Malefiz

Âwdil

Mim Lâmelif Vâv
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
1,397
Tepkime puanı
312
Puanları
0
Konum
Endülüs
Bu filmi izleyerek vaktinizi boşa harcamış olursunuz.Sinema vakit geçirmek için değil,vakti doldurmak için vardır.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Bu filmi izleyerek vaktinizi boşa harcamış olursunuz.Sinema vakit geçirmek için değil,vakti doldurmak için vardır.

Her filmin verdiği bir ders vardır, nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Alenen kötü bir sahnesi yok ailece izlenebilecek filmlerden biri...
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Bu filmi sinemada izlemiştim aslında o kadar da kötü değil Büşra Betül ünde söylediği üzere filmin verdiği mesaj oldukça güzeldi...

Kız Çocuğuna hırsından kininden ötürü kötü büyü yapan fakat sonrasında çocugun o eşsiz büyüleyici saf ve temizliği kendisinde tam anlamıyla birer İNSANCIL yanı dogurdu İnsanlar gibi hissetmesine vesile oldu ve kız çocugunu sevmeye başladı ki işte bu anda büyüden vazgeçmek hatasını telafi etmek istedi fakat geç kalmıştı sonrasında devam eden olaylar vsss bence güzel sayılır o kadar kötü değil yani..

Böyle.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Gerçek sevgiyi de merhamet üzerinden vermeleri çok güzel , beşeri aşktan öte bizzat büyüyü bozan büyü sahibinin sevgisi...
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
''Kötü, güzele aşık olunca kendi ölüm fermanını imzalamıştır'' teması tasavvuf temasıdır. Allaha düşman hayvani nefsin aşkla ıslah edilmesi mevzusu! Bu gibi konuları biz işlememiz gerekirken batı sanatı işliyor. Biz tasavvufu anlamadığımız için tasavvuf adına hep reklam filmi çekiyoruz. Yani tasavvufun kendisini reklam ediyoruz. Oysa tasavvufun gayesine hizmet edecek işler yapılmalı, yani bu ana temalar gibi. Ama neredeee! Biz kalkarız ya Yunus'un yada Mevlana'nın hayatını filme çekeriz. Üstelik filmlerimizde onları vaaz eder gibi konuştururuz (Çok ucuzuz yaa)... Oysa bu adamlar hayatları filme çekilsin diye var olmadılar! Hep diyorum ya satıhta kalan sığ bir anlayışa sahibiz. İşin özünü anlamaktan aciziz. Batıya hep maddeci diyoruz ama asıl maddeci biziz. Batılılar hakikati sanatla arıyorlar. Biz o hakikati bulmuşuz ve tasavvuf yapmışız haberimiz yok. Üzerinde oturduğumuz hazineden bi haber yerlerde sürünüyoruz. Sonra da niye bizde roman, hikaye, resim, film gelişmiyor diye hayıflanır dururuz. Sen tasavvufu anlamamışsın ki neyin peşindesin? Para ve dünyanın peişnde olan adamda ince ruh olmaz. Biz buyuz malesef. Geçmiş olsun ne diyebilirim ki?

Şahsen ben batı dünyasının bütün klasikleşmiş eserlerinde tasavvuf inceliklerini görüyorum. Resim ve soyut sanatta bile var bu! Hepisinin karşılığı Mesnevi'de mevcuttur. Bu iddiamı her yerde ıspatlamaya hazırım!

