Sıradışı bir yazı: EZAN

tevhid_yolcusu

Profesör
Katılım
30 Eyl 2009
Mesajlar
811
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Arada bir öğlenleri Kadıköy'deki Osmanağa Camii'nin yanına gidiyorum.

Oradaki müezzinin sesini seviyorum.

Ezanı kendine has bir tarzda, araları biraz uzatarak ve çok güzel okuyor.

Cumaları söyleyişi sanki daha da tatlılaşıyor.

Güzel söylenen ezanı seviyorum.

Benim her öğlen gidip ezan dinlememin bir hediyesi gibi biraz önce gelen bir paketten Ahmet Özhan'ın söylediği ilahilerin başında ezan çıktı.

Şimdi onu dinliyorum.

Bir ney taksiminin ardından ezan başlıyor.

Çocukluğumu hatırlatıyor biraz bana.

Akşam ezanından sonra boşalan kömür kokulu sokaklarda, iyice gölgelenen alacakaranlık kaldırımlarda ağır ağır yürüyerek eve giderdim.

Hep benimle kalacak bir yalnızlığın kokularını, seslerini ve kurşuni rengini içime sindirirdim.

O seslerin içinde ezan da vardı.

Hep de orada kaldı sanırım.

Din, benim gibi mahcup bir sevgiyle uzaktan bakanlara bile huzur verici, insana hem yalnızlığını hem sonsuzluğunu anlatan bir tesirle dokunuyor yaklaştığınızda.

Çok sık olmasa da bazen geceleyin camiye giderim.

Işıklarının çoğu sönmüş, kandil misali birkaç lambayla aydınlanmış o büyük kubbenin altında yalnız başıma otururum.

Öyle otururum.

Her şey sonsuzluğun kuvvetli ışığı altında solgunlaşana kadar halıların üstünde bağdaş kurup beklerim.

Ve, o sonsuzluğu bir yalnızlık içinde hissetmekten hoşlanırım.

Tanrı, evinin kapılarını bazen açar, bazen açmaz bana.

O saatte camiye giremeyeceğimi bana bir hoca efendi ya da bir bekçi söylese de, ben onu tanrının söylediğini düşünürüm.

Kapılar açılmadıysa, "bir kırgınlık var" diye geçiririm içimden.

"Onu kıracak bir şey yaptım, onun için açmıyor kapısını."

Hiç zorlamam.

"Peki" der ayrılırım.

Bilirim ki o kapılar yeniden açılacaktır.

Bir gece gittiğimde beni buyur edecektir.

Şefkatli bir ses "hadi açayım kapıları" diyecektir.

Bundan hiç kuşkulanmam.

Kendimden kuşkulanırım.

Bir dindar gibi gitmem oraya, ibadete, dua etmeye gitmem.

"Sana inanıyorum" demeye de gitmem.

Bir şey istemeye de gitmem.

O'ndan korkmam, ölümden korkmam, korktuğumdan gitmem oraya.

Hiçbir nedeni yoktur gitmemin.

Giderim sadece.

Kokusunu, ışığını, huzurunu, sonsuzluğunu sevdiğim için giderim.

Söylenmeyen bir ezan duyarım o sessizliğin içinde.

Kömür kokulu sokaklarda dolaşan bir hayali görürüm.

Hayatla ölüm iki küçük çocuk gibi oturur karşıma.

Ben onların başını okşarım.

O benim başımı okşar, öyle hissederim.

Öyle otururum.

Bir şey söylemem O'na.

Ne söyleyeyim?

Kim olduğumu biliyor, günahlarımı biliyor, her şeyi biliyor.

"Sen inançsız birisin, niye geldin evime" demiyor.

O demez.

Bazen kapılarını açıyor.

Bazen onu kıracak bir şey yaptıysam eğer kapılarını açmıyor bana.

Sessizce uzaklaşıyorum.

"Bir dahaki sefere" diyorum, "açacak kapılarını".

Açmasa da açana kadar gideceğim.

İnançsız biri için tuhaf inançlarım var benim, en açılmayacak gibi görünen kapıların bile çok istersen, samimiyetle istersen, dürüstlükle istersen açılacağına inanırım.

