mehdi - süfyan ve isa - deccal - dosyası

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
MEHDİ RESUL’ÜN ZUHURU


Şu anda ortada hiçbir şey yok, sadece Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in, onun mutlaka geleceğine dair beyanları var.
Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Kıyametin kopmasına bir gün bile kalsa, Allah-u Teâlâ o günü uzatarak benim soyumdan bir kişi gönderecektir. Adı adımın, babasının adı babamın adının aynısı olacak, zulüm ve zorbalık altında inleyen yeryüzünü huzur ve adaletle dolduracaktır.” (Ebu Dâvud, Tirmizî)
O kendisini bile bilmiyor. Amma vakti gelince hem kendisini bilecek, hem de halk onu tanıyacak. Bu işler vakte saate bağlıdır.
O daha kendisinin Mehdi olduğunu bilmezken, zamanı gelince Allah-u Teâlâ onu seçecek, çekecek, vazifelendirecek ve bizzat kendisi destekleyecek.

Nitekim Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde bu hususta şöyle buyurmuşlardır:
“Mehdi bizden, ehl-i beyt’imizdendir. Allah onu bir gecede ıslah eder.” (İbn-i Mâce: 4085)
Hazret-i Mehdi Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in sülalesinden ve Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz’in aslındandır. Şu anda Mekke-i mükerreme’de yaşıyor, Medine-i münevvere’de vazifesini ilân edecek.
Diğer birçok Hadis-i şerif’lerinde hülâsâ olarak; “Cihadı başlattığı zaman kırk yaşlarında olacağı, vasıfları, cennetle müjdelendiği, çıkışından ümitlerin kesildiği bir anda çıkacağı, zuhur şekli, o devirde İslâm’ın yeryüzüne tam mânâsı ile hâkim olacağı, benzeri görülmedik bir refah olacağı, insanlar tarafından çok sevileceği ve İsa Aleyhisselâm ile buluşacakları...” beyan buyurulmaktadır.

İleriki bölümlerde görüleceği üzere Hicaz bölgesinde de çok büyük kargaşalık olacak.
Büyük bir şaşkınlık ve boşluk içinde iken, Allah-u Teâlâ müslümanları toparlamak, şaşkınlığı önlemek için Mehdi Hazretleri’ni gönderecek. Çok büyük harplerden ve felâketlerden sonra Hicaz’da vazifeye başlayacak, adaleti ile hükmedecek.
Allah-u Teâlâ mülkünü ne bu zâlimlerin arzusuna bırakacak, ne de gelecek olan âlim ve âdil olanlara bırakacak.
Cebrail Aleyhisselâm sağ yanında, Mikâil Aleyhisselâm sol yanında olacak, Allah-u Teâlâ’nın emri üzere fütuhata başlayacak.
İsmail Hakkı Bursevî -kuddise sırruh- Hazretleri “Tuhfe-i Aliyye” isimli eserinin “Beklenen Mehdi Hakkında” adlı bölümünde Mehdi Hazretleri’nin Hazret-i Ali -kerremallahu veche- ve Hâtem-i veli’nin rûhâniyeti ile icraat yapacağını beyan buyurmaktadır:
“Beklenen Muhammed Mehdi dahi muhtaçtır ve onun yeryüzünde kalma süresi vezirlerinin sayısı kadardır. Velâkin vüzerâsında ihtilâf ettiler. Üstün olan görüşe göre vezirleri dokuz olup, yedisi cismânî ve ikisi rûhânî olmaktır.
Cismânîden murad Ashâb-ı Kehf ve rûhanîden kastedilen ise rûhaniyyet-i Murtazâ -kerremallahu veche-dir ve rûhâniyyet-i Hatm-i Evliyâ’dır.” (Tuhfe-i Aliyye. s. 229)

Cihada başladığında etrafında Bedir ashabının sayısı olan üç yüz beş kadar askeri olacak ve ancak ihlas sahiplerini ordusuna alacaktır.
Allah-u Teâlâ Hazret-i Mehdi’yi ümmet-i Muhammed’in başına dirayetli bir kumandan olarak gönderecek. Bu zât-ı muhterem doğrudan doğruya Resulullah Aleyhisselâm’ın vekâletini taşıyacak, onun icraatı gibi yepyeni bir icraat yapacak. Onun izinden yürüyecek, onun gibi din-i mübin’in icaplarını uygulayacak ve din-i İslâm’ı taptaze bir hale getirecek. Garip duruma düşen İslâm’ı gariplikten kurtaracak. İhyâ etmedik sünnet, kaldırmadık bid’at bırakmayacak. Çünkü bunun için gönderilecek.
Allah-u Teâlâ onu muzaffer edecek. Ona öyle bir azamet verecek ki, karşısına çıkan her kuvveti devirecek. Allah-u Teâlâ’nın ezelden nasip ettiği kadar mücadele edecek. Yeryüzünün muhtelif yerlerinden gelen taraftarları toplanacaklar, fütuhatı tâ Amerika’ya kadar uzanacak, beldeler onun emrine girecek. Zâlimlerin zulmü olduğu gibi, o da geldiği zaman yeryüzünü adaletle dolduracak.
Ümmet-i Muhammed’den memnun olmadık hiçbir fert kalmayacaktır. Yer ve gök sakinleri ondan râzı oldukları gibi; havadaki kuşlar, denizdeki balıklar, ormandaki yırtıcı hayvanlar bile memnunluk duyacaklar. Ömürler uzayacak, emanetler yerine teslim edilecek. Yeryüzü emniyet ve sükun bulacak.

