‘Selamün Aleyküm gaste milletinin insanları’

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
‘Selamün Aleyküm gaste milletinin insanları’
'Ah be Hasan aabii, ne güzel Heredot hikayeleri anlatıyodun, şimdi niye anlatmıyosun?' diye soruyorlar...


Hasan Kaçan /Star
Arkadaş, yolda kim tanısa hemen yanıma yaklaşıyor...

'Ah be Hasan aabii, ne güzel Heredot hikayeleri anlatıyodun, şimdi niye anlatmıyosun?' diye soruyorlar...

'Yahu 'Ekmek Teknesi' bitti... İleride yeni bişeyler yaparsak anlatırım...' falan diye geçiştiriyorum ne yapayım...

Geçen gün bir arkadaşım, 'Aaabii madem hikaye anlatamıyosun bari gazetedeki köşende yaz da yüzümüz gülsün, sende hikaye biter mi?' diye verdi gazı...

Eve geldim...

Oturdum, gazeteye yazı yazacağım, amma arkadaşımın sözleri de kulaklarımda... 'Sende hikaye biter mi?'

Durdum, düşündüm...

'Ulan Hasan' dedim kendi kendime...

'Ortalık zaten toz duman, bi de enayi gibi sen niye dalıyorsun? Milletin suratı asık, bari gülümsetecek bişeyler karala!'

O cihettendir ki, hafta sonları, en azından bir gün 'Heredot Cevdet Hikayeleri' yazmaya karar verdim...

Dur, bu hafta bir deneyeyim...

Beğenirseniz devam ederim...

Amma hikayenin bazı yerlerine siz de katılacaksınız ona göre...

Mesela 'Selamün Aleyküm gaste milletinin insanları' dediğimde 'Aaaleyküm selaam!' diyeceksiniz...

'Size şu hikayeyi anlattım mı?' dediğimde okurken, içinizden bile olsa 'Annat baba annat!' diyeceksiniz ki ben de gazı alıp döktüreyim dii mi?..

Haa bu arada mevzunun en civcivli yerinde 'Aaaallaaaah!' diye bağıracak bi 'Ölü' ye de ihtiyacım var...

Aranızda gönüllü varsa bana fotoğrafıyla 'mail' atsın 'Ölü'ye en çok benzeyeninizi seçelim...

Hadi bakalım lafı uzatmadan ilk hikayemize dalalım...

****

Karrrdeşlerimmm!...

Vakti zamanında bi Kral ve arkadaşı varmış...

Çocukluktan beri berabermiş bunlar... Topaç çevirmişler, uçurtma uçurmuşlar, bilye oynamışlar, üçerden altı kişi tek kale maç etmişler, bazan terli terli su içmişler, beraber hastalanıp, beraber iyileşmişler...

Yalnız, Kral'ın arkadaşının bi huyu varmış...

İyi-kötü ne olursa olun, ister kendi başına gelsin, ister başkasının başına gelsin... 'Vardır bunda bir hayır!' dermiş...

(Durun bi dakka çayımdan bi fırt alayım...)

Neyse...

Bu iki arkadaş böyle böyle, kafalarını gözlerini yara yara, yaramazlıklar ede ede büyümüşler...

Dediğim gibi biri memlekete Kral olmuş, amma çocukluk arkadaşını da yanından hiç ayırmamış...

Kral nereye gitse arkadaşını da götürüyormuş...

'Hadi gel maça gidelim kombinem var' deyip maçlara gidiyor, en kral yerden seyrediyorlarmış...

Karrdeşlerimmm!...

Kral'ın arkadaşı çocukluğundan beri huyundan vazgeçmemiş...

Kral'ın tuttuğu takım dandik bi gol yese 'vardır bunda bi hayır!' diyormuş...

Kral'ın tuttuğu takımın topu doksandan dönse gene 'vardır bunda bi hayır!' diyor, Kralı uyuz ediyormuş...

Bu aradaa...

Kral'ın hasta olduğu cillop gibi bi manita varmış... Amma kral mıral umursamıyor, hiç pas vermiyormuş...

