Rtük İnternetten Şikayet edebilirsiniz.

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Galiba Kartel Tv ların aile yapımıza attığı İslamiyetten uzaklaştırma pisikolojik bonbaları ve Aile kutsal yapı gelenek göreneklerimiz aykırı pisikolojik bonbalardan KİMSE RAHATSIZ DEĞİL.

Biz yalnızca müslüman kardeşlerimizi tenkit edelim.

Güncelleme
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Ya abicim, izlemeyin sizde tv mv... Ben izlemiyorum, ne kaybediyorum...? Hiç birşey kaybetmiyorum. Kazandıklarım mı? Burada sayamayacak kadar çoklar! Aileme kendime insanlara dönüyorum yüzümü tv yerine. Biz müslümanlar tv izledikçe yayınlanacak o çirkef diziler reklamlar. Durdurulması imkansız...! E hadi hassasiyetler gözetildikçe durduruluyor diyelim, birileri gördü de bildirdi yetkili mercilere, eee o görenlerin gördükleri ne olacak? Keferenin amacı süreklilik değil zaten bir kişi bile görmüş olsa kafi onlar için... Bizi katliamla öldüremeyeceklerini biliyorlar, onun için tek tek vuruyorlar. "HALKA HİZMET HAKKA HİZMETTİR" demişsiniz, bakın ne güzel, ne ulvî... Televizyon ne iş abim? Abi size birşey anlatayım mı? Birgün akşam saatlerinde vapurdayız ailemle. Bir kadın ağlıyor yanımızda, "Allah Allah" diyoruz "ne oldu acaba?" Eşi sanırım yanındaki, teselli ediyor, "yetişeceğiz merak etme" falan feşmekan. Ben duramıyorum soruyorum. "Ne oldu, hayırdır?" Adamın dediğinden sonra günlerce kendime gelemedim. "Biz Kurtlar Vadisi'ni çok severiz de...." devamını dinlemeden uzaklaştım yanlarından. Tevbeler olsun!!! Şu olana bakın! Akıllara zarar.

Yok be abim. Bu meret bizi bozar. Kalblerimiz çürüyor karşısında her geçirdiğimiz saniye... En iyisi atalım pencereden gitsin. :) Cehenneme kadar yolu var...



Dualarımdasınız abi...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Ya abicim, izlemeyin sizde tv mv... Ben izlemiyorum, ne kaybediyorum...? Hiç birşey kaybetmiyorum. Kazandıklarım mı? Burada sayamayacak kadar çoklar! Aileme kendime insanlara dönüyorum yüzümü tv yerine. Biz müslümanlar tv izledikçe yayınlanacak o çirkef diziler reklamlar. Durdurulması imkansız...! E hadi hassasiyetler gözetildikçe durduruluyor diyelim, birileri gördü de bildirdi yetkili mercilere, eee o görenlerin gördükleri ne olacak? Keferenin amacı süreklilik değil zaten bir kişi bile görmüş olsa kafi onlar için... Bizi katliamla öldüremeyeceklerini biliyorlar, onun için tek tek vuruyorlar. "HALKA HİZMET HAKKA HİZMETTİR" demişsiniz, bakın ne güzel, ne ulvî... Televizyon ne iş abim? Abi size birşey anlatayım mı? Birgün akşam saatlerinde vapurdayız ailemle. Bir kadın ağlıyor yanımızda, "Allah Allah" diyoruz "ne oldu acaba?" Eşi sanırım yanındaki, teselli ediyor, "yetişeceğiz merak etme" falan feşmekan. Ben duramıyorum soruyorum. "Ne oldu, hayırdır?" Adamın dediğinden sonra günlerce kendime gelemedim. "Biz Kurtlar Vadisi'ni çok severiz de...." devamını dinlemeden uzaklaştım yanlarından. Tevbeler olsun!!! Şu olana bakın! Akıllara zarar.

Yok be abim. Bu meret bizi bozar. Kalblerimiz çürüyor karşısında her geçirdiğimiz saniye... En iyisi atalım pencereden gitsin. :) Cehenneme kadar yolu var...



Dualarımdasınız abi...

Canım kardeşim ben izlemiyorum doğru düşünce ama ya karşı komşun Mesai arkadaşın , Ya çok sevdiğin arkadaşının kız kardeşi vb.vb.vb.İşte bunlar için BU YASAL TEPKİMİZİ EN ŞİDDETLİ ŞEKİLDE YASAL YOLLARA BAŞVURARAK YAPMALIYIZ.

ALLAH cc senden ebedi razı olsun dualarına almışsın
.
 

Sabr-el-Hayat

Profesör
Katılım
19 Eyl 2006
Mesajlar
3,776
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Esselamü Aleyküm...

Anket

Film ve dizilerde alkol kullanımını özendirici sahnelerin yasaklanmak istenmesini;

- Fikrim yok
- Uygun bulmuyorum
-Uygun buluyorum

alttaki sayfanın sol altta ankete katılmak isteyenler tıklasınlar, haydi buyrun:

http://kurs.memurlar.net/search.aspx?category=11

selam ve dua ile inşallah...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Rahatsız olanlar çok

Tenkitler çok

Lafa gelince iştirakler çok

Ama iş icraate gelince çok olanlar yokkkkkkkkkkkkkkkkk
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
TV

Soğuk Savaşın EN ETKİLİ PİSİKOLOJİK SİLAHI.

Yasal ve akıl yolu ile mücadele yapmayanlar.

GENÇLERİN bugünkü durumundan dolayı dertlenmesinler şikayet etmesinler.

Dertleneceklerse MÜCADELERİNİ YASAL YOLDAN AKILLA YAPSINLAR.
 

empathier

Paylaşımcı
Katılım
5 May 2008
Mesajlar
133
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Googleden Rtük e ulaşabilirsiniz.

Ulaştıktan sonra Sağ tarafta İzleyici Bildirimleri var

Oraya geldikten sonra Görüş ve Öneri formunu tıklayın

Çıkan sahifede doldurulacak yerleri doldurun ve şikayetinizi bildirdikten sonra Gönderin.

Bu da bir Cihattır.


19 Ocak 2007 de başlatılan bu "cihad"ın üzerinden nerdeyse 1,5 yıl geçmiş..


Açıldığında hedeflenen sonucun ne kadarı elde edildi?


RTÜK'e gönderilen mesajlar ile ilgili bir sonuc var mı?


Bir muhasebesini yaptınız mı ?

Yapar mısınız?
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Ya abicim, izlemeyin sizde tv mv... Ben izlemiyorum, ne kaybediyorum...? Hiç birşey kaybetmiyorum. Kazandıklarım mı? Burada sayamayacak kadar çoklar! Aileme kendime insanlara dönüyorum yüzümü tv yerine. Biz müslümanlar tv izledikçe yayınlanacak o çirkef diziler reklamlar. Durdurulması imkansız...! E hadi hassasiyetler gözetildikçe durduruluyor diyelim, birileri gördü de bildirdi yetkili mercilere, eee o görenlerin gördükleri ne olacak? Keferenin amacı süreklilik değil zaten bir kişi bile görmüş olsa kafi onlar için... Bizi katliamla öldüremeyeceklerini biliyorlar, onun için tek tek vuruyorlar. "HALKA HİZMET HAKKA HİZMETTİR" demişsiniz, bakın ne güzel, ne ulvî... Televizyon ne iş abim? Abi size birşey anlatayım mı? Birgün akşam saatlerinde vapurdayız ailemle. Bir kadın ağlıyor yanımızda, "Allah Allah" diyoruz "ne oldu acaba?" Eşi sanırım yanındaki, teselli ediyor, "yetişeceğiz merak etme" falan feşmekan. Ben duramıyorum soruyorum. "Ne oldu, hayırdır?" Adamın dediğinden sonra günlerce kendime gelemedim. "Biz Kurtlar Vadisi'ni çok severiz de...." devamını dinlemeden uzaklaştım yanlarından. Tevbeler olsun!!! Şu olana bakın! Akıllara zarar.

