Mushaf yazımı hakkında görüşleriniz...

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Dervişin sükutundan anlamayan kelam 'ından hiç anlamazmışya olsun biz yinede yazalım...




Çelebiler hacım, ya resülden önce yazılmış ise napcaz dedi!


Bende, off off işte o vakit yandılar, şöyle derinlemesine bir analiz yapsalar bunu göreceklerde neyse hazır değiller sanırım. Dedim..


Bu sözlerimizden dolayı, alayvari tavırdan ötürü ceza aldık. Ceza aldık almasında söylediğimiz söz doğrumu yanlış mı? Hani forum yönetimi diyorduya savunulan şeyin delili ve kanıtı , kaynağı olduktan sonra biz paylaşımına izin veririz, peki güzel yönetim sen benim sözümün kaynağını yada neye dayanarak böyle yazdık hele getir bakalım kaynağın nedir diye sordun mu! Yok peki sen neye dayanarak savunduğunuz şeyin kaynağı olduğu sürece biz paylaşımlarınıza birşey demeyiz diyorsunuz. Daha ilk adım ipi boğazımıza geçiriyorsunuz.


O zaman bakalım efendiler, sözümüzün kaynağı ve dayanağı nedir ne değildir.


Biz ne demişiz birileri ne anlamış ve bizim hristiyan olduğumuzu hatta kripto olduğumuzu söylemiş. Kitap, resülden önce yazılmışsa sorgusunda açalım bakalım mushaf 'ı bize ne sonuç verecek.


Evet, mushafın içinde adem 'in yaratılışdan ve iblis 'in rahmetten kovulması kıssası anlatılır.


Soralım, bu olay 600 'lü yıllarda mekkedemi gerçekleşmiştir. Daha önce islam ile şereflenmiş müslümanların bu olaydan hiçmi haberi olmamıştır?
Buyrun el cevap verin? Şimdi bu kıssa ne vakit yazılmıştır akıl sahipleri? Resül Muhammed 'den önce mi sonra mı?


Soralım, ibrahim peygamber putları baltaladığında ve baltayı en büyük putun eline verdiğinde tarih 600 'lü yıllarmıydı?
Buyrun el cevap verin? Şimdi bu kıssa ne vakit yazılmıştır akıl sahipleri? Resül Muhammed 'den önce mi sonra mı?


Soralım, ibrahim peygamber kabe 'yi inşa ettiğinde zaman dilimi ne vakti gösteriyordu?
Buyrun el cevap verin? Şimdi bu kıssa ne vakit yazılmıştır akıl sahipleri? Resül Muhammed 'den önce mi sonra mı?


Soralım, musa peygamber firavun karşısına dikildiğinde ve ona verilen mucizeler gerçekleştiğinde israiloğulları nerede idi tarih ne zamanı gösteriyordu?
Buyrun el cevap verin? Şimdi bu kıssa ne vakit yazılmıştır akıl sahipleri? Resül Muhammed 'den önce mi sonra mı?


Soralım, isa beşikte konuşurken yukardaki olaylar, isa 'ya itiraz edilenler tarafından bilinmiyormuydu? Hatta İsa 'dan sonra gelecek olan elçi beklenmiyormuydu?
Buyrun el cevap verin? Şimdi bu kıssa ne vakit yazılmıştır akıl sahipleri? Resül Muhammed 'den önce mi sonra mı?


Yerden gökten, yeryüzünde yaşamış kavimler vs vs gece gündüz, ağaçlar, ırmaklar, dağlar, kuşlar, karıncalar, ebabil kuşları, filler vsvs ne zaman olan olaylar bunlar güzel kardeşlerim? Sanki dünya 600 den önce yoktu galiba daha önce hiç müslüman yoktu!


Soralım, nuh peygamber 950 yıl yaşamaya 600 'lü yıllardamı başladı?
Soralım, yusuf peygamber mekkedemi yoksa mısırdamı vezirlik yaptı?
Soralım, yakup oğullarına mekkedemi vasiyet etti
Soralım, ibrahime kurban mekkedemi verildi?
Soralım, davut ve süleyman nerede hükümdarlık yaptılar?
Soralım, salih 'i hud 'u şuaybı ve diğer elçileri, meryem 'in İsa 'ya gebe kaldığında tarih ne idi? Bir bütünü oluşturanı görmek bu kadar zor mu?


