Namazda Secdede Türkçe dua edilebilir mi?

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
55
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Değerli kardeşimiz;
Hanefilere göre Resulullah (asv)'dan gelen şekilde dua etmek sünnettir. Çünkü sünnette olan duaları okumak daha faziletlidir.

Hanefilere göre bir kimsenin namazı esnasında insanların alalade sözlerine benzeyen sözler ile dua etmesi caiz değildir. Mesela "Allah'ım bana şunu ver, bunu ver." demek gibi. Yahut insanlardan elde edilmesi mümkün olmayan: "Allah'ım bana falanca hanımı ver." demek gibi. Bu tahrimen mekruhtur.

Hanefiler bu konuda Müslimde geçen şu hadise dayanmaktadır: "Bu namazda insanların sözlerinden bir şey söylemek caiz olmaz. Namaz ancak bir tesbih, tekbir ve Kur'an okumaktır."

Hanefiler dışındakiler ise, namazda insan sözlerine benzeyen sözlerle dua etmeyi caiz görmüşlerdir.

Hanefiler şöyle demişlerdir: Arapça'dan başka dillerde dua etmek haramdır. Fakat Ebu Hanifeye göre namazla ilgili zikirler Arapça'dan başka dilde yapılırsa İmameynin hilafına tahrimen mekruh olmakla birlikte caiz olur. Şafiilere göre Arapça bilmeyenler, özürleri sebebiyle ve aciz oldukları için mendup olan dua ve zikirleri kendi dillerine tercüme edebilirler. Ancak gücü yetenlerin bunu yapmaları caiz değildir. Çünkü özürleri yoktur.

Hanefiler, Hz. Huzeyfe'den gelen şu hadis uyarınca secdede "sübhane rabbiyel a'la" duasını okurlar. Huzeyfe (r.a) diyor ki: "Hz. Peygamber rükuunda 'sübhane rabbiyel azim'; secdesinde de 'sübhane rabbiyel a'la' derdi." (Ebu Davud, II, 30).

Kaç defa söylenileceği hakkında da ölçü alınan hadis şudur: Abdullah b. Abbas bildiriyor:

"Sizden biriniz rükû yaptığı zaman üç defa sübhaneke rabbiyel azim desin. Üç, tesbihin en az miktarıdır. Secde ettiği vakit de üç defa sübhâneke rabbiyel a'lâ' desin; bu, tesbihin en azıdır." (Ebu Davud, II, 40).

Ancak Rasûlüllah'ın secdelerinde bunun dışında da değişik dualar yaptığı bir gerçektir. Örneğin,

"Sebbih isme rabbikel a'lâ";
"sübhâne rabbiyel a'lâ ve bihamdih";
"Subbuhun, kuddusün, Rabbul melâiketihî ve'r-rühi";
"Sübhâne zil-ceberüt vel-meleküt, vel-kibriyâi velazameh";
"Allâhümme Rabbenâ ve bihamdike, Allâhümmeğfirlî";
"Allâhümmeğfirlî zenbî küllehu diggahu ve cillehu ve evvelehu ve âhirehu alaniyetehu ve sırrahu";
"Eüzu bi rıdâke min sehatike ve eüzu bimuâfâtike min ukûbetike ve eûzu bike minke lâ ahsî senâen aleyke, ente kemâ esneyte alâ nef****"
gibi duaları Hz. Peygamber (asv) secdelerinde okurdu. (Ebu Davud, II, 28-35).

Hanefi Mezhebi'ne göre kişi secdede, hadiste rivayet edilen tesbihlerden başkasını söylemesi uygun değildir.

Secdede “Sübhane rabbiyel ala” demek sünnettir. Bu nedenle bu duayı terk eden sünneti terk etmiş olur. Namazı geçerlidir. Ancak Sünnet sevabından mahrum kalır.

Secdedeyken, özellikle sünnet ve nafile namazlarda istediğiniz kadar ve istediğiniz şekilde dua edebilirsiniz. Ancak farz namazlarda diğer farzları geciktirme söz konusu olacağı için vacibi terk etmekten dolayı sorumlu olursunuz ve sehiv secdesi gerekir.

En güzeli yukarıda verdiğimiz duayı üç defa söylemektir. Nafile namazların secdesinde ise serbest olarak istediğiniz gibi dua edebilirsiniz.

