Cümle Mühendisi
Ordinaryus
- Katılım
- 2 Tem 2006
- Mesajlar
- 4,181
- Tepkime puanı
- 110
- Puanları
- 0
- Konum
- İzmir
- Web sitesi
- muhammedesad.blogcu.com
Tercüme-i Hal
Besmele, hamdele başladım söze,
Mevlâ fütühat lûtfetsin bize.
Muhammed Mustafa'ya salavât olsun,
Âl ve Ashab'ı bizleri bulsun.
Geçirdiğim gözden devr-i alemi
Bi-izni Hüda, çektim kalemi.
Yakın elli'ye, sorman yaşımdan,
Geçti çok şeyler dahi başımdan.
Beş-altı yaşımda vardım hocaya,
Elifi bitirdim, geçtim heceye.
Okudum Kur'an-ı yedi yaşımda,
Var idi bir sevda dahi başımda.
Gayet sever idim zikir çekmeyi,
O güzel mecliste boyun bükmeyi.
Kadrî'yle nakşî'den halife peder,
Bu aciz oğluna tevaccüh eder.
Sekiz ile dokuz, on'u bitirdim,
İlmihâlimi çok şükür yetirdim.
Onbir onikide sohbet arardım,
Pederimden müşkillerim sorardım.
Onüç dedim, maneviyat açıldı,
Gönül alemine ferah saçıldı.
Ondörtte vurdular manevi aşı,
Durmadan akardı gözümün yaşı.
Kötü akrandan daim kaçardım,
Rabıtada füyuzatlar içerdim.
Onbeş ile yirminin arası,
Nefs-i emmarenin çoktur yarası.
Basınca kardeşim yirmibire,
Muayene oldum, o hazık Pîr'e.
Ramazanoğludur tabibin adı,
Gönüllerde yaşar bu zatın tadı.
Hastahanesine girenler bilir,
Emretse, bu fakir uğrunda ölür.
Ayetle hadisten recete yazdı,
Evrad-u Ezkâr'dan ilaçlar dizdi.
Yirmider otuzuna varınca,
Herkes imrenirdi bizi görünce.
Bu arada askerliği bitirdim,
Bilirim ya tecrübebi artırdım.
Halam ilim düştük hicaz yoluna,
Çok şükür kavuştuk cihan gülüne.
Evimizi yaptırdım bu arada,
Fışkırırdı sevgiler bu sırada.
Otuzdan kırka vadık, on sene,
Vaaz verip hizmet ettim bu dîne,
Otuz sene kürsülerde konuştum,
Sebeb oldu çok insanla tanıştım.
Bu arada levha yazdım, doldurdum...
Muterizin sözlerini kaldırdım.
Hak, rızkımı bu sebeple taşırdı,
Rahatlığı başımızdan aşırdı.
Sayısızca şükür olsun yaradan,
Esirgesin hıgıd, ucub, riyadan,
Lakin ahret derdi düştü içime,
Tövbe olsun yaptıtklarım suçuma.
Düşüncem hele imanla ölmek,
Halık-ı Barî'nin rızanı bulmak.
Ziyaretci üst üstüne gelirdi,
Sohbetlerde feyz-i Rahman alırdı.
Fırsat yoktu dışarıya çıkmaya,
Kardeşlerim lâyıktı bakmaya.
Ayrı ayrı derslerini sorardım,
Tomur tomur güllerini dererdim.
Hafta geçmez tekrar gelip görüşür,
Edep ile letâifin danışır.
Cümlesinden razı olsun yaradan,
Dünya ahret seçme bizi aradan.
Yalvarırım, iman ile ölelim,
Mevlâmızın rızasını bulalım.
Kırkı bitirdik, yaklaştık elli,
Devr-i mezalim olduğu belli.
Kurtulur haksız, haklı dövülür,
Alim yobazdır(!), cahil övülür.
Genç nesil bozuldu, etmez itaat,
Şimdi mübah oldu; menhiyyat.
Çıkmaz kahveden evi orası,
Şeytan ile gayet iyi arası.
Korkmaz Allah'tan içki içiyor,
Duyunca ezanı, nasıl kaçıyor.
Halık'ımız ıslah eylesin sizi,
Mümkün değil ise kurtarsın bizi.
Bu sene hicazdan nasip açıldı,
Gönül alemine ferah saçıldı.
Salih refiklerle beraber gittik,
Ederken tavaf, üstada yettik.
Kayseri vilayet, Yahyalı kazam,
Binüçüzotuz tevellüt yazam.
