Tüm Kilometreleri Sıfırlamak

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0
Tüm Kilometreleri Sıfırlamak ve Yeniden Başlamak İçin


Verdiğimiz sözler hep yarım kalıyor. Kendimize verdiğimiz sözlerde tam bir irade gösteremediğimiz gibi, Rabbimize verip yerine getiremediğimiz sözler çoğu zaman gündemimizden çıkabiliyor. Basit ve geçici telaşeleri hayatımızın gayesi haline getirebiliyoruz. Kendimize verdiğimiz değer, hayatı ve içindekileri nasıl algıladığımız ve yaşantımızı hangi gayeler uğruna dizayn ettiğimizle ilgilidir.
Günler birbiri ardınca gelip geçerken hayatımızı bir plana koyamama, hep bir şeyleri yapamama şikayeti içinde keşkelerle yaşıyoruz. Hatta rastgele yaşamak gibi bir gafleti üzerimizden çoğu zaman atamıyoruz. Bu hal belli bir noktadan sonra akıntıya kapılmamıza sabep olabiliyor. Yahut rüzgar önündeki bir yaprak misali nereye gideceği belirsiz bir şekilde savrulabiliyoruz.
Her gün yeni bir başlangıçtır. Her doğan güneşle yeni bir hayat bahşediliyor bize. Bu gün bir diğerinin aynısı değil. Günlerin hep aynı olduğu duygusunu iç dünyamızda oluşturan biziz. Hayatımızın akışını sıradanlıktan kurtarmak için yeni başlangıçları, bir takım hadiseleri yaşamadan yapabilmeliyiz.
Sağlığımızın kıymetini ancak bir hasta görünce,
Hayatımızın kıymetini ancak bir ölüm hadisesine şahit olunca,
Dostlarımızın kıymetini ancak düşmanlarımızla karşı karşıya kalınca,
Gençliğimizin kıymetini sadece yaşlı bir insanın acizliğini görünce hatırlamak gibi bir gaflete kendimizi kaptırmadan, bir etki altında kalmadan yeni başlangıçlar yapabilmeli ve ruhumuzun dirilik kıvamını her an koruyabilmeliyiz.
Hayatı daha mütevazi, daha îtidalli ve kulluk vazifesini daha bilinçli yerine getirmek için illa beklenmedik bir hadise ile karşılaşmamız gerekmez.
Zaman geçer hissiyatın körelir, duyguların küllenir. Bir haber izlersin ve ‘’yeniden’’ dersin. Bir arkadaşının bir kaç sözü, yüzüne tokat gibi çarpar. Seni alıp götürür. Her şey boş dersin içinden. Her şey yalan...
Yaşlı bir insanın hayata tutunma gayretini görürsün. İrkilirsin birden. Bir ona bakarsın bir kendine. Bir gün ben de dersin.... Acaba ben de mi? sorusunu soramazsın. Takılır boğazına. Günlük telâşeler içine dalarsın. Bazen unutursun etrafındakilere ne kadar kabalık ettiğini. Onları ne kadar kırıp döktüğünü. Hayıflanırsın içinden. Keşke söylemeseydim. Keşke öyle davranmasaydım. Ama kırdığın kalbin sahibiyle belki bir daha karşılaşmayacaksın. İçinden hep bir ses gelir. Neden? Neden yaptın? Tamam söz dersin. Bundan sonra daha iyi olacağım. Yemin edersin. Bir kızgınlık içinde kendine en kat’i sözleri verirsin.
Bir cenazeye gidersin. Musalla taşının üzerinde daha dün görüştüğün biri vardır. Upuzun tabutta yeşillere sarılmış. Musalla taşı en vurucu anlamına bürünür karşında. Ki o musalla taşı her gün yanından geçip gittiğin bir taştı. Ama şimdi öyle değil. Üzerinde en sevdiklerinden birisi var. Tabutun dili olsa ne söylerdi acaba? Nasıl bir şey şu tabutun içinde upuzun ve cansız bir şekilde yatmak? İçin ürperir. Kendini yoklarsın o an. Hayatını... yaptıklarını... yapacaklarını. Pişman olursun yaptığın bir çok şeye. Pişmanlığın karamsarlığa iter seni. Kurtulmak istersin o anki düşüncelerinden. Başka düşüncelere dalmak, dikkatini dağıtmak, insanları seyretmek belki... Ama bir türlü olmuyor. Herkesin yüzünde garip bir ifade vardır. Soğuk, donuk ve anlamsız. Herkesin bakışları buğuludur. Keskin bir sessizlik var. Tamam dersin içinden. Tamam bundan sonra her şeyin anlamı değişecek benim için.