Yok be abim. Bu meret bizi bozar. Kalblerimiz çürüyor karşısında her geçirdiğimiz saniye... En iyisi atalım pencereden gitsin. :) Cehenneme kadar yolu var...



Dualarımdasınız abi...

Pencereden atmak Beni ve Çevremi kurtarabilir.

Kusura bakmayın ama

İslami yaşamda Bir Müslümanın diğer Müslümanlar için YAPMASI GEREKENLER yokmu ?


Yeğenim Ben mücadelemi yaparım sonuç sa Allah kerim.

Dualarımız birlikte.Duandan dolayı ALLAH c razı olsun.

Allah katında EN HAYIRLI KUL TOPLUMA FAYDALI OLAN KUL DEĞİLMİDİR.

19 Ocak 2007 de başlatılan bu "cihad"ın üzerinden nerdeyse 1,5 yıl geçmiş..


Açıldığında hedeflenen sonucun ne kadarı elde edildi?


RTÜK'e gönderilen mesajlar ile ilgili bir sonuc var mı?


Bir muhasebesini yaptınız mı ?

Yapar mısınız?

MUHASEBE YAPMAK Benim işim değil.


Bakın SİYASETÇİLERE Örnek ERBAKAN hala mücadele ediyor Sonuç alabildimi bugüne kadar.?

Şimdi size ALLAH cc sorsa Evet Alkol kullanmıyorsun peki Çevren için bu konuda ne yaptın derse.

Sizin de cevabınız ?

MÜCADELE ETMEDİM çünkü Muhasebesini yaptım Sonuç yok mu olacak

SONUÇ Kimin elinde biz MÜCADELEMİZİ yapalım Sonuç a ALLAH Kerim diyelim ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPALIM.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Forumlarda yazmakla gerçek yaşamda söylemekle üzerine düşeni yaptığını sanıp Allah cc Hizmet ediyorummu diyorsun ?

Okumanız için aşağıya bir alıntı getiriyorum.

ANLIYANA

DİZİLER, manevi erozyonu körüklüyor
Toplumdaki en önemli konulardan birinin cinsel istismar olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “Bu konuda çok iyi bir durumda olmadığımızı üzülerek görüyoruz” dedi.



Film ve dizilerde daha dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Bardakoğlu, “Evlilik dışı ilişkileri normal gösteren, ahlakî yanlışları sıradan davranışlar olarak gösteren filmlerin, rol modeller kullanılmamalı. Çocukları, gençleri olumsuz yönde etkileyecek, onların zihinlerini bulundıracak, yanlış rol modeller göstermeyelim” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, IV. Din Şûrası sonrası alınan tavsiye niteliğindeki kararları açıkladı. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde din-toplum araştırmalarını yürütecek bir araştırma merkezinin kurulmasının tavsiye edildiğini belirten Bardakoğlu, “Çünkü, zemini, toplumdaki dinî hareketliliği tanımak lazım. Masabaşında din hizmeti yürütmek doğru değil” dedi. Din dili konusunun hiçbir zaman ulusal ve uluslararası siyasi bir proje ile ilişkilendirilemeyeceğini vurgulayan Bardakoğlu, “Dini anlatırken kullandığımız üslubun herhangi bir siyasi projeyle, mesela ılımlı İslam ile, şunla bunla ilişkilendirilmesi her şeyi böyle magazinleştirme yanlışlığımızın bir parçasıdır. Biz hiçbir siyasi projenin, ulusal veya uluslararası stratejinin bir parçası değiliz” diye konuştu. Bardakoğlu, aksi bir davranışın iyi niyetlerine büyük haksızlık olacağını vurguladı.

“AHLÂK DIŞI İLİŞKİLER, DİZİLERLE NORMALLEŞTİRİLMEMELİ”Toplumdaki en önemli konulardan birinin de cinsel istismar olduğunu ifade eden Bardakoğlu, “Bu konuda çok iyi durumda olmadığımızı üzülerek görüyoruz” dedi. Toplumdaki cinsel istismar, dinî, ahlakî, manevi değerlerin aşınması konusunun tartışıldığı komisyonda bulunduğunu aktaran Bardakoğlu, “Hayli üzüldüm. Emin olun basın mensupları ve diğer şûra üyeleri de o komisyonu izleselerdi, yarınlarından endişe ederlerdi” şeklinde konuştu. Film ve dizilerde daha dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Bardakoğlu, “Evlilik dışı ilişkileri normal gösteren, ahlakî yanlışları sıradan davranışlar olarak gösteren filmler, rol modeller kullanılmamalı. Çocukları, gençleri olumsuz yönde etkileyecek, onların zihinlerini bulundıracak, yanlış rol modeller göstermeyelim” dedi. Bardakoğlu, medyada din ve din adamının imajını zedeleyen yayınlardan kaçınılmasını istedi.

Dinin her sabah yeniden konuşulacak bir konu olmadığını vurgulayan Bardakoğlu, basın mensuplarına hitaben, “Bizden, ilahiyat fakültesinin öğretim üyelerinden, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan her sabah yeni bir şey beklemeyin” dedi.

“CEZAEVLERİNDE ‘ŞİMDİYE KADAR NEREDEYDİNİZ' DİYORLAR”
Bardakoğlu, huzurevlerinden cezaevlerine, yetiştirme yurtlarına kadar her kesimin din hizmetlerinden faydalanmasını arzu ettiklerini söyledi. Bardakoğlu, “Yetiştirme yurtlarına, cezavelerine, huzurevlerine gittiğim zaman o insanlar kalkıp da bizim yakamızdan tutup ‘bugüne kadar neredeydiniz' diye soruyorlar. Emin olun, cezavine gittiğimizde, ‘şimdiye kadar neredeydiniz, biz bunları şimdiye kadar duysaydık, belki de burada olmazdık' diyorlar” ifadelerini kullandı. Bardakoğlu, işbirliği konusunda tüm kurumlara kapılarının açık olduğunu da kaydetti.

***

“Merkezi hutbe ve ezanlar kademeli olarak kaldırılacak”
Şûrada merkezi hutbe ve vaaz yerine, bunların birebir yapılmasının daha etkili olacağı görüşünün de dile getirildiğini belirten Bardakoğlu, şöyle konuştu: “Ancak biz de sınırlı sayıda kadromuzun olduğunu, ülkemizde yaklaşık 90 bin cami ve 2 bin vaizin bulunduğunu, bütün cemaate birebir vaaz etmemizin kadro açısından uygun olmadığını ifade ettik. Merkezi ezan uygulaması da aynı şekilde kademeli bir şekilde kaldırılacak, her bir din görevlimizin kendi edası ile sedası ile musıkîsi ile ezanı okuması teşvik edilecek. Ancak imkanlar yetersiz olduğu zaman ve her camide o güzel ezanı bulamadığımız zaman, yine merkezi sisteme geçiyoruz. Bu konuda vatandaşlarımızdan anlayış bekliyoruz.”

Ben seyretmiyorum benim evimde Tv yok demeklede kurtaramayız kendimizi çünkü ÇEVREMİZDEN de sorumluyuz ALLAH katında
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
FLAŞ: Ahlaksız dizi kalkıyor!
habervaktim'in 'Türk televizyonculuğu 40 yıldır çok şeyler gördü ama böylesi hiç olmadı' ifadeleriyle duyurduğu ATV'deki ahlaksız dizinin yayından kaldırılacağı belirtildi.



Yaklaşık 2 yıl önce el değiştirip Çalık grubu'na geçen ATV ne din, ne ahlak, ne de insanlık ölçüsüne sığmayacak bir diziyi yayına sokmuştu.

Kanal D'nin yüksek rating alan dizisi Aşk-ı Memnu özentisinden yola çıktığı belli olan Nefes, Türk toplumunun değerlerini alt üst etti. Henüz 2 bölüm yayınlanan Nefes dizisi aile içindeki çarpık ilişkileri sahneleyen bölümleriyle Türk Televizyonlarının “en ahlaksız” yapımı olmaya aday gösterildi.

