri yapılmaz, eleştirileri ve ilahi ikazları doğru bir soğukkanlılıkla dikkate almazlarsa ve algılayamazlarsa ülkeye katkı sağlayamazlar.
(gerçi bu cemaat cemiyet ve takımlar vurunca öldürmeye bayılıyor; bunlara eleştiriyi, dengeyi, iman etmeyi, zanlardan kaçınmayı, anlamayı, basireti, "cahilleri bastırmayı" ve yakın bile olsalar bu konuda onlara acımamayı nasıl öğreteceksin, nasıl ikna edeceksin ya neyse).
selamlar.