Sakın Terk-i Edebten

DENİZKRTL

Ordinaryus
Katılım
14 Şub 2010
Mesajlar
2,267
Tepkime puanı
475
Puanları
0
besmele1.gif




Sakın Terk-i Edepten

“Efendi! Bilmiş ol ki edep; insanın bedenindeki ruhtur. Efendi! Edep; ricalullahın göz ve gönlünün nurudur. Eğer şeytanın başını ezmek dilersen; gözünü aç ve gör. “Şeytanın katili edeptir.”

İnsanoğlunda edep bulunmazsa o insan değildir. Çünkü insan ile hayvan arasındaki fark edeptir.” Hz. Mevlânâ (k.s)

Serlevhası “Edep Yâ Hû” olan sûfiler sülûk ehlini hem Hakk (c.c)’a hem de halka karşı
virgul.gif
zâhiren ve bâtınen edepli hale getirmeyi amaç edinmişlerdir. Öyle ki
virgul.gif
bu gâye ile davet ettikleri nurlu yolu edep kelimesiyle tanımlayanlar bile olmuştur.


Ebu Hafs el-Haddâd (k.s) bunlardan birisidir. “Tasavvuf edepten ibarettir.” der. “Ziyafete davet etmek” manasındaki “edb” veya “Zarif ve edepli olmak anlamındaki “edeb” masdarından isim olan edep; lügatte “davet
virgul.gif
iyi tutum
virgul.gif
kibarlık ve incelik
virgul.gif
takdir ve hayranlık” kelimeleriyle ifade edilmiştir.


1 “Sevgilim konuşunca hep güzelliklerden bahseder. Susunca da hep güzel şeyler yapar.” diyen edip edebi ne güzel anlatır. Marifetulaha talip olan sûfîler bu yakınlığın nasıl elde edileceği hususunda ciltler dolusu eserler ortaya koymuşlardır.

Her biri meşrebine göre metodlar belirlemiştir. Ancak hepsinin buluştuğu ortak nokta “edeb” olmuştur. Çünkü yine hepsinin ortak hedefi marifetullahtır.

Marifetullah ise kulun sultan ile yakınlaşmasıdır
virgul.gif
perdelerin aralanmasıdır. Bu yakınlık sultanın sarayında bulunmak gibidir. Ki; “Kurb-i Sultan
virgul.gif
âteş-i sûzândır.”


Yani sultana yakın olmak yakıcı ateşe yakın olmakla eşanlamlıdır. Huzurda edebe riayetsizliğin bedeli çok ağırdır. Bu sebebledir ki; “Kâmil manada edep
virgul.gif
ancak peygamberlerde ve sıddîklarda olur.”


Çağımız insanları bütün kavramların içini boşaltmış kuru ifadeler manzumesi haline getirmiştir. Bugün edep denilince anlaşılan; şekillere ve levhalara hapsedilmiş ruhsuz birtakım davranış biçimleridir.

Oya bütün ilhamını Kur’an-ı Kerim’den ve Sünnet-i Rasülullah (s.a.v)’tan alan hakikat ehli edebi birçok yönden farklı biçimlerde derin mânâlar yükleyerek hayatına taşımıştır.

Onlara göre edep
virgul.gif
kulluğun zîneti
virgul.gif
süsüdür. Onlar namazdan başlayarak sefer
virgul.gif
hareket
virgul.gif
ikâmete kadar uzanan bütün vazifelerini bir edep çizgisi dahilinde ifâ etmişlerdir.


“Beni rabbim terbiye etti ve edebimi güzel yaptı.”2 buyuran güzeller güzeli Rasülullah (s.a.v)’ın âşıkları
virgul.gif
edebinden
virgul.gif
sîretinden nasibdâr olan sâdıkları
virgul.gif
O’nu hakkıyla severek
virgul.gif
izini takip ederek
virgul.gif
tarihte eşi-benzeri görülmeyen göz kamaştırıcı edep tabloları çizmişlerdir.