Ahlaksız dizinin yayına girmesinin ardından yaptığı haberler ile kamuoyunu uyarak habervaktim'in haberleri üzerine artan tepkiler sonunda hedefine ulaştı. Kanal yönetiminin önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmeler neticesinde diziyi yayından kaldıracağı belirtildi.

İLGİLİ HABER VE AYRINTILAR İÇİN TIKLAYIN
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Ya abicim, izlemeyin sizde tv mv... Ben izlemiyorum, ne kaybediyorum...? Hiç birşey kaybetmiyorum. Kazandıklarım mı? Burada sayamayacak kadar çoklar! Aileme kendime insanlara dönüyorum yüzümü tv yerine. Biz müslümanlar tv izledikçe yayınlanacak o çirkef diziler reklamlar. Durdurulması imkansız...! E hadi hassasiyetler gözetildikçe durduruluyor diyelim, birileri gördü de bildirdi yetkili mercilere, eee o görenlerin gördükleri ne olacak? Keferenin amacı süreklilik değil zaten bir kişi bile görmüş olsa kafi onlar için... Bizi katliamla öldüremeyeceklerini biliyorlar, onun için tek tek vuruyorlar. "HALKA HİZMET HAKKA HİZMETTİR" demişsiniz, bakın ne güzel, ne ulvî... Televizyon ne iş abim? Abi size birşey anlatayım mı? Birgün akşam saatlerinde vapurdayız ailemle. Bir kadın ağlıyor yanımızda, "Allah Allah" diyoruz "ne oldu acaba?" Eşi sanırım yanındaki, teselli ediyor, "yetişeceğiz merak etme" falan feşmekan. Ben duramıyorum soruyorum. "Ne oldu, hayırdır?" Adamın dediğinden sonra günlerce kendime gelemedim. "Biz Kurtlar Vadisi'ni çok severiz de...." devamını dinlemeden uzaklaştım yanlarından. Tevbeler olsun!!! Şu olana bakın! Akıllara zarar.

Yok be abim. Bu meret bizi bozar. Kalblerimiz çürüyor karşısında her geçirdiğimiz saniye... En iyisi atalım pencereden gitsin. :) Cehenneme kadar yolu var...



Dualarımdasınız abi...

Dualarından Allah razı olsun.

Fakat izleyen çok

Önemli olan mücadele YASAL çerçevede.


Vatandaş, televizyonlardaki ahlaksızlıklara isyan ediyor. RTÜK'ün 2008-2009 Yılı Raporu'nda 2008 Eylül ayından 2009 Eylül ayına kadar RTÜK'e 169 bin 791 şikayet geldiği açıklandı. Şikayetler; başta dizi filmler olmak üzere gündüz kuşağı kadın programları, reklamlar ve direnç yarışmaları ile magazin programlarında yoğunlaştı.



YENER DÖNMEZ'İN HABERİ...

Başta dizi filmler olmak üzere gündüz kuşağı kadın programları, reklamlar ve direnç yarışmaları ile magazin programları vatandaşı isyan ettirdi. Radyo ve Televizyon Üst Kurumu (RTÜK), 2009 yılının ilk 9 ayında en fazla şikayet edilen televizyon yapımlarının diziler olduğunu açıkladı.

DİZİLERDEN ŞİKÂYET BİRİNCİ SIRADA
RTÜK'ün 2008-2009 Yılı Faaliyet Raporu yayınlandı. Raporda, 2008 Eylül ayından 2009 Eylül ayına kadar RTÜK'e 169 bin 791 şikayet geldiği açıklandı. Geçen yılın 9. ayından bu yılın 9. ayına kadar vatandaşlardan program ismi belirtilerek 83 bin 395 şikayet bildirimi geldiği belirtilen raporda, 2008 Eylül-2009 Eylül döneminde gelen şikayet bildirimlerinin ise şu dağılımla gerçekleştiği kaydedildi: “Diziler yüzde 20, reklamlar yüzde 14, direnç yarışmaları yüzde 13, kadın kuşak programları yüzde 9, güncel ve magazin yüzde 6, haberler yüzde 6, yorum programları yüzde 5.”

AHLÂKSIZLIKTAN EL AMAN!
Diziler, reklamlar ve direnç yarışmalarının 2008 yılına göre 2009 Eylül ayına kadar olan sürede yüzde 5 civarında artışlar gösterdiği vurgulanan RTÜK raporunda, olumsuz fiilleri dile getirerek yapılan şikayetlerin sayısının ise aynı dönemde 89 bin 396 olduğu dile getirildi. Sözkonusu şikayetlerin dökümünün ise şöyle gerçekleştiği açıklandı: “Çocuk ve gençlerin korunması yüzde 12, program kaldırılsın yüzde 12, Türk aile yapısı ve ahlakına aykırılık yüzde 9, sunucu ya da katılımcı kişiye yönelik şikayet yüzde 8, toplumu yanıltma yüzde 7, toplumsal şiddet yüzde 6, reklamın niteliği yüzde 5, millî ve manevî değerlere aykırılık yüzde 5, kişilik haklarına aykırılık yüzde 5.” RTÜK raporunda, çocuk ve gençlerin korunması ve ahlaka aykırılık şikayetlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 artış gösterdiği de vurgulandı.





Anket

Film ve dizilerde alkol kullanımını özendirici sahnelerin yasaklanmak istenmesini;

- Fikrim yok
- Uygun bulmuyorum
-Uygun buluyorum

alttaki sayfanın sol altta ankete katılmak isteyenler tıklasınlar, haydi buyrun:

Memurlar.Net - Kurs (Arama)

selam ve dua ile inşallah...

ARTIK okey ve Alkol kadehleri tv larda gösterilmeyecek.

Mücadele edenlerden yasal çerçevede hepsinden Allah razı olsun.


19 Ocak 2007 de başlatılan bu "cihad"ın üzerinden nerdeyse 1,5 yıl geçmiş..


Açıldığında hedeflenen sonucun ne kadarı elde edildi?


RTÜK'e gönderilen mesajlar ile ilgili bir sonuc var mı?


Bir muhasebesini yaptınız mı ?

Yapar mısınız?


Vatandaş, televizyonlardaki ahlaksızlıklara isyan ediyor. RTÜK'ün 2008-2009 Yılı Raporu'nda 2008 Eylül ayından 2009 Eylül ayına kadar RTÜK'e 169 bin 791 şikayet geldiği açıklandı. Şikayetler; başta dizi filmler olmak üzere gündüz kuşağı kadın programları, reklamlar ve direnç yarışmaları ile magazin programlarında yoğunlaştı.



YENER DÖNMEZ'İN HABERİ...

Başta dizi filmler olmak üzere gündüz kuşağı kadın programları, reklamlar ve direnç yarışmaları ile magazin programları vatandaşı isyan ettirdi. Radyo ve Televizyon Üst Kurumu (RTÜK), 2009 yılının ilk 9 ayında en fazla şikayet edilen televizyon yapımlarının diziler olduğunu açıkladı.

DİZİLERDEN ŞİKÂYET BİRİNCİ SIRADA
RTÜK'ün 2008-2009 Yılı Faaliyet Raporu yayınlandı. Raporda, 2008 Eylül ayından 2009 Eylül ayına kadar RTÜK'e 169 bin 791 şikayet geldiği açıklandı. Geçen yılın 9. ayından bu yılın 9. ayına kadar vatandaşlardan program ismi belirtilerek 83 bin 395 şikayet bildirimi geldiği belirtilen raporda, 2008 Eylül-2009 Eylül döneminde gelen şikayet bildirimlerinin ise şu dağılımla gerçekleştiği kaydedildi: “Diziler yüzde 20, reklamlar yüzde 14, direnç yarışmaları yüzde 13, kadın kuşak programları yüzde 9, güncel ve magazin yüzde 6, haberler yüzde 6, yorum programları yüzde 5.”

