Nazım Hikmet RAN Şiirleri

Minhac_

Profesör
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
1,189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kiz Cocugu...

KIZ ÇOCUĞU



Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.



Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.



Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.



Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.



Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.

Nâzım Hikmet – Ölü Kızcağız
 

gokce_kız

Doçent
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,032
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yine Sana Dair..

Sende, ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
sende, ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende, ben, imkansızlığı seviyorum.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
fakat asla ümitsizliği değil...



alıntı..
 

NuRuDiLara

Asistan
Katılım
30 Ara 2006
Mesajlar
455
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Yaşanmamışlar

En güzel deniz :

Henüz gidilmemiş olanıdır...

En güzel çocuk :

henüz büyümedi.

En güzel günlerimiz :

henüz yaşamadıklarımız.

Ve sana söylemek istediğim en güzel söz :


Henüz söylememiş olduğum sözdür...


(NÂ Z I M H İ K M E T R A N )
 

gece_kelebeği

Paylaşımcı
Katılım
5 Kas 2006
Mesajlar
256
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Allah razı olsun..
Paylaşım için teşekkür ediyorum..
 

revan

Üye
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
179
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
üstadlardan Inciler

Bu şiir beni benden aldı,dağarcıklara sığmazdı ama üstad başardı..

Bir Ayrılış Hikayesi

Erkek kadına dedi ki:
- Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
- Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
- Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
Ve artık
biliyorum:
Toprağın
Yüzü güneşli bir ana gibi
En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olanın parmaklarına
başımı kurtarmam kâbil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak...

Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...

Kadın sustu.

SARILDILAR

Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...

AYRILDILAR...

Nazım Hikmet Ran
 

ISSIZ

Asistan
Katılım
7 Tem 2007
Mesajlar
494
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Tahir Ile Zühre

[
TAHİR İLE ZÜHRE




Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmakta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte
yani yürekte....
Mesela bir barikatta döğüşerek
Mesela Kuzey Kutbu'nu keşfe giderken
Mesela denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil..



Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istersen dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
Yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden
Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil...



Nazım Hikmet ( 1902 - 1963 )
 

Azra

Eylül yüzlü kız...
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
1,061
Tepkime puanı
169
Puanları
0
Konum
İstanbul
Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin !

se4lt6%5B1%5D.jpg


Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun.
Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır...

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.
Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye
bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman.
Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur.
İyi halin cezanda indirim sağlamaz...


Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken
o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir.
Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır.
Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.
Özledin, içtin, ağladın,güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
"Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.
Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine
engeller koyuyorsa bu onun sorunu.
Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin...
Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın...


Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak"
yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası...


Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler.
Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...​


Nazım HİKMET
 

.şüheda.

depresif polyanna
Katılım
18 Mar 2008
Mesajlar
2,149
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Konum
Şehr-i Yâr
Nazım Hikmet Ran 1902 - 1963


Selanik'te doğdu. Heybeliada Harbiye Mektebi'ni bitirdi. Hamidiye Kruvazöru güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten çıkarıldı.

Bolu'da bir süre öğretmenlik yaptı, daha sonra Trabzon üzerinden Batum'a, oradan da Moskova'ya geçti. KUTV Üniversitesi'nde ekonomi-politik öğrenimi gördü. 1924'te yurda döndü.

Aydınlık Gazetesinde yayınlanan yazı ve şiirleri yüzünden on beş yıl hapsi istenince Moskova'ya kaçtı. 1928 Af Kanunu'ndan yararlanıp tekrar yurda döndü. Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı.

1932'de yeniden dört yıl hapse mahkûm olduysa da, bu kez Onuncu Yıl Affı'ndan yararlandı. Gazetecilik yaptı, film stüdyolarında çalıştı. 1938'de Harp Okulu'ndaki aramalarda ele geçen şiir ve kitaplarıyla orduyu kışkırttığı ileri sürüldü ve 28 yıl 4 aya hüküm giydi. Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yattı.

