Susmak kabullenmek değildir aslında...

Alper...

MarmaranınKralı
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
9,574
Tepkime puanı
452
Puanları
0
Konum
İsLamBol
Web sitesi
cennetsarayi.blogcu.com
SUSMAK KABULLENMEK DEĞİLDİR ASLINDA...

Bismillah...

Bu gün internette dolaşırken bir söz okudum.Ve dedimki şu sıralar yaşadığım duygu ve düşüncelerimin özeti olmalı bu söz.Ve eklemeliyim bu sözün akabine, kendi duygu ve düşüncelerimi.Logomotifin çektiği vagonlar misali...Birbirine eklemeli satırlar ve sonuna dek götürmeli.

Neydi beni etkileyen, aklımı başımdan alan bu söz.Neydi bunca zaman sonra yazmak için heyecanlandıran.Oysa yazmaya yazmaya körelmişti ,kırılmıştı kalemim.Solmuştu sayfalarım...

Duygularım ne için bu kadar tavan yapmıştı?Güncel meseleler, zihnimin dağınıklığı ve dinlediğim şu müzik... Evet hepsi şu namelerin sebebidir.Mahvettin beni ey namelerin sahibi.Elimde kalemim,harf harf işliyorum sayfayı, kanefçe gibi...

"Çok zor...sadece kırılmasın diye, sadece yıkılmasın diye, 'haklısın' demek... "

Şu sıralar susmayı ne kadar çok istiyorum bir bilseniz.Susmak ve sadece ağlamak.O ka dar daralıyorum hayattan, o kadar bunalıyorum...Biliyorum az bir müddet yaşayacağım şu dünya denen misafirhanelikte.Ama yine de o kısa zaman dilimi bile çok uzun geliyor.

Akabinde ahireti düşünüyorum,bunca günah ve iyi bir kul olamamak.Bu hal üzere kavuşursam Rabbime, ne diyeceğim?Kulun asi oldumu diyeceğim.İstersen cenneti ver ,istersen verme mi diyeceğim.Yüzsüz mü olacağım.Bu yüzsüzlüğe tahammül dahi edemem.Bu hal üzere Rabbimin huzurunada varamam...

Geriye tek seçenek kalıyor.Misafirhane de biraz daha ağırlanmak.Ama kendi aleyhime işliyor her geçen salise, hiç tutulacak bir yanım yok.Nerden baksam, muhakkak orada bir diken,bir çivi görüyorum.Kirpi gibi,Konuşsam olmuyor sussam olmuyor.

Bir atasözünde dediği gibi,yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal.Ben bu söze ilaveten derdimki, sen de o zaman karşıya tükür.Bazısı anlamazdı ne demek istediğimi.Sadece güler, işte yine bir espri yaptı der ,geçerdi.Oysa bu bir espriden ziyadeydi.Bu demektiki, her zaman fazladan bir seçenek bulunur.O zaman seçenekleri zorlayacaksın.Başka yollara gireceksin.

Bir kaç misal vermek istiyorum.Bir tarafta savunduğunuz bir iş,bir görüş var.Öteki tarafta tasvip etmediğiniz başka bir iş,görüş var.Ve sizin değer verdikleriniz ,sizin tasvip etmediğiniz işleri ,görüşleri benimsiyor.Ne yapardınız? Benim doğrum banadır,sen kal yanlışta denilemeyeceğine göre, heralde bir siyaset izlenirdi.

Bir siyaset ama nasıl bir siyaset izlemeliyim...

Yukarıdaki soruyu cevaplandıramadan devam ediyorum.Zira yapacak başka bir şeyim yok.Ve şu sıralar şıkları zorlayacak durumda değilim.Geriye tek şık, susmak kalıyor.Sus ve geç...

Peki dini mevzularda hakkı savunmaktan dolayı suçlanıp,susturulursak ve bu içimizi kemirirse nasıl sakinleşeceğiz? Zannedersem M.Akif'te bu dertten muzdaripti, onun için şöyle demişti; "Konuşmak bir mana ise susmak binbir mana, Herkes konuşmasına konuşur lakin susmak yürekli olana.

Yürekli olan susar,der ve geçeriz bizde.Ne yapalım.Etrafımızda olan onca nahoş olaylar karşısında dilimizin döndüğünce uyarımızı yaparız.Akabinde elimizden geleni de yaparız ve bir söz sahibinin dediği şu mısraları da söyleriz en sonunda kendimize

"Elinden geleni yaptıktan sonra, sıra ayağından geleni yapmakta: Gitmek gibi mesela."

Evet,Bulunduğun mekanı terk etmek,hicret etmek.Yapabileceğimizin en iyisi olur heralde.Ama bu gidiş, pes ettim gidiyorumun değil.Güçlenip geliyorumun mesajı olmalıdır.Tıpkı mekkeden hicret eden Peygamber Aleyhisselam gibi.Mekkeden hicret etti ve medineden dev bir orduyla geri geldi...

Ahh kalbim, ağla kendi garipliğine.Şu dünya misafirhanesinde kaldın yapayalnız, ve derdini anlatacak bir kağıt bir kalem bulabildin...Belki de sevinmelisin en azından bunu becerebildin şu ruh halinle...

Evvel kendime sonrada şu yazıyı okuyanlara,Hazreti Ali kerremallahu vechin bir sözünü nasihat edeyim...Zira ne kadar muhtacım bu söze,söyleyeni çok yüce bir zat ve ilim sahibi.Tecrübe sahibi...bize söze uymak düşer.

"Senden soruluncaya kadar susmak,susturuluncaya kadar söylemekten hayırlıdır."

Ayrıca şunuda ilave edeyim.24 Ekim tarihinde Mahmut Efendiye insanlığa üstün hizmet ödülü verilecekti ve o toplantıya halk da iştirak edebilecekti.Lakin karışıklık çıkabilir endişesiyle valilik tarafından halkın katılımı yasaklandı.Sinan erdem salonundaki toplantı iptal edildi.İptal edilmeseydi biz de iştirak edecektik o toplantıya.Sonrada oranın havasını makalemize yansıtacaktık.Ama olsun,bunda da var bir hayır , ödül yine sahibini bulacak.Biz de niyetimize göre sevaplanacağız diye umuyorum....

24 Ekim 2010
16 Zilkade 1431
Pazar
Alper...
 

İstihya

Doçent
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
122
Puanları
0
"Hamuş" derdi Mevlana kendine; Yani suskun...

Gerisini lafza ne gerek..
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0


tesekkürler yürek kaleminiz susmasin insALLAH
 
Üst