AHLÂKSIZLIKTAN EL AMAN!
Diziler, reklamlar ve direnç yarışmalarının 2008 yılına göre 2009 Eylül ayına kadar olan sürede yüzde 5 civarında artışlar gösterdiği vurgulanan RTÜK raporunda, olumsuz fiilleri dile getirerek yapılan şikayetlerin sayısının ise aynı dönemde 89 bin 396 olduğu dile getirildi. Sözkonusu şikayetlerin dökümünün ise şöyle gerçekleştiği açıklandı: “Çocuk ve gençlerin korunması yüzde 12, program kaldırılsın yüzde 12, Türk aile yapısı ve ahlakına aykırılık yüzde 9, sunucu ya da katılımcı kişiye yönelik şikayet yüzde 8, toplumu yanıltma yüzde 7, toplumsal şiddet yüzde 6, reklamın niteliği yüzde 5, millî ve manevî değerlere aykırılık yüzde 5, kişilik haklarına aykırılık yüzde 5.” RTÜK raporunda, çocuk ve gençlerin korunması ve ahlaka aykırılık şikayetlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 artış gösterdiği de vurgulandı.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Hasan Karakaya - Vakit
[email protected] 2010-01-08


--------------------------------------------------------------------------------

Bir sosyal yara... “Sadece seyrederek” nereye?!?

Bugün, “siyaset”ten, “ticaret”ten ve gündemdeki her olaydan uzaklaşıp, “sosyal bir yara”ya temas etmek istiyorum... “Olayın analizi”ne geçmeden önce, bir “durum tesbiti” yapalım...
Hemen herkes kabul eder ki; “modern yaşam” denilen hayat tarzı, hepimizi etkiledi, “insani vasıflarımız”ın birçoğunu aldı, götürdü... Meselâ, “köy” veya “kasaba”larda, insanlar, evleri birbirlerinden “çok uzak” olsa da, sık sık bir araya gelirler, “hal-hatır” sorarlar, birbirleriyle “sohbet” ederler, “sıkıntı”ya düşen olsa, hemen “yardım eli”ni uzatırlar... “Modern yaşam” denilen günümüz hayat tarzında ise, bu “toplumsal özellik”lerimizin çoğunu kaybettik...
En basit örneği, etrafları “duvar”larla çevrilip, bir anlamda “izole” edilmiş “site”ler ve o siteler içindeki “apartman”lardaki hayat tarzı... Malûm, “apartman”larda, neredeyse bir “köy nüfusu” kadar insan, “aynı çatı altında” yaşıyor... Ama hepsi de “ayrı dünyalar”ın insanları... Doğru dürüst ne “komşuluk” var, ne “hal-hatır” sorma ve ne de “yardımlaşma”...
Hani, Yunus Emre’nin; “Bir garip ölmüş diyeler, üç gün sonra duyalar” dediği gibi bir “gariplik” ve “kalabalıklar içinde yalnızlık” yaşıyoruz!.. “Apartman”larda yaşayan çoğu insan yalnız, çoğu garip!..
Sizin anlayacağınız; “bilmem kaç kilometrekare” toprak üzerinde oturan ve “birbirinden hayli uzak” evler, birbirleriyle “sürekli temas” halinde ve birbirlerine “kalben çok yakın” iken, “apartman”larda yaşayanlar, birbirlerine “fiziken çok yakın” oldular ama “kalben uzak” hâle geldiler!..
Özetle;
“Köy”lerde, “evleri uzak” iken “birbirlerine yakın” olan insanlar, “içinde bir köyün oturduğu” apartmanlarda, “ev olarak yakın”lar, ama ilişki olarak “birbirlerine hayli uzak”lar!..
SOHBET DE YOK, MUHABBET DE!
Tabiî, bu durum; “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” gibi, “harika bir kültür”den gelen insanları, “dinî ve sosyal bir yaşantı”dan da kopardı!..
“Hayat tarzı” değişince, “anlayış”lar da değişti!.. Artık, sadece apartmanın “asansör”ünde karşılaşan insanlar, birbirlerine “selâm” bile vermiyor, göz göze gelmiyor, “iki yabancı” gibi, önlerine bakıyorlar!..
Birbirlerine “gidip-gelme” olmayınca, “misafirlik” ve dolayısıyla “sohbet kültürü” de ortadan kalkıyor!..
“Muhabbet” ölüyor, muhabbet!..
Oysa, muhabbette, “karşılıklı iletişim” var, “katılım” var, “aktivite” var!..
“Modern yaşam”da ise; “misafir”liğin yerini “telesafirlik” aldığından, “televizyon” var... İnsanlar, televizyonun karşısına geçip, saatlerce, “sadece izliyorlar!”
Evet, “katılım” yok, “aktivite” yok!..
Herkes pasif, herkes izleyici!..
“Başkalarının hayatları”nı izliyorlar!..
“Verilen”le yetiniyorlar!..
Ne “kitap” okuyor insanlar, ne “dergi” ve ne de “gazete!”
Oysa, okusalar, “ufuk”ları açılacak, “farklılık”ları görecekler, “fikir sahibi” olacaklar!..
Ama, “okumuyor” insanımız!..
“Sadece seyrediyor!”
Olan-bitene, “seyirci” kalıyor!..
HAYATIMIZI TELEVİZYON YÖNLENDİRİYOR!
Düşünebiliyor musunuz;
“Uykuda” geçmesi gereken, yani “televizyon izlenmemesi” gereken “gecenin saat 02.00’si” ile “sabahın 07.00’si” arasındaki 5 saatlik zaman diliminde bile, “tam 2.5 milyon insan” zamanını “ekran karşısında” geçiriyormuş!..
Dahası; ABD’den sonra, “dünyada en fazla televizyon izleyen” ülke olmuşuz, iyi mi?..
Bir “Amerikalı”, günün “4 saat 49 dakika”sını ekran karşısında geçirirken, bizim insanımız da bu rakama yaklaşmış!..
Bizim insanımızın da;
“19.00-24.00 saatleri arasında 21 milyonu, 21.00-22.00 saatlerinde ise 27 milyonu, zamanını “ekran karşısında” geçiriyormuş!..
Önemli bir ayrıntı daha;
İnsanlar, “tek başlarına” televizyon izlemeyi tercih ediyorlarmış... Bunun oranı da yüzde 46’lara çıkmış!..
Yani, insanımızın, neredeyse “yarısı” tek başına televizyon karşısında!..
Ne konuşma var, ne sohbet!..
Hani, seyredilen programlar da, matah bir şey olsa...
İnsanımız, özellikle de kadınlarımız, “dizi manyağı” olmuş durumda... Hemen her akşam bir veya iki dizi!..
İşin garibi;
O diziler de, “toplum yapısına ters” ve sürekli “çarpık” ilişkileri, “sapık” ilişkileri dayatıyor!..
Dizilerde; “kim, kimi nasıl aldatıyor, kim kimin yatağında”dan “zina” ve “fuhuş”tan başka bir şey yok!.
ÇOCUKLAR NİYE GEÇ KONUŞUYOR?
Peki, bu diziler, “seyredildiği yerde” kalıyor mu?.. Yani, bizleri hiç mi etkilemiyor?..
Sadece, “çocuk”larla ilgili bir araştırmanın sonuçlarını vermek ve “televizyonun çocuklarımızı nasıl etkilediğini” gözler önüne sermek istiyorum:
“Binlerce çocuk, televizyon yüzünden konuşmayı geç öğreniyor!.. İngiltere’de yapılan bir araştırmada erkek çocukların dörtte birinden fazlasının, kızlarınsa yedide birinin, etraflarındaki yetişkinlerin konuşmalarını anlamalarını zorlaştıran televizyon sesi yüzünden konuşma güçlüğü çektiği açıklandı.
İngiliz hükümetine çocuklarla ilgili danışmanlık yapan Jegan Gross’un araştırmasında, çocukların yüzde 3’ünün önemli konuşma problemleriyle karşılaştığı tesbit edildi...
Araştırmaya göre, televizyon seyretmeseler bile, arka planda duyulan televizyon sesi yüzünden çocuklar büyüklerin söyledikleri sözleri anlamak için özel çaba sarf etmek zorunda kalıyor.
Gross, ‘Beyinlerimiz makinelerden öğrenmeye göre evrimleşmedi. Bebekler bir yüze tepki vermeye ve anne-babasının yüzlerini tanımaya meyilli’ dedi.
Ebeveynlerin dörtte biri televizyonun ‘çoğu zaman’ veya ‘her zaman’ açık olduğunu söyledi.
Çocuklar genelde ilk kelimelerini 10-11 aylıkken söylüyor. Ancak araştırmada üç yaşındaki çocukların yüzde 4’ünün hâlâ konuşamadıkları da gözlendi.”
Jean Gross’un tesbitine lütfen dikkat;
Bebekler “makinalar”dan değil, “anne-babasının yüzlerine bakarak öğrenmeye” meyilli!..
Peki; anne-baba, televizyon karşısında “hiç konuşmadan” duruyorsa, bebek nasıl öğrenecek “konuşmayı”, nasıl öğrenecek “tepki” vermeyi?..
Söyleyin Allah aşkına;
“Tepkisiz bir toplum” olmamızın bir sebebi de,
Zamanımızı “ekran karşısında” geçirmemiz ve “sadece seyirci olmamız” değil mi?..

