Filmi izledim. Tam bir can sıkıntısı. Sinema dili açısından da, senaryo açısından da, kurgu açısından da, süreklilik, sürükleyicilik ve bütünlük açısından da, oyunculuk açısından da, verdiği güya (yanlış) mesajlar açısından da tam bir döküntü.
Evet, hacı tiplemesinde Gülen'e ve temsil ettiği anlayışa pekçok gönderme var. Tipleme tam olarak Gülen'e uymuyor, ancak onu örnek göstermişler dedirtecek (ister istemez akla getirecek) derecede ona yoğun bir atıf var. Filmin bu tarafı artık Gülen ve etrafını, sevenlerini ilgilendiriyor. O tiplemeyi ne derece kabullenecekler, filmin geri kalanını hoş bulup bulmayacakları kendilerine ait.
(Dil, teknik, senaryo, kurgu, kamera, görüntü vs.. gibi) sinemayı ilgilendiren kısımlara girmiyorum, girmek dahi istemem. Çünkü değmez.
Filme bakar mısın? Hacı, Hacının Hıristiyan karısı, Hıristiyan damadı, ne olduğunu tam anlamadığım kızı ve Hacının zenci ahbabı hariç filmde kötü olarak gösterilmeyen neredeyse kimse kalmamış. Allah Allah. Amerikan polisi Müslümanlara düşman ve saygısız, Türk polisi işkenceci ve aptal, bütün teröristler Türkiye'de ve bunların tamamı sakallı, takkeli, cübbeli ; Türkiye İslamcı teröristlerin eylemleriyle dopdolu, Mumcu gibi cinayetler, Ergenekonun suçları da Türkiyedeki sakallı, cübbeli ve sarıklılara ait, cehaletten, fukaralıktan yerlerde sürünen doğumuz törelerine esir ve gözlerini dahi kırpmaz... Eğer kaçırdığım bir şey yoksa ve yanlış anlamadıysam; sadece en baştaki Sesli zikir yapan Tarikat cemaati ve ülkücüler kötülenmemiş onların da zaten filmle alakaları yok. Konu mankeni olarak kalmışlar. Etkisiz elemanlar. Olsa da olurlarmış, olmasa da... (Dikkat ederseniz onlar da gözetim altında tutulmaya layıklar. Her an onlardan da tehlike zuhur edebilir!)
Kısaca, sadece hacı ve etrafı tertemiz ve masum. Örnek insan. İyi insan.
Verilen hoşgörü (!) mesajları da yukarıda yazıldığı gibi: Örnek insanın Sünnet-i Seniyyeden uzak kılığı, önce kilisede sonra camide nikah, Hıristiyana verilen Müslüman kızı, Ayasofyada aynı safta dua ve istavroz, gevur da olsa insan, sen beni mutlu ettin, sağol vs.. vs.. Çizilen ılımlı çağdaş insancıl İslam tasviri de bu gibi ögelerle dolu. İfsadat.
Mebzul miktarda Müslüman terörist tiplemesi, yanlış anlaşılan, haksız yere kovuşturulan, töreye kurban giden ılımlı Müslüman profili ve (Emniyet amirinin ağzından tam ifadesiyle) Türkiye'nin her tarafından dökülen pislik (!), her tarafımızda patlayan bombalar, mahalle arası çatışmalar her halde en çok Amerika'yı (perdesi altında İsrail'i) sevindirecektir. Çünkü onun yapmak istediği de zaten buydu: Dünyadaki hesaplarına/çıkarlarına kılıf bulması, kötü görüntülü bir düşman üretmesi ve istediği gibi at koşturabilmesi gerekti. Patlattı ikiz kulelerini, saldırdı Müslümanların üzerine... Kendi kendine 4 bin vatandaşını öldürdü; peşinden de milyonlarca Müslümanı... Gelsin artık kaynaklar, piyasalar, şirketler, petroller, madenler, arz-ı mevudlar, dolarlar, altınlar... Film de Bitlis'teki 5 minareyi patlatarak Amerika'nın hesabına eklemiş oldu. Etti mi sana 7 minare... İstanbul'daki minareleri promosyon sayıyoruz.
Bir terör örgütünün elebaşısının (Deccal kod adlı adamın) Türkiye'de olması, hiç bir yabancı bağlantısı yokmuş gibi dışarının temize çıkarılması ve etrafının deccale "Şeyhim" diye seslenmesi de çok çirkin bir gönderme olmuş. La havle vela kuvvete...
Şu filmi, Amerika'da gösterin, bir tane dahi Amerikalı turistin Türkiye'ye geleceğini sanmıyorum. Bu filmi seyreden amerikalı zaten neo-conlara hayran olacak ve onları yeniden destekleyecektir.
Gerçekten bu filmi Mahsun mu yaptı? Yoksa öyle bilmemizi mi istediler? Yahudi Holywood bu filmi yapsaydı ancak bu kadar yalan ve yanlışla, propagandalarla dolu olabilirdi.
Tek kelimeyle "Rezalet" ...
İzlemek isteyene karışmam. Ancak can sıkıntısına ve kalb kararmasına hazırlıklı olsunlar.
Dünya çapında görülmemiş bir fitne ve kötülüğe yol açacak Deccalin, güya Müslüman teröristbaşına ad olarak seçilmesi de manidar. Burada dindar ve Sünnete uygun giyinen Müslümanlar karalanmaktadır; Türkiye'yi de karalayacak bir simge (isim) seçilmiş.
Kısaca filim sepet içindeki yumurtalardan birini kurtaracağım derken tamamını kırıp haşat etmiş. Güya kurtarmaya çalıştığı yumurta da "bütün Müslümanlar terörist değil" fikirini temsil ediyor. Peki o yumurtayı kurtarabiliyor mu? Hayır. Onu da başaramamış.
Terörle mücadele teröründen, Abd'nin, İsrail'in, Avrupanın teröründen ve beslediği terör örgütlerinden, çıkar çarklarından, suç organizasyonlarından, darbe ve kışkırtmalarından bir satır dahi bulamıyorsunuz. Bu film, gerçekleri olduğundan farklı gösteriyor; farklı gösterenlerin dilini ve yalanlarını kullanıyor: Bu bir ihanettir. Gözümden düştün Mahsun.