Kavacık mahallem, doğdum burada,
Mevlâmız halketmiş böyle sırada.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Şifa Tarifesi
Besmele geçsin başına
Gelsin mü'minler hoşuna
Geçirme ömrün boşuna
Kur'anına devam lâzım.
ALLAH'a hamdeder kulu
Peygamber göstermiş yolu
Şükre devam eyle, ulu
Bu nimeti bilmek lâzım.
Gelip kıldırdı dumanı
Kula öğretti imanı
Resul'dür etme gümanı
Salavata devam lâzım
Bilin Muhammed Mustafa (a.s.)
Vazifeyi etti îfa,
Al-i Ashab ruha safa
Yollarından gitmek lâzım.
Namaz, İslâm'ın binası
Şahâdet oldu hanesi
Tenvir etti, uyan nası
Tehvid'e çalışmak lâzım.
Savm ile kır nefsin belini
HAK sever zekat veren kulunu
Hacc et, gör Mekke ilini
Farz olana gitmek lâzım.
Evvelâ ilim olmalı
Amel nehrinden dolmalı
İhlâs bahrine dalmalı
Bu işe ihtimam lâzım.
Tarikat temeli bunlar
Rabıtayla kalbi dinler
Teslim olup işi anlar
Meyyit gibi olmak lâzım.
Tarifeye hile etme
Eksik yahut fazla gitme
Kendi fikrin sözün tutma
Başını indirmek lâzım.
Letâif dersini alan
Mahsun olma, geri kalan
Riyakârlar bela bulan
Yokluğa atılmak lâzım.
Kardeş gel benliği bırak
Gerek gayet temiz yürek
Yakın sanma, yol çok ırak
Tedarikin görmek lâzım.
Kalbin zikri soldan başlar
Ruh'un dahi, sağdan işler
Sır çalışır, olur üçler
Tarifeyi tutmak lâzım.
Hafî, sağ memenin üstü,
Ahfa'nın, Muhammed dostu
İhvanın tez geçmek kasdı
Lâkin burda durmak lâzım.
Beşini bir eyle burda
Daima kalbinden kur da
Çok durdukça şifa derde
Temel muhkem olmak lâzım.
Söylemeden tez tez geçme
Tarifçiye yara açma
Her arkın suyundan içme
Menbaını bulmak lâzım.
Beş'den sonra alna çıkan
Adû nefse zincir takan
Zikrin aleviyle yakan
Rabıta çok olmak lâzım.
Şeytan, dünya hücum eder
Meyledersen zikir gider
Yetişen var etme keder
Hazrete çağırmak lâzım.
Bundan sonra zikr-i kül'e
Bir sızı çökmeli bele
Zikir hiç gelemez dile
Cemi' âza demek lâzım.
Zikr-i sultanî'ye dönen
Mâ, hevâ, nâr, turab binan
Bütün vücud bir dil sanan
Yarenlarla sohbet lâzım.
Bundan sonra nefy-ü isbat
Gelir tevhid, gider zulmez
Lâkin çok istermiş gayret
Fikren buna devam lâzım.
Nefesini çeken içe
Tek olacak, varın üçe
Yirmi bire yol aça
Maksut, matlub, rıza lâzım.
Yazmakla bu iş bilinmez
Sadr'a yazılır silinmez
Bu ders herkesde bulunmaz
Lâkin tarif etmek lâzım.
Gir murakabe içine
Katın ebrarlar göçüne
Bunlar gelmesin hiçine
Hedefin gözetmek lâzım.
Kalbin arşa tam açmalı
ALLAH'ın feyzini içmeli
Fena ahlâktan geçmeli
Nefsini çiğnemek lazım.
Üç şey bu derslere zarar
Hasta, derde deva arar
Üstazımız vermiş karar
Reçetesin tutmak lâzım.
Şeriatsız işi yapmak
Fenalık ardına kopmak
İğne kadar haktan sapmak
Zararını bilmek lâzım.
Şeriatsız tarîk olmaz
Cahil sofu dinin bilmez
Belki camiye de gelmez
Bu kavimden kaçmak lâzım.
Kadınla zikre oturur
"Helâl" der, dînin yitirir
Girdiği köyü batırır
Namusu korumak lâzım.
Ekserî cahil toplanır
Varır ilmeye saplanır
Yumurta olsan kulplanır
Cahillerden kaçmak lâzım.
Böyle olur kerametten azan
Şeriat, elde bir mizan
Aldatır, "sen de keramez kazan"
Her şahsı bir tartmak lâzım.
İkinci, gafille sohbet
Aman, bu işten et nefret
Sana lâzım gözüm uzlet
Halvete çekilmek lâzım.
