Minel AŞK

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
AN GELİR

an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski, o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet.
şarkılar susar heves kalmaz
şataraban ölür.

şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür.

an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan.
sehpada pir sultan ölür
son umut kırılmıştır
kaf dağı' nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar Baki
çeşmelerden akar Sinan
an gelir
-la ilahe illallah-
kanuni süleyman ölür.
görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatli bir bombadır patlar
an gelir
attila ilhan ölür.


Attilâ İlhan
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gelir
Şol göz yumup açmış gibi

İş bu söze Hak tanıktır
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide
Kafesten kuş uçmuş gibi

Miskin adem-oğlanını
Benzetmişler ekinciye
Kimi biter kimi yiter
Yere tohum saçmış gibi

Bu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür gibi
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi

Bir hastaya vardın ise
Bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele
Hak şarabın içmiş gibi

Bir miskini gördün ise
Bir eskice verdin ise
Yarın anda sana gele
Hulle donun biçmiş gibi

Yunus Emre bu dünyada
İki kişi kalır derler
Meger Hızır, İlyas ola
Ãb-i hayat içmiş gibi



Yunus Emre

ALLAHA EMANET OLUN
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Bulsam izini

Arayı Arayı bulsam izini,
İzinin tozuna sürsem yüzünü,
Hak nasip eylese görsem yüzünü,
Ya Muhammed canım arzular seni.

Bir mübarek sefer olsa da gitsem,
Kabe yollarında kumlara batsam,
Hub cemalin bir kez düşte seyretsem
Ya Muhammed canım arzular seni.

Ali ile Hasan, Hüseyin anda,
Sevdası gönülde muhabbeti canda,
Yarın mahşer gününde hak divanında,
Ya Muhammed canım arzular seni.

Arafat dağıdır bizim dağımız
Anda kabul olur bizim duamız.
Medine'de yatar Peygamberimiz,
Ya Muhammed canım arzular seni.

YUNUS medh eyledi seni dillerde,
Sevilirsin bütün hem gönüllerde,
Arayı arayı gurbet ellerde,
Ya Muhammed canım arzular seni.


Yunus Emre
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Aşkın ile aşıklar

Aşkın ile âşıklar,
Yansın Yâ Rasulâllah.
İçip aşkın şarabın,
Kansın yâ Rasûlallah.

Şol seni sevenlere,
Kıl şefaat anlara,
Mümin olan tenlere,
Cansın yâ Rasûlallah.

Şol seni seven kişi,
Verir yoluna başı,
İki cihan güneşi,
Sensin yâ Rasûlallah.

Aşık oldum didâre,
Bülbül odum gülzâre,
Seni sevmeyen nâre,
Yansın yâ Rasûlallah.

Aşık YUNUS'un cânı
İlm-ü şefaat kanı,
Âlemlerin sultanı,
Sensin yâ Rasûlallah.


Yunus Emre
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Yeşil sancağı ile

Kıyamet gününde, mahşer yerine,
Yeşil sancağıyla gelir Muhammed.
Müminler müjdeler birbirine
Yeşil sancağıyla gelir Muhammed.

Gelin biz de gitmeyelim ırağa.
Hazrete varmağa ak yüz gereğe,
Medine'den kalkar biner Burak'a,
Yeşil sancağıyla gelir Muhammed.

Bulun mürşidi de yapışın ele,
Mürşitsiz varılmaz ol doğru yola,
Hasan Hüseyin'le dört yarı ile,
Yeşil sancağıyla gelir Muhammed,

Ak sakallı pirler olmuş, yiğitler,
Cennetin için var Burak atlar,
Huri ile gılman karşı gelirler,
Yeşil sancağıyla gelir Muhammed,

Bu ömrün güneşi doğa doluna,
Bunda ettiklerin anda biline,
Aşık YUNUS emre bile buluna.
Yeşil sancağıyla gelir Muhammed.