Şimdi mushaf bu tür kıssalar ile dolu mekkeli müşrikler bile peygambere bunlar eskilerin masalları der sonra yabancı bir adam tarafından yazdırıldığı söylenir.
Hatta peygamberin kitap ehline gidip sorabileceği, yanlarında tevrat bulunmasına rağmen peygamberin hakem kılanmak isteyenlerin olduğu söylenir. Hatta peygamberin diğer kutsal kitapları okuması ile mushafı yazdırdığı söylenir müşrikler tarafından, Yeri gelir, namaz zaten bilinen bir ibadetti dersiniz, hac, oruç vs vs ne demek bu?


Anlatılan bu kıssalar zaten bilinen kıssalardı fakat zaman ile kelimeler anlam ve manalarını kaybetmesinden dolayı farklı anlaşılıyordu işte 600 'lü yıllarda bu kıssaların derinliği ve hakikatleri açığa çıktı, çıkarıldı. Peygamber bunları atalarını anlamsız tekrar ile yapmadı Allah 'ın ayetleri üzerinde derin derin düşünerek kalbine düşmesi neticesinde tekrardan yazımı yazılımı ve açıklanması yapıldı , kavmi okunan arapça kıssaları neden anlamıyordu? Oysa daha önceki ehli kitaptanda duyuyordu lakin anlamsız geliyordu tahriften dolayı , ilk defa 600 de yazılma değil hakkın batılı tepelemesidir. Elçi ne diyor kavmim bu kitabı terk edilmiş bıraktı peki kim bu kitaba sahip çıkacak yada nasıl çıkacak vahiy alarak mı? Yeniden yazarak mı? Lütfen biraz düşünün kıssalar neden tekrar ediliyor, neden yahudilerin elindeki tevrat ile çoğu kıssa ve yazım aynı, bu kıssalardaki anlatım nedir, amaç nedir, balığın yunusu yutmasındaki hakikat ne idi, musa 'nın yolculuğunun tekrar amacı nedir? Niye bize anlatılıyor. Madem bu kitap 600 'de ilk defa yazıldı neden bu kıssalar tekrar edildi? Sıfırdan silbaştan niye anlatım yok, düşünün akıl sahipleri düşünün basit değil bu kadar alayvari davranmak!


Resül, Kitap ve mushaf kavramlarının farkını çözemeyenlerin bizim sözlerimizden bazılarını anlamayacağını biliyoruz ve bundan ötürü başımıza gelene kızacak değiliz. Biliyoruzki her işte bir hayr vardır.


Biz oturup kendimizi temize çıkarmak için uğraş derdinde değiliz. Heleki aldığımız cezaya kulp bulma derdinde değiliz. Hak ne ise biz onu konuşup dillendirmeye çalışıyoruz, aklı başında düşünen ve sorgulayan araştıran akıl sahipleri bizim ne dediğimizi bilir ve desteğini bizden esirgemez. Biz hakkı konuşmaktan kaçındığımız sürece başımıza ne geleceğini çok iyi bilenlerdeniz.


Şimdi soralım alayvarilik, mushafın anlaşılmadan tekrar edilmesindemi yoksa onu anlayarak hayatına yansıtmaya çalışanların söylediği sözdemidir. Belli bir hoca üzerinden sürekli prim yapan ve dalgaya alınan konular ve yorumlar alayvarinin nesi olur o vakit? Yinemi .... Hoca diyerek paylaşılan mesajlardaki alayvari tavırlar değilmidir?


Nakilleri sorgusuzca tekrar etmenin bir anlamı var mı? Bugün bize vahyediliyor mu? Eldeki mushafın her zümre tarafından farklı algılanması, tek olan mushafı birden fazla yapmıyor mu? Yada 600 'lü yıllarda anlaşıldığından şuanda farklı anlaşılması mushafın yeni yazılmış olduğunumu gösteriyor. Bildirmenin ve sunulmanın ne demek olduğunu bilmiyormusunuz? Zaman sadece bir ALGI dır algı?


Bu sözleri anlamanız için kitap ve resül kavramını çözmek gerekmiyor mu? Bu gün karşı gelip karşısında durduğunuz şey yarın sizin karşınızda olabilir. Bunun için attığınız adımları sağlam atmanız gerekiyor.