‚‘Nasıl bilirdiniz?‘‘ sorusu kulaklarında çınlar. ‚‘Merhumu nasıl bilirdiniz?‘‘ Bilsen de bilmesen de ‚‘iyi bilirdik‘‘ dersin. Son bir iyilik olsun diye. Herkes aynı şeyi söyler: ‚‘iyi bilirdik.‘‘ Çünkü herkes aynı düşünür; ben de olabilirdim şu an bu musalla taşında. O yüzden adeta incitmemek için uğraşır insanlar. Keşke hep böyle olabilseydim dersin. Hep incitmemek için uğraşan. Hep şu an taşıdığım duyguları taşıyan. Hep boş verebilseydim dünyalık ne varsa. Hiç bir şey büyütülmeye ve ebedi hayatı mahvetmeye değmez diye düşünürsün.
Omuzlara alınınca tabut, her şey biraz daha anlamını yitirir. Bu gidiş ‚‘son‘‘ ama sonsuz‘a giden bir yolculuktur. Kimseyle dünyalık hesabı kalmamıştır gidenin. Ve ne de kimseye söyleyeceği dünyalık bir sözü vardır. Zaten varlığı ve hâliyle söylenecekleri söylemiştir.
Yeni bir başlangıç yapacağım hayatımda. Bitti artık dünyalık heveslerim. Yeni günle yeniden dirilecekmiş gibi olursun.
Arkası kesilmeyen sözler verirsin kendine;
Artık eşimin kalbini kırmayacağım.
Çocuklarıma daha iyi davranacağım.
Kapıma geleni boş çevirmeyeceğim.
Civârımdaki fakir fukaranın derdi benim derdim olacak.
Yoldaki karıncayı bile incitmeyeceğim.
Ayrı bir heyecan düşer içine. İçin içine sığmaz. Tüm kilometreleri sıfırlamak istersin;
Benlik kilometresini,
Gurur kilometresini,
Nefis kilometresini,
Gaflet kilometresini...
Nereden başlamalıyım? Nereden ve nasıl? diye düşünürsün.
Her gün gelip geçtiğin bir yol vardır. Her gün hızlıca geçtiğin. Bir gün bir kaza görürsün. Araba takla atmış. Belli ki hız yapmış. Duramamış. Öndeki garibana çarpmış. Hem kendini mahvetmiş hem de vurduğu adamı. Polisler, ambulanslar, sağlık görevlileri. Bacakların titrer bir an. Ben de olabilirdim dersin içinden. Yerde yatanlar vardır. Ölü mü? yaralı mı? Bakamazsın. Sessiz ve yavaşça uzaklaşırsın oradan. Hayatın bütün hızı durur bir an. Tamam dersin. Bundan sonra doksandan yukarı çıkmak yok. Arabanın içi bir anda ölüm sessizliği ile dolar. Ayağın basamaz gaza. Söz verirsin kendine. Artık hız yapmayacağım. Kıl payı kurtulduğun kaza anları gelir aklına. Öndeki arabayı sıkıştırdığın, sağdan solladığın, hız limitini bilerek aştığın, arabanın performansını denediğin anlar gelir aklına. Ve hepsinden nasıl kıl payı kurtulduğunu anlarsın.
Yeni bir başlangıç yapayım dersin.
Ve kendine kızarsın... Nasıl yapmışım ben bunları! diye.
Bir ömür geçer. Yıllar yığınla durur arkanda. İçi acı dolu, pişmanlık dolu. Keşkeler dolu. Artık eskisi gibi bakmıyorsundur hayata. Artık etrafında ibret nazarı ile bakacağın yaşlı göremiyorsun. Çünkü bizzat o yaşlı kendin olmuşsundur. Etrafında seni kendine getirecek hadiselerin konusu sen olmuşsundur. Sevdiklerin bir bir gitmiş. En sâdık arkadaşın; hatıraların ve yanlızlığın.
Ve Musalla taşına daha yakın hissedersin kendini.
Ve hep merak edersin ‚‘Nasıl bilirdiniz?‘‘ sorusu senin için sorulduğunda arkada kalanlar ne diyecekler? Ve senin gidişin kaç kişiye yeni başlangıçlar yaptıracak?


Salih Zeki Meriç
 

MiRaLeM

Üye
Katılım
20 Ara 2010
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Tüm Kilometreleri Sıfırlamak ve Yeniden Başlamak İçin


Ve Musalla taşına daha yakın hissedersin kendini.
Ve hep merak edersin ‚‘Nasıl bilirdiniz?‘‘ sorusu senin için sorulduğunda arkada kalanlar ne diyecekler? Ve senin gidişin kaç kişiye yeni başlangıçlar yaptıracak?


Salih Zeki Meriç

Allah razı olsun çok güzel bir paylaşım yerinde tespitler ve benzetmeler.. seLametLe...
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Yanlışmı anlıyorum?
"Kilometreyi sıfırlamak" anladım ama neyle? Bunu bulamadım yazıda.
Ölüm bir sıfırlama geride kalanlar için, bunu anladım başka bir şey yoktu.
Yanlış anlamayın yazıyı beğendim.
O zaman iki kelam edeyim: Kilometreyi sıfırlamak iki şeyle olur;
1- Tevbe etmek
2- Hacca gitmek
3- Allah için çekilen sıkıntılar.
4- Cihad.
5- Şehit olmak

Liste uzatılabilir.
 
Üst