Laikler akilli olmazsa laiklik korunamaz
İsmet Berkan
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=245898
Mesele bakis acisiyla ilgili. Orasi üniversite. Orada
kilik kiyafet yerine bilimle ugrasilmali. Evet evet,
egitim bile ikinci plandadir üniversitede, önce bilim
gelir.
Ama biz ne yaptik, kilik kiyafetle, sacla sakalla
ugrastik, üniversitelerimizi de ugrastirdik. Cünkü
oranin üniversite oldugunu unuttuk, lise sandik, daha
da beteri devlet dairesi sandik. Siradan bir isyeri
sandik. Kisla sandik.
Sonunda devasa bir sorunumuz oldu. Bugün o sorunu
laiklik ilkesini, ki demokrasiyle birlikte her seyin
üzerinde tutmamiz gereken bir ilke, rencide etmeden
cözemiyoruz.
Evet laiklik ilkesini yikmasak bile rencide ediyoruz,
zedeliyoruz. Neden? Laiklerimiz akilli olmanin yerine
ceberrut olmayi koyduklari icin. Neden? Dinle ilgili,
inanc dünyasiyla ilgili konulari yasalarin cercevesine
sokabilecegimizi sandigimiz icin. Neden? Gelecegi
görmekle ilgilenmek yerine günü kurtarmaya
calistigimiz icin.
Daha ilk günden bu 'sorun' bir sorun olmayabilirdi.
Türbanliyi, basörtülüyü kimse yadirgamazdi, olur
biterdi.
Ama böyle olmasi icin 'ora'nin en önce 'üniversite'
olmasi gerekiyordu. Kelimenin dolu dolu anlamiyla
ÜNİVERSİTE.
Bakin simdi devlet dairesinde türbani konusuyoruz,
abuk sabuk hizmet alan-veren ayrimlari icat ediyoruz.
Simdi bulunan bu 'cözüm'ün günlerce sürecek
tartismasi, kavgasi, gürültüsü olacaktir. Mitingler
düzenlenecektir. Milyonlarca kilobitlik yazilar
yazilacak, nutuklar atilacaktir. Son otuz yildir bosa
akan enerjimiz biraz daha bosa akacaktir.
Belki de Anayasa Mahkemesi, yapilacak Anayasa
degisikligini iptal bile edecektir. Belki Anayasa
Mahkemesi, basörtüsü baglamayi tarif ettigi icin yasa
maddesini iptal edecektir.
Ama sonuc degismeyecektir: Ortada net bir irade var, o
irade eninde sonunda bu serbestiyeti yasa-anayasa
zoruyla saglayacak.
Degismeyecek bir sonuc daha var: Bu anayasa-yasa
zoruyla serbestiyet, laiklik ilkesinin yara almasi
pahasina yapilacaktir. Cünkü Türkiye, bir dini
özgürlügü saglamak icin yasa cikartmis, anayasa
degistirmis ülke olacaktir.
Oysa anayasanin o özgürlügü daha en bastan,
laiklerimizin pek sevgilisi olan 24. madde
araciligiyla sagliyor olmasi gerekirdi ve bana
göre sagliyordu da.
Ama laiklerimiz ellerine her güc gecisinde, akilli
olmak yerine o gücü ceberrutca kullanmayi tercih
ettiklerinden, laikligin kendisi epey bir dogmatik
dine dönüstü. Ve bu laik dogmalar yüzünden bugün bu
noktaya geldik, laikligi zedeledik.
Aferin bize.
İsmet Berkan
İsmet Berkan
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=245898
Mesele bakis acisiyla ilgili. Orasi üniversite. Orada
kilik kiyafet yerine bilimle ugrasilmali. Evet evet,
egitim bile ikinci plandadir üniversitede, önce bilim
gelir.
Ama biz ne yaptik, kilik kiyafetle, sacla sakalla
ugrastik, üniversitelerimizi de ugrastirdik. Cünkü
oranin üniversite oldugunu unuttuk, lise sandik, daha
da beteri devlet dairesi sandik. Siradan bir isyeri
sandik. Kisla sandik.
Sonunda devasa bir sorunumuz oldu. Bugün o sorunu
laiklik ilkesini, ki demokrasiyle birlikte her seyin
üzerinde tutmamiz gereken bir ilke, rencide etmeden
cözemiyoruz.
Evet laiklik ilkesini yikmasak bile rencide ediyoruz,
zedeliyoruz. Neden? Laiklerimiz akilli olmanin yerine
ceberrut olmayi koyduklari icin. Neden? Dinle ilgili,
inanc dünyasiyla ilgili konulari yasalarin cercevesine
sokabilecegimizi sandigimiz icin. Neden? Gelecegi
görmekle ilgilenmek yerine günü kurtarmaya
calistigimiz icin.
Daha ilk günden bu 'sorun' bir sorun olmayabilirdi.
Türbanliyi, basörtülüyü kimse yadirgamazdi, olur
biterdi.
Ama böyle olmasi icin 'ora'nin en önce 'üniversite'
olmasi gerekiyordu. Kelimenin dolu dolu anlamiyla
ÜNİVERSİTE.
Bakin simdi devlet dairesinde türbani konusuyoruz,
abuk sabuk hizmet alan-veren ayrimlari icat ediyoruz.
Simdi bulunan bu 'cözüm'ün günlerce sürecek
tartismasi, kavgasi, gürültüsü olacaktir. Mitingler
düzenlenecektir. Milyonlarca kilobitlik yazilar
yazilacak, nutuklar atilacaktir. Son otuz yildir bosa
akan enerjimiz biraz daha bosa akacaktir.
Belki de Anayasa Mahkemesi, yapilacak Anayasa
degisikligini iptal bile edecektir. Belki Anayasa
Mahkemesi, basörtüsü baglamayi tarif ettigi icin yasa
maddesini iptal edecektir.
Ama sonuc degismeyecektir: Ortada net bir irade var, o
irade eninde sonunda bu serbestiyeti yasa-anayasa
zoruyla saglayacak.
Degismeyecek bir sonuc daha var: Bu anayasa-yasa
zoruyla serbestiyet, laiklik ilkesinin yara almasi
pahasina yapilacaktir. Cünkü Türkiye, bir dini
özgürlügü saglamak icin yasa cikartmis, anayasa
degistirmis ülke olacaktir.
Oysa anayasanin o özgürlügü daha en bastan,
laiklerimizin pek sevgilisi olan 24. madde
araciligiyla sagliyor olmasi gerekirdi ve bana
göre sagliyordu da.
Ama laiklerimiz ellerine her güc gecisinde, akilli
olmak yerine o gücü ceberrutca kullanmayi tercih
ettiklerinden, laikligin kendisi epey bir dogmatik
dine dönüstü. Ve bu laik dogmalar yüzünden bugün bu
noktaya geldik, laikligi zedeledik.
Aferin bize.
İsmet Berkan