Üçüncü, dünyayı sevmek
Kalbine sevgisin koymak
Daima lâfını etmek
Bu sözlerden hazer lâzım.
Kalemdar, kusurun dolu
Bu üç şey sende var, belî
Öyle ise niden eli
Kendini düşünmek lâzım.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Sakınmak Gerek
Beş şey kalbi öldürür,
Zikrin gülünü soldurur,
Gaflet içine daldırır,
Bunlardan sakınmak gerek.
Evvelkisi fazla yemek
İkincisi çok uyumak
Üçüncüsü gıybet demek
İşte bundan hazer gerek
Dördüncüsü pek gülmesi
Beşincisi rızık kaygısı
Yoldan çıkarır, çok nası
Emrazını bilmek gerek.
Beş şey kalbini taş eder
Böyle dedi büyük peder
Sakınmazsan cevher gider
Muhafaza etmek gerek.
Birisi günah kesreti
İkinci, tokluk zulmeti
Üçüncü zulüm gayreti
Hadisleri bilmek gerek.
Dördüncü, namaz geçirmek
Beşinci, sol elle yemek
Yapsan bunu gider emek
Sünnete rivayet gerek.
Münafıkda, üç alâmet
Herkes bunu eder nefret
Boşa çekilmesin zahmet
Kendini veznetmek gerek.
Söylerse ol, yalan söyler
Va'deylese hulf eyler
Emanete hiyanet eder
Bu fiilden uzak gerek.
Şu beş eve melek girmez
Aklı olan sûret komaz
Pis içkiye, iyi demez
Bundan çok sakınmak gerek.
Ebeveyne âsî olma
Misafiri geri kovma
Köpekler eve koyma
Meleklere ta'zim gerek.
Dört alâmet akıllıda
Feyizden alır ol gıda
Allah için ağlar dîde
Gözden yaşlar dökmek gerek.
Evvel, gelmeyene gider
Zulmedenleri affedir
Vermeyene ita eder
Kötülüğe iyilik gerek.
Kalemdâr ahlâkın fena
Bu fiille gitme sine
tutar bunu, akîldâne
Ahlâk güzel olmak gerek.
&&&&&&&&&&&&&&
Ziyaret Adabı
Huzura abdestli varın
Gayet hafif selam verin
Yedine varınca erin
Yüksek söyleme sözünü
Gösterdiği yere otur
Nefsini önüne yatır
Kalbin bir araya getir
Her yere eğme özünü
Kardeş gölgesine basma
Huzurda kimseyi kesme
Zahmet etme o nur cisme
Dağıtma orda ağzını
Kalksa yerine oturma
Gam verecek söz götürme
Çok bakıp edep yitirme
Daima dikme gözünü
İncitecek işi yapma
Öyle bir kutuptan şaşma
Huzurda başka el öpme
Dönderme sakın yüzünü
İzin almadan gidene
Ne deyim zahmet edene
Kılıçlar vurur bedene
Yarama atma tuzunu
Aman az olsun kelamın
Feyz akmaksa emelin
Muhkem kurulsun temelin
Kurban et oğlun kızını
Kalkmak için ta’cil eyle
Müşkilin var ise söyle
Mürşidine edep böyle
Uzak yakın çök dizini
Ele söyler kendi bilmez
Nefsi serkeş kendi gelmez
Kalemdâr bu böyle olmaz
Başkaya açma raz’ını.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Genç Varki
Genç var ki imanı kuvvetli
Din-i âliye hizmetli
Büyüklerine hürmetli
Adam olacağı belli...
Genç var ki insafa gelmiyor
Öğüt versen tesiri olmuyor
Büyük, küçüğü bilmiyor
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki abdestini alıyor
Beş vakit namazını kılıyor
Halis mü’minleri buluyor
Adam olacağı belli...
Genç var ki cami görmemiş
Secdeye yüzün sürmemiş
Alim yanında durmamış
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki Kur’an elinde
Allah’ın zikri dilinde
Büyük zatların yolunda
Adam olacağı belli...
Genç var ki kahvede yatar
Evin eşyasını satar
Derya-yı günaha batar
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki ilme çalışır
Vaaz vermeye alışır
Büyük zatlarla buluşur
Adan olacağı belli...
Genç var ki sinema işi
Yitirmiş ekmeği aşı
Geçiyor kıymetli yaşı
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki camiden çıkmaz
Elin namusuna bakmaz
Fanilere boyun bükmez
Adam olacağı belli...