Yunus Emre
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed,
Şefâat eyle bu kemter kuluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Mü'min olanların çoktur cefâsı,
Ahirette olur zevk-u sefâsı,
On sekiz bin âlemin Mustafâ'sı,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Yedi kat gökleri seyrân eyleyen,
Kûrsûn üstünde cevlân eyleyen.
Mi'râcda ümmetin Hak’dan dileyen,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Ol çâriyâr anın gökler yâridir,
Anı seven günahlardan beridir,
On sekiz bin âlemin serveridir,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Aşık Yunus neyler iki cihânı sensiz,
Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümânsız
Sana uymayanlar gider imânsız,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman uykusunda bir kuş ölür ecelsiz
Alıpta başını gitmek istersin karanlık sokaklar kör sağır dilsiz

Ey sevda kuşanıp yollara düşen bilesin bu yollar dağlar dolanır
Yare ulaşmadan düşersen eğer yarına sesinin yankısı kalır

Gecenin ucunda gün aralanır
Yar sevdası ile yürek bilenir
Sızılı bir ırmak uğurlar seni
Su olup akarsın kır çiçeklenir

Ey sevda kuşanıp yollara düşen bilesin bu yollar dağlar dolanır
Yare ulaşmadan düşersen eğer yarına sesinin yankısı kalır

(Grup Yorum söyledi, ben dinledim...)

uğurlayamadıklarımıza...
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Severim ben seni candan içeri,
Yolum ötmez bu erkandan içeri.

Nereye bakar isem dopdolusun,
Seni kanda koyam benden içeri!

O bir dilberdürür yoktur nişanı
Nişan olur mu nişandan içeri.

Beni benden sorman, bende değülüven,
Suretim boş yürür dondan içeri.

Beni benden alana ermez elim,
Kadem kim basa sultandan içeri.

Tecelliden nasib erdi kimine,
Kiminin maksudu bundan içeri.

Kime didar gönülden şule değse
Onun şulesi var, günden içeri.

Senin aşkın beni benden alıptır,
Ne şirin dert bu; dermandan içeri.

Şeriat, tarikat yoldur varana,
Hakikat, marifet, andan içeri.

Süleyman kuş dilin bilir dediler
Süleyman var Süleyman'dan içeri.

Unuttum, din-diyanet kaldı benden.
Bu ne mezhepdürür, dinden içeri.

Dinin terkedenin küfürdür işi,
Bu ne küfürdür, imandan içeri.

Geçer iken, Yunus, şeş oldu dosta,
Ki kaldı kapıda andan içeri...



YUNUS EMRE

ALLAHA EMANET OLUN
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem,
Gelenin keyfi için geçmişe asla sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım,
Boğamazsam hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam
Hele hak namına ölsem haksızlığa tapamam.
Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum.
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim,
Adam aldırma da git, diyemem aldırırım
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.

MEHMET AKİF ERSOY

ALLAHA EMANET OLUN




 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Kendin Bilmek

Miskinlikte buldular kimde erlik var ise
Merdivenden ittiler yüksekten bakar ise

Gönül yüksekte gezer dem be-dem yoldan azar
Dış yüzüne o sızar içinde ne var ise

Ak sakallı bir koca bilemez hali nice
Emek yemesin hacca bir gönül yıkar ise

Sağır işitmez sözü gece sanır gündüzü
Kördür münkirin gözü alem münevver ise

Gönül çalab'ın tahtı gönüle çalab baktı
İki cihan bed-bahtı kim gönül yıkar ise

Sen sana ne sanırsan ayrığa da onu san
Dört kitabın ma'nisi budur eğer var ise

Bildik gelenler geçmiş konanlar geri göçmüş
Aşk şarabından içmiş kim ma'ni duyar ise

Yunus yoldan azıban yüksek yerde durmasın
Sinle sırat görmeye sevdiği didar ise
Yunus Emre
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Naat

Seccaden kumlardı..
................................
................................
Devirlerden, diyarlardan
Gelip, göklerde buluşan
Ezanların vardı! .

Mescit mümin, minber mümin...
Taşardı kubbelerden tekbir,
Dolardı kubbelere “amin”..

Ve mübarek geceler dualarımız;
Geri gelmeyen dualardı...
Geceler ki pırıl pırıl
Kandillerin yanardı..

