hirahos
Kıdemli Üye
- Katılım
- 9 Kas 2006
- Mesajlar
- 35,948
- Tepkime puanı
- 483
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
Resulullah Efendimize, Bir Kertenkelenin Şahitlik Etmesi
Hz Ömer ra anlatıyor:
Bir kere Resulullah Efendimiz sav Ashabıyla otururken Süleym oğullarından bir bedevi, pişirip yemek için avladığı kertenkeleyi elbisesinin yenine sokmuş bir halde çıkageldi. Cemaati görünce yanaştı. Resulullah Efendimizi sav duyunca, insanları yara yara gelip:
“lat ve uzzaya yemin olsun ki bana göre analar senden daha nefretli bir kimse taşımamıştır. İnsanlar içinde senden daha fazla kimseye kızmıyorum. Kavmim, bana aceleci vasfını yakıştıracak olmasaydı çabucak seni öldürürdüm de herkesi sevindirirdim” deyince Hz Ömer’in ra hemen davranıp onun boynunu vuracağını anlayan Resulullah Efendimiz sav:
“Ey Ömer, acele etmeyen kimsenin neredeyse peygamber olacak kadar üstün olduğunu bilmez misin?” buyurdu. Sonra o bedeviye yönelip:
“Ey Süleym oğullarının kardeşi, Allah’a yemin olsun ki muhakkak ben melekler nezdinde de insanlar katında da övülen beğenilen emin ve güvenilir bir kişiyim. Öyleyse hiç bir mecliste bana hayırdan başka bir şey söyleme!”
buyurarak böyle haksız davranışta bulunmasının sebebini sordu. O da yenin de bulunan kertenkeleyi çıkarıp Resulullah Efendimizin sav huzuruna atarak:
“Bu kertenkele sana inanmadıkça, lat ve uzzaya yemin olsun ki ben de sana inanmayacağım” dedi bunun üzerine Resulullah Efendimiz sav “Ey kertenkele” diye hitap buyurunca o herkesin duyacağı açık ve net Arapça dille:
“Buyur, ey kıyamete kavuşacakların ziyneti ve süsü, buyur emret” dedi Resulullah Efendimiz sav:
“Ey kertenkele kime tapıyorsun? diye sorunca o fasih bir dille:
“Arşı gökte, saltanatı yerde, yolu denizde, rahmeti cennette, azabı ise cehennemde olan Zata..” diye cevap verdi. Bu sefer Resulullah Efendimiz sav:
“Ey kertenkele, ben kimim?” diye sorunca:
“Sen Abdullah oğlu Muhammed’sin, Alemlerin Rabbinin Resulüsün, Peygamberlerin mührüsün, takva sahiplerinin imamısın, abdest uzuvları parıl parıl parlayan ümmetleri Naim cennetlerine götüren önderisin, sana inanan seni doğrulayan ve sana hakkıyla uyan kimse muhakkak kurtulmuştur. Seni yalanlayıp sana karşı gelense kesinlikle hüsrana uğramıştır..” dedi
Bu mucizeyi gören bedevi, gülerek arkaya doğru gidince Resulullah Efendimiz sav:
“Ey ben-i Süleym’in kardeşi önce Allah ile sonra da benim ile mi alay ediyorsun?” buyurunca o:
“Gördüğümden sonra duyduğuma uyamam, vallahi sana gelirken senden çok kızdığım kimse yoktu; şimdi ise sen bana ana ve babamdan, iki gözümden, hatta canımdan daha sevgilisin. Elbette ben seni içimle dışımla, gizlim ve açığım neyim varsa hepsiyle seviyorum” dedi Bunun üzerine Resulullah Efendimiz sav: “İslam’a gir, kurtul” buyurunca o:
“Şahitlik ediyorum ki Allah’dan başka hiç bir ilah yoktur ve şüphesiz ki sen gerçekten Allah’ın elçisi Muhammed’sin sav" diyerek Müslüman oldu. Bunu duyan Resulullah Efendimiz sav çok sevinerek iki ayakları üzerine doğrulup ayağa sıçradı, sonra mübarek ellerini birbirine vurarak:
“Ey beni Süleym’in kardeşi, ne mutlu, ne mutlu.. Bize kafir olarak geldin, yanımızdan bahtiyar olarak ayrılıyorsun” dedi
Allah, Peygamber Efendimizin sav Şefaatlerine hepimizi nail etsin, güzel kardeşlerim..