'Ulan koskoca Kralım, maymuna çevirdi beni, ne halt edeceğim?' dedikçe, arkadaşı 'vardır bunda bi hayır' diyormuş...

Kral arkadaşının bu huyuna kıl oluyor, amma çok sevdiğinden ses çıkarmıyormuş...

****

Bir gün Kral, arkadaşı ve adamları beraber ava çıkmışlar...

Kral ağzına layık bir geyik görmüş, adamları da 'Yaşasın... Kralım geyiğe doyacaksınız!' diye gaz vermişler...

Koca Kral seke seke koşan geyiğin ardından yayını germiiiş.... Germiiiş... Germiiiş...

Biii bırakmış... 'Vııınnnnn!' diye uçan ok, bi kayaya çarpmış, geri dönmüş kralın başparmağını 'haaart' diye koparıp geçmiş gitmiş...

'Aaaalllaaaahhh!'

Herkes dehşet içerisindeyken, Kral'ın arkadaşı gayet sakin 'vardır bunda bi hayır!' demiş gene...

Parmağı kopuk Kral'ın artık burasına gelmiş...

'Yeter ulan bulaşık... Görmüyon mu parmağım koptu bunda ne hayır olacak?' diye acıyla bağırmış, o öfkeyle yıllardır yanından ayırmadığı arkadaşını zindana attırmış...

****

Aradan epey bi yıllar geçmiş...

Hani demiştim ya, 'Kral'ın hasta olduğu bi manita varmış, yüz vermiyormuş' diye...

İşte, bu zaman içerisinde Kral manitayla arayı yapmış, gizli gizli buluşuyorlarmış...

Bir gün manitayla gene sözleşmişler...Kral 'ulan kıza ne hediye götürsem de aklını alsam?' diye düşünürken, vezirlerinden biri 'efendim bi ceylan vurup götürün.' diye akıl vermiş...

Adamlarıyla beraber ava çıkmış Kral...

Bi ceylan görmüşler, peşinden gazlamışlar...

Fakaaat... Akabinde ve detayındaa...

Ceylanı kovalarken kaybolmuşlar, insan eti yiyen bir kabilenin ortasına düşmüşler...

Yamyamlar yakalayıp hepsini kazana atmış, 'ooh havadan civadan yiyecek geldi' diye sevinip kaynatırlarken bi de bakmışlar ki içlerinde birinin parmağı yok...

Bu kabilenin meğer batıl itikatları varmış...

Vucüdünün bi uzvu olmayan insanı yerlerse başlarına uğursuzluk geleceğine inanırlarmış...

O yüzden Kral'ı serbest bırakmışlar, geri kalan hepsini pişirip afiyetle yemişler...

'Aaaalllaaaah!'

Kral mevzuyu çakozlamış, kurtuluşunun kopan parmağı sayesinde olduğunu anlamış...

Hemen hapisaneye koşmuş, onca yıldır zindanları reva gördüğü arkadaşını çıkarmış, başından geçenleri anlatmış, yaptığından ettiğinden naşi özür dilemiş...

Arkadaşı gene 'vardır bunda da bi hayır!' demiş...

Kral şaşkın şaşkın 'agacım ne diyosun, bunca yıl yata yata kafayı mı yedin, zindanda yatmanın nesinde hayır olur?' deyinceeee...

Arkadaşı cevaplamış...

'Nasıl hayır olmasın... Düşünsene Kralım, eğer zindanda olmasaydım o avda ben de olacaktım!'

'Aaaaallllllaaaaahhhhhhhh!!!!!
 
Ç

Çöl Aslanı

Guest
'Aaaaallllllaaaaahhhhhhhh!!!!!:)

Şer-i Şerife aykırı manita olayları hariç hikaye güzeldi. Teşekkürler.
 

Serdar55

Asistan
Katılım
16 Mar 2008
Mesajlar
425
Tepkime puanı
60
Puanları
0
Allah razı olsun Hasan ve senden.Ölüde ben olayım.Alllah:)
 
Üst