Minel AŞK

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Saklı Sonbahar

Tutundum esen rüzgarın öfkesine..
Bozkırın neşesiz neşesinde binlerse ses..
Bedenimden kopan çığlıklar..
Yüreğimde lanet sözleri..
Korkularım tutsak kimsesizliğime..
Eksilmiş yanım çoktan borana tutulmuş..
Aç köpekler gibi hastalıklı anılar..
Ruhum mu?
Onu hiç sorma..
Ruhum.. sana.. ömür...

Geçmiş zamanlardan gelen
Nefesi küf kokan bir kuklacıda iplerim
Ellerinde..
.......Çaresizliğim..
Zamanın behrinden kopup gelen
Evvel zamanlar ötesinde bir zaman..

Bir kaosa saplı sessizliğim içinde
Seni çektim ciğerlerime
Bir nefes.. sonra bir nefes daha..
Biri senin.. biri benim için..

Ben sende milyon yıllık bir aşkı
Tattım yeniden...
Sen bilmedin...belki...
Bildin.. belki...
Senin için..hep saklı bir sonbahar‘dım
Kalbimde paslı hatıralara sığındım
Bir kelebeğin kanadına yazdım sevdamı sonra..
Ve aldırmadım yokedişine hayatın... onu bir çırpıda
Biliyorum ki.. ne yapsak da
Yüreğimdeki kelebek etkisi sürecek yıllarca..
Yani değişse de geçmişin izleri
Sevdan yüreğimde hep baki.. hep gizli...
Tıpkı ömürden çalınan saklı bir sonbahar gibi..
Sema Şener
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Dünyaya
ırmakların O'na doğru akmalı
çiçeklerin O'nun için kokmalı
sellerini, depremini dizginle
uğraşmasın akbabayla, kuzgunla
kar yağsa da, buzlasa da yolların
alev alev esse bile yellerin
gülümseme tükenmesin yüzünde
yaprakları solamamalı, güzünde
önünde sevgiyle eğilsin dağlar
parlasın yurdunda cihangîr tuğlar
bana kaderimden kalandır gülüm
eşref-i mahlûkat olandır gülüm
yaşadığı yerde kederi uyut
yeşersin ufkunda bin türlü umut
bulutlar yelpaze olsun başında
kandiller sönmesin asla düşünde
ağaçların gölgesinde otursun
nakışını çiçeklerde bitirsin
soğuk pınarlardan içsin suyunu
saatler anlatsın güzel huyunu
nâzenindir, gönül kırmaz, hiçi yok
beni reddetmekten başka suçu yok
serviler büyüsün can peteğinde
ay ve güneş tutulmasın göğünde
yalan dünya, sen dönmene devam et
O bilmesin, kopsa bile kıyamet
Nurullah Genç
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
MEÂL-İ CELÎLİ

Tâkat getiremiyeceğimiz yükü bize yükleme, Allah'ım...
Ey bunca zamandır bizi te'dîb eden Allah;
Ey âlem-i İslâm'ı ezen, inleten Allah!
Bizler ki senin va'd-i İlâhîne inandık;
Bizler ki bin üç yüz bu kadar yıl seni andık;
Bizler ki beşer bir sürü ma'bûda taparken,
Yıktık o yaman şirki, devirdik ebediyyen;
Bizler ki birer hamlede evhâmı bitirdik
Ma'bedlere Ma'bûd-i Hakîkî'yi getirdik;
Bizler ki senin ismini dünyâya tanıttık...
Gördükse mükâfâtını, yâ Rab, yeter artık!
Çektirmediğin hangi elem, hangi ezâdır,
Her ânı hayâtın bize bir rûz-i cezâdır!
Ecdâdımızın kanları seller gibi akmış...
Maksadları dîninle beraber yaşamakmış.
Evlâdı da kurbân olacakmış bu uğurda...
Olsun yine, lâkin bu ışık yoksulu yurda,
Bir nûr-i nazar yok mu ki baksın bacasından?