Farz namazlarda duanın ölçüsü:

Namazın teşehhüdünde “et tahiyyatu, allahümme salli, allahümme barik, Rabbena Atina ve rabbenağ firli” dualarının dışında başka dualar okunabilir mi?

Dualarda efdal olanları bunlardır. Bu bakımdan halkın sözlerine benzer tarzda dua yapmak veya halktan istenilmesi her zaman için mümkün olan şeyleri arzulayarak bazı sözlerle duada bulunmak uygun değildir. Buna bir örnek verelim:

«Allah'ım! beni falan kızla evlendir..», «Benim tarla bahçeme su indir..» gibi. İşte bu tür sözlerle duâ etmek doğru değildir. Hatta caiz olmadığını söyleyenler var ki sahih olan da budur. (El-Ayni Şerh-i Hidâye - Fetavâ-yi Hindiyye.)

Duada bu ölçüyü dikkate alanlara göre, «Allah'ım! Bana çok mal ver» derse, namazı bozulur. «Allah'ım! Bana ilim ve hac nasîb eyle» derse, namazı bozulmaz. Çünkü birincisi halk sözlerinden birdir.

Bunun için Sünnete uygun duaları ezberleyip okumak daha uygundur. Dilin başka bir söze kaymasını önler. (El-Velvaliciyye / Abdürreşid – Tatarhaniyye.)

Ancak bu konuda genel kaideyi unutmamak gerekir:

Teşehhüde oturduktan sonra, yani «Et-Tahiyyat’ı» okuduktan veya onu okuyacak miktar oturduktan sonra halkın sözüne benzer anlam ve ölçüde yapılan dualar namazı bozmaz, ancak kişi böyle yapmakla namazdan çıkmış olur. Son farz olan Teşehhüd Miktarı oturmak gerçekleştiği için namazın bozulması söz konusu değildir. Bu miktar oturmadan belirtilen anlam ve ölçüde duâ yapacak olursa, o takdirde namazı bozulmuş sayılır. (Et-Tebyin / Zeylaî - Fetava-yi Hindiyye.)

Rivayet yoluyla sabit olan dualardan biri de, Ebu Bekir Sıddîk (R.A.)'den nakledilenidir:

Resûlullah (A.S.) Efendimiz, namazda okumam için bana şu duayı öğretti:

«Allahümme, innî zalemtu nefsî zulmen kesîren ve innehu lâ yağfîru'z-zünube illâ ente, fağfir lî mağfireten min indike verhamnî inneke ente'l-ğafuru'r-rahîm.»

Türkçe anlamı:

«Allah'ım! Ben kendime çok haksızlık ettim. Doğrusu günahları ancak Sen bağışlarsın; beni bağışla, kendi katından bir bağışlamayla beni mağfiretine erdir. Bana merhamet et. Çünkü ancak Sen hem Ğafur'sun, hem Rahîm'sin,»

Büyük sahabi İbn Mes'ud (R.A.) de daha çok şu duayı tavsiye etmiştir:

«Allahümme innî eselüke mine'l-hayrî küllihî, ma alimtü minhu vema lâ a'lemu ve euzu bike mine'ş-şerrî küllihî ma alimtu mînhu vema lâ a'lemu. »

Türkçe anlamı:

«Allahım! Bildiğim, bilmediğim bütün hayırları Senden dilerim. Bildiğim ve bilmediğim bütün şer ve kötülüklerden Sana sığınırım.»

Et-Tahiyyat ve bazı dualardan sonra şu duayı da yapmak müstehabdır:

«Rabbî'c'alnî mukîme's-salâtî ve mîn zürriyyetî Rabbenâ ve tekabbel duaî. Rabbanâ, iğfir lî veli valideyye ve lil mü'minîne yevme yekumu'l-hisab.»

Türkçe anlamı:

«Rabbimiz! Beni de, soyumu da namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamızı kabul buyur. Rabbimiz! Beni, anamı-babamı ve bütün mü'minleri insanların hesaba kalkacakları gün bağışla.»

(Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/263-265. İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Prof. Dr. Vehbe Zuhayli)

http://www.sorularlaislamiyet.com/a...r-mi-farz-namazlarda-duanin-olcusu-nedir.html
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
55
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
[FONT=Arial, sans-serif]"Namazda insanların kelâmından hiçbir şey uygun olmaz. Çünkü namaz ancak tesbih, tekbir ve Kur'an okumadan ibarettir" (Müsned, V, 447-448; Nesaî, “Sehv”, 20; bk. Müslim, “Mesâcid”, 35; Ebû Dâvûd, “Salât”, 174).[/FONT]

[FONT=Arial, sans-serif]Hadiste geçen "insanların kelâmı" sözü, başka biriyle karşılıklı konuşmak anlamına gelebileceği gibi insanların kendi aralarındaki konuşmaları türünden konuşma, gündelik konuşma ve insan sözü anlamına da gelebilir.[/FONT]

[FONT=Arial, sans-serif]"Namaz ancak tesbih, tekbir ve Kur'an okumadan ibarettir" ifadesi ise, hasr ifade edecek şekilde anlaşılacak olursa, namazda bunların dışında bir şey yapılamayacağı sonucu çıkar. Nitekim bazı Hanefîler bu noktadan hareketle Kur'an lafızları dışında bir şeyle namazda dua edilemeyeceğini söylemişlerdir. Diğer âlimler ise, namazda konuşma yasağının Mekke döneminde geldiğini, halbuki namazdaki özel dua ve zikirlerin pek çoğunun Medine döneminde hadislerle sabit olduğunu ve bu hadislerin "Namaz tesbihten… ibarettir" hadisinin kapsamını daralttığını öne sürerek, namazda her türlü lafızla dua edilebileceğini savunmuşlardır.[/FONT]

[FONT=Arial, sans-serif]Hz. Peygamber bir gün namaz kılarken arkasında bir adamın "Ey Allahım, bana ve Muhammed'e merhamet et, başka da hiç kimseye merhamet etme" diye dua ettiğini duymuş, selâm verdikten sonra bu şekilde dua eden bedevîye dönerek "Geniş olan bir şeyi (Allah'ın rahmetini) daralttın" demiştir (Buhârî, “Edeb”, 27). Hz. Peygamber, namazda bu şekilde dua ettiği için o kişiye namazı yeniden kılmasını söylememiş, sadece bencillik yapmaması için uyarmıştır. Bu olay, namaz kılan kimsenin namazın dua ve münâcâta ayrılmış bu bölümünde Kur’an ve Sünnet lafızları dışında fakat onlara uygun içerikte sözlerle istediği gibi dua edebileceğini göstermektedir.[/FONT]

[FONT=Arial, sans-serif]Hz. Peygamber rükûdan doğrulurken "Semiallahü limen hamideh" demiş, kendisiyle birlikte namaz kılan arkadaşlarından Rifâa "ve leke'l-hamd hamden kesîren tayyiben mübâreken fîh" diye ilâve etmiş; Hz. Peygamber selâm verince arkaya dönerek "Demin konuşan kimdi?" diye sormuş; Rifâa "Bendim" deyince, bunun üzerine Hz. Peygamber, "Otuz küsur melek gördüm, senin söylediğin o sözü önce yazıp göğe götürmek için birbirleriyle yarışıyorlardı" diyerek, Rifâa'nın ihdas ettiği bu sözü onaylamıştır (bk. Şevkânî, II, 317-322).[/FONT]

[FONT=Arial, sans-serif]Bu hadisler, namazda konuşma yasağının başka biriyle konuşmaya ilişkin olduğunu, içerik bakımından uygun olmak şartıyla, kişinin istediği lafızlarla dua edebileceğini göstermektedir.[/FONT]

[FONT=Arial, sans-serif]Namazda "Ey Allahım, beni evlendir, karnımı doyur" gibi insanların konuşmalarına benzeyen sözler söylenirse, Hanefîler'e göre bunu söyleyen kişinin namazı bozulur. Çünkü bu söz, Kur'an'daki dualara ve Hz. Peygamber'in namazda okuduğu veya okunabileceğini bildirdiği dualara benzememekte, içerik olarak namazın genel çerçevesine aykırı düşmektedir. Fakat Şâfiî, dünyevî bir arzunun gerçekleşmesine yönelik olmakla birlikte sonuçta bunun da bir dua olduğunu, dolayısıyla bu şekilde dua etmekle namazın bozulmayacağını ileri sürmüştür.[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]
Kaynak: Diyanet İlmihali

http://www.diyanet.gov.tr/turkish/basiliyayin/ilmihal.pdf

http://xn--namazhocas-6ub.com/namaz_hocasi__namazda_turkce_olarak_dua_edilebilir_mi-b65.html

