Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
.
Ey yar, sen ne kalbime yazıl, ne de nakış nakış işlen.. Çünkü; yazılan silinebilir, işlenen sökülebilir..
Ya aşk'ın közünde pişir kendini, gel vurul kalbime; ya da aşk bıçağıyla oy yüreğime kendini..
Neden yokluklarında bıraktıkları boşluk, varlıklarıyla doldurdukları yerden bunca geniş? Her defasında kendimizi de çoğaltarak ilave ettiğimizden mi? ...
İstanbul bilmeli ki; sahillerine mehtabı taşıyan senin bakışlarındır.. İstanbul bilmeli ki; limanlardan gemiler önce senin yüreğine açılır.. Uzaklarda bir yerde toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın parmaklarındaki hüzün; sana doğru akan nehrin ağlayan suretidir...
SAD gibi, gözlerinin esrarına kapıldım da kıvranarak kıvrıldım…
Bir harfin kıvrımıyla kıvrandım sayfalar üzerinde… Sad gibi koyu bir esrârı sarıp sarmalayıp sakladım gözlerimde… Efsûnlu bir nazar gibi, büyülü bir rüzgâr gibi harflerinde ruh buldum. Adını oluşturan harflerin esrârını gözlerinden okudum.
Dedim: Ne güzelsin Yâr..
Dedi: Güzelliğim neydi ki;
Dedim: Yüreğini görmekti gözlerine dalmaktı, içindeki Aşk/ı bulmaktı.. Dedi: Aşk neydi Yâr..
Dedim: Gönlüme seni düşürene dua edip O'nun Aşk/ını bilmeden seni bulmamaktı Yâr..
Dedim: buldun mu...?
Dedi: ELHAMDÜLİLLAH O'nu bulmadan seni bulsam bu Aşk olmazdı Yâr..