İyi ve kötü bütün insanlar onun zamanında görülmemiş bir nimete boğulacaklar. Gökten bol bol yağmur yağacak, yerlerde bereket artacak. Bütün ülkeler kapılarını ona açacaklar. Her taraftan, arıların kovanlarına gelip beylerine sığındığı gibi, ona gelip sığınacaklar.
Mehdi Hazretleri zuhur ettiği zaman, ona en çok buğz eden ve karşı gelen, imansız imamlarla türemeleri olacak. İmanları yok çünkü, imamları var imanları yok.
İşte Mehdi Hazretleri o zamanki fukaha ile, o zamanki imansız imamlarla da çarpışacak.
Ve biz şimdiden onu tarif ediyoruz. Nasibi olan bu hakiki imamı görür. Çıktığı zaman tereddütsüz biât edin.

Hazret-i Mehdi’yi can-ü gönülden bekleyin, çıktığı zaman hiç tereddüt etmeden tâbi olun, amma sahtelere değil. O Mekke-i mükerreme’den çıkacak ve oradaki fetihlerden sonra bu tarafa gelecek. Siz ona tâbi olun, başkasına değil.
Mehdiyim diye çıkanlar hep sahtedir. Aslı belli değil, nesli belli değil, meydanı boş bulmuşlar, mehdiyim diye ortaya çıkmışlar!
Bir Resulullah Aleyhisselâm’ın onu tarifine bakın, bir de bu yalancılara bakın! İşte size ayna, işte size sahtekârlar!
Bunlar sanatçıların mehdisidir, cep cihatcısı, kadın avcısıdır; Türkiye’de yalnız bir tane değil, birçoklarına rastgeleceksiniz!
Allah-u Teâlâ’nın öne sürmeyip itibar vermediğine itibar etmeyin.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
DECCAL’İN ORTAYA ÇIKIŞI

