Darul_Beka
Profesör
- Katılım
- 17 Kas 2013
- Mesajlar
- 2,221
- Tepkime puanı
- 175
- Puanları
- 63
SÜNNETİ REDDETMEK DİNİ ÜTOPİK HALE GETİRİR
Hadis ve sünneti reddedenler, Hz. Peygamber’i ve tevhit mücadelesini tarihselleştirerek Müslümanların batılılaşmaya karşı alternatif bir medeniyet kurmalarını engellemek istemektedirler. Alternatif bir medeniyet oluşturmanın ayrıntıları hadis ve sünnetin içerisindedir. Hayatın genişlik alanı ve insanca kurgulanması bağlamında hadislerde birçok özel ve ge...nel hüküm mevcuttur. Sünnet dışlandığı zaman, boşluk kabul etmeyen hayat bunu farklı dünya görüşleri ve medeniyet anlayışlarıyla dolduracaktır. Hadis ve sünneti reddedenler, yeni meseleler karşısında çözüm üretmenin en önemli iki kaynağından biri olan sünneti dışta bırakarak İslâm’ı ütopik bir din olarak algılatmayı amaçlamaktadırlar. Malum olduğu üzere, hayatın sorunları sayılamayacak kadar çoktur. Bu çok sorunu çözerken ayette çözüm bulunamadığında hadislere başvurulur ki bu bir kuraldır. Hadis külliyatımız Peygamber Efendimizin hayatın sorunlarına nebevi bakışı ve çözümü muhtevi rivayetlerle doludur. Onları hesaba katmayanlar, olayların çözüme bağlanmasında ortaya çıkan boşluğu ya dolduramayacaklar ki bunun sonunda din ütopikleşir. Veya çözümü rasyoneliteye havale edecekler ki sonuçta risalet konumunun yerini insan hevası alacaktır. Genelde insan hevasına yol açarak örtük bir peygamberlik görevi insana yüklenmek istenmektedir. Bir defa bu durum revaç buldu mu haddini bilmeyen bu güruhun yıkım alanına ayetler girecektir. Bu süreçte tartışılan ve reddedilen ayetler olacaktır. Sonuçta işlevsiz bir ilah, tarihsel bir kitap, itibarsız ve fonksiyonsuz bir peygamber anlayışı egemenlik alanı bulacaktır. Modernitenin bilerek ve plânlı şekilde Müslüman toplumlara empoze ettiği din anlayışı budur. Bazıları bunu anlamak istemese de durum bundan ibarettir.
MEHMET SÜRMELİ Devamını Gör
Hadis ve sünneti reddedenler, Hz. Peygamber’i ve tevhit mücadelesini tarihselleştirerek Müslümanların batılılaşmaya karşı alternatif bir medeniyet kurmalarını engellemek istemektedirler. Alternatif bir medeniyet oluşturmanın ayrıntıları hadis ve sünnetin içerisindedir. Hayatın genişlik alanı ve insanca kurgulanması bağlamında hadislerde birçok özel ve ge...nel hüküm mevcuttur. Sünnet dışlandığı zaman, boşluk kabul etmeyen hayat bunu farklı dünya görüşleri ve medeniyet anlayışlarıyla dolduracaktır. Hadis ve sünneti reddedenler, yeni meseleler karşısında çözüm üretmenin en önemli iki kaynağından biri olan sünneti dışta bırakarak İslâm’ı ütopik bir din olarak algılatmayı amaçlamaktadırlar. Malum olduğu üzere, hayatın sorunları sayılamayacak kadar çoktur. Bu çok sorunu çözerken ayette çözüm bulunamadığında hadislere başvurulur ki bu bir kuraldır. Hadis külliyatımız Peygamber Efendimizin hayatın sorunlarına nebevi bakışı ve çözümü muhtevi rivayetlerle doludur. Onları hesaba katmayanlar, olayların çözüme bağlanmasında ortaya çıkan boşluğu ya dolduramayacaklar ki bunun sonunda din ütopikleşir. Veya çözümü rasyoneliteye havale edecekler ki sonuçta risalet konumunun yerini insan hevası alacaktır. Genelde insan hevasına yol açarak örtük bir peygamberlik görevi insana yüklenmek istenmektedir. Bir defa bu durum revaç buldu mu haddini bilmeyen bu güruhun yıkım alanına ayetler girecektir. Bu süreçte tartışılan ve reddedilen ayetler olacaktır. Sonuçta işlevsiz bir ilah, tarihsel bir kitap, itibarsız ve fonksiyonsuz bir peygamber anlayışı egemenlik alanı bulacaktır. Modernitenin bilerek ve plânlı şekilde Müslüman toplumlara empoze ettiği din anlayışı budur. Bazıları bunu anlamak istemese de durum bundan ibarettir.
MEHMET SÜRMELİ Devamını Gör