Bir yıldız, İlâhî! Bu ne zulmet, bu ne zindan.
Hâlâ mı semâmızda gezen leyle-i memdûd?
Hâlâ mı görünmez o seher pâre-i mev'ûd?
Ömrün daha en canlı, harâretli çağında,
Çalkanmadayız ye's ile hirman batağında!
Kâm adlı cihan, biz yine ferdâlara kaldık...
Artık bize göster ki o ferdâyı: Bunaldık!
Bir emrine ecdâdı da, ahfâdı da kurban...
Olmaz mı bu millet daha te'yîdine şâyan?
Hüsran yine bîçârenin âmâlini sardı;
Âtîsi nigâhında karardıkça karardı.
Balkan'daki yangın daha kül bağlamamışken,
Bir başka cehennem çıkıversin... Bu ne erken!

Lâkin bu cehennem onu yıldırdı mı?Asla!
İ'lâya seğirtip duruyor nâmını hâlâ.
Kum dalgalarından geçiyor öyle şitâban:
Gûyâ o sabâ, geçtiği çöller de hıyâban.
Kar kütlelerinden iniyor öyle yaman ki:
Bir çağlayan akmakta yarıp taşları sanki.
Kızgın günün altında beyâbânı dolaştı;
Yalçın buzun üstünde sekip dağları aştı.
Artık gidiyor Hakk'a varan bir yolu tutmuş,
Allâh'a bakan gözleri dünyâyı unutmuş.
Cûs eyliyedursun geriden nevha-i hüsran...
Yâdında onunşimdi ne mâtem, ne de hicran!
Yâdında değil lânesinin hüzn-i elîmi,
Yâdında değil yavrusunun tavr-ı yetîmi;
Yâdında değil doğduğu, ter döktüğü toprak;
Yadında kalan hatıra bir şey, o da ancak:
Gökten ona "yüksel!" diyen ecdad-ı şehidi!
Artık o da yükseldi, fakat yerde ümidi:
Bir böyle şehidin ki mükafatı zaferdir,
Vermezsen, İlahi, dökülen hanu hederdir!


MEHMET AKİF ERSOY


ALLAHA EMANET OLUN
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
KORKU

Aldanacaksan sevgilerinde, sâf sevgilerinde
İnsanların yalancı gurularına..
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde,
Kelimelerinle onlara kapılacaksan,
Yaşama!

Oyun yapıp oynarlar seni
Geceleri aralarında.
Şarkı yapıp söylerler dostlarına,
Roman gibi okurlar boş zamanlarında.
Masal yapıp anlatırlar çocuklarına.

Aldanacaksan gecelerinde, kara gecelerinde
Aydınlık dünyaların şen insanlarına.
Yanılıp içini açacaksan,
Derdini gizlemeden durmayacaksan,
Yaşama!

Saklarlar dinlediklerini
En zayıf zamanında vurular seni.
Uyduramazsan fikirlerine
Başıboş hareketlerini
Defe koyup çalarlar seni.
Özdemir Asaf
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
CAN GAZELİ



-Ramazanoğlu Mahmud Samî (r.a.)'ye

Canım öksüz bıraktı göğümden aktı cânım
Ölümsüzlük tacını başına taktı cânım


Şimdi sevdanın tahtı neylesin böyle bomboş
Aşkın zorlu yolunda son bir duraktı cânım


Seni böyle apansız gayrı gel'e koşturan
Bir ömür kavrulduğun sonsuz firaktı cânım

Biricik bakışınla yeşerdi kaç kerbela
Ki sen nazar etmeden içim kuraktı canım


Ölüm senin olmadan sevmemiştim bu kadar
Bir kez sığazlamışsın yüzü ap aktı cânım


Et kemiği bir hoş yele mi savurdun oy
Dost gelmiş diye toprak kınalar yaktı cânım


Bakışınla yıkanmak bir hayal oldu şimdi
Gönüle saplansa da gözden ıraktı cânım


Ateşin bir hükmünün kalmadığı dünyada
Gidişin yeryüzünün külünü yaktı cânım


Yaralı kuşlar artık uçmayı unutacak
Bunca yetim serçeyi kime bıraktı cânım


MUSTAFA İSLAMOĞLU

ALLAHA EMANET OLUN
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz

Çare(Siz) Lik

Ne çok sensizim bu şehrin sessizliğinde
Sensizliğinle sarılmışım çepeçevre
Ve ben biraz daha çaresiz
Biraz daha kimsesiz
Biraz daha sensiz
Ben sensiz sen bensiz

Sensizlik kokuyor düşlerim..
Ve hasretin..
Gelip tam ortasında patlıyor yüreğimin
Gözlerin kime bakar
Ellerin kimi tutar
Bensiz misin sen de sensiz olduğum kadar

Yoksun ya hani
Gittin ya hani buralardan
Hergün biraz daha ölüyorum
Sonu gelmiyor sensizliğin
Ve ben yar..ben sana susuyorum

Kelimeler düğümlü boğazımda.
Yutkunsam.. geçer mi..

