Susuşlar

  • Konbuyu başlatan Sadece benja
  • Başlangıç tarihi
S

Sadece benja

Guest
Yangın yeri gözlerinden düşen kıvılcımlarla tutuştu yüreğim
Önce ağlayan, sonra çığlık çığlık susan bir ben çıktı karşına
Ellerimde titrek harfler dolanıyor
Parmak uçlarım buz kesmiş
Nefesim öyle yetersiz ki; ısıtamıyorum ellerimi
Yüzümde geceden kalma gözyaşlarımın izleri geziniyor
Her biri derin bir boşluk oluşturmuş
Ellerimi üzerinde gezindirirken parmaklarım kanamaya başlıyor
Her yanı kan kokusu sarıyor sevgili
Aşkım kan ağlıyor
Ben kan susuyorum
Sen kan sunuyorsun

Ceplerimde dilime yakışmayan biz kadar susuşlar
Kimse bilmez ama paylaşılacak kadar bütünleşmemiş bir aşkın susuşlarıydı bunlar
Anlattığım kadar, hatta daha fazlaydı seni susuşum
Her an senleşerek geçti bu günler
Dilime dolanmış tek bir cümle gibiydin
Gerisini getiremediğim, ağzıma tıkanıp kalan bir cümle
Duymak isteyen çoktu seni ve bilmek isteyen çoktu içimi
Fakat, ben sustum kimse duyamadı seni ve sen yoktun kimse bilemedi beni
Birbirimizi tutsak ettik yokluğumuza
Ben sensizlikle paylaştım seni, sen bensizliğin tadına bile varamadan sustun beni
Bu nasıl bir zıtlık sevgili
Ve ben böylesi nasıl sevebildim seni
Bir ses uyanıyor semadan
Çığırından çıkmış yokluğuna isyan edercesine haykırıyor
Bomboş bir hayatın ucunda
Sıyrık düşüncelerle sana sesleniyorum
Ellerimde karanlık, faili meçhul seni sevmelerin ipuçları geziniyor
Ben demeye kalmadan her yanımı sensizlik sarıyor
Geceyi büyüten o suskun bakışından sabahın son demine sığınıyorum
Üşüyorum
Bir yorgan deyip üzerime örttüğün demli gözlerin ısıtmıyor; daha çok titretiyor bedenimi
Kan revanım bu diyarda sevgili
Her dem hüzün
Her dem sensizlik
Alışılmış bir ben değil çevremde dolanan
Leyla diyorlar, garip diyorlar, suskun diyorlar artık bana
Ah bal tadındaki bu sevda!..

Bir bilinmezin gözlerinden sızan ışık, yollarımı aydınlatır şimdilerde
Aşkın varlığımı perişan edip yokluklara gömerken
O elleriyle gülücükler çizmeye çalışıyor yorgun suretime
Ceset ceset üzerimizden ne kadar aşk geçse de
Yılmadan, susuşların suskunluğa boyandığı an için
Birlikte savaşıyoruz sensizlikle

Ne göründüğüm kadar kelimelere sahibim bu satırlarda
Ne de kelimelerim benden kalan tek şey sana
Yaşam belirtilerim azalıyor her geçen gün
Simam daha çok ölü soğukluğunu andırıyor
Anlaşılması güç durumlarda kendime yetemiyorum
An geliyor hep susuyorum
An gelmiyor an´sız kalıp yok oluyorum
Hamallığını yaptığım acıların ardı arkası kesilmiyor
Ayaklarım kelepçesine takılıp düşerken
Yüklendiğim o ardı arkası olmayan acılar üzerime kapanıyor
Kapı gıcırtılarıyla uyanıyor her susuşum
Sevgilinin unut beni demesinden yıkılıyor duvarlarım
Bencilce bir seviş
Çıkıntılarla dolu bir hayat
Ne çok geç kalmışlığımı düşünüyorum sonra
Çağımın en geride kalmış kimliğini ben taşıyorum

Yine aşkımı yağmalıyorlar sevgili
Gel!
Kurtar seni yaban ellerden
İçimdesin nasılsa diyemiyorum bak!..
Kopartıyorlar seni; dikenli ellerinin yüreğimi kanattığını umursamadan
Kurşuni renklere boyuyor zaman senliğimi
Mermiler yağıyor üzerime yalnızlıktan yapılma
Ah yar!
Böylesi kırıcı olmak zorunda mı gözlerin?
Devleşen sancılarımı çoğaltma ne olur!