(alıntıdır)
Hz Ömer ra anlatıyor:
Bir kere Resulullah Efendimiz sav Ashabıyla otururken Süleym oğullarından bir bedevi, pişirip yemek için avladığı kertenkeleyi elbisesinin yenine sokmuş bir halde çıkageldi. Cemaati görünce yanaştı. Resulullah Efendimizi sav duyunca, insanları yara yara gelip:
“lat ve uzzaya yemin olsun ki bana göre analar senden daha nefretli bir kimse taşımamıştır. İnsanlar içinde senden daha fazla kimseye kızmıyorum. Kavmim, bana aceleci vasfını yakıştıracak olmasaydı çabucak seni öldürürdüm de herkesi sevindirirdim” deyince Hz Ömer’in ra hemen davranıp onun boynunu vuracağını anlayan Resulullah Efendimiz sav:
“Ey Ömer, acele etmeyen kimsenin neredeyse peygamber olacak kadar üstün olduğunu bilmez misin?” buyurdu. Sonra o bedeviye yönelip:
“Ey Süleym oğullarının kardeşi, Allah’a yemin olsun ki muhakkak ben melekler nezdinde de insanlar katında da övülen beğenilen emin ve güvenilir bir kişiyim. Öyleyse hiç bir mecliste bana hayırdan başka bir şey söyleme!”
buyurarak böyle haksız davranışta bulunmasının sebebini sordu. O da yenin de bulunan kertenkeleyi çıkarıp Resulullah Efendimizin sav huzuruna atarak:
“Bu kertenkele sana inanmadıkça, lat ve uzzaya yemin olsun ki ben de sana inanmayacağım” dedi bunun üzerine Resulullah Efendimiz sav “Ey kertenkele” diye hitap buyurunca o herkesin duyacağı açık ve net Arapça dille:
“Buyur, ey kıyamete kavuşacakların ziyneti ve süsü, buyur emret” dedi Resulullah Efendimiz sav:
“Ey kertenkele kime tapıyorsun? diye sorunca o fasih bir dille:
“Arşı gökte, saltanatı yerde, yolu denizde, rahmeti cennette, azabı ise cehennemde olan Zata..” diye cevap verdi. Bu sefer Resulullah Efendimiz sav:
“Ey kertenkele, ben kimim?” diye sorunca:
“Sen Abdullah oğlu Muhammed’sin, Alemlerin Rabbinin Resulüsün, Peygamberlerin mührüsün, takva sahiplerinin imamısın, abdest uzuvları parıl parıl parlayan ümmetleri Naim cennetlerine götüren önderisin, sana inanan seni doğrulayan ve sana hakkıyla uyan kimse muhakkak kurtulmuştur. Seni yalanlayıp sana karşı gelense kesinlikle hüsrana uğramıştır..” dedi
Bu mucizeyi gören bedevi, gülerek arkaya doğru gidince Resulullah Efendimiz sav:
“Ey ben-i Süleym’in kardeşi önce Allah ile sonra da benim ile mi alay ediyorsun?” buyurunca o:
“Gördüğümden sonra duyduğuma uyamam, vallahi sana gelirken senden çok kızdığım kimse yoktu; şimdi ise sen bana ana ve babamdan, iki gözümden, hatta canımdan daha sevgilisin. Elbette ben seni içimle dışımla, gizlim ve açığım neyim varsa hepsiyle seviyorum” dedi Bunun üzerine Resulullah Efendimiz sav: “İslam’a gir, kurtul” buyurunca o:
“Şahitlik ediyorum ki Allah’dan başka hiç bir ilah yoktur ve şüphesiz ki sen gerçekten Allah’ın elçisi Muhammed’sin sav" diyerek Müslüman oldu. Bunu duyan Resulullah Efendimiz sav çok sevinerek iki ayakları üzerine doğrulup ayağa sıçradı, sonra mübarek ellerini birbirine vurarak:
“Ey beni Süleym’in kardeşi, ne mutlu, ne mutlu.. Bize kafir olarak geldin, yanımızdan bahtiyar olarak ayrılıyorsun” dedi
Allah, Peygamber Efendimizin sav Şefaatlerine hepimizi nail etsin, güzel kardeşlerim..
(alıntıdır)