Mehdi Hazretleri’nin zamanında vuku bulan fitnelerden ve kıyametin yakın alâmetlerinden birisi de Deccal’in zuhurudur.
Hazret-i Mehdi’ye verilen o çok büyük azametten ve uzun fütuhattan sonra elinden bu ruhsat alınacak ve Allah-u Teâlâ Deccal’e ruhsat verecek, Deccal hüküm sürmeye başlayacaktır.
Deccal’in bir rivayette sağ gözünün, diğer rivayette sol gözünün kör olduğu bildirilmiştir. Bu ise her iki gözünün sakat oluşundandır. Biri tamamiyle kör, diğeri anadan doğma çıkıktır. Sakat bir kimse ilâhlık dâvâsında bulunursa yalancı olduğunu herkes anlar.
Deccal önce peygamberlik daha sonra da ilâhlık dâvâsında bulunacak ve göstereceği hârikulâde şeyler sayesinde bir süre insanları saptıracaktır.
Günümüzdeki bu bölücüler gizliden gizliye ilâhlık dâvâsı güdüyor, o ise alenen ilâhlık dâvâsında bulunacak ve yahudiler başta olmak üzere birçok kimseler ona tâbi olacaklar.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Enes bin Mâlik -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Taylesan elbiseleri giyinmiş yetmiş bin İsfahan yahudisi Deccal’in emrine girecektir.” (Müslim: 2944)
Deccal Amerika’dan geldiği zaman, yahudiler ona tâbi olacaklar ve ondan sonra Arabistan üzerine yürüyecek.
Deccal çıkınca artık İslâm’ı yaşamak isteyenlere büsbütün güçlükler gelecek. Devr-i deccal’de yaşıyoruz ve bu devir otuz deccale kadar devam edecek. Otuzuncusu olan ve türemesi beklenen Deccal’in çok büyük fitne ve fücuru olacak.
Rüzgâr gibi bir hıza sahip olarak yeryüzünü dolaşacak, sadece Mekke-i mükerreme’ye, Medine-i münevvere’ye ve Kudüs-ü şerif’e giremeyecektir.
İmran bin Husayn -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde:
“Âdem’in yaratılışı ile kıyametin kopması arasında Deccal’den daha büyük bir fitne yoktur.” buyurmuştur. (Müslim: 2946)
İslâm bir zaman için büsbütün boğulmaya çalışılacak, büyük sıkıntılara maruz kalınacak. Şimdi böyle gidiyor, ancak kötü gidiyor. Deccal’in devrinde ise çok büyük sıkıntılar olacak. Müslümanlar için bu bir imtihan ve ibtilâdır.
Allah-u Teâlâ şeytana verdiği ruhsat gibi, o zamanda yaşayan insanları imtihan etmek için, Deccal’e de istidraç kabilinden birçok ruhsatlar verecektir. Şeytana kıyamete kadar, fakat Deccal’e İsa Aleyhisselâm çıkıncaya kadar.
Ona tabi olanlar büyük bir lütfa ermiş gibi görünecek, fakat ebedi cehennemlik olacaklar. Onların dünyadaki refahları çok kısa ve geçicidir.
Ona inanmayıp imanlarında sebat edenler birazcık sıkıntı göreceklerse de onlar Hazret-i Allah’a iman ettikleri için ebedî cennetlik olacaklar. Onların refahları ebedîdir.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Ebu Derdâ -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde, Kehf sûre-i şerif’inin ilk on Âyet-i kerime’si ile son on Âyet-i kerime’sini okumaya devam edenlerin, onun şerrinden kurtulacağını haber vermiştir. (Müslim: 809)
Deccal ve ona uyanlarla, yahudilerle çok büyük harpler olacak, nihayetinde Allah-u Teâlâ’nın murad ettiği olacak.
Müslümanlar büyük bir ezginlik, büyük bir kahır altında inledikleri bir zamanda Allah-u Teâlâ İsa Aleyhisselâm’ı göndererek sevdiği, seçtiği bu sâlih kullarının korkularını kaldıracak, onları kurtuluşa ve felâha erdirecek.

 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
İSA ALEYHİSSELÂM’IN YERYÜZÜNE GELİŞİ



İsa Aleyhisselâm ölmemiş, semâya çekilmiştir. Cesedi ile birlikte semâda yaşamaktadır. Deccâlin fitnesi ile müslümanların iyice bunaldığı bir sırada Allah-u Teâlâ onu yeryüzüne indirecek ve icraatlarını gerçekleştirecektir.

İsa Aleyhisselâm’ın hâlen sağ olduğuna, âhir zamanda mutlaka yeryüzüne inerek Muhammed Aleyhisselâm’ın şeriatı ile hükmedeceğine ve Allah yolunda mücadele-mücahede edeceğine inanmak farzdır.
Bu husus tevatür derecesine ulaşmış; Kitap, Sünnet ve İcmâ ile sabit olmuştur.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyurur:
“Şüphesiz ki o, kıyametin kopacağını gösteren bir bilgidir.” (Zuhruf: 61)
İsa Aleyhisselâm’ın yeryüzüne inmesi de kıyametin en büyük ve en bariz alâmetlerinden birisidir. Onun belirmesi ile kıyametin kopmasının yakın olduğu anlaşılır.
İsa Aleyhisselâm’ın kıyamete yakın bir zamanda ineceğine dair Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-in rivayet ettiği bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyururlar:
“Hayatım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; çok sürmez Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak ve mal o kadar çoğalacak ki, onu kabul eden kimse bulunmayacaktır.” (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1018)
Allah-u Teâlâ üçüncü şaşkınlıkta İsa Aleyhisselâm’ı indirecek. Mehdi Resul Hazretleri Mescid-i Aksâ’da iken, İsa Aleyhisselâm gelerek onu takviye edecek. Deccal gibi büyük bir fitneyi yok etmekle büyük bir ıslahat yapacak.
İsa Aleyhisselâm’ın gelmesine daha otuzbeş sene var.
Hadis-i şerif’lerde ifade edildiğine göre İsa Aleyhisselâm ile Mehdi Aleyhisselâm birbirine yakın zamanda çıkacak ve İsa Aleyhisselâm, Hazret-i Mehdi’ye yardımcı olacak. Hatta İsa Aleyhisselâm’ın Hazret-i Mehdi’nin arkasında namaz kılacağı rivayet olunmuştur.
Asıl vazife yine İsa Aleyhisselâm’ın olacak. Çünkü o üçüncü basamaktır. Deccal’i o öldürecek, Allah-u Teâlâ hakimiyeti ona verecek.
Üçüncü Dünya harbi, bütün yeryüzünün ateşle dolması, Hazret-i Mehdi’nin zuhuru ve fütuhatı, Deccal’e ruhsat verilmesi, İsa Aleyhisselâm’ın indirilmesi ve Deccal’i imha etmesi, ondan sonra da yahudilerin öldürülmesi, hepsi peşi sıra bu kısa zaman içinde olacak.
Allah-u Teâlâ kime o lütuf nurunu koymuşsa İsa Aleyhisselâm’a tâbi olacak, kime koymamışsa olmayacak.
Hadis-i şerif’lerde belirtildiği üzere İsa Aleyhisselâm zamanında yeryüzünde sükunet, emniyet meydana gelecektir. O kadar ki arslanlar develerle, panterler ineklerle ve kurtlar kuzularla serbestçe otlayıp geçinecekler, çocuklar da yılanlarla oynayacaklardır.
İsa Aleyhisselâm vefat ettiği zaman cenaze namazını müslümanlar kılacaktır.

