Türkçe-Kürtçe üzerine

ZorLu

Üye
Katılım
19 Ağu 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
40
Türkçe-Kürtçe üzerine


Bir Alman Üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre, dünden bugüne, yeryüzünde 5.651 dil konuşulmuş.

Türkçe, bu 5.651 dil zincirinin 11. halkasında bulunuyor. Türkçe’den daha çok konuşulan diller sırasıyla şöyle: Çince-İngilizce-Hindce-İspanyolca-Arapça-Rusça-Almanca-Japonca-Portekizce-Bengalce. (Yılmaz Öztuna-Büyük Türkiye Tarihi. Cilt: 11 Sayfa: 65) Dillerin yayıldıkları coğrafya dikkate alındığında, Türkçe 11. sıradan, 1. sıraya yükselmektedir. Adriyatik sahillerinden Çin sınırına kadar uzayan geniş bir coğrafyada, 200 milyon civarındaki insan, Türkçe konuşmaktadır...

İmparatorluk dilimiz bal gibi Türkçe’dir ve 120.000 (yüz yirmi bin) kelimeden ibarettir. Öztürkçe’de ise sade 3.175 (üç bin yüz yetmiş beş) kelime vardır. (Öztürkçe Sözlük-Ali Püsküllüoğlu/Bilgi Basımevi 1971) 120.000 kelimelik zengin bir Türkçe’yi bir tarafa bırakarak 3.175 sözcüklü bir dille düşünmeye konuşmaya yazmaya çalışmak gerçek anlamda gericiliktir, akılsızlıktır, milletimize devletimize en büyük ihanettir.

Türkiye’mizde son zamanlarda, bir de Kürtçe konuşmak, Kürtçe okuyup-yazmak isteği başladı. Sanıyorum ki, Türk nüfusunun % 100’ü, Kürt topluluğunun da çok, ama çok büyük bir bölümü Kürtçe’nin kelime miktarından haberdar değil. O kadar değil ki, geçenlerde YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan: “Kürtçe, Farsça, Arapça, Türkçe kelimelerden oluşan bir dildir!” dediği için, Kürt asıllı milletvekillerimizden Mir Mehmet Dengir Fırat, ağzını “Ohaaa!” diye açmış...

Önce bir yanlışı düzeltmek istiyorum: Prof. Yusuf Ziya Özcan’ın belirttiği gibi Kürtçe; Farsça-Arapça-Türkçe kelimelerden ibaret değildir. Kürtçe’de: Ermenice-Çerkezce-Gürcüce-Keldanice-Süryanice-Rusça-Rumca kelimeler de var. Peki Kürtçe kaç kelimeden ibarettir diye merak ediyorsanız Prof. Dr. Abdülhaluk Çay’ın 1996 yılında yayınladığı KÜRT DOSYASI isimli eserinin 119-120. sayfalarına bakmalısınız. Orada göreceksiniz ki Kürtçe üzerinde çok büyük bir hassasiyetle çalışan devletlerin başında Rusya bulunuyor. Neden diye sorarsanız, “Moskova, Kürt’ün kara kaşına-kara gözüne âşıktır da ondan” diye cevap veremem. Doğru cevabı: Moskova’nın Türk’e düşmanlığındandır... İşte o Moskova’nın Sen Petesburg Üniversitesi, Kürtçe üzerinde çok titiz bir çalışma yaptı. Görüldü ki: Kürtçe’de 8.378 kelime vardı. Bu kelimelerin % 22’si Farsça, % 21’i Arapça, % 12’si Türkçe, % 33’ü ise Süryanice, Ermenice, Rusça, Rumca, Çerkezce, Keldanice, Gürcüce’dir. 300 kelimenin ise nesebi belli değildir veya Kürtçe’dir.

Yazdıklarımı lütfen unutmayın: Türkiye’deki Kürt kardeşlerimizi 8-10 bin kelimenin kısırlığına çekip götürmek isteyenlerin, nasıl çok büyük bir yanlış içinde olduklarını görmekte gecikmeyeceğiz. Çünkü aşiret dilleri hep çıkmaz sokaklardır. Oralardan “ohaaa!” diyerek çıkılamaz.


_______________________________________________​


Olur mu olmaz mı göreceğiz

Dünkü yazımda, Rusya’da Sen Petesburg Üniversitesinin Kürtçe üzerine yaptığı bir araştırmanın neticesini dikkatinize sunmuştum. Yapılan araştırmalar, Kürtçe’de 8.378 kelime bulunduğunu ortaya çıkardı. Bu 8.378 kelimeden, Farsça, Arapça, Türkçe, Gürcüce, Rumca, Ermenice, Çerkezce, Süryanice, Rusça, Keldanice asıllı olanlar çıkarıldıktan sonra, geride 300 civarında Kürtçe kelime kalıyor.