Batılı entellektüel, aydın, sanatçı ve bilim adamı gibi tipolojilerin hepisini ele alın. Ne göreceksiniz? Ortak bir yönleri var bunların. İstisnasız hepisi dünya sevgisini yenmişler. Paraya ve kadına düşkün değillerdir. Aç kalma endişeleri yoktur. Çoluk çocuk ne olacak diye bir dert tasa yoktur. Bu neyi gösteriyor? Belli bir nefis terbiyesine ulaştıklarını gösteriyor. Mevlana diyor ki; kabinde dünya sevgisi ve rızık endişesi bulunan insanlara ilham gelmez!!!!! İşte bütün meseleyi izah etmiş Mevlana. Bunu anlamak ve böyle olduğunu aklen fehmetmek çok mu zor? Dünya sevgisi olan adamın kafası her daim paraya ve sahtekarlığa işler. Bu adam ne üretebilir ki? Ama bu dünya sevgisini aşmış bir insan kainatı, doğayı, evreni, insanı vesarie düşünecektir!!! İşin püf noktası burası. Tayyip bey dindar nesiller yetiştirerek Türkiye'nin geleceğini kurtarabileceğini zannediyor. Oysa kurtuluş reçetesi DÜNYA SEVGİSİNİ aşmış bir nesil yetiştirmekten geçer. Şunu iyi anlamak gerekir ki dindar başka dünyadan geçmişlik başkadır. Dindar insan pekala dünyevi hırslar ve ihtiraslar içinde boğulabilir fakat dünya sevgisini yenmiş bir nefis isterse komünist olsun her daim ilham yoluyla ortaya bir şeyler koyacaktır. Toplum kültürünü geliştiren dinamik budur. Tüccar anlayışıyla medeniyet kurulmaz!!! Müslümanların sıkıntısı işte bu noktayı anlamak istememeleridir!!!

Medeniyetlerin yükselmesinde ki ana dinamik şeriat değil hakikattir. Tarihte bunun çok örnekleri vardır. Teknolojisini kullandığımız ve sanatına imrendiğimiz taze batı medeniyeti şu an hakikatin içinde yüzdüğü için böyledir. Tıpkı Abbasi, Endülüs, Selçuklu ve Osmanlıda olduğu gibi. Bugün şeriatperestliğimizle içinde bulunduğumuz şizofren vaziyet o hale geldi ki; şeriat adına birbirimizin/müslüman kardeşimizin kanını akıtırken bile batı dünyasından yardım ve medet umar haldeyiz. Sizce bu nedir? Bana kızmayın! Ban adamın yüzüne böyle ayna tutarım.
 

Âwdil

Mim Lâmelif Vâv
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
1,397
Tepkime puanı
312
Puanları
0
Konum
Endülüs


Her filmin verdiği bir ders vardır, nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Alenen kötü bir sahnesi yok ailece izlenebilecek filmlerden biri...


Öncelikle sizi hassasiyet denilen mefhumu düşünmeye davet ediyorum.Şimdi söyleyeceklerim küçümsemelerin veyahut es geçmelerin nelere yol açabileceğiyle ilgilidir.Lütfen bir suçlama felan anlaşılmasın...

Holywood yıllardır yazınsal anlamda veremediği mesajları görsel anlamda verdi ve bu uğurda beklediklerinden daha büyük başarılar elde ettiler.Mesela Harry Potter,Yüzüklerin Efendisi gibi fantastik yapımlarla küçük beyinler yıkandı.Tıpkı tüm dünyanın dibine dinamit sokmak isteyen gizli istihbarat örgütlerinin Pokemon vs gibi çizgi filmleri tüm dünya geneline yayıp çocukları robotlaştırması gibi.Robotlaştırılan insan yapma projesi her geçen yıl daha bir sevindiriyor Amerika'yı.Veyahut CIA ve MOSSAD gibi istihbarat örgütlerini...

Nitekim aynı istihbarat örgütleri yılların verdiği bir başka çabanın semeresini milyon dolarlarla alıyor şimdilerde.Raelyan adı verilen sekse ve paraya endeksli sapık felsefeyi bir din haline getiren ucubeler çıktı.Ve bu raeller Allah'ı ve Peygamber'i aşağılayıcı ifadeler kullanabiliyorlar.İstanbulun en bilinen otellerinde adına ayin adı verilen seks geceleri düzenliyebiliyorlar.Sözde inandıkları şey uzaylılar tarafından yaratıldığımız.Hatta Peygamber Efendimiz'in bile uzaylı olduğunu söylemekten çekinmiyorlar.Neyse gel gelelim konumuza...

