Kardeşler,
Dede ve Nine'nin miras hukuku hakkında Kitab ve Sünnette delili yoktur demek, İslâm Dini'nden hiç haberi olmamak demektir. Önce bu böyle biline ...
Şimdi de özellikle bu konuda delil yok diyenler iyice öğrensinler diye delilleri açıklıyoruz. Bilindiği gibi, Dini herhangi bir konunun hükmü, önce kitabta (Kuran'da) aranır , orada bulunmaz veya bulunamazsa sonra Kuran-ı Kerim'in en sıhhatli ve güzel bir tefsiri demek olan Sünnete yani, hadis-i şeriflere bakılır, burada da bulunmazsa ümmetin müçtehid ve büyük ulemasının ittifak ettikleri icamaa başvurulur. Buradan da yeterli bir sonuç alınamazsa o zaman fakihlerin kıyaslarına başvurulduğu adam gibi müslümanlarca bilinir. Bazıları için çok gerekli ve elzem olan bu kısa bilgiden sonra bilniz ki, dede ve nine Ashab-ı Feraiz denilen ve Kitap, sünnet ve icmâ ile, payları kat'i olarak bilinen vârislerden birer ferd'tirler.
Bunların hakkında Rasulullah (S.A.V.) efendimiz ; "Mûrisle (ölen kimseyle) arasında kadın bulunmayan dedeye "Sahih Dede" adı verilmiştir. Babanın babası, babanın babasının babası!.. Araya kadın girerse "Fâsid dede" denir ki; bu "Zevi'l-erham" içerisinde mütâlaa edilebilir. Sahih dede; babanın olmadığı durumlarda, baba gibi mütalâa edilmiştir. Baba vâris olunca, dede düşer. Bu hususta icma hasıl olmuştur. Resûl-i Ekrem (sav)'in; babanın olmadığı durumda, dedeye aynen onun gibi muâmele edilmesini tavsiye ettiği bilinmektedir. İki kız ile birlikte vâris olarak kalan dede Resûl-i Ekrem (sav)'e hissesinin olup-olmadığını sormuş, Resûlallah (sav): "-Sana altı da bir hisse var" cevabını vermiştir. Dede meselesini öğrendikten sonra giderken: "-Sana bir altı da bir daha var" buyurmuştur.(Sünen-i Tirmizi-İst: 1401 C: 4, Sh: 419 K. Feraiz: 9 Had. No: 2099. Ayrıca Ahmed İbn-i Hanbel-El Müsned-C: 4, Sh: 428-436. )
Bu dedenin önce; "Ashâb-ı Ferâiz" hissesi olarak altıda bir pay alacağının, daha sonra (iki kızdan Orta kalan hisseye) asabe olarak da vâris olacağının delilidir.
Gelelim "nine" nin durumuna...
Bilindiği gibi nene; anne veya baba tarafından büyük anneye verilen isimdir. "Cedde-i Sahiha"da denilmiştir. Hz. Ebû Bekir (ra)'in yanına mûrisin (ölen kimsenin) annesinin annesi (Cedde-i sahiha: Nene) gelip, mirâsını talep etti. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir (ra): "Allahû Teâla (cc)'nın kitabında senin için bir-şey bulamıyorum. Resûlallah (sav)'dan; bu hususta herhangi bir-şey işitmedim. Sen şimdi git!.. Meseleni sahabe ile görüşeyim yahud görüşümü (ictihadımı) tesbit edeyim" buyurdu. Öğle namazından sonra; konuyu sahabeye açtı. Hz. Mugire b. Şûbe (ra) ayağa kalkarak: "Resûlallah (sav)'in neneye altı da bir hükmettiğini duydum" dedi. Bunun üzerine başka şâhidi olup-olmadığı soruldu. Hz. Muhammed b. Mesleme (ra)'de; aynı mahiyette bir haber işittiğini söyledi. Bunun üzerine neneye terikenin altı da biri (1/6) verildi.(El Mavsili-El İhtiyar fi Ta'lili'l Muhtar-İst: 1980 C: 5, Sh: 90)
Hz. Burde (ra)'den rivayet edildiğine göre; Resûlallah (sav) neneye; yanında anne olmadığı zaman altı da bir (1/6) vermiştir.(Sünin-i Ebû Davud-İst: 1401 C: 3, Sh: 317 K. Feraiz: 4 Had. No: 2895. Ayrıca Sünen-i İbn-i Mace-İst: 1401 C: 2, Sh: 909-910 K. Feraiz: 4) Dikkat edilirse; Sahih nene'nin (Cedde-i Sahiha) ferâizdeki durumu sünnetle sâbittir.
Bütün delâilden sonra bakalım muhatabımız halâ delil arama ve soru sorma alışkanlığını sürdürecek mi ? Hep birlikte göreceğiz ...
Allah akıl-fikir versin ve akıl dağıtılırken nasiplenemeyenlere, başkalarınca sonradan yapılan ikaz ve uyarılar üzerinde tefekkür ve güzel düşünme hassasiyeti versin.