Ve, ne dindarlara yapılan zulmü anlarım, ne de dindarların yaptığı zulmü.

Dinin yanında, çevresinde, içinde bir zulüm olmasın isterim.

İnan ya da inanma ama dine dokun.

Korkulacak bir şey yok.

Türbanlı çocukta da, oruç yiyende de korkulacak bir yan yok.

Korku dinden uzak bence.

Geceleri camiye gittiğimde, o loş ışıkta, sonsuz bir aydınlığın bütün hayatı solgunlaştırdığını gördüğümde korkmam ben.

Kimse korkmaz.

Hayat ve ölüm iki küçük çocuk gibi oturur yanıma.

Onlara gülümserim.

Belli belirsiz bir hüzün, neye olduğunu bilmediğim bir özlem, derin bir şefkat hissederim.

Bir şey söylemem.

Bir şey istemem.

"İnançsız" olduğumu içimden bile geçirmem, yapmam böyle bir kabalık, O da hatırlatmaz zaten.

Öyle otururum.

Bir konuğum ben orada.

Bazen kapısını açar, bazen açmaz.

Yakında gene gideceğim.

Bakalım açacak mı kapılarını.

Yoksa bir "kırgınlık" mı var aramızda...

AHMET ALTAN/TARAF
 

Gök-Han

Ordinaryus
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
929
Puanları
0
Konum
EsEs
Web sitesi
gokhanyavuz.blogcu.com
Tüm bunları yapar , edersin de o halde neden inanmazsın be adam?
deriz.Deriz ama Allah cc ' ın hidayetine bırakırız.
Dahası , böyle bir görüşe sahip bir insan bile huzuru bu şekilde arıyorsa , elalemle uğraşmak yerine biraz kendi hayatımıza çeki-düzen vermeli zannımca!
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83


“Muhammed Allah’ın Peygamber’idir. Onunla beraber bulunanlar da kâfirlere karşı çok çetin ve sert, birbirlerine karşı çok merhametlidirler.” (Fetih: 29)
Kâfir zaten biliniyor, "Ben kâfirim!" diyor.

Münafık ise "Ben müslümanım!" der, hatta "Ben en iyi müslümanım!" der. Ancak nifakını gizler. Allah-u Teâlâ'nın hükmünü gizlice ortadan kaldırmak ister. Küffarla işbirliği yapmak en önemli vasfıdır.

Nitekim bugün öyle münafıklar türedi ki, Resulullah'ı inkâr eden, hatta iftira eden kâfirlere "kâfir denilemez" diye ortaya çıkıyorlar, küffarla işbirliği yapmaktan ve dostluk kurmaktan şeref duyuyorlar.

"Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost edinirler. Onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Bilsinler ki şeref ve kudret tamamen Allah'a âittir." (Nisâ: 139)

Dünya kodamanlarına gelince; bunların elinde her türlü imkân olduğu, para ve makam sahibi oldukları halde, hepsini kendi nefislerine malederler, kibirlendikçe kibirlenirler, hiçbir hakikatı duymak istemezler. İleri gelenleri bir put gibi dünyanın tepesine oturmak ister. Nefis her zerresini işgal etmiş, "Ben!" diye kendi putunu ortaya koymuştur.

"Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Sen o (Kur'an'la) öğüt ver ki, kişi kazandığı amel sebebiyle helâke uğramasın. O kimse için Allah'tan başka ne bir dost, ne de şefaatçı vardır. O bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan alınmaz. Onlar kendi kazandıkları yüzünden helâka sürüklenmiş kimselerdir. Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkârlarından dolayı da acıklı bir azap vardır." (En'âm: 70)

Bütün bu nankörlüklerine rağmen Allah-u Teâlâ merhametinin bir tecellîsi olarak bunlara hükmünü hatırlatacak tebliğciler gönderir. Ancak bunlar kendilerine Allah-u Teâlâ'nın hükmü hatırlatıldığı zaman iman etmeyi kibrine yediremez. Kendilerine ilâhi hüküm tebliğ edildikçe büsbütün uzaklaşırlar.