1950'de özgürlüğüne kavuştuysa da sürekli olarak izlenmekten kurtulamadı. Askere alınması kararlaştırılınca tekrar Moskova'ya kaçtı. 25 Temmuz 1951'de T.C. yurttaşlığından çıkarıldı. Bunun üzerine Nâzım, Polonya uyruğuna geçti. 1963'te öldü. Moskova'da toprağa verildi. Mezarı hala bu kenttedir.


ESERLERİ
Şiir:

835 Satır (1929) , Jokond ile Si-Ya-U (1929) , Varan 3 (1930) , 1+1=1 (1930-Nail V. ile) , Sesini Kaybeden Şehir (1931) , Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932) , Gece Gelen Telgraf (1932) , Taranta Babu'ya Mektuplar (1935) , Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı (1936) , Kurtuluş Savaşı Destanı (1965) , Saat 21-22 Şiirleri (1965-Bas. Haz. M.Fuat) , Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967-Bas. Haz. M.Fuat, 5 Cilt) , Rubailer (1966-Bas. Haz. M. Fuat) , Dört Hapishaneden (1966-Bas. Haz. M.Fuat) , Yeni Şiirler (1966-Bas. Haz. Dost Yayınevi) , Son Şiirleri (Bas. Haz. Habora Kitabevi) , Tüm Eserleri (1980-Bas. Haz. A. Bezirci, 8 Cilt) .

Oyun:
Kafatası (1943) , Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi (1932) , Unutulan Adam (1935) , İnek (1965) , Ferhat ile Şirin (1965) , Enayi (1965) , Sabahat (1966) , Yusuf ile Menofis (1967) , İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu (1985) .

Roman:
Kan Konuşmaz (1965) , Yeşil Elmalar (1965) , Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1966) .

Yazılar:
İt Ürür Kervan Yürür (1936-Orhan Selim takma adıyla) , Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936) , Milli Gurur (1936) , Sovyet Demokrasisi (1936) .

Mektuplar:
Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar (1968) , Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar (1968) , Bursa Cezaevinden Vâ-Nû'lara Mektuplar (1970) , Nâzım'ın Bilinmeyen Mektupları (1986-Adalet Cimcoz'la Mektuplar, Haz. Ş. Kurdakul) , Piraye'ye Mektuplar (1988) .

Masal:
La Fontaine'den Masallar (1949-Ahmet Oğuz Saruhan adıyla) , Sevdalı Bulut (1967) .

Bence sen de simdi herkes gibisin



Gözlerim gözünde aski seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence simdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçiyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktim da iste iyice
Anladim ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karisti simdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de simdi herkes gibisin

Nazım Hikmet
 

nur_eslem

münzevi...
Katılım
30 May 2008
Mesajlar
1,131
Tepkime puanı
287
Puanları
0
Konum
....
Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin

Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
Bence artık sen de herkes gibisin.

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin


Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin


Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin


Nazım Hikmet Ram
 

jabina

Üye
Katılım
19 Ağu 2009
Mesajlar
73
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
İstanbuL
Web sitesi
www.payidar.net
Tahirle Zühre Meselesi

the_apple.jpg

Tahir Olmak Da Ayıp Değil Zühre Olmak Da
Hatta Sevda Yüzünden Ölmekde Ayıp Değil
Bütün Iş Tahirle Zühre Olabilmekte
Yani Yürekte

Mesela Bir Barikatta Dövüşerek
Mesela Kuzey Kutbuna Keşfe Gidreken
Mesela Denerken Damarlarında Bir Serumu
Ölmek Ayıp Olur Mu?