Kuşlar eşlik ediyor yasıma
Yer gök inliyor feryadıma
Bir çare yok mu...
Yok mu bir çare..





Ölüyorum bu şehirde sensizliğin gölgesinde

Ve ben avaz avaz kusuyorum içimde biriken kanı gökyüzüne
Kimbilir belki bundandır bu şehrin her akşam ölmesi kendi kızıllığında


S.Şener
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Bu da benden damat a :D


BİZ ÜÇ KİŞİYDİK

Biz üç kişiydik; Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek...
Adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara
Boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek.

El tetikte kulak kirişte ve sırtımız toprağa emanet
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık
Deniz çok uzaktaydı ve dokunuyordu yalnızlık.

Gece uçurum boylarında, uzak çakal sesleri
Yüzümüze, ekmeğimize, türkümüze çarpar geçerdi
Göğsüne kekik sürerdi Nazlıcan, tüterdi buram buram
Gizlice ona bakardık, yüreğimiz göçerdi.

Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan' ı,
Ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi.
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza,
Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi...

Oy Nazlıcan vahşi bayırların maralı
Nazlıcan saçları fırtınayla taralı
Sen de böyle gider miydin yıldızlar ülkesine
Oy Nazlıcan... oy canevinden yaralı.

Nazlıcan serin yayla çiçeği
Nazlıcan deli dolu heyecan
Göğsümde bir sevda kelebeği
Nazlıcan ah Nazlıcan...

Artık yenilmiş ordular kadar eziktik, sahipsizdik
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça
Gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik,
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda.

Bedirhan'ı bir gedikte sırtından vurdular
Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları
Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca
Titredi ve iki yana düştü kolları.

Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
Devrilmiş bir ağaçtı ay ışığında gövdesi
Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi.

Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı,
Birazdan ateşi karıştırıp bir cigara saracaktı
Oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah
O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı.

Ey Bedirhan; katran gecelerin heyulası,
Ey Bedirhan; kancık pusuların belası
Sen de böyle bitecek adam mıydın, konuşsana...
Ey Bedirhan ey mezarı kartal yuvası.

Bedirhan mor dağların kaçağı
Bedirhan mavi gözleri şahan
Zulamda suskun gece bıçağı
Bedirhan ah Bedirhan.

Biz üç kişiydik
Üç intihar çiçeği
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Suphi...


Yusuf Hayaloğlu
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın
Göçtü kervan kaldık dağlar başında
Çağrışır tellallar inanmaz mısın
Göçtü kervan kaldık dağlar başında

Emir hac göçeli hayli zamandır
Muhammed cümleye dindir imandır
Delilsiz gidilmez yollar yamandır
Göçtü kervan kaldık dağlar başında

Yunus sen bu dünyaya niye geldin
Gece gündüz Hakkı zikretsin dilin
Evliyaya uğramaz ise yolun
Göçtü kervan kaldık dağlar başında

YUNUS EMRE


ALLAHA EMANET OLUN
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
BİZ DÜNYADAN GİDER OLDUK


Biz dünyadan gider oldu / kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua / kılanlara selam olsun

Ecel büke belimizi / söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi / soranlara selam olsun

Tenim ortaya açıla / yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan veçhile / yuyanlara selam olsun

Dünyaya gelenler gider / hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber / soranlara selam olsun
Miskin Yunus söyler sözün / yaş doludur iki gözün
Bilmeyen ne bilsin bizi / bilenlere selam olsun


Yunus Emre

 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
ALLAH BİRDİR PEYGAMBER HAK

Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası

Kürt'ü Türk'ü ve Çerkes'i
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi?