Kapına gelenler ya Muhammed,
- uzaktan, yakından –
Mümin döndüler kapından...

Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;
İki dünyada aziz ümmet,
Muhammed ümmetiydi...

Konsun – yine - pervazlara
Güvercinler,
“hu hu” lara karışsın
Aminler,
Mübarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler...

Şimdi seni ananlar,
Anıyor ağlar gibi...
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın
Yoksulların sahibi..
Nerde kaldın ey resul,
Nerde kaldın ey nebi! ..

Günler ne günlerdi, ya
Muhammed! ..
Çağlar ne çağlardı;
Daha dünyaya gelmeden
Müminlerin vardı...
Ve bir gün ki gaflet
Çöller kadardı,

Halime’nin kucağında,
Abdullahın yetimi,
Amine’nin emaneti ağlardı..

Hatice’nin goncası
Aişe’nin gülüydün..
Ümmetin göz bebeği
Göklerinresulüydün..
Elçi geldin, elçiler gönderdin;
Ruhunu Allah’a; elini ümmetine verdin,
Beşiğin, yurdun, yuvan
Mekke’de bunalırsan;
Medine’ye göçerdin..
Biz,
Bu dünyadan nereye
Göçelim ya Muhammed!
Yeryüzünde riya, inkar, hıyanet
Altın devrini yaşıyor...
Diller, sayfalar, satırlar
“ebu leheb öldü” diyorlar;

Ebu leheb ölmedi ya Muhammed!
Ebu cehil; kıt’alar dolaşıyor...

Neler duydu şu dünyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi ey nebi!
Adına alışkın dudaklarımız..
Artık yolunu bilmiyor,
Artık yolunu unuttu
Ayaklarımız
Kabene siyahlar
Yakışmamıştır ya Muhammed!
Bugünkü kadar!

Hased gururla savaşta;
Gurur; kaf dağında derebeyi..

Onu da yaralarlar kanadından
Gelse bir şefkat meleği..
İyiliğin türbesine,
Türbedar oldu iyi..
Vicdanlar sakat
Çıkmadan ya Muhammed yarına!
İyilikler getir, güzellikler getir
Adem oğullarına...

Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi taiftir, kimi hayberdir...
Fethedemedik ya Muhammed
Senelerdir...

Ne doğruluk, ne doğru;
Ne iyilik, ne iyi;
Bahçende en güzel dal,
Unuttu yemiş vermeyi...
Günahın kursağında
Haramların peteği..

Bayram yaptı yabanlar
Semave’yi boşaltıp;
Save’yi dolduranlar
Atını hendeklerden – bir atlayışta –
Aşırdı aşıranlar..
Ağlasın yesrib!
Ağlasın selmanlar...

Gözleri perdeleyen toprak,
Yüzlere serptiğin topraktı...
Yere dökülmeyecekti ey nebi!
Yabanların gözünde kalacaktı!

Konsun – yine - pervazlara
Güvercinler,
“hu hu” lara karışsın
Aminler,...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler...

Ne oldu ey bulut,
Gölgelediğin başlar?
Hatırında mı ey yol,
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar, taşlar
Kafile kafile, kervan kervan
Şimale giden yoldaşlar....

Uçsuz bucaksız çöllerde
Yine izler gelenlerin;
Yollar gideceklerindir....

Şu tekbir getiren mağara,
Örümceklerin değil;
Peygamberlerindir, meleklerindir.

Örümcek ne havada
Ne suda, ne yerdeydi
Hakkı göremeyen
Gözlerdeydi

Şu kuytu cinlerin mi, perilerin yurdu mu,
Şu yuva ki bilinmez;
Kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi
Kumru mu..
Kuşlarını bir sabah,
Medine’ye uçurdu mu..

Ey abva’da yatan ölü,
Bahçende açtı dünyanın
En güzel gülü;
Hatıran uyusun çöllerin,
Ilık kumlarıyla örtülü..

Dinleyene hala
Çöller ses verir....
Yaleyl, susar,
Uğultular gelir...
Mersiye okur uhud,
Kaside söyler bedir;
Sen de bir hac günü
Başta muhammed, yanında
Ebu bekir,
Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü,
Destan yap ey şehir!

