Resulullah Hakkinda Bunlari Bİlİyor Muydunuz?

EbRu

Paylaşımcı
Katılım
10 Haz 2006
Mesajlar
336
Tepkime puanı
3
Puanları
0
***İmam Malik'in kendisi için "ilim deryası" tespitinde bulunduğu Tabiin'in büyük alimi İmam Zühri'nin, Hudeybiye anlaşması için: "İslam tarihinde Hudeybi'yeden önce onun kadar büyük bir zafer olmamıştır” dediğini..

***Beşyüz sahabe ile görüştüğü bilinen tabiin alimi Abdurrrahman bin Ebi Leyla'ya göre Hayber fethinin Hudeybiye sulhünden 20 gün sonra vukuu bulduğunu ve Fetih Suresindeki: "Ve onlara yakın bir fetih verdi" ayetindeki "yakın fetih'in" Hayber zaferi olduğunu..

***Resulullah'ın(SAV) Hayber fethinden sonra Yahudi ölüleri arasında kayıplarını arayan Safiyye ve kızkardeşi ve onların yanında umursamazca gezinen Bilal-i Habeşi'yi gördüğünü. Sonra Hz. Bilal'e sertçe: “Senin kalbinde hiç merhamet yok mudur? Kendi akrabalarından olup ölmüş bulunan kimselerin cesedleri arasında dolaşmakta olan iki genç kızın yanından böyle geçiyorsun" diyerek insan hissiyatını dikkate almakta nasıl zirve olduğunu gösterdiğini..

***Habibullah'ın(ASM) Hayber'de Selam bin Mişkem'in karısı Zeynep'in eliyle gerçekleşen zehirlenmenin etkisini ömrü boyunca taşıdığını.Vefat hastalığı sırasında kendisini ziyaret gelen Ümm-ü Bişr binti Bera'ya: “Ey Ümm-ü Bişr! Şu anda Hayber'de kardeşinle beraber yediğim zehirli etten dolayı kalp damarlarımın koptuğunu hissediyorum" buyurduğunu..Bazı Siyer ulemasının Allah Resulunün(SAS) vafatında bu zehirin de tesiri olduğundan dolayı kendisinin aynı zamanda şehid olduğunu kabul ettiklerini..

***Amr bin As'ın Hudeybiye sulhünden sonra yerleşmek için gittiği Habeşistan'da, öldürmek için kendisine teslim etmek üzere Resul-i Ekrem'in(SAV) bir elçisini Habeş Necaşisinden istediğini..Bunun üzerine Necaşi'nin Amr'ın burnuna şiddetli bir darbe indirip, onu kan revan içinde bıraktığını ve sonra: “Ey Amr! Demek sen Musa ve İsa peygamberlere gelmiş olan Namus-u Ekber'in(Cebrail) kendisine gelip durduğu bir zatın elçisini öldürmek üzere sana vermemi isyorsun ha? Vallahi eğer onu öldürmüş olsaydın sizden hiçbirinizi sağ bırakmazdım. Resulullah'ın elçisi öldürülür mü hiç?" dediğini..Bu hadiseden çok etkilenen Amr'ın kısa bir zaman sonra Müslüman olduğunu..

***Bedir savaşının Arap topraklarında İslam ordunun ilk savaşı olduğu gibi Mute muharebesinin de Arap toprakları dışındaki ilk çatışma olduğunu...

*** Mute savaşında İslam ordusunun kaybının sadece 12 olduğunu...Bu durumun Bizans ve onun müttefiki Arapların gözünü korkuttuğunu...

*** Halid Bin Velid'in Müslüman olduğunda Kureyş büyüklerine: “Aklı başında olan herkes artık Muhammed'in sihirbaz ve şair olmadığını, onun söylediği sözleriin de Alemlerin Rabbinin sözü olduğunu anlamıştır. Akıl ve basiret sahiplerinin ona tabi olmaları hak olmuştur" dediğini. Bu sözleri duyunca öfkelenen Ebu Süfyan'ın Halid'in üzerine atılmak istediğni. Onu durduran İkrime bin Ebu Cehil'in: "Yavaş ol bakalım ey Ebu Süfyan! Bu görüşünden dolayı Halid2i öldürmek mi istiyorsun? Aslında bütün Mekkeliler bu görüştedirler. Vallahi korkarım ki bir sene geçmeden bütün Mekke halkı bu görüşe uyacaktır" dediğini..

***Peygamberimiz hakkında Bizans hükümdarı ile görüşen Ebu Süfyan'ın bu görüşmeden sonra yanındaki arkadaşlarına: “Muhammed'in davası önüne geçilemeyecek kadar duyulup güçlenmiştir. Baksanıza Ben-i Asfar(Bizanslılara Araplar böyle derdi) hükümdarı bile ondan korkuyor." dediğini..

***Bizans hükümdarı Heraklius'un Astronomi'den anlayan biri olup birgün yüzünün renginden bie şey olup olmadığını soran Rum patriklerine: “Yıldızlara bakarken sünnetlilerin hükümdarının zuhur ettiğini gördüm" cevabını verdiğini..

***Nebi(ASM)'ın mektubu kendise ulaştığında Heraklius'un bu mektubu Başpiskopos'una gösterdiğinde ondan; “Allah'a andolsun ki bu Musa ve İsa'nın bize müjdeledikleri ve bizim beklemekte olduğumuz peygamberdir. Ben kendim o Peygamberi tasdik edip, ona uyacağım" cevabını aldığını..Bunun üzerine kendisini de: "Evet o Peygamberdir. Ancak onu tasdik etmeye ve tabi olmaya muktedir değilim. Eğer bunu yaparsam hükümdarlığım elden gider ve Bizanslılar da beni öldürür." dediğini...