Kuran'a bak İncil'e bak
Dört kitabın dördü de Hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası

Binbir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi

Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi

Kimi ne çeker dilinden
Hem belinden hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası

Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası

Cümle canlı hep topraktan
Var olmuşuz emir Haktan
Rahmet dile sen Allah'tan
Tükenmez rahmet deryası

Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası…

AŞIK VEYSEL
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Ahde yüklü bir vefâyı;
Bilip geldim Mevlâ’m Sana!..
Nefsime hoş her safâyı;
Silip geldim Mevlâ’m Sana!..



Bu âlemde kuldur adım;
Kul olmaktır tek muradım!..
Damladıkça istidâdım,
Dolup geldim Mevlâ’m Sana!..


Gönül neyler kibri, kini?
Başakladım gök ekini!..
Derviş diye bu miskini;
Alıp geldim Mevlâ’m Sana!..


Sen’de sabır, Sen’de sebât;
Can Sen’indir eyle azat!..
Bir kaynaktan âb-ı hayat
Bulup geldim Mevlâ’m Sana!..


Sen’den aldım bu ikrâmı;
Söküp attım her evhâmı!..
Deryâ bilip derdi, gamı;
Dalıp geldim Mevlâ’m Sana!..


Tevhid gaye, vuslat heves;
Hasretinle yandı bu ses!..
Bu halvette nefes nefes
Olup geldim Mevlâ’m Sana!..


RIFAT ARAZ


ALLAHA EMANET OLUN
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!


Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
"Yandık!"diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!


Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,
Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında,


Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!


Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i,
En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i!...


Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın
Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın


Emvâcı hurûş-âver olurken melekûta?
Çan sesleri boğsun da gömülsün mü sükûta?


Sönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet,
Teslîs ile çöksün mü bütün âleme zulmet?


Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?


Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin,
Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?

İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?

Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!


Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm!
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?


Lâ yüs'ele binlerce sual olsa da kurbân;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!


Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!


Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın!


Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi!


Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!

Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!

En kanlı şenâatle kovulmuş vatanından,
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!


İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
Nâ-hak yere feryâd ediyor: Âcize hak yok!


Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!



MEHMET AKİF ERSOY

ALLAHA EMANET OLUN
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?

Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!


Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
"Yandık!"diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!


Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,
Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında,


Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!


Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i,
En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i!...


Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın
Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın


Emvâcı hurûş-âver olurken melekûta?
Çan sesleri boğsun da gömülsün mü sükûta?


Sönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet,
Teslîs ile çöksün mü bütün âleme zulmet?


Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?


Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin,
Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?

İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?

Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!


Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm!
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?


Lâ yüs'ele binlerce sual olsa da kurbân;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!


Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!


Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın!


Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi!


Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!

Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!

En kanlı şenâatle kovulmuş vatanından,
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!


İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
Nâ-hak yere feryâd ediyor: Âcize hak yok!


Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!




MEHMET AKİF ERSOY

ALLAHA EMANET OLUN

Tam gündeme göre olmuş Gülzâr-ı İrfan sağolasın
 

_hilal_

Üye
Katılım
17 Eki 2006
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
malatya
353911035_6f9568a3af_o.jpg


Cihanı hiçe saymaktır adı aşk,
Döküp varlığı gitmektir adı aşk...


Elinde sükkeri ayruğa sunup,
Ağuyu kendi yutmaktır adı aşk...


Bela yağmur gibi gökten yağarsa
Başını ona tutmaktır adı aşk...


Bu alem sanki oddan bir denizdir
Ana kendini atmaktır adı aşk...


Var Eşrefoğlu Rumi bil hakikat
Vücudu fani etmektir adı aşk!


~Eşrefoğlu Rumi~
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
muhabbet bağına girdim bu gece
açılmış gülleri derdim bu gece
vuslatın çağına erdim bu gece
muhabbet doyulmaz bir pınar imiş

açıldı bahtımın gonca gülleri
gönül bağında öter bülbülleri
aşkına sarayım hep gönülleri
muhabbet doyulmaz bir pınar imiş

ararım, ararım, ararım seni her yerde
sorarım ıssız gecelerde, sevdiğim nerde

SADETTİN KAYNAK


(Az önce bu eserin çıkış hikayesi ile ilgili bir bildiği olanın yorumuna rastladım.
İşte bu güzel nameleri yüreğimize bulayan ve yıllarca dilden düşmeyen bu eserin hikayesi:
Üstad bir gün Fatih Camiisine gider, sabah namazından sonra kenara çekilip uyuklamaya başlar, sabah fecrinde uykuya dalmak cok tatlıdır, işte o tatlı dakikalarda ruyasında peygamber efendimiz Hz. Muhammed’i görür… kalkar ve başlar yazmaya

muhabbet bağına girdim bu gece........
Hikaye ne kadar doğrudur bilinmez ama O’na yazıldığı nı hissetmek…)