EVLİLİK DÜŞTÜ, ZİNA ARTTI!
Televizyonun tek “olumsuz” etkisi, sadece “çocuk”larla ve onların “geç konuşması” ile sınırlı değil!..
Dedik ya, televizyon “büyük”leri de etkiliyor... “Çarpık ilişki”leri ve “sapık” yaşantıları “kanıksar” hâle gelmemiz ve “normal” kabul etmeye başlamamız bir “yozlaşma” ve hatta “kokuşma” belirtisi değil midir?..
Bakın, dün, ajanslardan, Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir “araştırma”nın sonuçları geçti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün raporunda deniliyor ki;
“Dünya nüfusunun yüzde 20’sini oluşturan gençlerin karşılaştıkları riskler ve yeni durumlarda; ilk cinsel ilişki yaşının düşmekte olduğu, bu grup arasında kontraseptif (doğum kontrol araçları) kullanımının oldukça düşük olduğu ve genellikle geleneksel yöntemlere başvurdukları belirlendi.

Dünyadaki gebeliklerin yüzde 10’dan fazlasının ergenlik dönemine ait olduğu tesbit edilirken, her yıl meydana gelen sağlıksız düşüklerin yüzde 25’e tekabül eden 4 milyonunun ergenlik döneminde yaşandığı bildirildi.
Her 20 gençten birinde HIV/AIDS dışında bir CYBE (Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar) görüldüğü ifade edilen raporda, yeni HIV/AIDS vakalarının yarısının 10-24 yaş grubu arasında olduğu kaydedildi.
Türkiye’de 15-24 yaş arasında cinsel ilişki deneyimi kadınlarda yüzde 34,5, erkeklerde yüzde 51,1. Yani Türkiye nüfusunun yüzde 19,5’ini oluşturan kesimin yüzde 42,8’i ilk cinsel deneyimini 15-24 yaş arasında yaşıyor.
Türkiye’de 25-49 yaş arasında ilk evlilik yaşı yüzde 20,8... 15-19 yaş arasında evlenenlerin sayısında azalma yaşanıyor.
1998 yılında yüzde 15,2 olan evli olanların oranı 2003’te yüzde 11,9’a, 2008 yılında da yüzde 9,6’ya düştü.
Genç nüfus içinde 20-24 yaş döneminde yapılan evliliklerde de düşüş yaşanırken, 2003 yılında bu yaş grubunda evlenenlerin oranı yüzde 49,7, 2008’de bu oran yüzde 45,5’e geriledi.”
Tablodan da anlaşılacağı üzre;
“Nikâhlı beraberlik”lerde, yani “evlilik”lerde yaş sınırı yükselirken, “zina”da yaş sınırı düşüyor!..
Yine rakamlar gösteriyor ki;
“Boşanma”lar sürekli artıyor!..
Yani, özellikle genç nüfusun çoğu, “evlilik sorumluluğu”nu almak istemiyor, “bağımsız takılmak” istiyor!..
Bunlar, maalesef “iyiye gidiş” değil!..
SEYİRCİ OLMAYIN, LÜTFEN OKUYUN!
Dünya ülkeleri ile birlikte Türk toplumu da içten içe göçüyor, içten içe çöküyor, büyük bir hızla kokuşuyor!..
Bunda, “çarpık ve sapık ilişki”leri özendiren “televizyon”un, “kocalarını aldatan kadınlar”ın anlattığı iğrençlikleri çarşaf çarşaf yayınlayan “gazeteler”in payı, elbette büyük!..
Ama, “onlardan beslenmek”te bir sakınca görmeyen insanlar da, pek o kadar “masum” sayılmazlar!..
Bir “baba” olarak, “aile sorumluluğu” taşıyan bir birey olarak, bu “gidişat”tan son derece muzdaribim!..
Ve diyorum ki;
Ne olur, “sadece seyirci” olmayın!..
Okuyun!.. Okuyun!.. Okuyun!..
Okuduklarınızı paylaşın!..
Daha da olmadı, “sohbet” edin!..
Aksi halde, “modernitenin çarkları” arasında erir ve kaybolup gidersiniz!..
Her zaman söylediğim gibi;
Eğer “okumaz” iseniz, bir gün gelir, “canınıza okurlar” da, haberiniz olmaz!..
Bilmem, anlatabildim mi?..
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
İzleyici yerli dizilerden şikayetçi
Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) 2009 yılında en çok şikayet yerli dizilerden gelirken, bu diziler arasında ilk sırayı ''Aşk-ı Memnu'' dizisi aldı.



RTÜK'ten alın bilgiye göre, RTÜK'ün, ''444 1 178'' İletişim Merkezi ve web sitesine, izleyiciler tarafından 2009 yılının 9 aylık döneminde toplam 48 bin 601 başvuruda bulunuldu.

RTÜK'e yapılan şikayetlerde yerli diziler ilk sırayı alırken, bu şikayetlerin yüzde 20'sinin diziler, yüzde 13'ünün yarışmalar, yüzde 10'unun reklam kuşakları, yüzde 9'unun eğlence programları, yüzde 6'sının güncel programlar, yüzde 6'sının haber bültenleri ve yüzde 5'inin de yorum programları hakkında olduğu belirlendi.
İzleyicilerin yerli dizilerle ilgili en fazla öne çıkan şikayet gerekçesi, ''Türk aile yapısı ve ahlaka aykırılık'' oldu. Bu yöndeki şikayetlerin yüzde 40'ı da yerli diziler için iletildi.

''Çocukların ve gençlerin korunması'' kriteri hakkındaki şikayetlerin yüzde 35'i de yine dizilere ilişkindi.
En çok şikayet edilen yerli dizi ''Aşk-ı Memnu'' olurken, bu diziyi ''Kurtlar Vadisi-Pusu'' ve ''Tek Türkiye'' izledi. Tüm yerli diziler hakkındaki şikayetlerin yüzde 25'i, ''Aşk-ı Memnu'' dizisine geldi.

-YEMEK PROGRAMLARI DA ŞİKAYET KONUSU-

''Türk aile yapısı ve ahlaka aykırılık'' kriterine ilişkin bildirimlerin yüzde 24'ü yarışmalara ilişkin olarak geldi. Bu konuda en fazla şikayet 2 bin 304 bildirimle (yüzde 37) ''Yemekteyiz'' adlı programa geldi. Bu programı, şikayetlerin yüzde 16'sını alan ''Bir Şarkısın Sen'' ve yüzde 9'unu alan ''Mehmet Ali Erbil'le 50 Sarışın'' takip etti.

-REKLAMLAR-

RTÜK'e başvuran seyirciler, sadece reklam kuşaklarını değil, aynı zamanda özellikle diziler ve filmler içerisinde yayınlanan reklamları da eleştirdi. İzleyiciler en çok reklamların uzunluğundan ve müstehcenliğinden (yüzde 20) şikayetçi oldu.