Suretimde garip ifadeler geziniyor...
İçimde çoğalan yaralara derman bulamıyorum...
Yorgunum...
Ruhumu susturuyorum...
Zayıflığımın son belirtileri; göz çukurlarıma dolan gözyaşlarım boğuyor çirkin suretimi
Sakat ayaklarım yüzüme gölgeler çiziyor
Yüzü koyu gizlenmiş yalnızlığımla baş başa kalmak istiyorum olmuyor
Annemin nefes alamayışının korkusu sarıyor gecelerimi
Bir anda zindan oluyor tüm geçmişim
Parmak aralarından sızan ışıkla yüzsüzlüğümü nurlandırıyorum
Duvarlar hep kan öksürüyor üzerime
Siması bozuk ve ölmekten yorgun düşmüş cesetler geçiyor üstümden
Sağımda, solumda hesap soracak münker ve nekir duruyor
Ne yana dönsem suretime bir ah çarpıyor

Bu susuşların içsiz ve duygusuz söylemleri çenemi yoruyor
Yanı üzere yatan bir beynin içinden dökülebilecek tüm suçlar dökülüyor
Suçları herkes görmezden gelirken yastığım beynimi suçüstü yakalıyor
Gözyaşlarımı alnıma akıtan bir acının yarasına gözlerini bastırıyorum
Gözlerin içime değdikçe yaramın kabuğu kalkıyor ve en sus biçimde kanamaya başlıyor
Nerede soluk bir bez parçası bulsam etrafına engel diye sarıyorum
Ama gözlerin
Durmadan yaramı depreştirme derdinde
Beklenmedik zamansız anlarda çıkıyorlar karşıma
Bakmakla görmek arasındaki farkı tek senin gözlerinden anlıyorum
Böylesi iç yakışların kıvılcımıydı gözlerin
Aşk katili, içimin canına okuyan suskunluğumun adıydı gözlerin

Kelimeler düğümleşti yine sevgili
Garip şekiller dönüp dolaşıyor sularımda
Gökyüzü ağıdıma ortak olma derdine düşüyor
Maviliğini kirleten duman yüklü kentime lanet edercesine ağlıyor
Misafirperver topraklarım da gözyaşlarını kabul gününde
Soluksuz, hiç durmadan çatlamış dudaklarıyla içiyor gelen geçeni
Feryat figan ağlıyoruz birlikte
Sonra ruhuma şu anlık cemreler düşüreni arıyor ellerim
Kulaklarımda bir bayram havası ama içim sus
Ve ne sussam bilinmezim bana lanet ediyor sanki
Sensizlikteki iç çekişlerimi yalnız o dinliyor
İstemiyorum bu kadar içimin acılığını hissetmesini
Sessiz sessiz yüzümden dökülen damlaları elimin tersiyle siliyorum ki;
Düştüklerinde seslerini duyup "bu can çekişen de neydi" demesin
Dinliyorum her dediğini ama yine susuyorum
An geliyor kendi acısını tekbirler getirerek kurban veriyor
Ne sorulsa aşktan yana bilmezliğini öne sürerek kalbini örtbas ediyor
Israrcı hareketlerime göz yumup bana benden de çok katlanıyor

Ah bal tadındaki sevda!
İçimi dışımı tuttun!
Kendimden geçtim seni sevdikçe
Anlayamadım ben senin acılığını
Öyle doyumsuz, öyle tatlıydın ki!
Meğer tutan bir balmışsın
Düştükçe içime yok oldum kendimde
Bırakmadın beni bana
Halsiz, mecalsiz kaldım bir başıma
Damarlarıma düşüşünle öyle bağlanmışım ki sana vazgeçemedim
Acıttın
Kanattın
Susturdun
Ama öyle tuttun ki beni kopamadım bir daha

Şimdi keskin bir mevsim dönüşümü yaşıyor bedenim
Bir yanım sonbaharda kalmış, bir yanımsa hep kış
Bal içimde yeni yangınlar büyütse de duygularım hep soğuk, hep karakış
Yok sevgili yok
Bu aciz beden dayanmaz daha
Kafama yerleşen bu dayanılmaz sancılar sonumu hazırlamakta
Belki bu sözleri bir yazının uydurulmuş satırları gibi okuyorsun
Ama öyle değil sevgili
Ne yazdıysam bunların hepsi aşkının bedeli
Değer mi dediklerine bir cevap bu da belki
Benim sana olan sevdam;
Senin için basit,
Herkes için değerli,
Benim içinse; seni en az bu kadar sevdiğimin çaresizliğiydi
 
Üst