Mahmut Akar
Asistan
- Katılım
- 9 Mar 2007
- Mesajlar
- 444
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Konum
- kocaeli
- Web sitesi
- www.tefsirdersi.com
Kur'an «apaçık» (27/1) bir kitaptır. Bireyin hidayeti için ayrıntılarıyla anlatılmış (fussilet) (11/1; 91/3), öğüt için kolaylaştırarak (54/17), iyi bir şekilde tefsir edilmiş (25/33), çelişkisiz ve birbirini tutmazlıktan uzak (4/82)'tır. Kur'an'ın ayetleri, akıl sahiplerinin, düşünüp öğüt almaları (38/29, 47/24), Allah'ın bir ve tek ilah olarak tanınması için insanlara yapılmış bir duyuru (tebliğ )dur.
(İnsanlara) en doğru yolu gösteren (17/9), müminlere şifa ve rahmet (17/82), kıyamet günü, peygamber ve ümmetinin (kavmike) Kur'an'da belirtilen hususlardan (25/30) sorumlu tutulacağını (43/43-44) vurgularken, bir bütün olarak (15/90-91) uyulması, uygulanması için (4/105, 5/49, 7/3, 11/1-2) indirilmiştir.
Tevhidî gerçeklik; onu kabulleniş ve süreklilik ile şirk; şirkin batıllığı ve sonuçları da anlatılmıştır. Şirk, itikad ve davranışta; hem bireysel, hem de toplumsal yaşantıda yasaklanmıştır (10/105). Şirk, soyut olarak heva, heves (25/43) ve beşer merkezli düşünceler ile somu! öğeler olan put (10/1 8), kişi (25/27-29) ve kurumlarda (9/31) belirginleşmiştir. Bunda şefaat (10/18-19, 81), korku, ümid (36/74)... gibi sosyal ve psikolojik olaylar etkendir.
Allah, kendisine şirk koşulmadan (12/106), gereği gibi (6/91, 22/74, 39/67) takdir edilmeyi istemektedir. Şimdi (size) ve önce(kilere) (22/78) islam (3/19) olarak adlandırıp-seçtiği (5/3) yolu (6/153) ve ondan başka din (3/83) yol; yaşama biçimi arayanın yönelişini makbul saymayacağını (3/85) bildiren Allah, insana yol (76/3)u göstermiştir.
Şâkir ya da ketûr (76/3) olma sorumluluk ve seçeneği (91/7-9) insanın kişiliğine yerleştirilen; iyiliği ve kötülüğü kavrama yeteneği (91/7-8) ile ortaya çıkacaktır.
Kur'an'ı en iyi biçimde yine Kur'an tanıtacaktır. «Kur'an nedir?» sorusuna cevabı yine Kur'an'ın kendisinin vermesi kaçınılmazdır. Hem bu, Kur'an'ın kendisini tanıtmasına izin verilmesidir.
Kur'an'ın indiği çağda «Kur'an'ın anlaşılması sorunu» yoktu. «Bugün, Kur'an anlaşılır mı, anlaşılabilir mi» sorularının yanı sıra, «Biz Kur'an'ı anlayamayız» yargısında tanımı yapılamamış, mahiyeti bilinmeyen bir Kur'an imajı gizlidir. Gerçekten biz Kur'an'ı okumamış, tanımamış, onu tamamlayamamış; belirli bir tarihe kavuşturamamış isek nasıl müslüman olmuşuz peki!...
Öyleyse, «Biz Kur'an'ı anlayamayız» sözü, onu okumayan, tanımayan, tamamlayamayan için geçerlidir.
Kur'an'ı gerçek aydınlığında görmek istersek, asırlardır, Kur'an'ın ruhuna yabancı etkilerin kuvveti altında uzanmış bulunan tüm perdeleri kaldırmamız ve onun hakkındaki hakikati kendi sayfalarında aramamız gerekmektedir.
Orhan Kanan
(İnsanlara) en doğru yolu gösteren (17/9), müminlere şifa ve rahmet (17/82), kıyamet günü, peygamber ve ümmetinin (kavmike) Kur'an'da belirtilen hususlardan (25/30) sorumlu tutulacağını (43/43-44) vurgularken, bir bütün olarak (15/90-91) uyulması, uygulanması için (4/105, 5/49, 7/3, 11/1-2) indirilmiştir.
Tevhidî gerçeklik; onu kabulleniş ve süreklilik ile şirk; şirkin batıllığı ve sonuçları da anlatılmıştır. Şirk, itikad ve davranışta; hem bireysel, hem de toplumsal yaşantıda yasaklanmıştır (10/105). Şirk, soyut olarak heva, heves (25/43) ve beşer merkezli düşünceler ile somu! öğeler olan put (10/1 8), kişi (25/27-29) ve kurumlarda (9/31) belirginleşmiştir. Bunda şefaat (10/18-19, 81), korku, ümid (36/74)... gibi sosyal ve psikolojik olaylar etkendir.
Allah, kendisine şirk koşulmadan (12/106), gereği gibi (6/91, 22/74, 39/67) takdir edilmeyi istemektedir. Şimdi (size) ve önce(kilere) (22/78) islam (3/19) olarak adlandırıp-seçtiği (5/3) yolu (6/153) ve ondan başka din (3/83) yol; yaşama biçimi arayanın yönelişini makbul saymayacağını (3/85) bildiren Allah, insana yol (76/3)u göstermiştir.
Şâkir ya da ketûr (76/3) olma sorumluluk ve seçeneği (91/7-9) insanın kişiliğine yerleştirilen; iyiliği ve kötülüğü kavrama yeteneği (91/7-8) ile ortaya çıkacaktır.
Kur'an'ı en iyi biçimde yine Kur'an tanıtacaktır. «Kur'an nedir?» sorusuna cevabı yine Kur'an'ın kendisinin vermesi kaçınılmazdır. Hem bu, Kur'an'ın kendisini tanıtmasına izin verilmesidir.
Kur'an'ın indiği çağda «Kur'an'ın anlaşılması sorunu» yoktu. «Bugün, Kur'an anlaşılır mı, anlaşılabilir mi» sorularının yanı sıra, «Biz Kur'an'ı anlayamayız» yargısında tanımı yapılamamış, mahiyeti bilinmeyen bir Kur'an imajı gizlidir. Gerçekten biz Kur'an'ı okumamış, tanımamış, onu tamamlayamamış; belirli bir tarihe kavuşturamamış isek nasıl müslüman olmuşuz peki!...
Öyleyse, «Biz Kur'an'ı anlayamayız» sözü, onu okumayan, tanımayan, tamamlayamayan için geçerlidir.
Kur'an'ı gerçek aydınlığında görmek istersek, asırlardır, Kur'an'ın ruhuna yabancı etkilerin kuvveti altında uzanmış bulunan tüm perdeleri kaldırmamız ve onun hakkındaki hakikati kendi sayfalarında aramamız gerekmektedir.
Orhan Kanan