-İZDİVAÇ PROGRAMLARINA ŞİKAYET-

Kuşak programları hakkında kaydedilen 4 bin 333 bildirimin yarısına yakını ''Zuhal Topal?la İzdivaç'' adlı programa yönelik olarak gerçekleşti. Bunu yüzde 13 oranıyla ''Müge Anlı ile Tatlı Sert'' ve yüzde 8'lik oranla ''Esra Erol'la İzdivaç'' adlı kuşak programları izledi.
Bu üç programa ilişkin bildirilen şikayet gerekçelerinde ilk sırayı ''kişilik haklarına aykırılık-hakaret'' konusu alırken, ''ayrımcılık (dil, din, ırk)'' ve ''kişiye yönelik şikayet (sunucu veya katılımcı)'' kriterleri hakkında da bildirimde bulunuldu. Vatandaşların şikayetlerinin, programda kullanılan ifadeler ve bunları dile getiren katılımcılar üzerinde yoğunlaştığı gözlendi.

-HABER BÜLTELERİ-

Haber bültenleriyle ilgili şikayetlerde ise yüzde 40 oranında ''siyasi parti propagandası'', yüzde 38 oranında da ''taraflı yayıncılık'' yapıldığı savunuldu.
İzleyiciler, yaptıkları başvuruların yüzde 27'sinde genel anlamda bütün kanallardaki haber bültenlerinden şikayetçi oldu.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Ahlaksız diziye isyan!
Kanal D'de yayınlandığı günden bu yana 'ahlaksızlık' kokan senaryo ve sahneleriyle toplumun tüm kesimlerinin büyük tepkisine neden olan Aşk-ı Memnu isimli dizinin yayından kaldırılması için girişimde bulunan duyarlı vatandaşlar internet ortamında organize olup RTÜK'e şikayet yağdırıyor.



İşte internette başlatılan şikayet kampanyası:

'Aşk-ı Memnu '' İsimli AHLAKSIZ DİZİYİ Şikayet Ediyoruz.

Aile ve Toplum Ahlaki kodlarımızı TAHRİB eden bu diziyi "Ben Annem, Babam, Kızım ve Oğlumla yüzüm kızarmadan Keyifle izliyorum " DİYEMİYORSANIZ !!! lütfen. İş işten Geçmeden... Aile Bağlarımız Çatırdamadan... .

Vatandaşlık göreviniz Olan Şikayet Etme Hakkınızı Kullanın LÜTFEN...Hemen ... ŞİMDİ...

RTÜK ŞİKAYET LİNKİ İÇİN TIKLAYIN

İstediğiniz gibi doldurabilirsiniz yardımcı ÖRNEK olması cihetiyle Aşağıya Örnek bilgiler Yazılmıştır.


Kişisel Bilgilerinizi giriyorsunuz...


Kuruluşun Yayın Türü : TV işaretliyorsunuz.

Kuruluş Adı : KANAL D.

Program Adı : AŞK-I MEMNU.

Yayın Tarihi : PERŞEMBE.

Yayın Saati : 20:15

GÖRÜŞLERİNİZ :

Perşembe Akşamları Kanal D Televizyonunda Saat : 20:15 'te yayınlanan ''AŞK-I MEMNU' isimli dizi, Bizi biz yapan temel değerlerimiz olan İNANCIMIZA, geleneksel ÖRF ve ADETLERİMİZE uymadığı genel TOPLUM KANAATİDİR.Ailemiz ve Bilhassa gençlerimiz üzerinde ahlaki bir çöküntüye sebebiyet veren bu diziyi PROTESTO ediyorum. Yetkili ve Sorumlu Bir üst KURUL OLARAK hassasiyetlerimizi dikkate alacağınız temennisi ile ilgili AHLAKSIZ DİZİNİN yayından kaldırılması için gerekli olanın yapılmasını ARZ ve TALEB EDİYORUM. Saygılarımla."

Engin KAŞDAŞ-habervaktim.com
 

_Nihade_

Gafleti eyLe Heba
Katılım
11 Eyl 2009
Mesajlar
2,061
Tepkime puanı
581
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ankara
Ahlaksız diziye isyan!
Kanal D'de yayınlandığı günden bu yana 'ahlaksızlık' kokan senaryo ve sahneleriyle toplumun tüm kesimlerinin büyük tepkisine neden olan Aşk-ı Memnu isimli dizinin yayından kaldırılması için girişimde bulunan duyarlı vatandaşlar internet ortamında organize olup RTÜK'e şikayet yağdırıyor.



İşte internette başlatılan şikayet kampanyası:

'Aşk-ı Memnu '' İsimli AHLAKSIZ DİZİYİ Şikayet Ediyoruz.

Aile ve Toplum Ahlaki kodlarımızı TAHRİB eden bu diziyi "Ben Annem, Babam, Kızım ve Oğlumla yüzüm kızarmadan Keyifle izliyorum " DİYEMİYORSANIZ !!! lütfen. İş işten Geçmeden... Aile Bağlarımız Çatırdamadan... .

Vatandaşlık göreviniz Olan Şikayet Etme Hakkınızı Kullanın LÜTFEN...Hemen ... ŞİMDİ...

RTÜK ŞİKAYET LİNKİ İÇİN TIKLAYIN

İstediğiniz gibi doldurabilirsiniz yardımcı ÖRNEK olması cihetiyle Aşağıya Örnek bilgiler Yazılmıştır.


Kişisel Bilgilerinizi giriyorsunuz...


Kuruluşun Yayın Türü : TV işaretliyorsunuz.

Kuruluş Adı : KANAL D.

Program Adı : AŞK-I MEMNU.

Yayın Tarihi : PERŞEMBE.

Yayın Saati : 20:15

GÖRÜŞLERİNİZ :

Perşembe Akşamları Kanal D Televizyonunda Saat : 20:15 'te yayınlanan ''AŞK-I MEMNU' isimli dizi, Bizi biz yapan temel değerlerimiz olan İNANCIMIZA, geleneksel ÖRF ve ADETLERİMİZE uymadığı genel TOPLUM KANAATİDİR.Ailemiz ve Bilhassa gençlerimiz üzerinde ahlaki bir çöküntüye sebebiyet veren bu diziyi PROTESTO ediyorum. Yetkili ve Sorumlu Bir üst KURUL OLARAK hassasiyetlerimizi dikkate alacağınız temennisi ile ilgili AHLAKSIZ DİZİNİN yayından kaldırılması için gerekli olanın yapılmasını ARZ ve TALEB EDİYORUM. Saygılarımla."

Engin KAŞDAŞ-habervaktim.com

Bende bu diziyi şu an şikayet ettim, izlemiyorum ama tiryakilerinin olduğunu biliyorum.Kadınlar bir araya gelince konuşak bişey yokmuş gibi bu ahlaksız dizileri konuşuyorlar.
Halbuki bunları yapan yan komşuları bile olsa nasılda dışlarlar.Ama dizi olunca ağızlarının suyu akarak izliyorlar
.Allah akıl fikir ihsan etsin...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Bende bu diziyi şu an şikayet ettim, izlemiyorum ama tiryakilerinin olduğunu biliyorum.Kadınlar bir araya gelince konuşak bişey yokmuş gibi bu ahlaksız dizileri konuşuyorlar.
Halbuki bunları yapan yan komşuları bile olsa nasılda dışlarlar.Ama dizi olunca ağızlarının suyu akarak izliyorlar
.Allah akıl fikir ihsan etsin...

Allah yardımcımız olsun.

Daha ne diyeyim ki ?
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Prof. Dr. Tarhan:Diziler şiddet ve intihara sürüklüyor
İstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, televizyon dizilerinin intihara sürüklediğini ve gayri ahlaki ilişkileri özendirdiğini söyledi.



Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından 'Aylık RTÜK Toplantıları' adı altında her ay yapılan konferanslardan dokuzuncusu üst kurulun Ankara Bilkent'teki merkezinde düzenlendi.

