Türk büyüklerinden seçme altin öğütler

Yetim

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
2,702
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Yaş
45
BİLGE- KAĞAN’ IN ÖĞÜTLERİ

Bilge Kağan, altıncı yüzyılın başlarında, yedinci yüz yılın ortalarında, Mancur’ ya dan İran’ a kadar uzanan geniş bölgede, Asya’ nın hakimi olmuş, Orhun Abideleri denilen “Ebedi taşa” yazdırdığı ”Türk Milletinin, Türk devletinin adı, sanı yok olmasın” dediği öğüdünde;

“Ey Türk Oğuz Beyleri! Bu sözümü iyi işitin! Üstten gök çökmedikçe, alttan yer delinmedikçe biliniz ki, Türk milleti, Türk yurdu, Türk devleti, Türk töresi bozulmaz. Ey Türk milleti! Kendine dön! Milletin adı sanı yok olmasın diye, Türk milleti için, gece gündüz uyumadım, gündüzleri oturmadım. Kardeşim Kül Tigin ile ölesiye çalıştım. Birleşen milleti dağıtmadım. Türk Kağan Ötükende oturursa, Türk yurdunda sıkıntı olmaz. Ben Ötükende oturarak tek başına yurdu idare ettim. Çinlilerin değerli hediyelerine kapılmadım. Buna kapılan ne kadar Türk’ün öldüğünü, Çin boyunduruğuna girdiğini unutmadım.Allah yardım etti, Türk kağanı oldum. Dağılmış milletimi topladım. Fakir milletimi zengin ettim. Azalmış milletimi çoğalttım.

Atalarıma layık bir evlat olmağa çalıştım. Ecdadımız törelerine öyle bağlı idi ki, bununla milleti mutlu ettiler. Onlar bilge kağandılar. Sonradan bilgisiz, beceriksiz kağanlar, Çinlilerin hilesine kandılar. Türk milleti, zengin ülkelerini kaybettiler. Türk kağanların cihanı tutan haşmeti maziye karıştı. Bu yüzden Türk yöneticileri köle, Türk kızları da cariye oldu. Türk adı yerine Çince isim kullandılar. Bu utanç vericidir. Yüce Tanrı, Türk’ün bu haline acıdı, babam İlter Kağanı Türklere Kağan yaptı. Babamın Türk ordusu kurt, Türk düşmanları koyun oldu. Kurt önünden kaçan koyunlar dağılıp gittiler.

Babam, Doğudan Batıya at koşturdu. Türkleri birleştirdi, Türk devletini ihya etti. Ben zengin ve parlak bir millete Han olmadım. Kardeşim ve yeğenlerimle birlikte yemin ettik, Türk milletinin, Türk devletinin adı, sanı yok olmasın diye gündüz oturmadım, gece uyumadım, çalıştım.” Dedi
 

Yetim

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
2,702
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Yaş
45
DEDE KORKUT’ UN ÖĞÜTLERİ

Dede Korkutun, on ikinci asrın sonu ve on üçüncü asrın başlarında yaşadığı rivayet edilir. Oğuzların Bayat boyundandır. O, alimdir ve koyu bir Türkçüdür. Onun öğütlerinden bir bölümünü nakletmek istiyorum;
“Ağız açıp över olsam, Allah demeyince işler düzelmez. Kadir Allah vermeyince, er zengin olmaz.

Ezelden yazılmazsa, kul başına kaza gelmez. Ecel vakti ermeyince kimse ölmez, ölen adam dirilmez, çıkan can geri gelmez. Bir yiğidin, kara dağ tepesinde malı olsa yığar, derer, ister amma, nasibinden fazlasını yiyemez.

Çağıldayan sular taşsa, deniz dolmaz. Büyüklük taşıyanı Allah sevmez. Gönlüne benlik yerleşen kişide devlet olmaz. El oğlunu besleyip, büyütmekle oğul olmaz, büyüğünce bırakıp gider. Külden tepecik olmaz. Güveyi oğul olmaz. Kara eşek başına başlık vursan, katır olmaz. Cariye’yi süsleyip giydirsen, hanım olmaz. Lapa, lapa karlar yağsa, yaza kalmaz.