Hudeybiye görüşmeleri sırasında müslüman olmadan önce Kureyş’in elçiliğini yapan Urve b. Sâkif (r.a)’in ALLAH Rasülü (s.a.v) ve ashâbı hakında anlattıkları çok mühim mesajlar ve numuneler içermektedir.

Urve (r.a)
virgul.gif
Efendimiz (s.a.v) ve arkadaşları ile ilgili izlenimlerini şu cümlelerle aktarır: “Ey Kureyş! Ben anlı şanlı kralların huzuruna gittim. Kayser
virgul.gif
Kisrâ ve Necâşî’lerin saraylarında girip onların krallarına davranışlarını gördüm. Yemin ederim ki; hiçbir krala adamlarının Hz. Muhammed (s.a.v)’in adamlarının kendisine saygı gösterdiği gibi saygı gösterdiğini görmedim.


Şayet tükürse; kimin eline değerse değsin onu tenine yüzüne sürüyor. Muhammed (s.a.v)’in ağzından bir söze çıkmaya görsün onu hemen yerine getirmek için herkes birden fırlıyor. Abdest aldığında abdest suyunu aralarında mücadele ederek kapışıyorlar.

Yere düşmesine fırsat kalmıyor. Birinin eline bir damla dahi geçmemişse diğerinin yaş eline elini sürerek yüzüne sürüyor. Huzurunda çok alçak sesle konuşuyorlar. Önünde asla yüksek sesle bağırmıyorlar.

Edeplerinden dolayı gözlerini dikerek O’na bakmıyorlar. Sakalından veya başından bir kıl düşse onu yerden hemen alıyorlar. O’na saygı ve hürmet gösteriyorlar. Kısacası ben hiçbir lidere Muhammed (s.a.v)’e olduğu gibi bir saygı ve muhabbet gösterildiğini görmedim.” 3

Bu saygı
virgul.gif
muhabbet ve edeb çağlayanı her devirde nefesini hissettirmiş benzersiz güzelliklere temel teşkil etmiştir. Edebinden dolayı ALLAH Rasülü (s.a.v)’nün dolaştığı çöl kumlarına ayakkabılarıyla basmaktan haya eden
virgul.gif
yalınayak bir ömür kızgın çöl kumlarında dolaşan gönüller sultanı Bişr-i Hafî (k.s) devrinin edep şâhikası olarak karşımızda durmaktadır.


Muhabbet bağının güllerini koklayan ve aldıkları râyihaları şiirlerle ölümsüzleştiren âşık
virgul.gif
şâir Nâbi
virgul.gif
sevgilisi Muhammed Mustafa (s.a.v)’nın ravzay-ı pâkine yaklaşınca şehrin girişinde mola vermişti. Yol arkadaşı yorgunluktan uyuya kalınca; onun ayaklarını uzatmasına gönlü razı olmamış
virgul.gif
gayr-i ihtiyâri dilinden şu mısralar dökülmüştü:


“Sakın terk-i edepten kû-yı mahbûb-i Hüdâdır bu Nazargâh-ı ilâhîdir makâm-ı Mustafa’dır bu.”


Sevgilisi de onun sözlerini sabah namazı vakti müezzine rüyasında telkin ile onun edebine
virgul.gif
ihtiramına müezzinin yanık sesiyle şiirini okutturarak karşılık vermiştir.


Bu ve benzeri örnekleri saymakla bitiremeyiz. Bilinmesi gereken odur ki; gönüllerini ALLAH (c.c)’a ve O’nun Rasülüne açabilen iman sahipleri her an huzurda olmanın hazzı ile püredep yaşamışlar
virgul.gif
bununla da yetinmeyip kıyamete kadar geçerli edeb kuralları ile süslenmiş tasavvufî öğretileri insanlığa miras olarak sunmuşlardır.


Ne acıdır ki
virgul.gif
bugün edepsizliğin ve hâyâsızlığın hüsnü kabul gördüğü bir dönemin kirli havasında yaşıyoruz. Ne diyelim?


Âh Edep!
Âh Edep! Âh Edep!..

Mustafa Demirci
 
Üst