Şimdi bu bulunan 1370 yıllık mushaf olduğu söylenen ve yayınlanan nüshaları inceleme fırsatınız oldu mu? Oldu ise izlenimlerinizi paylaşmak istermisiniz?İncelenen nüshalarda! Daha belkide neler görünecek belli değil şuan fakat bu nüshaları anlamak için biraz cesur olmak gerekiyor çünkü klasik sistem arapçası ile çözülemeyeceği aşikar belli çünkü arap dilide zamanla değişime ve erozyona uğramıştır. Önemli olan el kitabın kendisidir ve onu kimsenin değiştirmeye ve bozmaya gücü yetmez Ve kitabın nasıl sunulduğunu bilmeyenler okumasınıda asla bilmezler ve kendilerinden öncekilerden duydukları anlamsız sözleri tekrar etmeyi marifet bilirler. Kendi fikirleri ve görüşleri asla yoktur, tek bildikleri anlamsız tekrarlar değilmidir.


İtirazı olanlar için konu dahada derine götürülebilir, buradaki alayvari tavır sanırım bizi şikayet eden güzel şahsın aklında ve algısında kurduğu kutsala uymadığından olsa gerek :) neyse vakti geldiğinde oda ne dediğinin farkında olacak inşeallah


Neyse zaman güzel bir ilaçtır, bilen bilir. Vakti gelmemiş bir zamanda kimse birşey anlamaz bunun için erken davranıp itiraz etmenin mantığı var mı?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Zaman, sadece bir algıdır. Algılamaya başladığınızda derinliği hissedersiniz ve çevreniz genişler.

insanın, fıtratındaki melekeler ile oluşturduğu her türlü eylemin sonucundan sorumluluk çıkar. Kaderin içindeki kaderi bilenler bunu çok iyi bilirlerki, bizim kaderimize müdahale olmaz sonuç olarak yapıp ettiklerimizin karşılığını alırız.

Bu bağlamda elimiz ile yaptığımız hiç birşeye kutsal diyemeyiz, çünkü insan algısında farkı farklı algılara neden olur.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Şimdi bazı arkadaşlar, konuyu okuduklarında şikayet edeceklerini hatta itiraz edeceklerinide biliyorum. Fakat herşey ayan beyan ortada iken şikayet ve itiraz etmeden güzel güzel düşünüp delil ve kanıtlar eşliğinde sorular sorsalar çok güzel olur.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Kendini aklamaya çalışıyorsun ama nafile, gerçi bizim kıldığımız namazı müşrik ibadetine benzetmenize ceza verilmediyse, Kuranın Peygamberimizden önce indirildiğini söylemenize ceza verilmesi ağır kaçmış.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Kendini aklamaya çalışıyorsun ama nafile, gerçi bizim kıldığımız namazı müşrik ibadetine benzetmenize ceza verilmediyse, Kuranın Peygamberimizden önce indirildiğini söylemenize ceza verilmesi ağır kaçmış.

Düşünmek ve sorgulamak zor bir iş değildir. Peygamberden öncede namaz kılınıyordu? Oruç tutuluyordu, kurban kesiliyordu hiç birşey yeni değil!

itiraz ettiğin şey nedir? Elin ile yazdığın şeylere Allah katından mı demek istiyordun? Görmek çok mu zor, birilerinin ceza alması için değil, konunun selameti için konuşun işte veriler benmi uydurdum bu kıssaları, hanifler kimler?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
O saçma rivayetler dediğin, mushafın içinde müşrikler tarafından itiraz olarak bile yer buluyor.

kaç tane elçiden bahsediyor, mushaf
eğer sana indirdiğimizden şüphe içinde isen git kitap ehline sor deniyor?
Bu kim izah edecek?
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Ne güzel buyurmuş Rabbimiz
"Akletmeyeck misiniz?"

Aslında Hacım gercekten zaman sadece bir algıymış.
Zaman geçmesiyle hiçbirşey değişmiyor.Kitaptaki karakterler hep aynı Kitap surekli yeniden yazılıyor.Her kıssayı karşımızda görebiliyoruz.


LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Ne güzel buyurmuş Rabbimiz
"Akletmeyeck misiniz?"