Konsun – yine - pervazlara
Güvercinler,
“hu hu” lara karışsın
Aminler,...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler...

Vicdanlar sakat
Çıkmadan ya Muhammed yarına!
İyiliklerle gel, güzelliklerle gel
Adem oğullarına...

Yüreklerden taşsın
Yine imanlar!
Itri, bestelesin tekbirini;
Evliya okusun kur’anlar..
Ve kur’anı göz nuruyla çoğaltsın
Kayışzade osmanlar...

Na’tını galib yazsın, mevlidini
Süleymanlar..
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin sinanlar..
Çarpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!

Gel ey Muhammed!
Bahardır
Dudaklar ardında saklı
“amin”lerimiz vardır..
Hacdan döner gibi gel..........
Miraçtan iner gibi gel...........
Bekliyoruz yıllardır!

Bulutlar kanat, ruzgar kanat;
Hızır kanat, cibril kanat,
Nisan kanat, bahar kanat;
Ayetlerini ezber bilen,
Yapraklar kanat...

Açılsın göklerin kapıları
Açılsın perdeler, kat kat..
Çöllere dökülsün yıldızlar,
Dizilsin yollarına
Yetimler, günahsızlar..
Çöl gecelerinden yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilal-i habeşi sustuysa;
Ezanlarını davud okusun!

Konsun – yine - pervazlara
Güvercinler,
“hu hu” lara karışsın
Aminler,...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler...

Arif Nihat Asya
 
Katılım
19 Nis 2008
Mesajlar
67
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Beni aramaya çıkarsa düşlerin
Hüznün ruhuna çizdiği resimlerdeyim
Gamsız bir gecenin karanlığında değil
Yüreğinde kanayan kesimlerdeyim

Aklına düşerim hani olur da
Güzelliklerin görünmeyen yüzünde ara
Sevginin menfaate döndüğü yerde
Bir gönül yarasının izinde ara

Yıkılmış umutların enkazından geç
Öksüz bir çocuğun gözünde ara
Ağıtların tüttüğü evlere uğra
Bir ananın boş kalmış dizinde ara

Beni yıldızlarda arama boşa
Yüreğini yasa boğan sızılardayım
Dertlerinle bulursun beni başbaşa
Senin gibi karayazılardayım

Sahte sevgileri tanımaz kalbim
Beni seven gönüllerin ocağında ara
Menfaatle bakmasını bilmez gözlerim
Beni gerçek dostlukların kucağında ara

Mutluluğu anlatan şarkılarda değil
Yaralı yüreklerin ağıtlarında ara
Beni menfaat ve ihanetten uzakta
Yağacak sevgi bulutlarında ara



 
Katılım
19 Nis 2008
Mesajlar
67
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
“aşk!” Dedim attım içime seni...



Unutulmuş yaralarıma tuzdur adın..Kavgadır kalbimin gözündeki fer....
Bir devrimin eskimiş yüzüyüm... Derinimde puslu ihtilaller yanmış süt kokulu sabahların eşiğinde bekleyen gece!




Bana göz kırpıyor kalabalık yalnızlığım şimdi arsızca... Fütursuzca...
Kimi nerde arayacağımı sordum mavi gözlü hüzne...

Dedi “geç! aşkı geç!...”Geçemedim....




Yedi geceyi geçtim, yedi güvercin vurdum, yedi yıldız biçtim, yedi nehir içtim, yedi dağ ezdim,
yedi yemin verdim, yedi gül derdim ve yedi kez titredim bakışlarının sırtında.Bir eren geçiverdi içimden o vakit.
Dedim “kimi, nerde arayayım?!”

Dedi “vur! aşkı vur!..”Vuramadım...



Bir tutam hayat buldum...Kokmuştu, çekilmişti bütün suları.
Unutulmuştu bütün sözler ve sanki görmek için kapanmıştı gözlerin ayağına ölüm.
Ölüm kör müydü?Bir cebinde birikmiş kan buldum kullanılmış hayatın. Alıp bağrıma bastım.
Sonra biraz daha yokladım ve bir and buldum sol dikişte. Dedim "kimi, nerde arayayım?!"