Hatta bu hatırlatmayı yapan müminlere içten içe büyük bir kin ve düşmanlık beslerler. Eline fırsat geçmiş olsa en büyük kötülükleri yapmak isterler.

ve butun bunlara ragmen ne acidirki,sirf kendi cikarlarina hizmet ediyor diye kafiri hos gorup sahip cikip bagrina basarlar,
halbuki kafir din icin calisirmi hic,amaci bellidir kufrunu yaymak,muslumani bolmek
ama hesap cetin,
suphesiz bunlarin getirdikleriyle nemalananlarin akibeti cok cetin olacak...!!!(Allah-u Alem)

 

tevhid_yolcusu

Profesör
Katılım
30 Eyl 2009
Mesajlar
811
Tepkime puanı
34
Puanları
0
"Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost edinirler. Onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Bilsinler ki şeref ve kudret tamamen Allah'a âittir." (Nisâ: 139)

"Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Sen o (Kur'an'la) öğüt ver ki, kişi kazandığı amel sebebiyle helâke uğramasın. O kimse için Allah'tan başka ne bir dost, ne de şefaatçı vardır. O bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan alınmaz. Onlar kendi kazandıkları yüzünden helâka sürüklenmiş kimselerdir. Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkârlarından dolayı da acıklı bir azap vardır." (En'âm: 70)

Allah razı olsun ne güzel tespitler.
 

Gök-Han

Ordinaryus
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
929
Puanları
0
Konum
EsEs
Web sitesi
gokhanyavuz.blogcu.com
Kırmızılaştırmaya gerek yok , tevhid_yolcusu kardeşim.Kimsenin Kur'an'ı inkar ettiği yok.Görebiliyoruz.
Ama siz bu hareketle neyi kastettiniz merak ettim doğrusu.Anladım lakin , bir de siz söyleyin ;)
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
Kırmızılaştırmaya gerek yok , tevhid_yolcusu kardeşim.Kimsenin Kur'an'ı inkar ettiği yok.Görebiliyoruz.
Ama siz bu hareketle neyi kastettiniz merak ettim doğrusu.Anladım lakin , bir de siz söyleyin ;)

altinda bir capanoglu varmidir diyorsun:)

yoktur yaw:)(insaAllah)

o kirmiziyla belirtilen kisimin acilimi


Bütün bu nankörlüklerine rağmen Allah-u Teâlâ merhametinin bir tecellîsi olarak bunlara hükmünü hatırlatacak tebliğciler gönderir...;)
 

tevhid_yolcusu

Profesör
Katılım
30 Eyl 2009
Mesajlar
811
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Kırmızılaştırmaya gerek yok , tevhid_yolcusu kardeşim.Kimsenin Kur'an'ı inkar ettiği yok.Görebiliyoruz.
Ama siz bu hareketle neyi kastettiniz merak ettim doğrusu.Anladım lakin , bir de siz söyleyin ;)

Gökhan kardeşime bak,ne kastedeyim,Kuranla öğüt ver diyor,bende çok sevdiğim bir yaet olduğu için,kırmızıya boyadım.
Başka bişey yok yani.Ayrıca arkadaşımada teşekkür ettim.
Burada ne Kuranı nede sünneti inkar edenlerin olmadığını biliyorum.
Yani herkes ehli sünnet vel cemaat,yada şöyle diyeyim,bence doğru olan:
Bu sitede herkes Müslüman.
 

tevhid_yolcusu

Profesör
Katılım
30 Eyl 2009
Mesajlar
811
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Bütün bu nankörlüklerine rağmen Allah-u Teâlâ merhametinin bir tecellîsi olarak bunlara hükmünü hatırlatacak tebliğciler gönderir...;)

Tabiki kardeşim,sana bu konudada katılıyorum.

"Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir." (Tevbe-71)
 

Gök-Han

Ordinaryus
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
929
Puanları
0
Konum
EsEs
Web sitesi
gokhanyavuz.blogcu.com
Sadece Kur'an deyipte , diğer kaynakları inkar edenleri de gördüğümüz/bildiğimiz için sordum.
Biz yanlış anlamış olalım , kusura bakmayın :)
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Eğer, ahiret alemi güzel bir öykü yazmakla ve insanın içindeki duygularını gazete kölşelerine güzel bir şekilde aksettirmekle kazanılmış olsaydı Ahmet Altan herhalde birinciliği limseye bırakamzdı . Ama, ne yazık ki, orasının böyle kazanılamayacağını bu yaşına gelmiş halâ öğrenememiş ! :(
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Ne yazık ki, İslam coğrafyasında dünyaya gelmiş, adları müslüman olan çok sayıdaki ve içinde yaşadığımız toplumlar namaz gibi ehemmiyeti haiz bir yükümlülüğü terk etti ve de ihmal ettiler.

Bu da onlara, namaz, dindeki yeri ve terki durumunda söz konusu olan hükümlerinden bahsetmeyi, nasihat babından zorunlu kılmaktadır.

Şunu öncelikle bilmelisin ki; namazı terk eden kimsenin azgınlığı kendisine üstün gelmiş, alışverişte zarara uğramış, kötü akibetini kendi elleriyle hazırlamış, uzayıp giden bir hüsran ve pişmanlık içine düşmüştür.

Namaz kılmayan kimse nefretle kınanmıştır. Resûlullah (S.A.V.)’in yolu üzere ölmez. Onun barınağı kızgın bir ateş, konuklanacağı ve buyur edileceği yer de Cehennem’dir (Allah korusun)

Allah Sübhânehu ve Teâla, namazın ehemmiyetini oldukça büyük kılmış, Resûlü de (S.A.V.) bunu belirtmiştir..

Allahu Teâla şöyle buyurur;

Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride azgınlıklarının cezasını çekecekle (Meryem, 59)

Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir; Ancak, (hesap defteri) sağ yanından verilenler başka : Onlar cennetler içindedir.

Günahkârlara, “sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?” diye uzaktan uzağa sorarlar. Onlar şöyle cevap verirler: “Biz namazımızı kılmıyorduk (Müddesir, 38-43)

(Bununla birlikte kafirlikten vazgeçip) tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdir.. (Tevbe,11)

Resûlullah (S.A.V.) de “Kişi ile küfür ve şirk arasında namazı terketmesi vardır.” buyurmuştur (Müslim)

Namazın önemini ifade eden başka bir hadiste şöyledir;

“Kulun, kıyamet günüde ilk hesaba çekileceği şey namazıdır. Eğer bu hesabı düzgünse diğer ameli de düzelir, yok bu hesabı fasit olursa diğerleri de fasit olur” (sahihtir, Taberani)

Bir başka hadisinde ise Resûlullah (S.A.V.)

“İnsanlarla, Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in (S.A.V.) şüphesiz Allah’ın elçisi olduğuna şehadet etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermelerine değin savaşmakla emrolundum. Eğer bunları yaparlarsa kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Fakat gerçek hesapları yine Allah’a kalmıştır.” buyurmaktadır. (Buhari, Müslim)

Yine bir diğer hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır;

“Benim havzım İle ile Aden arasından daha uzundur. Nefsim elinde bulunana andolsun ki, O’nun kapları yıldızların sayısından çoktur. Sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Nefsim elinde bulunana andolsun ki, ben; bir kimsenin kendi havuzundan, başkalarının develerini kovduğu gibi insanları ondan kovacağım.

Ashab: Yâ Resulullah sen, o gün bizi tanıyabilecek misin? dedi.

Peygamber (S.A.V.)’de, “Evet, Sizin O gün hiçbir ümmette bulunmayan bir simânız olur. Yanıma abdest eseriyle azâlarınız aklanmış gelirsiniz” yanıtını verdi” (Müslim)

Namazı terk etmek sebebi ile Resulullah’ın namazsızları kendi havzından uzaklaştırdığı o pek zorlu günde senin yerin neresi olacak?