[/FONT]
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
55
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Soru: Peygamberimizin: Kulun Allah'a en yakın olduğu an, secde anıdır, orada bol dua edin, hadisi doğrultusunda namaz kılarken secdede Türkçe olarak istediğimiz gibi dua edebileceğimizi duydum. Bu doğru mudur? Namaza zarar verir mi?
Cevap: Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur, öyle ise secdede duayı çok yapın.” (Müslim, Salât 215, (482); Ebû Dâvud, Salât 152.)

Peygamberimiz sallâhu aleyhi ve sellem de secdede iken çeşitli dualar etmiştir. Bunlar hadis kitaplarında ayrıntılı bir şekilde nakledilmiştir. Mesela bunlardan iki tanesi şöyledir:

“Allâhummağfirlî: Allah’ım beni bağışla”.

“Allâhummağfirlî zenbî kullehû diggahû ve cillehû ve evvelehû ve âhirehû alaniyetehû ve sirrahû: Allah’ım bütün günahlarımı, küçüğünü, büyüğünü, ilkini, sonuncusunu, açığını gizlisini bağışla.”

Bunlar ve diğer duaları toplu olarak Muhammed Nâsıruddîn el-Elbânî’nin Hadislerle Hz. Peygamberin Namaz Kılma Şekli kitabında görebilirsiniz. (Kitabın birkaç tercümesi bulunmaktadır. Bunlardan biri Osman Arpaçukuru’na aittir, Beka Yayınları’ndan çıkmıştır)

Peygamberimizin bu dualarına bakıldığına bunların ayet olmadığı, yani içinden geldiği gibi dua ettiği görülmektedir. Bu da namazda secdede iken tesbihattan sonra istenilen duanın istenilen dilde yapılacağını gösterir.

http://www.fetva.net/yazili-fetvalar/secdede-turkce-olarak-dua-etmek-namaza-zarar-verir-mi.html
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
55
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
İki secde arasında dua edilebilir mi?

İki secde arasında bir parça oturmak müstehaptır. İbni Kudâme'nin beyânına göre îmam Ahmed b. Hanbel iki secde arasında «Rabbî'ğfirlî» duasının tekrarlanmasını müstehâp görürmüş,
Hanefîler'e göre iki secde arasında mesnûn olan bir zikir yoktur. Zira iki secde arasında doğrulmak namazın maksût fiillerinden değil, o fiil¬lere tebeân yapılır. (Müslim) Peygamber Efendimiz (asm) iki secde arasında daha çok nafile namazlarda olmak üzere dua etmiştir
İbn Abbâs'dan (ra); demiştir ki: Peygamber (asm) iki secde arasında;
اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى وَارْحَمْنِى وَاجْبُرْنِى وَاهْدِنِى وَارْزُقْنِى
"Ey Allah'ım, beni bağışla, bana acı, bana afiyet ver, beni (doğru yola) hidâyet et ve rızıklandır" diye duâ ederdi.
(Nesâî, kıyâmü'l-leyl 9, İstiâze 63; Tirmizî, salât 95; tbn Mâce, ikâme 23, 180; Ah-med b. Hanbel, 1, 180, 185, 371; IV, 353, 356, 382, Sünen-i Ebu Davud)
(Huzeyfe ra) demiştir ki, Peygamber (asm), iki secde arasında (oturunca) şöyle buyururdu:
"Rabbî'ğfir lî, Rabbiğfir lî (Allah'ım beni bağışla, Allah'ım beni bağışla...) secdesi kadar da otururdu." (Müslim, Ebû Dâvud, Nesâî)
Bu hadis Resûlullah'ın (asm) rükûdan doğrulurken olsun, iki secde arasındaki doğrulmada olsun muhtelif tesbihler okuduğunu göstermektedir.
Hadis, ayrıca, oturma sırasında iki secde arasında bu kelimelerle dua etmenin meşrû olduğuna delâlet eder. (Kütüb-i Sitte)
Bunun üzerine Abdullah (ed-Dârimi'ye);
"Sen bunu söylüyor musun?" denildi. O da;
"Bazan söylerim, bazan susar, (söylemem) karşılığını verdi. (Sünen-i Dârimi Tercüme ve Şerhi)
İmam Ahmed'in hilâfından kurtulmak için iki secde arasında mağfiret duasında bulunmanın mendup olması gerekir. Çünkü İmam Ahmed'e göre kasten bu duayı terk etmekle namaz bozulur. Bizim mezheb de (Hanefilerde) sarahaten bunu söyleyen görmedim. Ama ulema hilâfa riâyet etmenin müstehap olduğunu söylemişlerdir. (Redd'ül Muhtar)
Sonuç olarak; Şafilere göre iki secde arasında arasında hadislerde bildirilen duanın edilmesi sünnettir. Hanefilere göre ise iki secde arasında usül olarak bir dua yoktur. Ancak edilmesinde bir mahzur yoktur. Bu husus farz, nafile ve sünnet namazlarda değişiklik göstermez. (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Allah'a emanet olunuz.