KAYNAK:

Son Peygamber- Prof. dr. M. Ebu Zehra- Kitabevi Yayınları-İst-1997-
 

gumus_Tesbih

Paylaşımcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
van
Resulullah(asm) Hakkında Bunları Biliyor muydunuz?

Peygamberin(sav) babaannesinin isminin Fatıma olduğunu...

· Hz.Peygamberin öz amcalarının Ebu Talib ve Zübeyr olmak üzere iki tane olduğunu, diğer amcalarının üvey olduğunu...

· Hz.Abbas’ın Efendimizden 3 yaş büyük olduğunu...

· Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe’nin Efendimizin(sav) ilk süt annesi olduğu gibi, Hz Hamza’nın da süt annesi olduğunu ve Efendimizin (sav) bu aziz amcası ile aynı zamanda süt kardeş olduğunu...

· Annesi Amine’nin Efendimizi(sav) ancak 1 hafta emzirdiğini...

· İbn-i Abbas’tan nakledildiğine göre Cenab-ı Hakk’ın Peygamberler arasında Kur’an’da sadece Hz.Peygamberin(sav) hayatına yemin ettiğini (Hicr-72)

Ömer bin Abdülaziz’in Resulullah’ın(asm) eşyalarını bir eve toplayarak müze yapıp, sergilediğini... Sergilediği eşyanın ise iple örülmüş bir sedir, içi hurma lifi ile doldurulmuş bir çanak, su bardağı, elbise, el değirmeni, başına sardığı bir kadife ve giyim eşyasından ibaret olduğunu...

Peygamberimizin meşhur devesi Kasva’yı hicreti sırasında 400 dirheme aldığını, ona kesik kulak (kasva) adını bizzat verdiğini ve hayatı boyunca ondan çok memnun kaldığını...

· Uhud’da bir kılıç darbesiyle mübarek yüzü kanla kaplanan Allah Resulünün (sav) “Peygamberinin yüzünü kana bulayan bir topluluk nasıl kurtulur ve mutlu olur?” dediğini...

· Mute’ye giden orduya katılan ama Efendimiz(sav)in arkasında son bir Cuma namazı kılmak için Medine’de kalan Abdullah bin Revaha’ya : “Yeryüzü dolunca sadaka dağıtsan, onların bir sabah namazında elde ettikleri ecr ve mükafatı elde edemezsin” denilince bu zatın hemen yola çıkıp arkadaşlarına yetiştiğini...

Mekke’nin Fetih günü Resul-i Ekrem’in(ASM) Ümm-ü Hani binti Ebu Talib’in evinde sekiz rekat Fetih namazı kıldığını…

Genel olarak Resululah’ın(SAV) ordularının düşmanı amansız bastırmak için gece ilerleyip, gündüz gizlendiklerini…

Efendimizin(SAV) Tebük seferi dönüşü, Medine evleri uzaktan göründüğünde; “Bu Tâbe’dir. (Hoş bir şehir) Şu ise(Uhud dağı) bizi seven ve bizim de onu sevdiğimiz bir dağdır” buyurduğunu…

Tebük seferi dönüşü Medine halkının Habib-i zişanı(SAV) aynen Hicrette olduğu gibi hep bir ağızdan “Ay döndü üzerimize Veda tepelerinden…” kasidesiyle karşıladığını…

Rahmet Peygamberi(SAV)’nin Veda haccındaki konuşmasını Rabia bin Ümeyye bin Halef tarafından yüksek sesle halka aynı anda duyurulduğunu…

Veda haccı bitiminde “Bugün sizin dininizi ikmal ettim. Size olan nimetimi tamamladım. Ve din olarak İslam’dan razı oldum” (Maide:3) ayetleri nazil olunca Hz Ömer’in(bir rivayette Hz. Ebubekir) ağladığını… Sebebini soranlara “Her kemalden sonra mutlak noksanlık gelir” diyerek bu ayetten Nebinin(SAV) vefatını sezdiğini…

Fahr-ı Kainat’ın(ASM) vefat hastalığı sırasında ; “Ya Aişe! Hala Hayber’de yediğim zehirli yemeğin acısını duyuyorum” buyurduğunu…(Not. Geniş izahat için Fethullah Gülen Hocaefendinin Varlığın Metafizik Boyutu adlı eserinin birinci cildine bakınız.)

Hatem-ün Nebi’nin(SAV) vefatında ciğerparesi Fatıma’nın gözyaşları içinde: “Babacığım benim! Kendisini çağıran Rabbinin davetine icabet etti. Babacığım benim! Cennet-ül Firdevs onun yeri! Ya Cibril! Başın sağ olsun” buyurduğunu…

Hz. Ali ile Hz Fatıma’nın evliliğinden Resul-i zişan’ın(SAV) dört torunu olduğunu. Bunların; Hasan, Hüseyin, Zeynep, Ümm-ü Gülsüm” olduğunu…

Peygamberimizin(ASM) hanımlarından ikisinin kendisinden evvel vefat ettiklerini bunlardan birinin Hz. Hatice diğerinin “fakirlerin annesi” lakaplı Zeynep binti Hüzeyme olduğunu…
 
Üst