Dedi “sök! aşkı sök!..”Sökemedim...



Bir şiir yazdım kalbine. İçinde kalbin hiç geçmedi. Bir çığlık çığırdım utancın yüzüne.
Karanlık çatladı. Kalbin ıssızlığına yağmur gibi düşürdüm şimşekleri ve gözlerime çark ettim karabasanları.
Bir elimi sana verdim ötekini aramadım bile.
Bir yangın geçiverdi yamacımdan. Dedim “ kimi, nerde arayayım?!..”

Dedi “ kır! aşkı kır!..”Kıramadım...


Eşkiya bir kahır biçti ömrümü sonrasında canhıraş kavgalar..Küskün ölümler...
Aynı yollardan geçtim.
Farklı sehpalarda idam edildimve unutmanın en deli yükünü taşıdım ben, sözlerinin kahpe yüzünde!!!




Yalanın ve ihanetin insafsızlığı bendeydi...
Benden soruldu uykusuzluğun yük olduğu gecelerin hesabı!




Aşkı geçemedim, vuramadım, sökemedim, kıramadım!!!Kendime kaldım... Kendimi topladım... Tuttum elimden... Bağladım gözlerimi...


“aşk!”Dedim attım içime seni...


Sonrası kimsenin kalbini meşgul etmeyecek kadar basit:İçimde bir sen aşk içinde...
İçimde bir ben bir sen içindeİçimde bir biz bin hiç içinde...




Sırrın kalemine perde indirdim ve ben bir kez daha ye-nil-dim!!!
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
http://www.youtube.com/watch?v=wE6J_e2Rb-U

Ben bu aşka düşeli
Allah'la bilişeli
Eli yeşil asalı
Bize dervişler geldi

Dervişler sürer sefa
Hükmeder kaftan kafa
Bile geldi mustafa
Bize dervişler geldi

Asaları elinde
Hakk'ın zikri dilinde
Tesbihleri belinde
Bize dervişler geldi

Yedilerle kırklarla
Aksakallı pirlerle
Yüzü balkır nurlarla
Bize dervişler geldi

Bölük bölük dervişler
Hakk'ın buyruğun işler
Yunus eyüdür kardeşler
Bize dervişler geldi

Söz : yunus emre
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ennecatü Fissıdkı

'Ennecatü fissıdkı'
Hadisinde buyurdun
Kurtuluşun doğrulukta
Olduğunu duyurdun

Sensin Habib-i Huda
Resul-i Kibriyasın
Şefi-i ruz-i ceza
Muhammed Mustafa'sın

Kişi sana erişse
Kalmaz hiç bir teşvişi
Cümle işi doğrulur
Nur olur içi dışı

Sensin Habib-i Huda
Resul-i Kibriyasın
Şefi-i ruz-i ceza
Muhammed Mustafa'sın

Sussa hikmetle susar
Konuşsa hikmetle
Nice sırları açar
Aşk ile muhabbet ile

Sensin Habib-i Huda
Resul-i Kibriyasın
Şefi-i ruz-i ceza
Muhammed Mustafa'sın

Yüzünü Hakk'a döner
Pak eyler hem özünü
Gözünü ona açar
Aşk ile muhabbetle

Sensin Habib-i Huda
Resul-i Kibriyasın
Şefi-i ruz-i ceza
Muhammed Mustafasın

Riyakarlık yapamaz
İhlas ile boyanır
Nefsine hiç güvenmez
O Allah'a dayanır

Sensin Habib-i Huda
Resul-i Kibriyasın
Şefi-i ruz-i ceza
Muhammed Mustafasın

Övgüden nefret eder
İstemez zerresin,
Halka hep ta'zim eder
Hakir görür nefsini

Sensin Habib-i Huda
Resul-i Kibriyasın
Şefi-i ruz-i ceza
Muhammed Mustafasın

AHMED'in tut elinden
Kemalinden kerem et
Sen söyle hem dilinden
Ya Resulallah meded