Bizim anlayamadığımız nokta bu.Birkaç yıl önce Raelyanlık gibi sapıkça bir fikir öne sürülseydi şüphesiz yer yerinden oynardı.Ve insanların buna karşı tepkisi daha bir sert olurdu.Ama bu bahsettiğimiz örgütler beyinleri robotlaştırdılar gitgide.ALIEN,ET,SIGNS gibi Hollywood yapımları gösterime girdikleri her ülkede hasılar rekorları kırdı.Dolayısıyla bu filmlerle ilk önce uzaylıları beyinlere "varolabilirler" şeklindeki intibalarla aşıladılar.Ve çoğu insan belkide bu yüzden Raelyanlık denilen kavrama olumlu baktı bu intibalardan ötürü.İşte CIA,MOSSAD gibi istihbarat örgütleri bu gibi evrensel robotlaştırma tekniklerinin altyapısını kurmuştur yıllarca.Ve biz hala uyuyalım ve insanları uyarmak yerine bu beyin yıkayıcı filmlerin içine sokalım.Savunalım alabildiğine.Ne acı...

Yukarı da adı geçen ve benzeri filmler ile aşılanan tanrısızlık mesajını uzaylı filmlerle birleştirdiler.Ve bazılarının tanrısı uzaylılar oldu.İşte böyle bir taraftan boşaltıp diğer yandan doldurdular.İlk önce beyine "tanrını sorgula,varlığı sorgula" emri verildi.Sonrasında ise "uzaylılar yarattı seni" mesajı verildi.İşte böyle oyunlarla yıllardır eritildik bizler.Lütfen küçümsemeyin bunu.Zira haçlı savaşlarının hiçbirinde galip olamayan batı şöyle demiştir :"Bu devlet kılıçla yıkılamaz.Kültürle yıkılır".Umarım anlatabilmişimdir...

İşte biz bu es geçişlerimiz ve "aman nolurki bi filmden" diyişlerimizle kültürel yozlaşmaya ayak uydurduk senelerce.Bakın bir örnek daha size.Hint asıllı ingiliz yazar Salman Rüşdi yıllar önce "Şeytan Ayetleri" adından bir kitap yayınladı.Allah'a ve İslam'a küfürler yağdıran bu kitap çıktığı yıllarda tüm Müslüman ülkeler olağanüstü hal olmuş gibi harekete geçtiler.Hatta İran Salman Rüşdi hakkında ölüm fetvası bile çıkardı.Çok yıl geçti aradan.Şimdi bir papaz "Gerçek Furkan" adında bir kitap yayınladı birkaç ay önce.O da Allah'a ve İslam'a küfürlerle doluydu.Fakat noldu sonuç?Birkaç Tv tartışması,birkaç küçük tepki dışında kimse bişey yapmadı.Ve gündemden gitti böylece.

Yani demek istediğim şu.Biz yıllar geçtikçe umursamazlığımızın ceremesini ödüyoruz.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Allah Razı olsun ifadelerinizle bir çok şey aydınlanmış oldu ... Es geçmiyoruz geçmeyelim inş ... Bilinçli izleyelim..
Bilinçlendirelim... Bizler izletmesek yasak koysak evlatlarımız karşılaştıklarında ne yapacaklarını bilemeyebilir, şuurlu bir şekilde izlesinler...

Masaldan ibaret gerçek değil bazen tr dizilerinde filmlerinde bile yaşantımıza akidemize aykırı durumlar olabiliyor bunları bilgilendirerek gençlere örnek olmalıyız diye düşünüyorum... çünki dediğim gibi biz mani olsak toplum mani olmuyor ben bu filmin reklamlarına hiç rast gelmedim çok ünlüymüş bir arkadaş söyledi izledik... otobüs duraklarında reklam afişleri geziyormuş düşünün ben görmedim...
 

Âwdil

Mim Lâmelif Vâv
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
1,397
Tepkime puanı
312
Puanları
0
Konum
Endülüs
Yanlış anlamayın beni,kimin ne izleyeceğine karar vermek haddime değildir.Nacizanr tavsiyem,çendan sizin de entelektüel bir insan olduğunuzu tefekkür ettiğimden ötürü,böyle bir mukabele yapma gereği duydum...

Batının sinemadaki mottosu her zaman estetizm olmuştur.Şarkın ise daima hakikat.Siz hakikate dayalı filmleri tercih edin.Perdeyi değil perdenin arkasındakini temaşa edip,hakikatin ayna da değil,aynaya balan "ayn"da saklı olduğunu,iyi tahayyül etmemiz gerekiyor...
 
Üst