Genç var ki namazdan kaçar
Korkmaz Hakk’tan içki içer
Salyasın etrafa saçar
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki anneyi kırmaz
Babasına karşı durmaz
Sigaraya para vermez
Adam olacağı belli...
Genç var ki babasını döver
Din, iman, anneye söver
Para için insan boğar
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki söylersen tutar
Gayet tevazulu yürür
Din yolunda canın verir
Adam olacağı belli...
Genç var ki gayet açık suçu
Danslarda ağarmış saçı
Siyonizm’i sever içi
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki kürsüye çıkar
Sözü mü’minleri yakar
Gözlerinden yaşlar döker
Adam olacağı belli...
Genç var ki açık bacağı-başı
Şeytanın tam olmuş eşi
Gece-gündüz kumar işi
İnsan olmayacağı belli...
&&&&&&&&&&&&&&&&&&66
Nefis Muhasebesi
Bu kadar yaş heba oldu
Düşündükçe gözüm doldu
Pay-i tahtı düşman aldı
Mavzerini sıktın nefis.
Amelime riya katar
Ahlaklarım beter beter
Aklım anın sözün tutar
Zincirini taktın nefis.
İstediği yere çeker
Manevi evlerim yıkar
Bal içine zehir döker
Masiyete çektin nefis.
Hak’dan da haya etmedin
Dost buyruğuna gitmedin
Süluk’de adım atmadın
Döşlerime çıktın nefis.
El gördülük yaptın amel
Buzdan kurmuş idin temel
Şöhret ile olmaz kemal
Evlerimi yıktın nefis.
İhvana göründün güzel
Dedin, “kardeşlerim düzel”
Kendi bağın oldu gazel
Bir çızgı ile yaktın nefis.
Amelin dünyaya alet
Bütün bildiklerin galat
Aşk ile getirmen Salat
Bellerimi büktün nefis.
Çok tuzağı, geçemedim
Bir aynımı açamadım
Kanat urup uçamadım
Zindanlara tıktın nefis.
Huzurda yüzlerim kara
Dışım iyi içim yara
Yüzüm yok gitmeye Pir’e
Yar aşağı attın nefis.
âli meclise çok vardın
Ben bilirim neler gördün
O meclisde, “yapmam” dedin
Haramlara baktın nefis.
Fena ahlak bütün bende
Ayıp, der saklarım canda
Ağularlar bizi günde
Zehirini döktün nefis.
Mahcubum hep yarenlerden
Bize sual soranlardan
Geri kaldım erenlerden
Burnum yere soktun nefis.
Kalbimi aklımdan aldı
Köklerime sular saldı
Gönül arsasını buldu
Mikropları ektin nefis.
Geri dön, gel eyle gayret
Kalemdâr’a şifa sohbet
Teveccüh buyursa, Hazret
Bu sözümden korktun nefis.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Yahu Nerdesin?
Aşık maşukunu durmadan arar
Muhabbetsiz geçen gün ihvan zarar
Tabi bu meslekten etmedin firar
Gel bir görüşelim yahu nerdesin?
İstihare ile bulmuştun bizi
Bekliyor yolunu acizin gözü
Ölsem de terketmem kardeşim sizi
Gel bir bilişelim yahu nerdesin?
Yüzünü görmüyor, soruyom elden
Geçen günler ise düşmezdin dilden
Sağlam teslimiyet, bağlansan belden
Gel bir buluşalım yahu nerdesin?
Geçtik mektubundan, gelmiyor selam
Hak, Rezzak-ı Alem çekmeyin elem
Mevla huzurunda şahittir kalem
Gel bir sarışalım yahu nerdesin?
Yaz-kış demeyip her an koşarken
Muhabbette ihvanları aşarken
Ağlayarak sohbetlerde düşerken
Gel bir alışalım yahu nerdesin?
Dersini alırken çöktüğün dizler
Kardeş, nereye gitti o kadar sözler?
Bekleyi bekleyi kırıldık bizler
Gel bir barışalım yahu nerdesin?
Sizi bizden sorar bazı yarenler
Bu meslek içinde gonca derenler
Bizi çok ileri geçti erenler
Gel bir erişelim yahu nerdesin?
Hubb-u dünyaya nefsimiz kandı
Acep bu alemde ölmek mi sandı
Yıkıldı herhalde feyziyin bendi
Gel bir çalışalım yahu nerdesin?
“Ölsem ihvanlardan ayrılmam” derdin
Halin inkar etme çok şeyler gördün
Acep nerden artıyor senin bu derdin?
Gel bir bilişelim yahu nerdesin?