Sensin Habib-i Huda
Resul-i Kibriyasın
Şefi-i ruz-i ceza
Muhammed Mustafasın...
Ahmet Soyyiğit
 
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
BUNCA VARLIK VAR İKEN
.
Kemdürür yoksulluktan nicelerin varlığı
Bunca varlık iken,gitmez gönül darlığı
Batmış dünya malına,bakmaz ölüm haline
Ermiş Karun malına,zehi iş düşvarlığı
Bu dünya kime kaldı,kimi berduhar kıldı
Süleyman'a olmadı,anın berhurdarlığı
Süleyman zembil ördü,kendi emeğin yerdi
Anınla buldular anlar Peygamberliği
Gel imdi Miskin Yunus,nen var Hakk'ka harc eyle
Gördün elinden gider,bu dünyanın varlığı​
 

misak

Profesör
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
1,691
Tepkime puanı
126
Puanları
0
AĞLAMAK-2

Ağlamak
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere

Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre

Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlıyabiliyorsan
Acılar art arda dinmeli

Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli-gülmeli

Sevin ağlıyabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak

ÖZDEMİR ASAF
 

rıdvanuyan

Doçent
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
736
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Olmasa


Güzelliğin on par' etmez
Şu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa

Tabirin sığmaz kaleme
Derdin dermandır yareme
İsmin yayılmaz âleme
Aşıklarda meşk olmasa

Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başk' olmasa

Güzel yüzün görülmezdi
Bu şak bende dirilmezdi
Güle kıymet verilmezdi
Aşık ve maşuk olmasa

Senden aldım bu feryadı
Bu imiş dünyanın tadı
Anılmazdı Veysel adı
O sana aşık olmasa


Aşık veysel
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz

Hala Ümmetin miyiz?

Ey alemlerin Nur'u..!
Yetimler yetimi,öksüzler öksüzü.
Sen,Rahman'ın övülmüşüsün.
Sen emsal-i merhametsin.
Bizlere örnek,bizlere kandilsin.
Cenab-ı Mevla'nın talebesi Sen'sin.
Sen'sin gönüller sultanı.
Alemlerin ışığı Sensin,Ey Resul...!

Yokluğunda öğrendik bunca günahı.
Senli bir çağ,saadet asrıydı.
Bu çağ sensiz,rezalet asrı oldu,Ey Muhammed(s.a.v.) ...!
Seni bilemedik hakkıyla.
Ve bu yüzden hakkıyla sevemedik seni.
Ne anamızı,ne babamızı feda edebildik sana.
Hatta dünya malımızdan bile geçemedik senin için.
Sen ki herşeye değerdin aslında.
Sen Nebi'ydin,Sen Resul'dun.

Yaşasan bizimle,utancımızdan ne yaparız?
Bu mu benim ümmetim? desen,ne yaparız?
Sen gideli biz çok değiştik,Ya Muhammed(s.a.v.) .
Kur'an'a dokunmadık abdest yok diye.
Razmazan'dan Ramazan'a aldık O'nu elimize.
Hatta hiç de merak etmedik Rabb'imiz ne diyor diye.
Okuduk,okuduk ama anlamadık.
Anlaşılmayan Kur'an'ı da yaşamadık,Ya Muhammed(s.a.v.)
Günaha,battıkça battık.
Rabbimiz tevbe edin dedi,
Biz şeytana uyduk.
Yedik,içtik,giydik.
Ama hiç'Helal mi? ' demedik.
Gençlik hızlıydı,yaşlanmayacaz zannettik.
Hatta ölümü bile inkar ettik o zaman.
Ama ömür su gibi akıp geçti.
Yoktu hiçbirimizin ahiret derdi.

Sonunda yaşlandık,ne meyhane kabul etti,
Ne de göz görür oldu oyun taşlarını.
İşte ancak o zaman camiyi bildik.
O da çok zor oldu,ya Muhammed(s.a.v.)
Şimdi Sen'den şefaat hakkımız var mı,Ey Nebi?
Biz ümmetin miyiz,Ey Rasul?
İşte geldik kapına,medet Ya Nebi,medet Ya Resul.
Yavuz Bülent
 
Üst