Zümrüt gibi yeşil çimen, güze kalmaz. Gittiği yerin otlaklarını geyik bilir. Yeşermiş çimenlerin yerini yaban eşeği bilir. Değişik yolların izini deve bilir.

Yedi dere kokularını tilki bilir. Gece vakti kervan göçünü çayır kuşu bilir.

Oğul’un kimden olduğunu ana bilir.

Erin ağırını, hafifini, at bilir.

Ağır yüklerin zahmetini katır bilir. Nerede sızılar varsa, çeken bilir.

Gafil başın ağrısını beyin bilir. Azıp gelen kazayı Allah sevmez. Allah ilmi Kuran güzel, Allah evi Mekke güzel, Günlerden Cuma güzel, bir de helal kadın güzel. Şakağından ağarsa baba güzel. Ak sütünü emdiğin ana güzel. Sevgili kardeş güzel, oğul güzel. Her şeyi yaratan Allah güzel.

Bilesiniz ki, eski pamuk bez olmaz. Kalleş düşman dost olmaz. Kız anadan görmeyince öğüt almaz. Oğul babadan görmeyince sofra çekmez. Oğul babanın sırrıdır. İki gözünün biridir. Devletli oğul olsa, ocağını gönendirir. Devletsiz oğul olsa, ocağını söyündürür. Oğul da neylesin, babası ölüp malı kalmazsa? Babanın malından ne fayda, başta devlet olmazsa? Devletsizliğin şerrinden Allah saklasın, cümlemizi.

Hanım hey! Beyim hey !” demektedir

 

Yetim

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
2,702
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Yaş
45
SULTAN ALPARSLANIN VASİYETİ

Kısa zamanda örneğine az rastlanan zaferler kazanan Cihan Sultanı, Malazgirt’te mağrur Bizans ordusunu yenen, Anadolu’yu Türklere ikinci Anayurt yapan Türk Hakanı Sultan Alpaslan 1029 yılında doğdu. Babası Çağrı Bey’di. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in ölümü üzerine 1063’de Hakan oldu. Azerbaycan, Gürcistan, Doğu Karadeniz’den sonra Aral gölünü de aşarak, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Cuma namazından sonra beyaz elbisesini giydi,“Şaman usulü” atının kuyruğunu bağladı ve askerlerine hitaben;

Şehit olursam beni olduğum yere gömün. Bu beyaz elbisem kefenim olsun. Eğer içinizde korkan varsa geri dönsün, karısının kucağına girsin. Ölmek isteyenler, arkamdan gelsin” dedi ve neticede de zafere erdiler.

Bu başarıdan sonra Türk ve Müslüman olan Karahanlı devletini ziyarete giden Alpaslan, arkasından bir kale komutanının ani saldırısı sonucu hançerlendi. Her türlü çabaya rağmen kurtarılamadı. Ölümünden önce yaptığı vasiyetinde;
Rabbim! Seni kendime vekil yapıyorum. Azametin karşısında yüzümü yere sürüyorum. Senin uğruna savaştım, bana yardım ettin. Çünkü, sözümde hilaf yoktu. Akıllı ve tecrübeli bir adam bana; ”Kimseyi küçümseme, kendi gücüne de güvenme” diye nasihat etti. Ama ben bu sözleri ihmal ettim, hata yaptım. Ölüm döşeğinde bunu daha iyi anladım. Ordumun çokluğundan, gücünden, askerlerimin coşkusundan, altımda yerin titrediğini hissettim ve kendi kendime; ”Ben dünya Sultanıyım, bana kimsenin gücü yetmez. Bu ordu ile Çin’i ve birçok ülkeyi fethederim.” dedim. Bu gurur yüzünden, şimdi bu aciz duruma düştüm. Her bir işe başlarken, Allah’tan yardım dilerdim. Şimdi, oğlum Melikşaha bağlılık yemini edin. Vezirim Nizam-ül Mülk de ona biat edecektir. Çünkü biz Türkler temiz Müslümanlarız, bid’ad bilmeyiz. Hepiniz Allah’a emanet olunuz.” Dedi gözlerini yumdu.