http://www.sorusorcevapbul.com/soru-cevap/namaz-salat/iki-secde-arasinda-dua-edilebilir-mi
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
ALLAH c.c. razı olsun kardeşim sitede atışma sürtüşmeye inşşALLAH mani olacak kadar irdelenecek araştırılacak vede öğrenecek konular açtığın için teşekürler
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Bir hadis;

"Kul Rabbine en cok secdede iken yakin olur, o halde secdede duayi cok yapin"

Bir baska hadis;

"Kulun Allah'a en yakin oldugu ana secde anidir, orada bol bol dua edin"


Simdi belki de tuhaf gelecek birsey söylemek istiyorum;

Biliyoruz ki Namaz gibi temel bir ibadet Arapca bilmeyen nesillere de emredilmisti. Mesela Hz Musa'ya, Hz Lokman'a, Hz.Hud'a vs. Bu kavimler arap degillerdi kendi dilleri neyse veya onlara inen vahyin dili neyse namazi da o dil üzere kiliyorlardi. Kuran'in üzerine indigi toplum da Araplar oldugundan namaz kilarken ve dua ederken ne dediklerini biliyorlardi. Burasi bir bilgi olarak kafamizin bir yerinde kalsin ve devam edelim.

Dua nedir? Kisaca dua; Allah'a yakaris, icten gelen duygularin dile yansimasidir.

Kisi icten geldigi gibi dua etmelidir, icini diline döküp yalvarmalidir.
Yani kisaca hissetmelidir, pisman olarak dua etmelidir. Pekala arapca ile istenilen bu samimiyeti, ictenligi yakalamak mümkün müdür?

Mesela benim secdede genellikle okudugum ; "Allahumegfirli zenbi küllehu diggahu ve cillehu ve evvelehu ve ahirehu alaniyetehu ve sirrah" duasi bu sekilde mi yoksa tercümesi olan " Allah'im günahimin hepsini; kucugunu ve büyügünü , ilkini ve sonuncusunu, acigini ve gizlisini bagisla" sekilde mi kendimi daha iyi ifade etmemi saglar. Pisman isem günahlarimdan, Allah'a yakarasimda samimiyeti yakalamak ve beni bagislamasini dilemek icin neden kendimi daha iyi ifade edecegimi dusundugum kendi dilimde yapmayayim? Obur türlü sanki bir anlami olmuyor, hizli hizli okuyup geciyoruz.

Neyi söylediginin farkinda olmadan yapilan bir dua dua midir? Allah'la yalniz kaldigimda neden ona karsi bilmedigim kelimeleri söyleyeyim? Neden kendimi daha ictenlikle daha yürekten ifade edebilecegim bir dili degil de baska bir dil kullanayim?

Allah Resulunun dedigi "kulun Rabbine en yakin oldugu yer secde" ise ve burada "duayi cogaltin" diyorsa secdede iken tesbihattan sonra istenilen dilde istenilen dua yapilmalidir diye dusunuyorum, Allah'u alem.