Günümüzde türeyen sahte isalar ise artistlerin isasıdır. Bunların da aslı belli değil nesli belli değil. Bunlar aslını ne ile ispat ederler? Ya bu sahtelere ne demeli? Evine hâkim değil, nefsine hâkim değil, dünyaya hâkim olmaya çalışan bu sapıklara ne diyelim?
Hakikat budur, bunlar sahtelerden ibarettir.
Sayıları çoktur, itibarı yoktur.

 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
YE’CÜC ve ME’CÜC


Aslı ve nesebi belirsiz iki kabile, önlerine çekilmiş olan barajı aşıp yeryüzüne yayılacaklar. Bir müddet etrafı ifsad etmeye çalışacaklar. Daha sonra İsa Aleyhisselâm’ın duâsı ile mahvolacaklar. Bunlar Çinliler’dir.

Üçüncü dünyâ harbi bir âfâttır, Allahu âlem bu olacak.
Yahudiler Arabistan’ı istilâya hazırlanıyor. Çinliler ise dünyâyı istilâ etmek için hazırlanıyor. Çinlilerin istilâsı ise bir helâkiyettir.
Âyet-i kerime’de:
“Biz o gün onları (Ye’cüc ve Me’cüc’ü) bırakırız, dalgalar hâlinde birbirine girerler.” buyuruluyor. (Kehf: 99)
Dalga dalga dünyanın üzerine hücum ederler ve memleketleri istilâ ederler.
Bir Âyet-i kerime’de de şöyle buyurulmaktadır:
“Nihayet Ye’cüc Me’cüc (sedleri) açıldığı zaman her tepeden saldırırlar.” (Enbiyâ: 96)
Büyük bir âfât daha olacak. Hep temizlik bunlar. Bu üçüncü dünya harbi ve Çin harbi insanları perişan edecek. İnsan az kalacak.
Çinliler kendilerini en sona saklıyor, hep o an için saklıyor. Dünyayı yutabilmek için hep hazırlık yapıyor. Büyük silâhlar patlamış, her şey mahvolmuş, insanlar yok olmuş. Dünya düzlenecek, sonra Cenâb-ı Hakk onlara izin ve ruhsat verecek, sel hâlinde dünyaya akın edecekler, selin önünde durulur mu? Bir müddet ifsattan sonra İsa Aleyhisselâm’ın, Hazret-i Mehdi’nin ve yanındakilerin duâsı ile bir gecede helâk olacaklar. Harple değil, duâ ile.

Hülâsa olarak deriz ki;
Allah-u Teâlâ İsrâ sûre-i şerif’inin 58. Âyet-i kerime’sinde kıyametten evvel dünyayı harap edeceğini beyan buyuruyor. Vakit de çok yakın. Nihayet otuz seneye kadar bu işler olup bitti mi, daha sonra Hazret-i Mehdi’nin gönderilişi, Deccal’in zuhuru, İsa Aleyhisselâm’ın inişi, Ye’cüc Me’cüc’ün çıkışı, Çinliler’in dünyayı istilâya kalkması, bu da sürer Allahu âlem yedi-sekiz sene, iş bitti... Bu insanlar gitti. Tek tük insan kalacak, İslâm’dan iki-üç kumandan daha gelecek, daha sonra insanlar yine bozulacaklar, ondan sonra veleddâllin âmin, sonrası da kıyamet...

“Kıyamet yalnız kötü insanların üzerine kopacaktır.” (Buhârî - Müslim)

(Bu mevzu Muhterem müellif Ömer Öngüt Efendi’nin
“Kalplerin Anahtarı” Külliyatı’nın “Kıyamet ve Alâmetleri” isimli eserinden derlenmiştir.)
 
Üst