 

Yetim

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
2,702
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Yaş
45
OSMAN GAZİ’ NİN OĞLU ORHAN GAZİYE VASİYETİ

Osman Gazi dünyanın en güçlü, en uzun imparatorluğunu kuran hükümdardır. Derviş gazilerin reisidir. Uç Beyliğinden “Kara Osman Bey, Osman Şah bey, padişah” adlarını aldı. Onun babası ise Ertuğrul gazidir. Horasan’ dan geldi. Anadolu’ da 600 küsur yıl devam edecek bir İmparatorluğun temelini attı. Ölüm döşeğinde iken oğlu Orhan Bey’ e öğüdünde;

Ey oğul! Bugüne kadar tereddütsüz, benim isteğime uydun, sözümü tuttun. Allah senin dileklerini yerine getirsin. Benim arzum, mezarımı gümüş kubbenin altına koyasın.

Ey oğul! Anlamadığın konuları alimlerden öğrenip yapasın. İyice bilmediğin hiçbir işe başlamayasın. Sana itaat edenleri has tutasın. Askerlerine yardım etmede cömert olasın. Çünkü insan, ihsanın kulcağızıdır.

Ey oğul! Asla zalim olmayasın. Cihada devam edesin ki, böylece benim ruhum şad olsun. Alimlere riayet edesin ki, işler düzgün gitsin.

Ey oğul! Askerlerine ve malına ilgi duyup gururlu olmayasın. Bizim mesleğimiz Allah’ın dinini yaymakta, kuru kavga ve cihangirlik değildir. Sana da bunlar yaraşır.
Ey oğul! Daima herkese iyilik ve ihsanda bulunasın. Nerede bir ilim ehli duyarsan ona ikbal gösteresin, yumuşak davranasın ki, alemi adaletinle şenlendiresin, böylece memleket işlerini noksansız göresin” dedi.
 

Yetim

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
2,702
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Yaş
45
ŞEYH EDEBALİ’ NİN OSMAN BEY’ E ÖĞÜTLERİ
Osmanlı devletinin kuruluş yıllarında yaşayan büyük İslam alimi Şeyh Edebalin’ in doğum tarihi belli değil, 1326 yılında Bilecikte vefat etti. Edebali, kendi parasıyla kurduğu dergahında fakirlere ikramlarda bulundu.

Zaman zaman Osman Bey de bu dergahta misafir olarak kaldı. O, bir gece rüyasında, şeyhin göğsünden bir ay doğup, kendi göğsüne girdiğini sonra buradan bir büyük ağaç bitip dalları dünyayı kapladığını, onun altından birçok nehirler aktığını, insanların bundan yararlandığını gördü, sabah olunca da bu rüyasını Edebali’ye anlattı. O da; “Sen Bey olacaksın, kızım Mal Hatun’la evleneceksin. Benden çıkıp sana giren nur budur.

Senin temiz neslinden bir çok sultanlar gelecek, uzun süre saltanat sürüp bir çok devlete hükmedecek” dedi ve Osman beyi tebrik etti sora da ona öğüt olarak;


“Oğul! İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğarlar, akşam ezanında ölürler. Avun oğlum avun. Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gördüğün gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyen, görülmeyenler, senin erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.

Oğul! Ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün, söyleme, bildin bilme. Sevildiğin yere sık gidip gelme, kalkar muhabbetin, itibar olmaz

Oğul!. Üç kişiye acı: Cahiller arasındaki alime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene. Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücadeleden korkma. Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.”der.


 
Üst