Lütfen kimse carpitmasin, bu dediklerim sadece secde'de iken gecerlidir yoksa namazin bütün rükünlarinda Arapca yerine kendi dilimizde okuyalim demiyorum.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Bir hadis;

"Kul Rabbine en cok secdede iken yakin olur, o halde secdede duayi cok yapin"

Bir baska hadis;

"Kulun Allah'a en yakin oldugu ana secde anidir, orada bol bol dua edin"


Simdi belki de tuhaf gelecek birsey söylemek istiyorum;

Biliyoruz ki Namaz gibi temel bir ibadet Arapca bilmeyen nesillere de emredilmisti. Mesela Hz Musa'ya, Hz Lokman'a, Hz.Hud'a vs. Bu kavimler arap degillerdi kendi dilleri neyse veya onlara inen vahyin dili neyse namazi da o dil üzere kiliyorlardi. Kuran'in üzerine indigi toplum da Araplar oldugundan namaz kilarken ve dua ederken ne dediklerini biliyorlardi. Burasi bir bilgi olarak kafamizin bir yerinde kalsin ve devam edelim.

Dua nedir? Kisaca dua; Allah'a yakaris, icten gelen duygularin dile yansimasidir.

Kisi icten geldigi gibi dua etmelidir, icini diline döküp yalvarmalidir.
Yani kisaca hissetmelidir, pisman olarak dua etmelidir. Pekala arapca ile istenilen bu samimiyeti, ictenligi yakalamak mümkün müdür?

Mesela benim secdede genellikle okudugum ; "Allahumegfirli zenbi küllehu diggahu ve cillehu ve evvelehu ve ahirehu alaniyetehu ve sirrah" duasi bu sekilde mi yoksa tercümesi olan " Allah'im günahimin hepsini; kucugunu ve büyügünü , ilkini ve sonuncusunu, acigini ve gizlisini bagisla" sekilde mi kendimi daha iyi ifade etmemi saglar. Pisman isem günahlarimdan, Allah'a yakarasimda samimiyeti yakalamak ve beni bagislamasini dilemek icin neden kendimi daha iyi ifade edecegimi dusundugum kendi dilimde yapmayayim? Obur türlü sanki bir anlami olmuyor, hizli hizli okuyup geciyoruz.

Neyi söylediginin farkinda olmadan yapilan bir dua dua midir? Allah'la yalniz kaldigimda neden ona karsi bilmedigim kelimeleri söyleyeyim? Neden kendimi daha ictenlikle daha yürekten ifade edebilecegim bir dili degil de baska bir dil kullanayim?

Allah Resulunun dedigi "kulun Rabbine en yakin oldugu yer secde" ise ve burada "duayi cogaltin" diyorsa secdede iken tesbihattan sonra istenilen dilde istenilen dua yapilmalidir diye dusunuyorum, Allah'u alem.

Lütfen kimse carpitmasin, bu dediklerim sadece secde'de iken gecerlidir yoksa namazin bütün rükünlarinda Arapca yerine kendi dilimizde okuyalim demiyorum.
Herhalde ya ne zannettin?

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Neyi söylediginin farkinda olmadan yapilan bir dua dua midir? Allah'la yalniz kaldigimda neden ona karsi bilmedigim kelimeleri söyleyeyim? Neden kendimi daha ictenlikle daha yürekten ifade edebilecegim bir dili degil de baska bir dil kullanayim?

Allah Resulunun dedigi "kulun Rabbine en yakin oldugu yer secde" ise ve burada "duayi cogaltin" diyorsa secdede iken tesbihattan sonra istenilen dilde istenilen dua yapilmalidir diye dusunuyorum, Allah'u alem.

Lütfen kimse carpitmasin, bu dediklerim sadece secde'de iken gecerlidir yoksa namazin bütün rükünlarinda Arapca yerine kendi dilimizde okuyalim demiyorum.

Kaptan gemiyi yüzdürmeye kararlısın sen anlaşılan.

Namaz kılırken şekilin ne gereği varki. İçtenlik ile her an her saniye yapabilirsin.

Hayatına hiç bir faydası olmayan şekilsel bir rükunun hayatına anlam ve mana katıp faydası olan hayat içindeki birebir rüku, secde, kıyam , tilavet vs gibi kavramları yaymak daha güzel bir dil değilmidir?