'Haberden Dizilere Medya Gündemi ve Ruh Sağlığına Etkileri' konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dizi ve programları eleştirerek, "Şiddet içerikli program izleyen çocuklar şiddete eğilimli oluyor. Medyada yer alan intihar haberleri ve dizileri insanın kafasında intihar biçimini belirliyor ve intihar etme sürecini hızlandırıyor." dedi.

Aile içi ensest ilişkileri artıran dizileri de eleştiren Tarhan, "Ensest ilişkinin artmasında özellikle medyanın ve Aşk'ı Memnu gibi dizilerin etkisi var. Aile içi cinsel eğilimin tıp dilinde hiçbir açıklaması yoktur. Bu ancak öğrenmeyle olur ve medya bunu diziler aracılığıyla topluma öğretmiştir. Ayrıca bu tarz programlar insanların beklentilerini arttırıyor ve sorunlar ortaya çıkıyor, boşanmalar artıyor." diye konuştu.

Kurtlar Vadisi dizisine de eleştiri getiren Tarhan, "Bu dizide şiddet, sorun çözen araç olarak gösteriliyor. Bu durum özellikle ergenler üzerinde etkili olmakta. Bu diziler yerine, olumlu alternatifler üretmek gerekir." diye konuştu.

YASAKÇI ANNE-BABA OLMAYIN

Nevzat Tarhan, ebeveynlere de seslenerek, "İşgalci anne ve baba olmayın. Çocuklara televizyon ile ilgili yasaklamalar getirmek çözüm değil. Çünkü yasaklarla karşılanan çocuklar kim ilgi gösterirse ona gider ve yasaklar onları daha fazla cezp eder. Çocuklarınıza rehber olun, kişisel çabalarını, yeteneklerini geliştirici aktivitelere yönlendirin." ifadelerini kullandı.

BATMAN İNTİHARLARI TOPLUMSAL BİR OLAY

Batman'daki kadın intiharları konusuna da değinen Tarhan, şunları söyledi: "Bu durum uzun zamandır var. Töre cinayetleri deniyor. Kapalı toplumların kuralları büyük oluyor. Kişi bu baskı sonucunda ya töre cinayetlerine kurban gidiyor ya da kendilerini öldürüyor. İfade kanalları olmadığı için çözümsüzlük hakim oluyor ve intihara başvuruyorlar. Ayrıca Televole tarzı programların yarattığı 'ben ne kadar uğraşsam da onlar gibi olamam mantığı' insanların ümidini kırmakta ve intihara sürüklemekte."

(CİHAN)
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Bakan Kavaf: Ahlaksız dizilere tedbir alacağız

Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Niğde'de yaptığı açıklamada ahlaki değerleri yıpratan televizyon dizilerine karşı RTÜK'le işbirliği yapacaklarını söyledi.



Partisinin Genişletilmiş İl Danışma Kurulu Toplantısı'na katılmak için Niğde'ye giden Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, toplantıdan sonra valilik ve belediye başkanlığını ziyaret etti. İlk ziyaretini Niğde Valiliği'ne yapan Bakan Kavaf, valiliğin ardından Niğde Belediyesi'ne geçerek Belediye Başkanı Faruk Akdoğan'la görüştü. Bakan Kavaf, "Sosyal kurumlar anlamında Niğde'nin ihtiyacı nedir? Sayın başkan bilgi verdi. Onun dışında Niğde'ye yapabileceğimiz yatırımlar nelerdir? Onları da istişare ettik." dedi.

Niğde Belediyesi ziyaretinde basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Bakan Kavaf, televizyonlarda yayınlanan bazı dizilerin Türk aile yapısını ve ahlaki değerleri bozduğunu, bu konuda halktan çok sayıda şikayet aldıklarını söyledi. Bakan Kavaf, "Hükümet ve bakanlık olarak aileleri, çocukları korumak kollamak, onların ruhen ve bedenen sağlıklı insanlar olarak yetişmesini sağlamakla yükümlüyüz. Bu konuda bize iletilen şikayetleri, biz de alternatif çözümler üretmek üzere RTÜK'e iletiyoruz. Bu konuda önümüzdeki günlerde RTÜK'le ortak bir çalışma gündeme gelebilir. Dünyada bu tür yayınlar nasıl denetleniyorsa biz de öyle denetleyeceğiz. Bu tip ahlaki erozyona sebep olan diziler illa yayınlaması gerekiyorsa bile, yayınlama şekli ile birtakım düzenlemeler yapılabilir, yapılması gerekiyor." şeklinde konuştu. (CİHAN)
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Googleden Rtük e ulaşabilirsiniz.

Ulaştıktan sonra Sağ tarafta İzleyici Bildirimleri var

Oraya geldikten sonra Görüş ve Öneri formunu tıklayın

Çıkan sahifede doldurulacak yerleri doldurun ve şikayetinizi bildirdikten sonra

Gönderin.

Sayın Admin ve yöneticiler bu başlığı sabitleyin.

Kardeşlerim şikayetlerinizin birer kopyasını buraya yapıştırın bizlerde bilgilenip ana fikire sagdık kalıp değişik cümlelerle oluşan yazımızı gönderelim.Ne kadar çok itiraz okadar ses getirir.

Yalnız aynı cümleleri kullanmayalım şüphe çeker etkin olmaz.

Buda bir Cihattır.


RTÜK o diziler için düğmeye bastı
RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, kamuoyunda tartışmalara sebep olan dizilerin incelemeye alındığını söyledi.



RTÜK'ten bir ekibin konuyla ilgili çalışma başlattığını belirten Dursun, yayınlarda Türk aile yapısına uygunluk yönünde bir ihlal tespit edilirse uyarı, özür isteme ve para cezası uygulayabileceklerini ifade etti.

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, kamuoyunda Türk aile yapısına uygun olmadığı yönünde eleştiri alan bazı program ve dizilerin incelemeye alındığını açıkladı. RTÜK bünyesinde oluşturulan bir ekibin yayınlarla ilgili bir araştırma yaptığını duyuran Prof. Dr. Davut Dursun, çalışma sonucunda sunulacak rapora göre yol haritası belirleyeceklerini belirtti. RTÜK Başkanı, "Belli programların, yayınların Türk aile yapısına uygun olmadığı şeklinde sonuç çıkarsa müeyyide uygulama sistemimiz var. Gerekirse uyarı, özür dileme istenebilecek, program durdurulabilecek, para cezası verilecek." diye konuştu.

Üst Kurul tarafından hazırlanan Radyo Dinleme Eğilimleri Araştırmasının sonuçlarını açıkladıktan sonra basın mensuplarının sorularını cevaplayan Prof. Dr. Davut Dursun, özellikle Aşk-ı Memnu dizisiyle ilgili çok sayıda şikayet geldiğini kaydetti. Bu rahatsızlığı göz ardı edemeyeceklerini belirten Dursun, eleştirilerin haklı olup olmadığının da araştırma sonucunda ortaya çıkacağını aktardı. Aşk-ı Memnu dizisine en son 14 Ocak'ta bir ceza verdiklerini ifade eden Dursun şöyle konuştu: "Üst Kurul çoğunluk oyuyla o dizideki bazı sahnelerin Türk aile yapısına uygun olmadığına karar vermişti. Bugün basındaki eleştirilere bakıldığında konunun saptırılıp ihanet vs. ahlak alanına çekildiğini görüyorum. Ahlakla ilgili bir tartışma söz konusu değil. Türk aile yapısına uygunluk açısından tartışma söz konusu. Ceza da zaten Türk aile yapısına uygun olmadığı açısından verilmiştir. Eleştirilebilir kuşkusuz ama bizim kararlarımız idari kararlardır. Bunun yanlış olduğunu düşünen yayıncılar bunu idare mahkemesine götürürler. Haklı olduğuna karar verirse mahkeme biz cezayı kaldırırız."
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Bunun altından da Sezer çıktı!
Tecavüz sahnesi, uzmanları ayağa kaldırdı. RTÜK ise dert yandı. Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Kanal D televizyonunda yayınlanan “Fatmagül'ün suçu ne?” dizisindeki tecavüz sahnesi, uzmanları ayağa kaldırdı. Suçlamaların hedefindeki RTÜK ise mahkemeleri adres göstererek, “Etkimiz var ama yetkimiz yok” deyip dert yandı. RTÜK'ün bu acizliğinin altından da tanıdık bir isim çıktı...



Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Kanal D Televizyonu'nda “Fatmagül'ün suçu ne?” isimli televizyon dizisinde tecavüz sahnesinin reyting uğruna 4 dakika gösterilmesi, dizinin 2 defa da tekrarının verilmesi uzmanları ayağa kaldırdı. Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cahide Aydın, “Çocuklar bu tür filmlerden dolayı mağdur oluyor” dedi. RTÜK'ün bu tarz filmlerin senaryolarını önceden kontrol etmesini isteyen Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Uzman Çocuk Psikyatristi Dr. İsmail Yavaş ise gelişim çağındaki çocuk ve gençlerin modelleme yöntemiyle bu filmleri kendilerine referans aldıklarını söyledi. Suçlamaların hedefindeki RTÜK ise mahkemeleri adres göstererek, “Etkimiz var ama yetkimiz yok” diye dert yandı.

“CEZADAN KURTULMAK İÇİN YAŞ SINIRI YAZILIYOR”
Dizilerin başlama saatinden önce 7 veya 13 yaş yazarak cezai müeyyideden kurtulma yönüne gittiğini aktaran EÜ Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Psikiyatrist Prof. Dr. Cahide Aydın, ancak film içinde olmadık sahnelerin konulabildiğini, bu sebeple RTÜK'ün daha duyarlı ve etkin olması gerektiğinin altını çizdi. Bu konuda incelemelerin artırılmasını tavsiye eden Aydın, “Çocuklar bu tür filmlerden dolaylı da olsa ‘Mağdur kalabiliyor mu?' derseniz, maalesef kalıyor. Birçok gazete ve televizyon bunlara çok riayet etmiyor. Macera filmi seyrediyorsunuz içinde bir sürü sevişme sahneleri var. İşkenceler, adam öldürmeler var. Yaşından önce cinsel saldırılarla karşılaşan çocuklar, tabii ki bundan dolayı korkabilir, sıkıntı duyabilir, huzursuz olabilir, başına bir şey gelebilecek endişesi taşıyabilir” dedi.

“NORMALMİŞ GİBİ ALGILANMA BAŞLIYOR”
Bu tür filmlerin çocuklar üzerinde ileriye dönük etkileri olduğunu belirten Psikiyatris Prof. Dr. Cahide Aydın, “Bir de bu tür filmlerin çok seyredilmesi halinde ise, bir süre sonra çocuklar için bunlar sıradan olaylarmış gibi görebiliyor. Bilgisayar oyunlarında da öyle değil mi? Adam veya hırsız polis öldürüyor puan alıyor. Bu tür oyunlar olumsuzluk oluşturuyor. Bu oyunlar bir süre sonra başkasına zarar vermek, kuralları çiğnemek, sıradan sanki normalmiş gibi algılanmaya başlıyor. Çocuğun değer yargılarını etkileyebiliyor. Çocukları duyarsızlaştırabiliyor. Sonra her şeyi normalmiş gibi görüyor. Gereksiz yere erken uyarılma meydana getiriliyor. Korku ve endişe gibi şeylere neden olabilir. Endişe duyabileceği gibi merak da duyabilir. Baba saldırgan ve anneye şiddet uyguluyorsa bu tür olaylar yaşanabilir” diye konuştu.

“ZİHİNLER BULANDIRILIYOR”
Dr. İsmail Yavaş ise, çocukların modelleme yoluna gittiklerini söyledi. Modellemenin ise kimi zaman anne, baba, kimi zaman da çevre faktörü olduğu gibi birçok zamanda televizyon, sinema ve tiyatro olduğunu aktaran Yavaş, “İnsanın hayalinde böyle tecavüz sahneleri yok iken bunların gösterilmesi zihinleri bulandırır. Bunu bütün çocuk psikiyatrisleri söyler. Onun için bu tür diziler, örnekleme olacağı için çocuklar için sakıncalıdır. Toplumun bilinçlenmesi, şekillenmesi ve daha temiz bir toplum oluşmasında kötü örneklerden arınma çok önemlidir. RTÜK diye bir kuruluş var, bu ne iş yapar yanlışla eğriyi düzeltmek için kurulmuş. Orada yayınları inceliyorlar, ona göre müdahale etmeleri gerekiyor” dedi.

RTÜK: BU YAYINLARA MÜDAHALE EDEMİYORUZ
Yıllar önce Hülya Avşar'ın başrolünü oynadığı ve bir köylü kızının dört zengin kişi tarafından tecavüze uğramasının konu edildiği film, bu sefer diziye çevrildi. Beren Saat'in dört erkek tarafından, 4 dakika boyunca tecavüze uğraması sahnesinin fragmanı, günler öncesinden internet ve Kanal D televizyonunda onlarca defa ekranlara getirildi. Özellikle saat 20.00'de filmin gösterilmesi ise gelişim çağında olan çocuk ve gençleri olumsuz yönde etkileyecek cinstendi. Konuya açıklık getiren uzmanlar ise RTÜK'ü göreve çağırdı. Ancak, isminin açıklanmasını istemeyen RTÜK'te üst düzey bir yetkili ise, elleri ve kollarının bağlı olduğunu, bu tür yayınlara bile müdahale edemediklerini anlattı. RTÜK diye bir kurum olduğunu ama kanunlarının budandığı ve yetkilerinin olmadığını ifade eden yetkili, “Bakın orada bir tecavüz sahnesi var, biz ona müdahale edebilmemiz için ‘Türk aile yapısına aykırıdır' maddesi gereğince işlem yapmamız gerekiyor. Uzman arkadaşımız bunu yazdığı zaman, üst kuruldan karar çıksa bile mahkeme, ‘Türk Aile yapısı için kimi baz aldınız?' diyor. Serbest yaşayan insanlar da var, dini inançlarını yerine getirmeye çalışan insanlar da var, dolayısıyla bu buna sığmaz diyor, biz de bunun üzerine bu ‘gençlerin ruhsal gelişimini olumsuz etkiliyor', maddesine koyalım diyoruz. Mahkeme yine aynı gerekçe ile ‘hangi gençleri baz alıyorsunuz' diyerek red ediyor. Şimdi yasalarda inanılmaz bir boşluğumuz var” dedi.


SEZER DÖNEMİNDE YETKİLERİMİZ ALINDI”
Bu konudaki boşluğun ise, 2002 yılında yaşanan ekonomik kriz sonrası gerçekleştiğini belirten Yetkili, “Bizim kararlarımız kat-i değil biliyorsunuz. Mahkeme kararlarına açık. Dolayısıyla dönemin Ecevit hükümeti, 2002 krizinden sonra tekrar ayakta kalabilmek için bazı medya patronlarına yeni bir RTÜK yasası çıkarıp, bazı kanalları vermek için yeni bir RTÜK yasası yapmıştı. Bu süreçte kanun maddeleri darmadağın oldu. ‘Etkisi var, yetkisi yok' bir kuruluş haline getirildi. Yayın ilkeleri bölümünde 12 maddemiz var, A'dan Z'ye kadar. Eski Cumhurbaşkanlarından Ahmet Necdet Sezer döneminde ve Anayasa Mahkemesi tarafından çoğunluğu iptal edildiği için elimizde hiçbir şey kalmadı. Bundan dolayı çok fazla etkin olamıyoruz” diye konuştu. Duyarlı vatandaşların 444 1 178 numaralı telefonu aramalarını isteyen yetkili, burada karşılarına canlı operatör çıktığını ve şikayet oranına göre yayıncı kuruluşla görüşme yoluna gittiklerini söyledi.

VAKİT
 
Üst