Aslında Hacım gercekten zaman sadece bir algıymış.
Zaman geçmesiyle hiçbirşey değişmiyor.Kitaptaki karakterler hep aynı Kitap surekli yeniden yazılıyor.Her kıssayı karşımızda görebiliyoruz.


LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

İşte mushafın birde iman edendr yeşermesi ve meyve vermesi var. Herşey algı , algıdan başka ne var ki?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Ben izahımı yaptım, dileyen dilediği gibi algılar. İster ceza verirsiniz ister hakaret edersiniz. Beni ben yapan düşüncelerim ve fikirlerimdir, bunları yazmazsan bu düşüncelerin bende bir anlamı ve manası olmaz.

selam olsun...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Doğrudur, Kur'an'a karşı çıkan müşrik algısıyla Kur'an'a bakarsan, Hz Adem'den bu yana Peygamberlerini dinlemiş (Tebliğ ettiği vahyi kabullenmiş) müslümanları "aynı karakter"de görmen ve "Kitap - sanki - yeniden yazılıyor" demen elbet isabetlidir. Güzel bir tesbitte bulunmuşsun. Teşekkür ederim.

İşte O müslümanlar hep Allah'a, Hz Muhammed'e ve tevhid ehli ülemaya itaat eden olacaktır. Hz Adem'den itibaren bu karakter değişmez. Ve Kitap bu örneklemeyle yazılır da yazılır.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,116
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Kızımın toplantısından geldim de
Bir öğretmeni şöyle bir tespitte bulundu
İnsanlar diyor ...öğrenme süreçleri birbirinden farklıdır
Kimi on dk kimi bi saatte kimi günlerce kimi aylarca sonra öğrenir özümser

Şurası bir hakikat ki sistemin bizi soktuğu bir çerçeve var
bizler ister istemez bu çerçeveden bakıyoruz
muhatabımızı illaki bir kalıba yerleştirme güdümündeyiz
Kendi çerçevesinde bakan insanın yanılma olasılığı olabileceği gibi
bu yanılma her algı sahibi için geçerlidir...

İnsan yaşamının bir çok yerinde değişim geçirir
Verdiği bir kararı yıllar sonra analiz ettiğinde daha farklı tezahür edebilir
Bu öğrenme süreci içerisinde farklılıklar kimseyi dışlamamayı gerektirir
öte yandan algısı sistemi çözmüş olanlar (bunu yaşayan ve hissedenler)
algısı sistemi çözememişler tarafından (yahut çözülmediği kanaati addedilenler)
anlaşılabilmek için ortak dil kullanmaları gerekir...
Karşılıklı bir anlam yoksa her iki tarafta birbirini anlamayacak yargılayacaktır...

Namaza mecusi ayini demek gibi...
Bu algıyı yaşayan yaşamayana bu şekilde hitap ederse kaos normal değil midir ?
Yahut kör muamelesi yapmak bir ötelemek değil midir?


Kendi adıma kabul ediyorum sistemin ezber algısı bizleri kendi elimizle tehlikelere düşürdü
Hakikat için bir süreç gerekiyorsa lütfen bu süreci zorlaştırmayalım
Lütfen algılarımızla muhatabımızı boğmayalım
Önce kendime sonra tüm foruma söylüyorum

ve şuna inanıyorum ki Allah ın katında değişmeyen tek gerçek Tevhiddir...
Metod değişir ...Sistem değişir ...Kanunlar değişebilir ... ama öz değişmez hiç bir zaman ...


selametle ...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Kur'an'daki sistem, ukubat, kanunlar, muamelat, haram ve helaller değişmez, komplekse girmeye gerek yoktur. Olduğu gibi uygulanır. Şirin görüneceksek Allah bize yeter, öyle değil mi?
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
"Namaza mecusi ayini" diyebilir birisi, gayet normaldir, "aklını" öne alıp, Kur'an'ı, aklının merkezine uyduran birisi elbet böyle bir yargıda bulunacaktır. Ben bunları normal görüyorum.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
......

ve şuna inanıyorum ki Allah ın katında değişmeyen tek gerçek Tevhiddir...
Metod değişir ...Sistem değişir ...Kanunlar değişebilir ... ama öz değişmez hiç bir zaman ...