Fakire yardım etmek Allah 'ın emrine teslim olmak secde etmek değil mi?
Bir işi Allah 'ın rızasına uygun olarak yapmak secde etmek değil mi?
Allah 'ın rızasına kazanmak isteyen kişiler ile birlikte hareket etmek rüku değil mi? Peki sabit bir yerde ben Allah 'a secde ediyorum diyerek yere kapanmanın manası nedir ki?

Allah 'ın kanununu aklına yatırıp onu yapmak için hareket geçmek kıyam değil mi?

olduğu yerden yaptığın secde ve rükular ile hayatın hangi aksaklığını düzeltebildin ki?

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

AlpBilge

Yasaklı
Katılım
1 Şub 2015
Mesajlar
706
Tepkime puanı
33
Puanları
0
"Biz her elçiyi kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara iyice açıklasın..." (İbrahim 4)

Anadilimizle ibadet etmeliyiz. Ben Türkçe salât kılıyorum.
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Namaz kılırken şekilin ne gereği varki.

Hayatına hiç bir faydası olmayan şekilsel bir rükunun

Peki sabit bir yerde ben Allah 'a secde ediyorum diyerek yere kapanmanın manası nedir ki?

........ olduğu yerden yaptığın secde ve rükular ile hayatın hangi aksaklığını düzeltebildin ki?

Ciddi olamazsınız...



:swoon: Şoktayım....

:kahretsin: Neden anlayamıyorum bu insanları ki...

:thinking: Acaba niyetleri ne?

:( Üzgünüm...
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Ciddi olamazsınız...



:swoon: Şoktayım....

:kahretsin: Neden anlayamıyorum bu insanları ki...

:thinking: Acaba niyetleri ne?

:( Üzgünüm...
Niye şoktasın ki düşünsene "salat sizleri kötülüklerden korur" buyuruyor değil mi Rabbimiz?
Namaz kılan şu İslam alemini kılınan namaz koruyor mu?Her yerde müslüman kanı akıyor namaz kılanlar birbirini öldürüyor.

Öyleyse Allah'ın bizlere anlattığı ve bizlere emrettiği "salat" gerçekte nedir diye araştırmamız gerekmez mi?

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Evrensel bir dil !

Yaratılmış bütün varlıklara, kendi yapılarında anlayabileceği tek bir dilde seslenebilmek.

Secde et emri, bütün varlıklara tek bir evrensel hitap ile yapılıyor. Her varlık kendi dilinde nasıl secde edeceğini kendini tanıyarak ve tanımlayarak bulabiliyor.

İnsan, dil deyince ağzının içindeki et parçası ile çıkardığı ses zan ediyor. Oysa kainat içinde yaratıldığı amacı ve rolü gördüğümüzde hiçte evrensel olmayan bölgesel bir dil sadece kendi cinsinden olan varlıklar ile iletişime geçebileceği kendi ürettiği bir dilden öteye gitmiyor.

İnsan bir odun ile iletişime , diyaloğa giriyor bunu nasıl yapıyor dersiniz. Allah 'ın kanun ve yasaları çerçevesinde, odun secdesini yapmıştır, insan 'da verilen nimeti kullanarak odunun secde etmesinin sayesinden onu istediği şekle ve ihtiyacı için kullanabiliyor. Peki odun secde etmemiş olsa idi ne olurdu. İnsan, oduna secde ettirebilirmiydi?

Çevrenize bakın her şey O 'na secde etmiş durumda ya İNSAN ? alnını yere değdirmek sureti ile secde ettiğini zan ediyor. Peki insan bunu neden yapıyor? çünkü kendinden öncekileri bu yol üzerinde bulduğu için olmasın? oysa yaratılışı okumuş olsa idi Allah 'ın ayetlerine bakmış olsa idi beşiğinden kaydırılmış olan SECDE kelimesinin asıl mana ve anlamını bulması çok mu zordu. Sadece çevresindeki yaratılmışlara bakması yeterli değil mi?

Allah 'ı arapça konuşturmak nasıl bir duygu ve hissiyat farkında değilmisiniz? Oysa Yaratan rabbin adı ile okuman gerekli değil mi? Yani sana varlık verenin, seni var edenin ,sana şekil ve sistem yükleyenin, sana yol gösterenin vs vs adı ile okuman gerekli değil mi?

