Muska Yazdım İtine

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Gani Baba isminde âlim ve fazıl bir zat, Sivasın bir köyünde Bektaşi tekkesi açmıştı ve başına, kalabalık "bir' muhip kütlesi toplanmıştı.

Gani Babanın şöhreti günden güne etrafa yayılıyordu. O nisbette de muhiblerinin adedi arttıkça artıyordu. Hattâ, Sarı Çiçek yaylasının en hücra köşelerine çekilip Derebeyi saltanatı süren aşiret reisleri bile ona karşı büyük bir hürmet besliyorlar, vakit vakit ziyaretine ge­liyorlardı.

Arabkir civarında, Maraş yakınlarına kadar yayılmış meşhur Atma aşiretinin reisi Battal Bey isminde bir zat vardı. Bu zat da Gani Babanın kerametine inananlardandı.

Günün birinde, Battal Beyin koyun sürülerini bekliyen koca çoban köpeklerinden biri hastalandı. Yapılan ilâçlar fayda etmedi. Bat­tal Bey son derecede müteessir bir halde dü­şünürken, birdenbire aklına Gani Baba gel­di. Derhal hasta köpeği bir hayvanın sırtına yüklettirdi. Yanına semiz bir koyun katarak adamlarına, teslim etti.

Bunları, Baba erenlere götürün. Köpe­ğe, bir muska versin. Koyunu da kessin, afi­yetle yesin. bedi.


Battal Beyin adamları, köpekle koyunu tekkeye götürdüler. Gani Babaya teslim ettiler. Battal Beyin söylediklerini de söylediler.

Gani Baba, oturdu. Hemen bir muska yazdı . Köpeğin boynuna taktı. Hasta hayvanı tek­rar Battal Beye yolladı.

Aradan birkaç gun geçti. Köpek tamamen iyileşti. Battal Beyin de artık keyfi yerine geldi,

Bu mesele derhal etrafa yayılmaya başladı ve Divriği kasabasında fena akisler yaptı.

Divriği kadısı bu meseleyi duyar duymaz fena halde hiddetlendi.

-Vay, zındık herif... Köpeğin boynuna muska asmış ha?... Bu dinsiz Bektaşinin katli |vaciptir.

Diye, bağırıp çagırmaya başladı.

Kadının taassup damarları o kadar galeyana geldi ki, dayanamadı. Hemen kağıt kaleme sarılarak:

Burada, Gani Baba isminde bir zındık vef mülâhhid türemiştir.Kur'anı Mübin in âyetlerinden muskalar yazıp, köpeklerin boyunlarına takıyor... Bundan dolayı halk heyecan içindedir. Bu herifin derhal şer'an icabına bakılmazsa, çok fena neticeler husule gelecektir.. diye bir resmi tahrirat yazdı..İstanbul’a Şeyhülislam’a yolladı..

O tarihte Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi idi..Bu zat da fena halde hiddetlendi..

Derhal Gani Baba’nın katline fetva vermek istedi..Fakat Sultan Hamid’in de iradesini almak için Divriği Kadısı’nın tahriratını Mabeyin Başkatibine götürdü..

Sultan Hamid, Kadı’nın tahriratını gözden geçirdi buna bir anlam veremedi..

-Derhal bir heyet gitsin.Bu meseleyi tahkik etsin..Eğer Divriği Kadısının sözleri doğruysa O Bektaşi Babası muhafaza altında İstanbul’a getirilsin..

Diye irad eyledi…

Saray adamlarından, Babıali erkanından ve Şeyhülislam tarafından intihap edilen ulemadan mürekkep bir heyet seçildi..Divriği'ye tahkikata gönderildi..

Divriği Kadısı yana yakıla meseleyi anlatı..

-Daha yeni kontrol ettirdim,muska hala köpeğin boynundaymış

Dedi..

Heyet tarafından Battal Bey’in köyüne zaptiyeler gönderildi..

Köpek getirildi..Muska hakikaten köpeğin boynundaydı..

Derhal, kaymakamın odasında bir meclis kuruldu. Evvelâ, Divriği kadısı tarafından bildirilen muskanın, köpeğin boynunda asılı oiduğuna dair bir zabıt tutuldu. Sonra, büyükmerak ve heyecanla açılan muska, okundu. Köpeğin boynundan çıkarılan kâğıtta, şu satırla bulunuyordu: ..

Tamah ettim, etine. Muska verdim itine.Tutarsa da Tutmasa da banane


Kadı, fena halde bozuldu... Birkaç saniye evvel, hiddetli bir galeyanla sinirlerin gerilini olduğu oda, şimdi kahkahalarla dolmuştu. '

Mesele, heyet reisinin pek hoşuna gitti. İstanbula kadar avdeti beklemiyerek; neticeyi telgrafla derhal Sultan Hamide bildirdi... Ertesi gün saraydan, şu cevap geldi:

Gani Babayı korkutmadan, incitmeden,İstanbula getiriniz.


Padişahın huzurunda neler oldu?
 
Üst