selametle ...
Kilit cümle bu işte. Bu anlaşılırsa, Allah her şeyi zamanla bunun üzerine bina eder biiznillah.. Kur'an 1400 sene önce Hz. Peygamber aleyhisselatüvesselam'ın ağzından ne şekilde zahire çıkıp kayda alındıysa şu an harfi harfine aynısıdır. Kur'an hem zahiri hem batınıyla konruma altındadır. Bunu koruyan Allah'tır. Sebebi ise bu kitaba tevhid hakikatinin yüklenmiş olmasıdır. Kıssalar, haberler, hepisi bu hakikati kalpte pekiştirmeye yönelik fonksiyon içerir. İbadetler ise bu kalbe yerleşen hakikati her daim hatırlatmakla zikir işlevi görmektedir. Bizim sekînemiz bu. Ne güzel bir sekîne bu, paylaşıldıkça çoğalan.. İbadet demiştim: Bu sekine hatırlanması lazım. zira gün aşırı nefsimize hizmet etmekle Allah'ı ve hesap gününü unutuyoruz. Bu unutma eylemi kesretten kaynaklanıyor. Hikmeti vardır. Çokluk, tek'i unutturur.. Rızkımızın kesretten verilmesi, tek bir olanın perdesidir. Aslında bu foksiyonaliteden hem zahir hem batın oluyor.. Eğer Allah kendisini perdelemeseydi nefisler bu hakikatin karşısında topyekün canlarına kıyarlardı.. Bu yüzden bu perdeler olgunluğa eriştikçe açılıyor. Yalanıda Allah yarattı. Hikmeti vardır. Kemâle yolculuk için bu lazımdır. Yolculuk için A ve B noktaları lazım değil midir? Madem hakikate yolculuk yapmak için yaratıldın, o halde başlangıç noktan yalan olmak zorunda! Hangi anne baba, küçük çocuğun ''ben nasıl oldum'' sorusuna doğru cevap verebilir? Hepimiz leylek getirdi demek zorunda kalmıyor muyuz?

Kelimelerle izah etmek zor. Bu işler ''hâl'' ister.. Bir an önce bir Kamil Mürşit bulup algı kapılarının başına hakikatin bekçilerini muhafız koymak lazım inşallah..
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Metot değişir... Mesela Kur'an'ın ortaya koyduğu metot nedir..? Bilelim ve değiştirelim... Bunlar ütopya cümleler... Kur'an'ın ortaya koyduğu metot nerede uygulanamadı ya da nerede nakıs kaldı, pratiğini yaşadın mı bunun sen, yoo, ne pratiği, yok da böyle cümleler nereden kuruluyor, nereden kurulacak edebiyattan... Edebiyat olsun başka da bir şey olmasın...

Sistem de öyle... Kanunlar da öyle... Pratik olarak görmediğin ve yaşamadığın şeye edebiyat giydiriyorsunuz... Gülesim geldi...

Allahü Teala'nın vaz ettiği her bir şeyde iyilik vardır, güzellik vardır... Gerisi hikaye...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Kızımın toplantısından geldim de
Bir öğretmeni şöyle bir tespitte bulundu
İnsanlar diyor ...öğrenme süreçleri birbirinden farklıdır
Kimi on dk kimi bi saatte kimi günlerce kimi aylarca sonra öğrenir özümser

Şurası bir hakikat ki sistemin bizi soktuğu bir çerçeve var
bizler ister istemez bu çerçeveden bakıyoruz
muhatabımızı illaki bir kalıba yerleştirme güdümündeyiz
Kendi çerçevesinde bakan insanın yanılma olasılığı olabileceği gibi
bu yanılma her algı sahibi için geçerlidir...

İnsan yaşamının bir çok yerinde değişim geçirir
Verdiği bir kararı yıllar sonra analiz ettiğinde daha farklı tezahür edebilir
Bu öğrenme süreci içerisinde farklılıklar kimseyi dışlamamayı gerektirir
öte yandan algısı sistemi çözmüş olanlar (bunu yaşayan ve hissedenler)
algısı sistemi çözememişler tarafından (yahut çözülmediği kanaati addedilenler)
anlaşılabilmek için ortak dil kullanmaları gerekir...
Karşılıklı bir anlam yoksa her iki tarafta birbirini anlamayacak yargılayacaktır...

Namaza mecusi ayini demek gibi...
Bu algıyı yaşayan yaşamayana bu şekilde hitap ederse kaos normal değil midir ?
Yahut kör muamelesi yapmak bir ötelemek değil midir?