Resûlullah (S.A.V.) çehrelerinde abdest sebebiyle oluşan parıltıların varlığıyla arkası sıra gelenleri gayet iyi bilecek. Ama seni nasıl tanıyıp ta kendi havzına dahil etsin ki? Çünkü sen namaz kılmıyorsun!..

Tasdik etmedi, namaz da kılmadı. Ancak yalanladı ve yüz çevirdi Kıyâmet, 31/32)

Bütün bu tehditlerden sonra Cennete girmeyi umuyor musun?

Hep Allah’a dönüp itaât edin, O’ndan korkun ve namazı kılın da müşriklerden olmayın (Rum, 31 )

Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Resûlüne davet edildiklerinde, “İşittik ve itâat ettik” demek, sadece müminlerin söyleyeceği sözdür. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir (Nur, 51)

Şeytan, Adem’e secde etmediği için Allah’ın lanetine uğradı. Peki, Yüce Allah için secde etmeyerek O’nun emrine karşı gelenin hali ne olur?

Oysa Allah şöyle buyurmakta, Ben İnsanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.

Namazın önemini belirten bir başka ayette;(İbrahim, 31) İman eden kullarıma söyle Namazı dosdoğru kılsınlar ..şeklindedir.

Ömer b. el-Hattab Radıyallahu Anh,vefatına neden olan hastalığı sırasında cemaate çıkamadığından yanındakilere şöyle sordu:

“İnsanların tümü namazı kıldı mı? biz de “Evet” dedik. O da, “namazı terk edenin İslam’dan hiçbir nasibi yoktur” dedi.

Ebu Hureyre Radıyallahu Anh’ta,

“Muhammed (S.A.V.)’in ashabından hiç kimse, namazdan başka hiç bir amelin terkini küfür olarak görmezdi” demiştir (Sahihtir, Hakim)

Sahabe-i Kiramdan İbni Mes’ud Radıyallahu Anh, “Namazı terk edenin dini yoktur”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh’da, “Namaz kılmayanın imanı yoktur” demişlerdir(Taberâni)

Resûlullah (S.A.V.)
“Kim ikindi namazını kılmazsa gerçekten ameli boşa gider.”buyurmuştur (Buhari)

Sahabelerden gelen nakiller, onların; kasten namazı vaktin sonuna kadar kılmayan kimsenin, kafir olduğu yönündedir.

Alimler, “Sahabeden bunun aksini söyleyen kimse bilinmiyor” demektedirler.

Acaba namaz kılmayan kimse hangi amelin sevabını ümit eder?

Yarın Allah’ın huzurunda günahlarının affedileceğini neye dayanarak düşünebilir ki?

Allah’ın ona yazdığı en büyük amelî sorumluluğu basite almanın, onu iteceği azaptan nasıl emin olabilir?

Alemlerin Rabbi olan Allah! Hâstalandığımızda bizi iyileştirmesi için yakardığımız Rabbimiz! Gördüğümüz görmediğimiz nimetleriyle bizlere çok acıyan O yüceler yücesi Mevlâ zü’l Celâl!

Her şeye zaman bulan insan, Rabbi için boyun eğip namaz kılmaya vakit bulamıyor?



İşte bu korkunç bir şeydir.


Yere ve göklere boyun eğdiren yüce Allah’ın huzurunda namaz kılmayanın hali ne korkunçtur..

Okuyup düşünen kimse için; namazın farziyetini belirten, kılmayanın çok kötü sonunu bildiren ve bundan özellikle sakındıran bir çok ayet ve de Resûlullah (S.A.V.)’inhadis-i şerifleri vardır.
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
kardes ,
bu adam namaz kilmaktan ote bu yazisinda inacsiz oldugunu deklare ediyor

yani namaza gelene kadar,anla isde;)
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Ulvi bir sesle okunan ezan kalplere huzur vermektedir.Bizim yanı başımızda ki camiinin müezziniyle sorunumuz var...
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,128
Tepkime puanı
1,244
Puanları
113
Konum
bâbil...
:yn:

Konu dışı mesajlar temizlenmiştir...

Lütfen konuyu farklı yerlere kaydırmayınız...
 
Üst