Kültürel Yozlaşma

kemalali

Profesör
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
1,560
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Kendi toprakları üzerinde başka başka milletlerin kültürlerini, olduğundan daha fazla yerleştirmeye çalışan bizden başka bir millet yok sanırım. Uzun zamandır ülkemizde tabelalarla, yemek, giyim kuşam ve davranışlarla başlayan yabancılaşma, yerini farklı kültürel yozlaşmalara terk etmiş bulunmaktadır. Dönem dönem çıktığım yurt seyahatlerinde dağ bayır demeden ülkemizi gezen yabancı kültür elçilerinin harıl harıl çalıştığına şahit oldum. Müslüman Türk eserleri dışında nerede bir taş parçası bulsalar “mal bulmuş mağribi” misali şu çağa ait, bu çağa ait diye birer yakıştırma bulup restore ederek Ya Yunan, ya Rum , yada başka milletlerin adına yeni yeni kazanımlar sağlanmaktadır. Benim en fazla üzerinde durmak istediğim husus ise; yapılan kültürel ve tarihsel aldatmadır. Önceki dönemlerde başlatılan tarihsel ve kültürel sahtecilik daha farklı boyutlarda devam etmektedir. Eğer birileri çıkıp da bu işe dur demezse bir nesil sonra sanki Müslüman-Türkün hiç uğramadığı ya da buralarda sadece Rumların, Ermenilerin, Yunanların bilmem kimlerin yaşadığı bir şehir görüntüsü arz edecek.

Şehit kanlarıyla sulanan bu topraklar bu kadar ucuz değildir. En güzel, en nadide yerlerin parkları eski dönemlere ait aşk tanrı ya da tanrıçaların heykel resim veya figürleriyle süslenmektedir. Hem de sanki birkaç bin yıllık eserlermiş gibi eskitme yıpratma metotlarıyla tarih yanıltılmaya çalışılıyor. Ne var bunda deyip olaya sanatsal açıdan bakmaya çalışanlar olabilir. Ben, yapılan bu tarz işlere sanatsal aldatma olarak bakmaktayım. Tarih hafızası çok zayıf bir milletiz. Geçmişte olan çok ciddi hadiseleri çabuk unuturuz. Daha dün kanımızı içmiş, namusumuzu kirletmiş Fransız’ı ile, Ermeni’si ile, İngiliz’i ile, İtalyan’ı ile aynı çatı altında hem de onların koyduğu kurallar çerçevesinde birlik olmaya çalışacak kadar; tarih hafızasını kaybetmiş bir millet olduğumuz için bazı endişeler taşımaktayım.

Müslüman Türk milletine ait camilerimiz, tarihi ve kültürel değere haiz neyimiz varsa dış dünyada silinmeye kalkışıldığı şu dönemde, bizim yaptığımız birazda “kraldan fazla kralcılık” olduğu kanaatindeyim. Var olan kültürel değerler kime ait olursa olsun, korunmasından yanayız. Fakat olmayan şeyleri de gündem edip kaşınmayan yerleri kaşımanın bir manası yoktur.

Bu gün topraklarımızda gözü olan milletlerin kültürlerine, inançlarına, hak ettiklerinden fazla sahip çıkarsak; kendi tarihimize ve kültürümüze ihanet etmiş oluruz. Yarın “buralar bizim atalarımızın yaşadığı yerlerdir. Bakın benim atam tanrısının ya da tanrıçasının heykelin figürünü buralara yapmış, verin buraları, ispatımız tapumuz, eserlerimizdir” diyebilirler.

Bir de olaya tarihi yanıltma açısından bakmak lazımdır. Ülkede tüketiciyi koruma kanunu diye bir kanun var. Tüketiciye mamulü satmak için onu aldatmak suç sayılıyorsa; yapılan iş temelde insanı ya da tarihi yanıltma çabaları olarak da algılanabilmelidir. Yani suç sayılmalıdır. Sanata ve kültüre saygılıyız ancak, sahteciliğe karşıyız. Benim ne demek istediğimi ancak bu vatanın bağrında yaşayan, vatan için gözünü kırpmadan canını feda edebilecek vatan ve bağımsızlık sevdalıları bilir.

Hz Ali Efendimiz (ra) bir gün bir putpereste “eğer Allah’ın emirlerine uymazsan cehennemde yanarsın” der. O da “ya öldükten sonra dirilmek yoksa bu dediklerinin hiç biri olmaz “ Hz. Ali efendimiz de ona “ya varsa “ deyince putperest “işte o zaman gerçekten yandık “ diye cevap verir. Ya kaygılarımda haklı çıkarsam! Yine de benden söylemesi, gelin bir de benim ortaya koymak istediğim mantıkla bakınız. Zararlı çıkmazsınız

http://www.yenimesaj.com.tr/
 
Üst