Mehrin zekatı var mıdır? (4 mezhebe göre cevap)

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
MEHRİN ZEKÂTI VAR MIDIR?

İslam’ın kadına evlilik akdine dair tanıdığı haklardan biri olan mehir, fıkıh kitaplarında ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Mehir akit esnasında belirlenebileceği gibi daha sonra da belirlenebilir. Taraflarca herhangi bir mehir belirlenmemişse o zaman kadın emsal mehir alır. Taraflarca belirlenen mehre “mehr-i müsemmâ” adı verilir. Mehr-i müsemmanın tümünün akit öncesinde veya esnasında peşin ödenmesi şart koşulursa bu mehr-i muaccel olur. Tamamının daha sonra belirli bir tarihte veya eşlerden birinin ölümü halinde yahut kocanın karısını boşaması halinde ödenmesi şart koşulursa buna da mehr-i müeccel denilir. Mehrin bir kısmı muaccel bir kısmı müeccel de olabilir.

Mehr-i müeccele zekât düşer mi?

Mehr-i müeccel, kocanın zimmetinde karısına yönelik bir borç olduğundan bu konu “alacağa zekât düşer mi?” sorusu ile yakından alakalıdır. Mehre zekât düşüp düşmediği konusunda mezheplerin görüşünü kısaca belirtelim:

1. HANEFÎ MEZHEBİ

Hanefîlerde Ebu Hanife ile iki öğrencisi bu konuda ihtilaf etmiştir. Mezhep içinde Ebû Hanîfe’nin görüşü esas alınmaktadır.

Ebu Hanife’ye göre zekât açısından alacaklar 3 kısma ayrılır. Diğer iki kısmın konumuz ile ilgisi olmadığından onları bir kenara bırakarak mehre gelecek olursak mehir, Ebû Hanîfe’ye göre bir mal bedeli veya borç verme sebebiyle oluşan alacak olmadığından “zayıf alacaklar” grubunda değerlendirilir. Buna göre kadın kocasından mehrini teslim almadığı sürece mehre zekât düşmez. Teslim aldıktan sonra elinde zekâta tabi başka mallar varsa onlara eklediğinde nisap miktarını aşan malı oluyorsa bunların zekâtını bir yılı beklemeden verir. Elinde başka mal yoksa ve mehri de nisap miktarına ulaşıyorsa üzerinden bir yıl geçtikten sonra zekâtını verir.

(İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtar, II, 305)

2. ŞÂFİÎ MEZHEBİ

Şâfiî mezhebine göre müeccel mehir vadeli alacaklardan olup ödeme güçlüğü içinde olan kimse üzerindeki alacak gibi kabul edilir; çünkü alacaklı, alacağını an itibarıyla alamamaktadır. Bu durumda kadın, kocasından mehrini teslim aldığında geçmiş yılların zekât borcunu ödemelidir. Teslim almadıkça bir şey ödemesine gerek yoktur.

(Şirbinî, Muğni'l-muhtac, II, 125)

3. HANBELÎ MEZHEBİ

Hanbelî mezhebinde vadeli alacaklar konusunda iki görüş bulunmaktadır. Bunlardan birine göre zekât farz değildir. Diğerine göre ise kişi bu alacağını teslim aldığında geçmiş yılların zekâtını da öder. Bu hüküm, müeccel mehir hakkında da geçerlidir.

(İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 71)

4. MÂLİKÎ MEZHEBİ

Mâlikî mezhebine göre vadeli alacaklarda yahut peşin olsa bile yıllarca tahsil edilememiş alacaklarda kişi alacağını tahsil ettikten sonra bir yıl bekleme söz konusu olmaksızın bir defalığına malın zekâtını öder. Vallahu a’lem.

(Derdîr, eş-Şerhu'l-kebîr, I, 457)

(Soner Duman /17.Temmuz.2017/Pazartesi)
 
Üst