Kendi adıma kabul ediyorum sistemin ezber algısı bizleri kendi elimizle tehlikelere düşürdü
Hakikat için bir süreç gerekiyorsa lütfen bu süreci zorlaştırmayalım
Lütfen algılarımızla muhatabımızı boğmayalım
Önce kendime sonra tüm foruma söylüyorum

ve şuna inanıyorum ki Allah ın katında değişmeyen tek gerçek Tevhiddir...
Metod değişir ...Sistem değişir ...Kanunlar değişebilir ... ama öz değişmez hiç bir zaman ...


selametle ...

Öğrenmekle iş bitmiyor ki, öğrendiğinle "hüküm" bina edebilmek önemlidir. Hüküm bina edebilmek için aranan kıstaslar da ortadadır. Dolayısıyla o kıstaslara hakim olmuş zevat (müctehid) birikimini ortaya koymuş. Sistem orada yazılmış... Kanunlar da... Metot da... Şimdilik bunlara uyacağız...

Hüküm bina ettiğin (o krıterlere sahip olduğun gün), biz de sana ittiba ederiz...

Ortada hiçbir şey yokken afaki afaki İslam'ın değerlerini aşağılamayalım!!!
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,116
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Metot değişir... Mesela Kur'an'ın ortaya koyduğu metot nedir..? Bilelim ve değiştirelim... Bunlar ütopya cümleler... Kur'an'ın ortaya koyduğu metot nerede uygulanamadı ya da nerede nakıs kaldı, pratiğini yaşadın mı bunun sen, yoo, ne pratiği, yok da böyle cümleler nereden kuruluyor, nereden kurulacak edebiyattan... Edebiyat olsun başka da bir şey olmasın...

Sistem de öyle... Kanunlar da öyle... Pratik olarak görmediğin ve yaşamadığın şeye edebiyat giydiriyorsunuz... Gülesim geldi...

Allahü Teala'nın vaz ettiği her bir şeyde iyilik vardır, güzellik vardır... Gerisi hikaye...

Ütopya imanın ta kendisidir =)
elle tutulmaz gözle görülmez tarif edilmez
yaşayanda barınır ve yaşayanda hissedilir
evet edebiyat çünki mesleğim bu efendim =)
kelimelere elbise giydirmeyi bana bahşeden O dur ..
hamdolsun ...


ez cümle herkes bir ütopya içerisinde hayatını yaşıyor gördüğümüz üzere ...

İslam değerlerini aşağıladığımı düşünüyorsanız bana susmak düşüyor...
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
@Büşra, sahte şeyhler ile kamil mürşitleri birbirine karıştırmamak lazım diyorum..

Farzlar,
Sünnetler,
Müstehaplar,
ve edeplere riayet varsa Kamil Mürşittir. Tabi en başta silsilesi olacak; yani bir Kamil Mürşit elinden seyri sülukunu tamamlayıp icazet almış olacak. Bir kişi yukarıda sıralarıdğım bütün şartlar uysa bile bakkal dükkanı açar gibi tarkikat kuramaz. El aldığı şeyhin icazeti şarttır. Bu iş, silsile işidir. Aksi taktirde araya, tasavvuf literatüründe adına ''yol kesen'' denilen sahtekarlar girer..
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Ezilmenin büzülmenin anlamı yoktur. "Tevhid" önemlidir, gerisini değiştir değiştirebildiğin kadar anlayışı", falanlar için ezilmenin bir tezahürüdür. Bunu sizin için söylemiyorum, müslümanım diyen ama Kur'an'ı da aklına uyduran bir çokları bunu dillendiriyor zaten. --))

Adamlar, İslam'ın her türlü kanununa karşı çıkar ve karşı çıktığı kanunun aksine de kanunlar ortaya koyar arkasından:

"Tevhid hariç her şey değiştirilir" der,

Pratik hayat ve yaşamda yer vermediğin sistemi, kanunları, metotu ne zaman uyguladın da böyle bir hükme sahip oldun..???

---))))
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Yazmayım diyorum lakin yazdırıyor işte,
tevhide nasıl ulaşırsın? İbadetler ile :)
bu durumda adem islam üzere değilmiydi?

kuran öğretti, insanı yarattı
 
Üst