Ehl-i Sünnet
Kıdemli Üye
- Katılım
- 5 Şub 2011
- Mesajlar
- 3,061
- Tepkime puanı
- 139
- Puanları
- 0
Peygamber Efendimiz’in (SAV) Vefatı Esnasında Acılarına Sebep Olan Zehir
Peygamberimiz (s.a.) Hayber’in fethinden sonra orada biraz kaldı. Selam b. Müşkim’in hanımı Zeynep b. Haris Peygamberimiz’e (s.a.) kızartılmış bir koyun ikram etti. Ashab-ı kirama:
- “Resûlullah (s.a.) koyunun hangi tarafını daha çok sever?” diye sordu. Onlar da:
- “Bacağını,” dediler.
Kadın bütün koyunu zehirlemiş, bacağına daha çok zehir koymuştu. Sonra bunu Efendimiz’e (s.a.) getirdi. Efendimiz’in (s.a.) önüne koyunca Efendimiz (s.a.) bacağından bir parça aldı. Çiğnedi ama yutmadı ve attı. Sonra da:
- “Bu kemik bana koyunun zehirli olduğunu haber veriyor.” dedi. Kadını çağırttı. Kadın bunu itiraf etti. Efendimiz (s.a.):
- “Bunu niçin yaptın?” diye sordu. Kadın:
- “Dedim ki, eğer o kralsa ondan kurtulurum, peygamberse bunu anlayacak ve bunu yemeyecektir.” (1).
Bu olayda Efendimiz’e (s.a.) herhangi bir rahatsızlık isabet etmemişti. Ömrünün son günlerinde Efendimiz’in (s.a.) hastalığı iyice ağırlaşmıştı. Hayatının son haftasını Hz. Aişe’nin evinde geçirecekti. Acıları gittikçe daha çok artıyordu. Hayber’de yediği zehirin tesiri kendisini gösteriyordu. Hatta Hz. Aişe’ye:
- “Ya Aişe! Halâ Hayber’de yediğim (veya çiğnediğim) zehirli yemeğin acısını duyuyorum.” demişti (2).
1. İbn Kayyim, Zadül-Mead, II/139-140; îbn Haceri’l-Askalânî, a.g.e., VII/497. Bu kıssanın aslı Sahîhu’l-Buhârî'de (1/449,II/610-860) ve İbn Hişam’da (II/337-338) tafsilatlı ve muhtasar olarak yer almıştır.
2. Sahîhu’l-Buhârî, II/641.
İktibas: Safiyyurrahman Mübarek Furi. Peygamberimizin Hayatı ve Daveti. Risale Yayınları, İstanbul 2016; s. 382-3, 476-7.
Peygamberimiz (s.a.) Hayber’in fethinden sonra orada biraz kaldı. Selam b. Müşkim’in hanımı Zeynep b. Haris Peygamberimiz’e (s.a.) kızartılmış bir koyun ikram etti. Ashab-ı kirama:
- “Resûlullah (s.a.) koyunun hangi tarafını daha çok sever?” diye sordu. Onlar da:
- “Bacağını,” dediler.
Kadın bütün koyunu zehirlemiş, bacağına daha çok zehir koymuştu. Sonra bunu Efendimiz’e (s.a.) getirdi. Efendimiz’in (s.a.) önüne koyunca Efendimiz (s.a.) bacağından bir parça aldı. Çiğnedi ama yutmadı ve attı. Sonra da:
- “Bu kemik bana koyunun zehirli olduğunu haber veriyor.” dedi. Kadını çağırttı. Kadın bunu itiraf etti. Efendimiz (s.a.):
- “Bunu niçin yaptın?” diye sordu. Kadın:
- “Dedim ki, eğer o kralsa ondan kurtulurum, peygamberse bunu anlayacak ve bunu yemeyecektir.” (1).
Bu olayda Efendimiz’e (s.a.) herhangi bir rahatsızlık isabet etmemişti. Ömrünün son günlerinde Efendimiz’in (s.a.) hastalığı iyice ağırlaşmıştı. Hayatının son haftasını Hz. Aişe’nin evinde geçirecekti. Acıları gittikçe daha çok artıyordu. Hayber’de yediği zehirin tesiri kendisini gösteriyordu. Hatta Hz. Aişe’ye:
- “Ya Aişe! Halâ Hayber’de yediğim (veya çiğnediğim) zehirli yemeğin acısını duyuyorum.” demişti (2).
1. İbn Kayyim, Zadül-Mead, II/139-140; îbn Haceri’l-Askalânî, a.g.e., VII/497. Bu kıssanın aslı Sahîhu’l-Buhârî'de (1/449,II/610-860) ve İbn Hişam’da (II/337-338) tafsilatlı ve muhtasar olarak yer almıştır.
2. Sahîhu’l-Buhârî, II/641.
İktibas: Safiyyurrahman Mübarek Furi. Peygamberimizin Hayatı ve Daveti. Risale Yayınları, İstanbul 2016; s. 382-3, 476-7.