Evet okuyun kainatı arapça ile bakalım okuyabilirmisiniz? Yaratılışı okumak varken neden atalarınızın nakillerini okuyorsunuz ki? kolay olduğundan mı?

Secde etmek yaratıldığın fıtrat üzere O 'na teslim olmak O 'nun rızasına göre hareket etmek demektir. Yere kapanıp alnın yere değmesi değil. Bunu put perestlerde yapıyor.

Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve şu yaratılmış kainata bakarak Allah 'ın sizde nasıl bir secde istediğini özgür bir şekilde düşünün bakalım sonuç ne çıkacaktır. Evet nakiller sizi özgür bırakmayacaktır işte işin can alıcı noktası da burası kardeşler.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,088
Tepkime puanı
1,924
Puanları
113
"Biz her elçiyi kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara iyice açıklasın..." (İbrahim 4)

Anadilimizle ibadet etmeliyiz. Ben Türkçe salât kılıyorum.

İstersen japonca zekat ver bize ne ?

Ama kafana göre ibadet şekilleri çıkaracaksan başka bir dinde eşelenmen daha tercihe şayandır. Nicke bak yazdığına bak derler (m)adama :gl
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
İstersen japonca zekat ver bize ne ?

Ama kafana göre ibadet şekilleri çıkaracaksan başka bir dinde eşelenmen daha tercihe şayandır. Nicke bak yazdığına bak derler (m)adama :gl
Ne demiş ki hemen hakaret ediyorsun?

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,088
Tepkime puanı
1,924
Puanları
113
Niye şoktasın ki düşünsene "salat sizleri kötülüklerden korur" buyuruyor değil mi Rabbimiz?
Namaz kılan şu İslam alemini kılınan namaz koruyor mu?Her yerde müslüman kanı akıyor namaz kılanlar birbirini öldürüyor.

Öyleyse Allah'ın bizlere anlattığı ve bizlere emrettiği "salat" gerçekte nedir diye araştırmamız gerekmez mi?

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi


Suç namazın arapça kılınmasınınmı namaza uymayan hayat yaşamakta ısrar edenlerin mi ? Siz Türkçe salat ederken ( :) ) hayatınız buna bağlı olarak düzelmiş mi oluyor :) Kıyame suresinde '' fe iza kara'na hu fettebi' kuraneh'' ifadesine göre Kuran kesinlikle arapçaokunmalı. Başka ayetlerde de Kuranı Arapça indirdik diye beyan edildiğine göreNamazda kuran okuyup onuda başka dilden okumak veya bu işleri şekilcilikle izah etmeye kalkmak dini tahrib etme çabalarıdır. Sizin mantıkla sizden öncekiler dini kafalarına göre değiştirseydi din bu güne kadar gelemezdi. Suyunun suyunun suyu bile kalmazdı.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,088
Tepkime puanı
1,924
Puanları
113
Ne demiş ki hemen hakaret ediyorsun?

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

İSO 2002 belgesiyle cehaletini tasdik ettirmiş. Ama hakaret etmedim. Türkçe SALAT kılıyorum. Cümlesi epey bi tahsil ile söylenebilecek cahilce bir cümledir. Gerekçesini üstte izah ettim.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Suç namazın arapça kılınmasınınmı namaza uymayan hayat yaşamakta ısrar edenlerin mi ? Siz Türkçe salat ederken ( :) ) hayatınız buna bağlı olarak düzelmiş mi oluyor :) Kıyame suresinde '' fe iza kara'na hu fettebi' kuraneh'' ifadesine göre Kuran kesinlikle arapçaokunmalı. Başka ayetlerde de Kuranı Arapça indirdik diye beyan edildiğine göreNamazda kuran okuyup onuda başka dilden okumak veya bu işleri şekilcilikle izah etmeye kalkmak dini tahrib etme çabalarıdır. Sizin mantıkla sizden öncekiler dini kafalarına göre değiştirseydi din bu güne kadar gelemezdi. Suyunun suyunun suyu bile kalmazdı.
Şu an İslam aleminin elindeki "su" işine yarıyor mu?

Bahsettiğin bu "su" Allah'ın emrettiği sistem olsaydı müslümanlar bu durumda olur muydu?

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Üst