Rektör Ural: Gül’ün Başörtüsü Onayı Değersiz

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün türbanla ilgili Anayasa değişikliği teklifini onaylamasının, üniversitelere türbanlı öğrenci girmesi konusunda önemli bir değişime neden olmayacağın belirtti.

Akbulut, “Değişiklikler resmi gazete yayımlansa bile, 17. madde değişikliği yapılmadan hiç kimse bizi üniversitelere türbanlı öğrencilerin alınmasına mecbur edemez” dedi.

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Akbulut, NTV’ye yaptığı açıklamada, anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasının kendileri açısından büyük bir değişiklik yaratmasını beklemediğini söyledi. En büyük sorunun bazı siyasilerin “Haydi çocuklar türbanla okula” diye teşvik etmesi olacağını belirten Akbulut, değişikliğin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadan önce bu tür durumlarla karşılaşıldığını hatırlattı.

Akbulut, “Değişiklikler resmi gazete yayımlansa bile, 17. madde değişikliği yapılmadan hiç kimse bizi üniversitelere türbanlı öğrencilerin alınmasına mecbur edemez. Çünkü ortada Anayasa Mahkemesi’nin ve Danıştay’ın geçmiş kararları var” dedi. Türbanın bağlanış şeklini de önemli bir unsur olarak görmediğini kaydeden Akbulut, türbanın kendisinin bir dinsel simge olduğunu ve Anayasa Mahkemesi kararlarına göre bunun yasak olduğunu ifade etti.

-“KİMSE ÜNİVERSİTELERİN GÖRÜŞÜNÜ SORMUYOR”-

Prof. Dr. Akbulut, 17. maddenin nasıl bir şekilde geleceğini de bilmediklerini kaydederken, “17. maddenin taslağını hazırlayanlar da, hazırlanan taslağın sağlıklı olmadığını görmüş durumdalar. 17. maddeyi çıkarıp çıkarmama konusunda tereddütler olduğun görüyoruz. Gelin beraber hazırlayalım demek çözüm değil. Dikkat ederseniz hiç kimse üniversitelere görüş soralım demiyor. Bu bizim meselemiz ama kimse bizim görüşümüz almak istemedi. Anayasa Komisyonu Başkanı da bunu birkaç kez söylemişti. Dolayısı ile Resmi Gazete’de çıksa bile Anayasal görüş hukuki bir değişiklik olmayacağı yönünde” diye konuştu. Akbulut 17. maddenin de Anayasa Mahkemesi’ne gelmesi halinde reddedilmesini beklediklerini söyledi.

ANKA

Darbecilerdenden mesajmı aldı acaba?

Yakında göreceğiz, bir avuç dinazor kalıntıları.

Gül'ün onayı önemli değil” diyen anayasal suç işlemiş oluyor.



'Ergenekon çetesi' diye gözaltına alınan, tutuklananlar devletin anayasal düzenini kale almama ve değiştirmeye teşebbüs ithamına muhataplar. Anayasa değişikliğinden sonra yasağı sürdürmek isteyeceklerin yaptığı da bu değil mi?

YÖK Yasası'nda da değişiklik yasağın kalkması için bir gereklilik olarak düşünülmemişti zaten; Rektör Bey yanlış hatırlıyor. MHP o değişiklik teklifini yasağın sınırlarını çizmek ve başörtüsü dışında bir giysiyle okula gelinmesinin önüne geçmek için istemişti. Yasak anayasa değişikliğiyle ve mevcut yasa maddesiyle bütünüyle kalkmış oldu.

CHP Anayasa Mahkemesi'ne gider ve oradan yasaktan yana bir karar çıkartmaya çalışabilir elbette; ancak öyle bir karar çıkana kadar -tabii eğer çıkarsa- üniversiteler kapılarını türbanlı öğrencilere açmak zorundalar.

Yasada değişikliğin Anayasa Mahkemesi önüne götürmek için istendiğini biliyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin anayasada sınırları çizilmiş yetkileri arasında anayasa değişikliklerini esastan denetlemek bulunmuyor; anayasa değişikliklerinde sadece usul hatalarını denetleyebiliyor Anayasa Mahkemesi... Buna rağmen, bir kulp bulup esastan incelemeye kalkışamaz mı? Kalkışabilir elbette; ancak o durumda unutup unutmamaya bir türlü karar veremediğimiz 367 ile ilgili düzenlemedeki vahim hatasını tekrarlamış olur.

İki vahim hatayı peşpeşe işleyen Anayasa Mahkemesi tablosu herkesten önce Anayasa Mahkemesi üyelerini rahatsız etmez mi? Herhalde etmelidir.

Rektör Bey'in gazeteye yansıttığı görüş üniversite ve yüksek okullarda uygulanan başörtüsü/türban yasağının 'sanal' bir yasak ve uygulamanın da 'keyfî' olduğu görüşünü destekliyor. Anayasal düzenimizde, Cumhurbaşkanı onayı ve metnin Resmi Gazete'de yayımlanması bir yasal düzenlemenin uygulamaya konulması için yeterli oluyor. Oysa “Gül'ün onayı önemli değil” diyebilen Rektör Bey yasağın her halükârda uygulanacağı iddiasında. Anayasadaki yeni değişiklikler ve YÖK Yasası'nın yürürlükte olan 17. maddesi aksini bağırırken...