Kalemdâr gibi kendini vurma
Bilen var derdini, ağyardan sorma
Küsüpte yakana, yalnız durma
Gel bir sarışalım yahu nerdesin?
Besmele, hamdele başladım söze,
Mevlâ fütühat lûtfetsin bize.
Muhammed Mustafa'ya salavât olsun,
Âl ve Ashab'ı bizleri bulsun.
Geçirdiğim gözden devr-i alemi
Bi-izni Hüda, çektim kalemi.
Yakın elli'ye, sorman yaşımdan,
Geçti çok şeyler dahi başımdan.
Beş-altı yaşımda vardım hocaya,
Elifi bitirdim, geçtim heceye.
Okudum Kur'an-ı yedi yaşımda,
Var idi bir sevda dahi başımda.
Gayet sever idim zikir çekmeyi,
O güzel mecliste boyun bükmeyi.
Kadrî'yle nakşî'den halife peder,
Bu aciz oğluna tevaccüh eder.
Sekiz ile dokuz, on'u bitirdim,
İlmihâlimi çok şükür yetirdim.
Onbir onikide sohbet arardım,
Pederimden müşkillerim sorardım.
Onüç dedim, maneviyat açıldı,
Gönül alemine ferah saçıldı.
Ondörtte vurdular manevi aşı,
Durmadan akardı gözümün yaşı.
Kötü akrandan daim kaçardım,
Rabıtada füyuzatlar içerdim.
Onbeş ile yirminin arası,
Nefs-i emmarenin çoktur yarası.
Basınca kardeşim yirmibire,
Muayene oldum, o hazık Pîr'e.
Ramazanoğludur tabibin adı,
Gönüllerde yaşar bu zatın tadı.
Hastahanesine girenler bilir,
Emretse, bu fakir uğrunda ölür.
Ayetle hadisten recete yazdı,
Evrad-u Ezkâr'dan ilaçlar dizdi.
Yirmider otuzuna varınca,
Herkes imrenirdi bizi görünce.
Bu arada askerliği bitirdim,
Bilirim ya tecrübebi artırdım.
Halam ilim düştük hicaz yoluna,
Çok şükür kavuştuk cihan gülüne.
Evimizi yaptırdım bu arada,
Fışkırırdı sevgiler bu sırada.
Otuzdan kırka vadık, on sene,
Vaaz verip hizmet ettim bu dîne,
Otuz sene kürsülerde konuştum,
Sebeb oldu çok insanla tanıştım.
Bu arada levha yazdım, doldurdum...
Muterizin sözlerini kaldırdım.
Hak, rızkımı bu sebeple taşırdı,
Rahatlığı başımızdan aşırdı.
Sayısızca şükür olsun yaradan,
Esirgesin hıgıd, ucub, riyadan,
Lakin ahret derdi düştü içime,
Tövbe olsun yaptıtklarım suçuma.
Düşüncem hele imanla ölmek,
Halık-ı Barî'nin rızanı bulmak.
Ziyaretci üst üstüne gelirdi,
Sohbetlerde feyz-i Rahman alırdı.
Fırsat yoktu dışarıya çıkmaya,
Kardeşlerim lâyıktı bakmaya.
Ayrı ayrı derslerini sorardım,
Tomur tomur güllerini dererdim.
Hafta geçmez tekrar gelip görüşür,
Edep ile letâifin danışır.
Cümlesinden razı olsun yaradan,
Dünya ahret seçme bizi aradan.
Yalvarırım, iman ile ölelim,
Mevlâmızın rızasını bulalım.
Kırkı bitirdik, yaklaştık elli,
Devr-i mezalim olduğu belli.
Kurtulur haksız, haklı dövülür,
Alim yobazdır(!), cahil övülür.
Genç nesil bozuldu, etmez itaat,
Şimdi mübah oldu; menhiyyat.
Çıkmaz kahveden evi orası,
Şeytan ile gayet iyi arası.
Korkmaz Allah'tan içki içiyor,
Duyunca ezanı, nasıl kaçıyor.
Halık'ımız ıslah eylesin sizi,
Mümkün değil ise kurtarsın bizi.
Bu sene hicazdan nasip açıldı,
Gönül alemine ferah saçıldı.
Salih refiklerle beraber gittik,
Ederken tavaf, üstada yettik.
Kayseri vilayet, Yahyalı kazam,
Binüçüzotuz tevellüt yazam.
Kavacık mahallem, doğdum burada,
Mevlâmız halketmiş böyle sırada.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Şifa Tarifesi
Besmele geçsin başına
Gelsin mü'minler hoşuna
Geçirme ömrün boşuna
Kur'anına devam lâzım.