Tahir Olmak Da Ayıp Değil Zühre Olmakda
Hatta Sevda Yüzünden Ölmekde Ayıp Değil

Seversin Dünyayı Doludizgin
Ama O Bunun Farkında Değildir
Ayrılmak İstemezsin Dünyadan
Ama O Senden Ayrılacak
Yani Sen Elmayı Seviyorsun Diye
Elmanında Seni Sevmesi Şartmı?
Yani Tahiri Zühre Sevmeseydi Artık
Yahut Hiç Sevmeseydi
Tahir Ne Kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir Olmakda Ayıp Değil Zühre Olmakda
Hatta Sevda Yüzünden Ölmekde Ayıp Değil


Nazım Hikmet
 

MAV!M

muamma
Katılım
16 Kas 2009
Mesajlar
3,735
Tepkime puanı
1,163
Puanları
0
alametler.jpg



Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır
Haram helâl oldu, helâl haramdır
Kendi kendimizle yarışmaktayız gülüm
Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı
Ya da dünyamıza inecek ölüm.

Nazım Hikmet Ran
 

z£LaL

Börtecine
Katılım
12 Eki 2009
Mesajlar
3,828
Tepkime puanı
561
Puanları
0
Konum
izmit/istanbul
Nazım Hikmet Ran - Kuvâyi Milliye - sekizinci bap

26 Ağustos gecesinde saatlar
iki otuzdan beş otuza kadar

...
dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki

şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
paşalar onun arkasındaydılar.
o, saatı sordu.
paşalar: "üç" dediler.
sarışın bir kurda benziyordu.
ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kocatepe'den afyon ovası'na atlayacaktı.
 

Ahmet

Çöl Aslanı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,764
Tepkime puanı
224
Puanları
0
Yaş
38
Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım..

Nazım Hikmet
 

CENGİZHAN

Yasaklı
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
4,261
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Konum
Ankara
Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım..

Nazım Hikmet


Çölaslanı kardeş,


Bir satır yazıyla bir güncelleme yapmış oldunuz...
Sitemizde bunca NAZIM şiiri olduğunu bilmiyordum...

Ben de bir güncelleme yaptım...Hepini bir daha okumuş oldum...

TEŞEKKÜRLER....
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
Her insanın düşüncesine saygımız büyük.Şiiri çok severim.Nedendir bilimiyorum,baz insanlar çok benimsenmiş olmasınadaki anlamı çözemiyorum.,şiir yazarlar,şair ruhları vardır fakat şiirlerinde çok başarısızdırlar.Bu tiplemeler çoğunluklada serbest nazımı tercih ederler.Nazım hikmet'de bunlardan biridir..
 

CENGİZHAN

Yasaklı
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
4,261
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Konum
Ankara
Her insanın düşüncesine saygımız büyük.Şiiri çok severim.Nedendir bilimiyorum,baz insanlar çok benimsenmiş olmasınadaki anlamı çözemiyorum.,şiir yazarlar,şair ruhları vardır fakat şiirlerinde çok başarısızdırlar.Bu tiplemeler çoğunluklada serbest nazımı tercih ederler.Nazım hikmet'de bunlardan biridir..


Demek serbest nazımı kullananlar başarısız şairlerdir..ve deeee
Nazım Hikmet te bu başarısız şairlerden biridir...

ÖYLE Mİ....???

KİŞİLERİN BİLMEDİKLERİ,ANLAMADIKLARI KONULARDA AHKAM KESMELERİNE

BAYILIYORUM.....:D.......:D.......:D
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
HİÇBİR AĞAÇ BÖYLE HARİKULADE BİR YEMİŞ VERMEMİŞ OLACAKTIR



Topraktan
ateşten
ve denizden
doğanların
en mükemmeli doğacak bizden
...............................................
.................................................
........................ ve insanlar ellerini
korkmadan
düşünmeden
birbirlerinin ellerine bırakarak
yıldızlara bakarak:-
"Yaşamak ne güzel şey!" diyecekler;

bir insan gözü gibi derin
bir salkım üzüm gibi serin
bir ferah bir rahat
bir işitilmemiş şarkı söyliyecekler...

Hiçbir ağaç
böyle harikulâde bir yemiş vermemiş
olacaktır
Ve en vadedici
bir yaz gecesi bile
böyle sesler
böyle inanılmaz renklerle
sabaha ermemiş olacaktır.

Topraktan
ateşten
ve denizden
doğanların
en mükemmeli doğacak bizden.....................
 
Üst