Çünkü Biz insanı bir takım katkılarla karıştırılmış bir nutfeden yarattık; onu evire çevire deneyelim diye de onu işiten ve gören bir varlık yaptık. (İnsan: 2)
TIP kendi içinde bölünmüşlüğü ile, kendi dalında bölümleri ile binlerce terim ifadeleri ile on binlerce sayfalık dökümanlari ile bir mebdenin ikinci adımı olan nutfenin gelişimini adım adım müdakkik bir şekilde incelemekte, insan gibi bir sırr-ı azimi çözmeye, marifetullah ilmindeki perdeleri aralamaya çalışmaktadır.
Kur'an'ı Azimüşşan bundan 1400 küsür yıl önce insan suresi ikinci ayetinde ipucunu verdiği sırrın izharında, on binlerce sayfalık dökümanlar oluşturulmuş. yazılmış... çizilmiş.... ama insan halen sırrını korumakta, bilim bazı noktalarda cevapsız kalmaktadır.
risale-i nurdaki 10.sözden iktibas yapalım şu ifadelere bir bakalım
Alıntı:
Meselâ: İnsan görmüyor mu ki, Biz onu bir nutfeden yarattık da şimdi o çeneli bir çekişgen kesildi. (Yasin suresi 77) tâ, sûrenin âhirine kadar. İşte şu bahiste, haşir meselesinde, Kur’ân-ı Hakîm haşri ispat için, yedi sekiz sûrette, muhtelif bir tarzda ispat ediyor.
Evvelâ, neş’e-yi ûlâyı nazara verir, der ki: "Nutfeden alâkaya, alâkadan mudgaya, mudgadan tâ hilkat-i insaniyeye kadar olan neş’etinizi görüyorsunuz. Nasıl oluyor ki, neş’e-yi uhrâyı inkâr ediyorsunuz? O, onun misli, belki daha ehvenidir."
halen, TIP alanının bir çok meseleyi net aydınlatamamış (mesela AIDS) olması, insan sırrının çözülmesini bekleyen sırlarının olduğunu gösteriyor.
Kur'an'ı Azimüşşanın binlerce yıl önceden ışık tutarak gösterdiği bu misal ayetin yorumu ON BİNLERCE SAYFALIK KİTAPLAR ile tefsir ediliyor. bu işin ehliyet sahibi olanları ise ilhamı Kurandan, detayları kitaplardan takip ediyor.
Görülüyorki, Risale-i Nurlarda, Kur'an'ı Azimüşşanın İman İlminin TEFSİRİ hükmünde, icadın Önünde MUCİDİ gösteriyor.
her kelimesi ile doyurucu olan bu kitabı kur'an'ı azimüşşandan önde tuttuğumuzu söyleyen insafsızların, Ayet-i Kübra olan insanın, tefsiri hükmünde TIP kitaplarına sesi çıkmıyor ne hikmetse.
akıllarının fehmedemediği mevzuları değişik yönlere çekmeye çalışmaları nasipsizliklerinin ifadesi olabilir. tefekkür fakirliğide denilebilir.
yüzden fazla sırrın ifşa edildiği risale-i nurlara bakmadan karalama yapmak, hatta, dahada ileri gidip KAFİR nitelemesi yapmak, bunların literatür ile ifade edebilecek manalı kelimeler yok ki bizde onlara "sizin bize yaptığınız zûlmün karşılığı bu kelimedir" diyelim.
İşte bu nedenle, Kur'an'daki İMAN İLMİNİN TEFSİRİ diye RİSALE-i NUR.
TIP kendi içinde bölünmüşlüğü ile, kendi dalında bölümleri ile binlerce terim ifadeleri ile on binlerce sayfalık dökümanlari ile bir mebdenin ikinci adımı olan nutfenin gelişimini adım adım müdakkik bir şekilde incelemekte, insan gibi bir sırr-ı azimi çözmeye, marifetullah ilmindeki perdeleri aralamaya çalışmaktadır.
Kur'an'ı Azimüşşan bundan 1400 küsür yıl önce insan suresi ikinci ayetinde ipucunu verdiği sırrın izharında, on binlerce sayfalık dökümanlar oluşturulmuş. yazılmış... çizilmiş.... ama insan halen sırrını korumakta, bilim bazı noktalarda cevapsız kalmaktadır.
risale-i nurdaki 10.sözden iktibas yapalım şu ifadelere bir bakalım
Alıntı:
Meselâ: İnsan görmüyor mu ki, Biz onu bir nutfeden yarattık da şimdi o çeneli bir çekişgen kesildi. (Yasin suresi 77) tâ, sûrenin âhirine kadar. İşte şu bahiste, haşir meselesinde, Kur’ân-ı Hakîm haşri ispat için, yedi sekiz sûrette, muhtelif bir tarzda ispat ediyor.
Evvelâ, neş’e-yi ûlâyı nazara verir, der ki: "Nutfeden alâkaya, alâkadan mudgaya, mudgadan tâ hilkat-i insaniyeye kadar olan neş’etinizi görüyorsunuz. Nasıl oluyor ki, neş’e-yi uhrâyı inkâr ediyorsunuz? O, onun misli, belki daha ehvenidir."
halen, TIP alanının bir çok meseleyi net aydınlatamamış (mesela AIDS) olması, insan sırrının çözülmesini bekleyen sırlarının olduğunu gösteriyor.
Kur'an'ı Azimüşşanın binlerce yıl önceden ışık tutarak gösterdiği bu misal ayetin yorumu ON BİNLERCE SAYFALIK KİTAPLAR ile tefsir ediliyor. bu işin ehliyet sahibi olanları ise ilhamı Kurandan, detayları kitaplardan takip ediyor.
Görülüyorki, Risale-i Nurlarda, Kur'an'ı Azimüşşanın İman İlminin TEFSİRİ hükmünde, icadın Önünde MUCİDİ gösteriyor.
her kelimesi ile doyurucu olan bu kitabı kur'an'ı azimüşşandan önde tuttuğumuzu söyleyen insafsızların, Ayet-i Kübra olan insanın, tefsiri hükmünde TIP kitaplarına sesi çıkmıyor ne hikmetse.
akıllarının fehmedemediği mevzuları değişik yönlere çekmeye çalışmaları nasipsizliklerinin ifadesi olabilir. tefekkür fakirliğide denilebilir.
yüzden fazla sırrın ifşa edildiği risale-i nurlara bakmadan karalama yapmak, hatta, dahada ileri gidip KAFİR nitelemesi yapmak, bunların literatür ile ifade edebilecek manalı kelimeler yok ki bizde onlara "sizin bize yaptığınız zûlmün karşılığı bu kelimedir" diyelim.
İşte bu nedenle, Kur'an'daki İMAN İLMİNİN TEFSİRİ diye RİSALE-i NUR.