ALLAH'a hamdeder kulu
Peygamber göstermiş yolu
Şükre devam eyle, ulu
Bu nimeti bilmek lâzım.
Gelip kıldırdı dumanı
Kula öğretti imanı
Resul'dür etme gümanı
Salavata devam lâzım
Bilin Muhammed Mustafa (a.s.)
Vazifeyi etti îfa,
Al-i Ashab ruha safa
Yollarından gitmek lâzım.
Namaz, İslâm'ın binası
Şahâdet oldu hanesi
Tenvir etti, uyan nası
Tehvid'e çalışmak lâzım.
Savm ile kır nefsin belini
HAK sever zekat veren kulunu
Hacc et, gör Mekke ilini
Farz olana gitmek lâzım.
Evvelâ ilim olmalı
Amel nehrinden dolmalı
İhlâs bahrine dalmalı
Bu işe ihtimam lâzım.
Tarikat temeli bunlar
Rabıtayla kalbi dinler
Teslim olup işi anlar
Meyyit gibi olmak lâzım.
Tarifeye hile etme
Eksik yahut fazla gitme
Kendi fikrin sözün tutma
Başını indirmek lâzım.
Letâif dersini alan
Mahsun olma, geri kalan
Riyakârlar bela bulan
Yokluğa atılmak lâzım.
Kardeş gel benliği bırak
Gerek gayet temiz yürek
Yakın sanma, yol çok ırak
Tedarikin görmek lâzım.
Kalbin zikri soldan başlar
Ruh'un dahi, sağdan işler
Sır çalışır, olur üçler
Tarifeyi tutmak lâzım.
Hafî, sağ memenin üstü,
Ahfa'nın, Muhammed dostu
İhvanın tez geçmek kasdı
Lâkin burda durmak lâzım.
Beşini bir eyle burda
Daima kalbinden kur da
Çok durdukça şifa derde
Temel muhkem olmak lâzım.
Söylemeden tez tez geçme
Tarifçiye yara açma
Her arkın suyundan içme
Menbaını bulmak lâzım.
Beş'den sonra alna çıkan
Adû nefse zincir takan
Zikrin aleviyle yakan
Rabıta çok olmak lâzım.
Şeytan, dünya hücum eder
Meyledersen zikir gider
Yetişen var etme keder
Hazrete çağırmak lâzım.
Bundan sonra zikr-i kül'e
Bir sızı çökmeli bele
Zikir hiç gelemez dile
Cemi' âza demek lâzım.
Zikr-i sultanî'ye dönen
Mâ, hevâ, nâr, turab binan
Bütün vücud bir dil sanan
Yarenlarla sohbet lâzım.
Bundan sonra nefy-ü isbat
Gelir tevhid, gider zulmez
Lâkin çok istermiş gayret
Fikren buna devam lâzım.
Nefesini çeken içe
Tek olacak, varın üçe
Yirmi bire yol aça
Maksut, matlub, rıza lâzım.
Yazmakla bu iş bilinmez
Sadr'a yazılır silinmez
Bu ders herkesde bulunmaz
Lâkin tarif etmek lâzım.
Gir murakabe içine
Katın ebrarlar göçüne
Bunlar gelmesin hiçine
Hedefin gözetmek lâzım.
Kalbin arşa tam açmalı
ALLAH'ın feyzini içmeli
Fena ahlâktan geçmeli
Nefsini çiğnemek lazım.
Üç şey bu derslere zarar
Hasta, derde deva arar
Üstazımız vermiş karar
Reçetesin tutmak lâzım.
Şeriatsız işi yapmak
Fenalık ardına kopmak
İğne kadar haktan sapmak
Zararını bilmek lâzım.
Şeriatsız tarîk olmaz
Cahil sofu dinin bilmez
Belki camiye de gelmez
Bu kavimden kaçmak lâzım.
Kadınla zikre oturur
"Helâl" der, dînin yitirir
Girdiği köyü batırır
Namusu korumak lâzım.
Ekserî cahil toplanır
Varır ilmeye saplanır
Yumurta olsan kulplanır
Cahillerden kaçmak lâzım.
Böyle olur kerametten azan
Şeriat, elde bir mizan
Aldatır, "sen de keramez kazan"
Her şahsı bir tartmak lâzım.
İkinci, gafille sohbet
Aman, bu işten et nefret
Sana lâzım gözüm uzlet
Halvete çekilmek lâzım.
Üçüncü, dünyayı sevmek
Kalbine sevgisin koymak
Daima lâfını etmek
Bu sözlerden hazer lâzım.
