Mazlumların ümidi İslam Birliğinde!/ Şakir Tarım

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
İNSANLIK , 6 asır dünyaya hak ve adaletin ne olduğunu öğreten Osmanlı’dan sonra huzur ve barışın hasretini çekmeye başladı. Batılılar, Osmanlı’nın ardından oluşan boşluğu büyük vaatlerle doldurmak istemişlerse de, bunda başarılı olamadılar.


Batının güdümündeki dünya savaş ve çatışmalarla anılır duruma geldi. Çünkü Batı’da bencillik, kibir ve ihtiraslar hâkimdi. Bu hastalıklı yapı 2 dünya savaşı ve pek çok çatışmaların yaşanmasına yol açtı. Mazlum milletler batının sömürge alanı haline geldi.





Dünya barışını sağlamak ve zayıf ülkeleri desteklemek iddiasıyla kurulan Birleşmiş Milletler (BM) yalnız batılıların menfaatlerine hizmet etti. Koskoca İslam coğrafyası batının insafına terk edildi. Onlar da İslam dünyasında istedikleri gibi cirit atmaya başladılar.


Bu vahim manzarayı fark ederek çözüm üretmeye çalışan ilk lider Prof. Dr. Necmettin Erbakan oldu. 1969’da başlattığı Millî Görüş hareketi aracılığıyla İslam Birliği’ne duyulan ihtiyacı seslendirmeye çalıştı. Müslümanların kendi kurumlarını oluşturma ihtiyacını Türkiye ve dünya gündemine taşıdı.


Erbakan Hoca, başbakan olduğu 1996’da İslam Birliği’nin kurulmasını ilk icraatları içine aldı. Nüfusu 50 milyondan fazla olan 8 İslam ülkesi ile birlikte “Developing-8 Countries Organisation (D-8)” adı verilen “Kalkınmakta Olan 8 Ülke Teşkilatı”nı kurdu. Bu küresel oluşumun temeli 15 Haziran 1997’de İstanbul Çırağan Sarayı’nda atıldı.





DÜNYA BARIŞINI ÖNCELEDİ


Erbakan Hoca’nın öncülüğünde kurulan D-8’ler Müslümanların dünya vizyonuydu. Türkiye, İran, Mısır, Endonezya, Bangladeş, Pakistan, Nijerya, Malezya İslam Birliği’ne giden yolun öncü ülkeleri oldular. D-60’lar olarak bütün halkı Müslüman ülkeleri ve D-160’lar olarak da dünyanın mazlum milletlerini bir araya getirmeyi amaçlıyorlardı. Bu, dünyadaki 6 milyardan fazla insan demekti.


Erbakan Hoca daha ilk toplantıda D-8’lerin önemini şöyle anlattı: “D-8’ler, 20. yüzyılın en önemli olaylarından birisi ve 20. yüzyılın 21. yüzyıla en kıymetli hediyesidir. Yine D-8’lerin kurulması baştan sona harplerle ve çatışmalarla geçen 20. asrın sonunda aydınlığa açılan kapı gibidir.”


D-8’lerin kurulması bir asırdır dünyayı sömürmeye alışmış olan küresel güçleri şaşkına çevirdi. D-8’lere imza atan liderlere bedel ödetmek için şeytanın bile aklına gelmeyecek entrika ve tuzaklar kurdular. Türkiye’de de ABD destekli 28 Şubat sürecini hazırladılar.


Elbette her nimete ulaşmanın bir külfeti olacaktı. D-8’ler gibi dünya barışını amaçlayan ve temeli şefkat ve merhamet üzerine kurulmuş bir oluşumun da önünde zorlukların bulunması tabii idi. Sömürgeciler karşısında pes etmeyecek bir güç oluşturmaya ihtiyaç vardı. Erbakan Hoca’nın zorlu mücadelesinin sebebi buydu.


Emperyalistler “Ya kölem olacaksın, ya da öleceksin!” acımasızlığı içindeydiler. Karşılarında birlik olmuş kararlı bir güç olmalıydı. Erbakan Hoca’nın asıl büyük mücadelesi ırkçı emperyalizm ve onun işbirlikçilerine karşı olmuştur. İslam Birliği konusundaki ısrarının asıl sebebi de budur.





İSLAM BİRLİĞİ BİR ZORUNLULUK


Bir asırdır yaşananlar, dünya huzur ve barışının Batılılara emanet edilemeyeceğini ispat etti. Emperyalist batının iştahı bir türlü doymak bilmedi. Bir bölgeyi sömürmeyi tamamlamadan diğerini sömürmeye girişti. Filistin, Afganistan, Bosna, Irak, Libya, Mısır, Suriye, Yemen gibi ülkeler ve tüm Afrika’da yaşananlar çoğumuzun malumu. Emperyalizm diğer ülkeleri de teslim almadan D-8’lerin bir an önce hedefine ulaşmasına ihtiyaç var.


Batılıların oluşturduğu BM, NATO, AB gibi küresel kurumlarda ipin ucu Siyonizm’in elindedir. Siyonistler bütün dünyayı acı ve gözyaşına boğmuş, yeryüzünü kan gölüne çevirmişlerdir.


Müslümanları birbirinden uzaklaştıran unsurların acilen giderilmesi gerekiyor. Zulmün sona ermesi ve akan kanın durması için bir an önce İslam Birliği’nin kurulmasından başka çare yoktur.


D-8’ler barış adına insanlığa uzanmış bir eldir. Küresel ölçekte kapsamlı bir çözümdür. Tüm mazlum milletleri kucaklayan bir yardımlaşma ve dayanışma hareketidir.


1945’te Yalta Konferansı ile BM kurulmuş, fakat insanlığın problemlerine çözüm olamamıştır.


Erbakan Hoca, bu görevin büyüklüğünü kavrayan kadrolarına şu hedefi gösterdi: “Ey Millî Görüşçüler! Bundan sonraki hedefiniz 2. Yalta Konferansı, yani İslam Birliği’ni kurmaktır.”


Kuruluşunun 18. yılında, D-8’lerin hedefine ulaşması için Müslümanlar olarak üzerimize düşen görevleri ciddi bir şekilde yeniden gözden geçirmek zorundayız.

M.G
 
Üst