ALLAHA EMANET OLUN
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Dua

Biz,kısık sesleriz...minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler...göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!
Bize güç ver...cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allahım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah'ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım!
Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!
Arif Nihat Asya
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Eğer

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;

Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;

Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;

Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,

Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,

Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;

Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;

Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
ve kaybedip yeniden başlayabilir
ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;

Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
işine yaramaya zorlayabilirsen
ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;

Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;

Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;

Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;

Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;

Yeryüzü ve üstündekiler senindir

Ve dahası

sen bir İNSAN olursun oğlum...
Rudyard Kipling


Ve ikinci tarz çevirisi hangisini beğenirseniz :)

Eğer

çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana

düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir
ikisini de vermeyebilirsen eğer
söylediğin gerçeği büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz
koyulabilirsen işe yeniden
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın dile
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine sinirine dayan diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da herkesin
bırakıp gittiği noktaya
sen dayanabilirsen tek

herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
dost da düşmanda incitemezse seni
ne küçümser nede büyültürsen çevreni
her saatin her dakikasına
emeğini katarsan hakçasına
her şeyiyle dünya önüne serilir
üstelik oğlum ADAM OLDUN demektir.
Rudyard Kipling
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Aşka Dair

Öyle sofralar gördüm ki
İnsan kasları vardı tabaklarda

O eğik gövdeler önünde yalnızlık
Her şeyi birbirinden uzağa çarpıyordu
Bir kadın
Bir erkek

Gizlice soluyordu
Bir erkek av arkadaşından
Av durgunluğu gibi gösterip saklayarak
Kamışlıktaki sazların arasından
Ilık ve yapışkan fısıltıları
Ayırarak alarak
Urgan gibi bedenine doluyordu

Her şeye benzeyebilirken o
Hiçbir şey benzemezken ona

o ünlü borazan
Başlarsa saçlarımızın diplerinden
Üfürmeye. -Yırtıcı bir hayvan
Kimliği yapışır yakamıza

Bir erkek mi o
Göle yatmış bir güneş demetinde
O mor ışında
Bir köpek ölüsü gibi yatan

Hızla kayan
Yoksa bir yaban ördeği gölgesi mi
Cahit Zarifoğlu
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
İçimde bir dertli bülbül
Öter Yunus Yunus diye
Söz bahçemde her gün bir gül
Biter Yunus Yunus diye

Gündüz bir dert, gece bir dert
Bilemedim ah nice bir dert
Sol böğrüme ince bir dert
Batar Yunus Yunus diye

Ey dost artık ne dersen de
Geldim bu dergaha ben de
Şol başaklar yel esende
Yatar Yunus Yunus diye

YUNUS EMRE

ALLAHA EMANET OLUN

 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
İrfan Meclisine Oturmak İçin

İrfan Meclisine Oturmak İçin

Engin Olup Engin Varmak Hoş Olur

Hizmetleri Tekmil Yetirmek İçin

Gönül Alıp Gönül Vermek Hoş Olur

Kişiye Yüksekten Bakıcı Olma
Verdiğini Başa Kakıcı Olma

Gönülleri Yap Da Yıkıcı Olma
Göz Şavkı İle Örmek Hoş Olur

Bir Hizmet Eyle Ki Dosta Yarasın

Sakın Ha Azdırma Dostun Yarasın

Demesinler Sana Sen Bir Yarasın

Melhem Ol Sen Yara Sarmak Hoş Olur

Halil Semavî’yem Gönül Mimarı
İçim Bir Şehirdir Vücut Diyarı

Saklarım Orada Ulu Gaffari
Her
An Kalp Gözüyle Görmek Hoş Olur
AŞIK HALİL
ALLAHA EMANET OLUN
 
Üst