Kalemdar, kusurun dolu
Bu üç şey sende var, belî
Öyle ise niden eli
Kendini düşünmek lâzım.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Sakınmak Gerek
Beş şey kalbi öldürür,
Zikrin gülünü soldurur,
Gaflet içine daldırır,
Bunlardan sakınmak gerek.
Evvelkisi fazla yemek
İkincisi çok uyumak
Üçüncüsü gıybet demek
İşte bundan hazer gerek
Dördüncüsü pek gülmesi
Beşincisi rızık kaygısı
Yoldan çıkarır, çok nası
Emrazını bilmek gerek.
Beş şey kalbini taş eder
Böyle dedi büyük peder
Sakınmazsan cevher gider
Muhafaza etmek gerek.
Birisi günah kesreti
İkinci, tokluk zulmeti
Üçüncü zulüm gayreti
Hadisleri bilmek gerek.
Dördüncü, namaz geçirmek
Beşinci, sol elle yemek
Yapsan bunu gider emek
Sünnete rivayet gerek.
Münafıkda, üç alâmet
Herkes bunu eder nefret
Boşa çekilmesin zahmet
Kendini veznetmek gerek.
Söylerse ol, yalan söyler
Va'deylese hulf eyler
Emanete hiyanet eder
Bu fiilden uzak gerek.
Şu beş eve melek girmez
Aklı olan sûret komaz
Pis içkiye, iyi demez
Bundan çok sakınmak gerek.
Ebeveyne âsî olma
Misafiri geri kovma
Köpekler eve koyma
Meleklere ta'zim gerek.
Dört alâmet akıllıda
Feyizden alır ol gıda
Allah için ağlar dîde
Gözden yaşlar dökmek gerek.
Evvel, gelmeyene gider
Zulmedenleri affedir
Vermeyene ita eder
Kötülüğe iyilik gerek.
Kalemdâr ahlâkın fena
Bu fiille gitme sine
tutar bunu, akîldâne
Ahlâk güzel olmak gerek.
&&&&&&&&&&&&&&
Ziyaret Adabı
Huzura abdestli varın
Gayet hafif selam verin
Yedine varınca erin
Yüksek söyleme sözünü
Gösterdiği yere otur
Nefsini önüne yatır
Kalbin bir araya getir
Her yere eğme özünü
Kardeş gölgesine basma
Huzurda kimseyi kesme
Zahmet etme o nur cisme
Dağıtma orda ağzını
Kalksa yerine oturma
Gam verecek söz götürme
Çok bakıp edep yitirme
Daima dikme gözünü
İncitecek işi yapma
Öyle bir kutuptan şaşma
Huzurda başka el öpme
Dönderme sakın yüzünü
İzin almadan gidene
Ne deyim zahmet edene
Kılıçlar vurur bedene
Yarama atma tuzunu
Aman az olsun kelamın
Feyz akmaksa emelin
Muhkem kurulsun temelin
Kurban et oğlun kızını
Kalkmak için ta’cil eyle
Müşkilin var ise söyle
Mürşidine edep böyle
Uzak yakın çök dizini
Ele söyler kendi bilmez
Nefsi serkeş kendi gelmez
Kalemdâr bu böyle olmaz
Başkaya açma raz’ını.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Genç Varki
Genç var ki imanı kuvvetli
Din-i âliye hizmetli
Büyüklerine hürmetli
Adam olacağı belli...
Genç var ki insafa gelmiyor
Öğüt versen tesiri olmuyor
Büyük, küçüğü bilmiyor
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki abdestini alıyor
Beş vakit namazını kılıyor
Halis mü’minleri buluyor
Adam olacağı belli...
Genç var ki cami görmemiş
Secdeye yüzün sürmemiş
Alim yanında durmamış
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki Kur’an elinde
Allah’ın zikri dilinde
Büyük zatların yolunda
Adam olacağı belli...
Genç var ki kahvede yatar
Evin eşyasını satar
Derya-yı günaha batar
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki ilme çalışır
Vaaz vermeye alışır
Büyük zatlarla buluşur
Adan olacağı belli...
Genç var ki sinema işi
Yitirmiş ekmeği aşı
Geçiyor kıymetli yaşı
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki camiden çıkmaz
Elin namusuna bakmaz
Fanilere boyun bükmez
Adam olacağı belli...
Genç var ki namazdan kaçar
Korkmaz Hakk’tan içki içer
Salyasın etrafa saçar
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki anneyi kırmaz
Babasına karşı durmaz
Sigaraya para vermez
Adam olacağı belli...