Ben de biliyorum ki, dünyada saf dil yoktur. Her millet veya her topluluk, yakın-uzak milletlerin dillerinden kelimeler almış, onlara kendi dillerinden kelimeler vermişlerdir. Ama Sen Petesburg Üniversitesinin tespitinden anlıyoruz ki Kürtçe, karşımıza boynu bükük, ufak tefek bir dil olarak çıkıyor. Bilmelisiniz ki o, 8.378 kelimenin 300’ü değil de, 400’ü Kürtçe asıllı olsaydı bütün dünya milletleri ayaklansaydı bile, Rusya, tespit ettiği 400 kelimeyi 399’a indirmezdi. Rusya Kürtçe konusunda çok hassas.

Şimdi burada, bir an için kabul edelim ki, o 8.378 kelimenin hepsi de saf Kürtçe’dir. Peki ne olacak? 8.378 kelimelik bir dil, bir topluluğu, bir milleti ilimde, edebiyatta, felsefede, teknikte ileri götürebilir mi? Bu soruya aklı başında olan bir kimse “evet!” diye cevap veremez. Böyle yazdığım için birtakım Kürtçe sevdalıları bana cevap vermeye kalkışmasınlar. Oturup birazcık düşünmeye başlasınlar. Unutmasınlar ki, insanlar, kelimelerle düşünür, kelimelerle konuşur, kelimelerle yazarlar.

Namık Kemal’in çok doğru bir tespiti var. Diyor ki: “Bir insanın zekâsı, bildiği kelime sayısıyla orantılıdır. Yani bir insan ne kadar çok kelime bilirse, aklını da o nispette iyi kullanır. Ne kadar az kelime bilirse aklını kullanmakta zorluk çeker. Önüne konulan bir kitabı okusa bile anlayamaz. Kendisine anlatılanları kavrayamaz. Zayıf bir dile sahip olan insanlar, ancak, günlük basit ihtiyaçlarını giderebilirler. Edebî, ilmî, felsefî eserler veremezler.”

Namık Kemal, Osmanlı devletinin duraklamasını ve gerilemesini Türkçe’nin yeterli miktarda öğretilmemesine, sevdirilmemesine bağlıyor. Diyor ki: “Balkanlar’da öyle medreselerimiz oldu ki, âlimler, dil ilmini Arapça okur, talebelere Rumca anlatırlardı. Velhasıl dildeki gerilik milletimizin geri kalmasına sebep oldu.”

Hukuk fakültesinin 2. sınıfında, Ceza Hukuku Profesörümüz Faruk Erem’in anlattıkları, Namık Kemal’in iddialarını yüzde yüz doğrular nitelikteydi. Erem demişti ki: “Türkiye’de çok basit sebepler yüzünden cinayetler işleniyor. Açın okuyun günlük gazeteleri göreceksiniz; bizim insanımız bir karış toprak, bir tutam ot, bir salkım üzüm... yüzünden adam öldürüyor ve 18 yıldan 24 yıla kadar hapis yatıyor. Doğu ve Güneydoğu illerimizdeki kan davaları ve çok basit sebepler yüzünden işlenen bitmez tükenmez cinayetler, hep insanımızın doğru düşünememesinden, yani kelime dünyasının fakirliğinden kaynaklanıyor!”

“Ana dilde eğitim” diyerek, Kürt topluluğunu 8-10 bin kelimelik bir dil dünyasına çekenler, yarın dizlerini döveceklerdir. 8-10 bin kelimeyle ilim olur mu, edebiyat, sanat, felsefe olur mu, olmaz mı göreceksiniz!

15.10.2009 - Türkiye Gazetesi - Yavuz Bülent BÂKİLER

Not: Konuya yorum yapılmamış olup sadece iktibas edilmiştir. Lütfen yorumlarınızı yazar konjektüründe değerlendirin..
 

13.savaşcı

Paylaşımcı
Katılım
22 Eki 2009
Mesajlar
120
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Öztürkçe’de ise sade 3.175 (üç bin yüz yetmiş beş) kelime vardır.

Kürtçe’de 8.378 kelime vardı. Bu kelimelerin % 22’si Farsça, % 21’i Arapça, % 12’si Türkçe, % 33’ü ise Süryanice, Ermenice, Rusça, Rumca, Çerkezce, Keldanice, Gürcüce’dir. 300 kelimenin ise nesebi belli değildir veya Kürtçe’dir.

8378 kelimenin %12 Kürtçedir.
Özkürtçe kelime sayısı 1000 dir.
Öztürkçe ise 3000 kelimedir.

Ha 3 bin kelime ha bin kelime.
Biz en iyisi her ikisini de bırakalım.Ya arapçaya ya ingilizceye geçelim olsun bitsin.
:)
 
Üst