Rufaİ Şeyhİ ahmed vehbİ el-antakİ h.z

Rufai35

Üye
Katılım
15 Eki 2009
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44


Ahmet Vehbi antaki h.z nisbesinden de anlaşılacağı gibi Antakyalıdır.Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Manisa ya geldiğinde 1249 hc 1833 mld kırk yaşlarında olduğu bilinmektedir .Ahmed efendi H.Z babası Mehmed Emin efendidir ilk tahsilini antakyada yapmıştır.gençlik yıllarında öğrenim için önce Mısıra oradan da İstanbula giderek tahsiliyapmıştır.Bir süre Fatih medresesinde müderrislik görevi yapmıştır.

Bir gün İstanbulun Kartal semtinde Rifai tarikatının marifi kolu kurucusu Şeyh Seyyid Muhammed Fethül Marif H.Z ile tanışır ve ona intisap eder:Uzun süre bu dergahta sülük eder ve tarikatın feyzinden bereketinden faydalanarak irşad vazifesi ile görev alarak Manisaya gelir.Ahmed Efendi Manisada bir sene Hatuniye Medresesinde hocalık yaptıktan sonra İbrahim Çelebi Medresesine tayin edilir ve Bir senede görev orada yapar.

Manisa eşrafından Rüstem Efendi ve arkadaşları Ahmed Efendi yi yalnız bırakmazlar.Tekke arsasının alımıda ve inşasında Ahmed Efendiye yardım eder ve maddi destekte bulunurlar.Ahmed Efendi H.Z onsekiz seneye Manisada Rifai tarikatının tahsil ve terbiyesini isteklilere talim etmiştir.

Ölmeden dört gün evvel 15 Zilhicce 1267 – 11/10/1851 tarihinde yaptırdığı tekkeye bir fırın,bir değirmen vakfetti bunların gelirlerinden 10 kuruşun tekkenin onarılmasına ve kandiline , 30 kuruş postişine arta kalanlarını da çocuklarına bırakılmasını şart koştu. Tekkesine Devletten vakıf kabul etmemiştir Vakfiye belgesinin Edebi değeri olan sadeleştirilmiş özetinden bir bölüm alıcak olursak;
“Hamdi çok bol,şükrü sonsuz,bütün işlere vakıf,halkın sırlarını bilen yüce Allah katında belli ve bilinmektedir ki , şan ve şerefi yüce olan ,inayeti ile insan denilen varlığı ketm-i Ademden(Allah ın Ruh ve cisim alemlerini yaratmayıistediği zaman bütün mahlukların ilki olan cevheri arzın çıktığı yer ) en güzel bir şekilde yaratıp ,vücuda getirip ,cennet köşklerini güzel işler yapanlara eyledi .Onun dışında ilah yoktur ve O Celal yönüyle de tecelli etti.
En saf en temiz salat ve selamlar ve üstünlük payesi,nebilerin seçilmişi Allahın en seçkin Halifesi ve bütün peygamberlerin başkanı ve kumandanı,”sübhanellezi esra” sırrının şahı H.z Muhammed Mustafa nın temiz ve nurlu makamına olsun ki;ümmetini hak yoluna çağırıp sapıklık ve her türlü fesattan onları sakındırdı.Salat ve selam onun ve ashabının ve ona uyanların üzerine olsun ki,mutluluk asrında( asr-ı saadet ) gerçekleri haykıran bu güzel ve nurlu dini koruma ve kollamada ona göz yaşı döktüren ,kötülükleri amaç edinenleri terbiye etti.”Bundan sonra bu bereketli konu vakıfla ilgili şahitlerle ilgili resmi prosedüre göre devam etti ve Allah rızası için en güzel ve en değerli malından ayırıp ebedi olarak vakıf edip verdiklerinle ilgili şart ettiklerini söyledi vede en sonunda “Allah korusun soyum yok olursa adı geçen vakfiyeyi Şerri mahkemenin mütevelli tayin edip,dergahtaki şeyh dahi orada (tekkede) bulunan fakirleri doyursun diye fırın ve değirmeni mütevelli tayin edilen Halil Hilmi Efendiye vakfiyet üzere teslim eyledi.

İşte bu yaptığı vakfiyeden tam dört gün sonra 19 Zilhicce 1267 - 15/10/1851 tarihinde ebedi aleme irtihal etti.Ahmed Vehbi Antaki H.Z bir çok kerametleri vardır ;

“Dergahın yanında ki Ahmed efendinin şimdiki türbesinin bulunduğu yer dergahın ilk kurulduğu dönemde bir Rum a ait bir fırın imiş ancak bu fırın dergahada gereklidir yapılan çok cazip tekliflere dahi hayır cevabı verilir fırının ekmek pişirmek için yakıldığı bir vakit fırıncının fırından biraz uzaklaştığı anda Ahmed Vehbi Antaki H.z kızgın fırının içine girer.Bir müddet sonra işinin başına dönen Rum fırıncı Ekmek çıkarmak için fırına açtığında gözlerine inanamaz fırının İçinde Ahmed Vehbi Antaki H.z lerini HAY esmasını zikreder halde görür mübarek her HAY esmasını söylediğin de alevler adeta kendisine eşlik eder gibi yükselmektedir Rum fırıncı bu keramet karşısın da feryadı basıp ardından Ahmed efendinin elinde Kelime-i şahadet getirip Müslüman olur ve Tarikata intisap eder dergahın bir ferdi olur adı geçen fırın o günden sonra bir daha yakılmaz yıkılır ve dergaha dahil edilir.

Ahmed Vehbi Antaki H.z Allah cc ve Resülü H.Z Muhammed sav e olan aşkı kendisine nice şiirler edebi eserler yazdırmıştır çok üzücüdür ki bugün elimizde iki şiiri mevcuttur;

Mekteb-i irfâna gidip âyet-i Kur’ân okuruz
İlm-i ledün vâkıfıyız nüsha-i insan okuruz
Söylemeyiz mâ-halefe böylece erdik şerefe
Vâkıf olup “Men aref”e nükte-i pinhan okuruz

Gelse güzel bezmimize yad gelmese yanımıza
Münkir ermez sırrımıza böylece irfan okuruz
Her güzelin dengine biz boyanırız rengine biz
Düşmanının cengine biz tîg ile çevgân okuruz

Birbirini sevmeyenin kendi özün bilmeyenin
Ademe baş eğmeyenin ismini şeytân okuruz
Aşk ile sevda ile biz derd-i dilârâ ile biz
Tabla-i şeyda ile biz böylece dîvân okuruz

Vehbiyâ mestiz ezeli biz severiz her güzeli
Anda görüp Lem Yezel’i ismini cânân okuruz


Ahmed Vehbi Antaki H.z şu anda Manisa Rifai Dergâhı olarak faaliyet gösteren “Entekkeli Dergâhı” İzmir Caddesinin arka paralelindeki, İbrahim Çelebi Camiinin karşısındadır. Halen bakımlı bir yapı olarak duran Dergâh binası; kurucu Şeyh Ahmed Vehbi Efendi ve diğer Şeyhler Hasan Rüştü Efendi ve Hüseyin Kemalettin Efendinin türbelerinin de bulunduğu, Anıtlar Kurulu denetiminde tarihi bir eserdir.Cenabı ALLAH cc şefeatlerine bizleri nail eylesin.

Manisa Rufai Dergahı Entekkeliler kitabından alıntıdır
 
Üst