Genç var ki babasını döver
Din, iman, anneye söver
Para için insan boğar
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki söylersen tutar
Gayet tevazulu yürür
Din yolunda canın verir
Adam olacağı belli...
Genç var ki gayet açık suçu
Danslarda ağarmış saçı
Siyonizm’i sever içi
İnsan olmayacağı belli...
Genç var ki kürsüye çıkar
Sözü mü’minleri yakar
Gözlerinden yaşlar döker
Adam olacağı belli...
Genç var ki açık bacağı-başı
Şeytanın tam olmuş eşi
Gece-gündüz kumar işi
İnsan olmayacağı belli...
&&&&&&&&&&&&&&&&&&66
Nefis Muhasebesi
Bu kadar yaş heba oldu
Düşündükçe gözüm doldu
Pay-i tahtı düşman aldı
Mavzerini sıktın nefis.
Amelime riya katar
Ahlaklarım beter beter
Aklım anın sözün tutar
Zincirini taktın nefis.
İstediği yere çeker
Manevi evlerim yıkar
Bal içine zehir döker
Masiyete çektin nefis.
Hak’dan da haya etmedin
Dost buyruğuna gitmedin
Süluk’de adım atmadın
Döşlerime çıktın nefis.
El gördülük yaptın amel
Buzdan kurmuş idin temel
Şöhret ile olmaz kemal
Evlerimi yıktın nefis.
İhvana göründün güzel
Dedin, “kardeşlerim düzel”
Kendi bağın oldu gazel
Bir çızgı ile yaktın nefis.
Amelin dünyaya alet
Bütün bildiklerin galat
Aşk ile getirmen Salat
Bellerimi büktün nefis.
Çok tuzağı, geçemedim
Bir aynımı açamadım
Kanat urup uçamadım
Zindanlara tıktın nefis.
Huzurda yüzlerim kara
Dışım iyi içim yara
Yüzüm yok gitmeye Pir’e
Yar aşağı attın nefis.
âli meclise çok vardın
Ben bilirim neler gördün
O meclisde, “yapmam” dedin
Haramlara baktın nefis.
Fena ahlak bütün bende
Ayıp, der saklarım canda
Ağularlar bizi günde
Zehirini döktün nefis.
Mahcubum hep yarenlerden
Bize sual soranlardan
Geri kaldım erenlerden
Burnum yere soktun nefis.
Kalbimi aklımdan aldı
Köklerime sular saldı
Gönül arsasını buldu
Mikropları ektin nefis.
Geri dön, gel eyle gayret
Kalemdâr’a şifa sohbet
Teveccüh buyursa, Hazret
Bu sözümden korktun nefis.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Yahu Nerdesin?
Aşık maşukunu durmadan arar
Muhabbetsiz geçen gün ihvan zarar
Tabi bu meslekten etmedin firar
Gel bir görüşelim yahu nerdesin?
İstihare ile bulmuştun bizi
Bekliyor yolunu acizin gözü
Ölsem de terketmem kardeşim sizi
Gel bir bilişelim yahu nerdesin?
Yüzünü görmüyor, soruyom elden
Geçen günler ise düşmezdin dilden
Sağlam teslimiyet, bağlansan belden
Gel bir buluşalım yahu nerdesin?
Geçtik mektubundan, gelmiyor selam
Hak, Rezzak-ı Alem çekmeyin elem
Mevla huzurunda şahittir kalem
Gel bir sarışalım yahu nerdesin?
Yaz-kış demeyip her an koşarken
Muhabbette ihvanları aşarken
Ağlayarak sohbetlerde düşerken
Gel bir alışalım yahu nerdesin?
Dersini alırken çöktüğün dizler
Kardeş, nereye gitti o kadar sözler?
Bekleyi bekleyi kırıldık bizler
Gel bir barışalım yahu nerdesin?
Sizi bizden sorar bazı yarenler
Bu meslek içinde gonca derenler
Bizi çok ileri geçti erenler
Gel bir erişelim yahu nerdesin?
Hubb-u dünyaya nefsimiz kandı
Acep bu alemde ölmek mi sandı
Yıkıldı herhalde feyziyin bendi
Gel bir çalışalım yahu nerdesin?
“Ölsem ihvanlardan ayrılmam” derdin
Halin inkar etme çok şeyler gördün
Acep nerden artıyor senin bu derdin?
Gel bir bilişelim yahu nerdesin?
Kalemdâr gibi kendini vurma
Bilen var derdini, ağyardan sorma
Küsüpte yakana, yalnız durma
Gel bir sarışalım yahu nerdesin?