Gerçekten bu keyfiliğe müsaade edilecek mi? Edilirse, Türkiye'den 'hukuk devleti' olarak nasıl söz edilebilecek?

YENİ ŞAFAK

KARARı UYGULAMAYAN REKTÖR SUÇ iŞLER

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK'ün hukuk işleri ile Başkan Vekili Prof. Dr. İzzet Özgenç'in ilgilendiğini belirterek, "Pazartesi günü toplantı yapacağım ve toplantı sonrası çıkacak kararı rektörlere ileteceğiz." dedi. Özcan, 'Anayasa veya yasa değişikliklerinin uygulanmasında üniversite rektörlerine nasıl davranmaları gerektiği konusunda YÖK'ün uygulamaları ile ilgili bir teamül olup olmadığı' şeklindeki soruya ise şu cevabı verdi: "Bir yasak konmuş ve yasağın uygulanması yönünde direktifler olmuş. Şimdi bizden beklenen yasağın kaldırılması. Bu konuda YÖK'ün verdiği kesin bir karar yok. YÖK'teki hukukçumuz Prof. Dr. İzzet Özgenç'tir. Pazartesi toplanacağız ve kararımızı açıklayacağız."

REKTÖRLER TALİMAT BEKLİYOR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde değişiklik öngören yasayı onaylamasından sonra gözlerin çevrildiği rektörler, sorunun gerginlik yaşanmadan çözülmesi gerektiği görüşünde birleşti. Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu, herkese büyük sorumluluk düştüğünü kaydederken, "Konuyu pazartesi günü hukuk müşavirimizle görüşeceğim. YÖK'e soracağım. Ona göre uygulama yapacağız." dedi. Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdi Muz da, üniversite senatosu ve yönetim kurulunu pazartesi günü toplantıya çağırdığını kaydederek, "Ne karar çıkarsa onu uygularız." diye konuştu. Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu ise, yasa konusunda yorum yapmaktan kaçınırken şöyle konuştu: "Değişikliği Sayın Cumhurbaşkanı imzaladı; ama onaylarken bazı görüşler de söyledi. Ciddi görüşler belirtti. Ben bu görüşlerin dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum." Yasa ve yönetmeliklerin her Türk vatandaşını bağladığına dikkat çeken İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Asım Saçlı ise şunları kaydetti: "Pazartesi günü hukuk müşavirimizle görüşeceğim. Bu konuda tartışmalı durumlar var. Hukuk müşavirimiz de tereddütlü durum ortaya koyarsa ben tavrımı özgürlüklerden yana koyacağım."

KARARI UYGULAMAYAN REKTÖR SUÇ İŞLER
Hukukçular Derneği Başkanı avukat Kamil Uğur Yaralı, başörtüsü yasağını devam ettiren üniversitelerin anayasal suç işleyeceği uyarısında bulundu. Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesiyle üniversitelerdeki başörtüsü yasağının yoruma yer bırakmayacak şekilde kalktığının açık olduğunu vurgulayan Yaralı, böyle bir durumda üniversite rektörlerinin hukuki durumun belirsiz olduğundan bahsetmesi ve yasağı kaldırmada tereddüt göstermesinin söz konusu olamayacağını kaydetti. Yasağı uygulamakta ısrar eden rektörlerin Anayasa'ya ve Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre açıkça suç işlemiş olacağını bildirdi. "Bütün bu değişikliklerden sonra uygulanacak başörtüsü yasağı tamamen hukuka aykırı ve keyfi olacaktır." diyen Yaralı, şunları söyledi: "Anayasa Mahkemesi'nin yorumuyla yanlış olarak uygulamada bulunanlar açısından da anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra tutunacak bir dal kalmamıştır. Başörtülü öğrenciler rahatlıkla fakültelerine girebilirler. Kendilerine engel olanlar hakkında Anayasanın 10. maddesi doğrultusunda Yeni TCK'nın 122. maddesinde düzenlenen 'ayırımcılık' ve 112. maddesindeki 'eğitime engel olmak' suçlarından dolayı cumhuriyet savcılıklarına ceza şikayetinde bulunabilirler."

"KANUN NE DİYORSA ONU UYGULARIZ"
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, başörtüsü kararını uygulamak için YÖK Kanunu'nda yapılacak değişikliği bekleyeceğini söyledi. Baydar, "Ben siyasi bir organ değilim, siyasilerin işine karışmamız doğru olmaz. Yasa koyucu neyi emrediyorsa onu yaparım. Buna karşı gelme gibi bir durum içinde olmamız beklenemez." dedi.

ZAMAN

dokuz rektör hakkında hukuki süreç başlatılması gerekmiyormu?