Kendimle Dertleştiğimde

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,307
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
Göğsüm çatlayacak gibi… Günün yorgunluğu, kendimizle olan meşguliyetimizin azlığı, ani değişen mevsim ve soğuklar kim bilir daha ne çok sebepler üretebilirim sıkıntıma. Bu haldeyken yazmakta nasıl olacak bilmiyorum. En azından benim gibilere doğal olsun diye içimden geldiği gibi ve çözüme doğal yollardan gideyim dedim. Duvarda bağlama asılı çalsam mı diyorum. Birkaç efkârlı türkü çalar ve hatta uzun havalarla ağlarım deşarj olurum diye düşünüyorum şimdi. Ama herkes bağlama çalmayı bilmez ki, ama dinleyebilir. Müzik sevmezlerse ne yapacaklar, belki, tıka basa yiyecekler. Çatlar derecesine gelirlerse de uyuyamazlar o zaman. En iyisi karanlık bir oda ve gözler sokakta olsun. Bu vakitler sokaklar boş olur ama en azından ışıkların akislerinde giden arabalara çarpan gölgeler ve rüzgârla sallanan ağaçlar… Gözü kapatmaktansa seyretmek fena olmaz hani. Telefonu elimize alıp birkaç yeri arasak, bu da çok iyi fikir değil şu an için. Başım çok ağrıyor. Akşama kadar konuşmaktan bıktım. Ona buna dert anlatmak, bir de bu saatte daha zor geliyor. En iyisi telefonu da kullanmayayım. Sevdiğim dediklerim de benim gibidir şimdi, bir laf söylerim ya da söylerler üzülürüz karşılıklı. Peki, ne yapmalı ki…

Yorgunum. Evde okuyan çocuğum var. Derslerini kendi başına yapmıyor. Bu kadar sıkıntı içinde onunla çalışmak zorundayım. Eşim komşuya indi. Onlara da imreniyorum ya. Her fırsatta bir araya geliyor, şen kahkaha dertleşiyorlar. Kadınlar biz erkekler gibi değiller vesselam. Başım daha da ağrıyor şimdi. Çocuğumun ödevi bitti, uyudu çoktan. Evde yalnızım. En iyisi bir ağrı kesici alayım. Karanlık bir odada sessizliğe karışayım. Geçmişimin güzel günlerini düşüneyim. Geçmişle dertleşeyim.

Sabanı gördüm tarla sürerken
Gaz lambası yaktım geceleri okurken
Kağnı sürdüm samandan şapka örerken
Tozu toprağı kokladım koşarken
Pınara eğildim su içtim susarken
Çayda çamaşır yıkadım çocuklar çimerken
Kız kaçırırdı amcalar
Elden eksik olmazdı tabancalar
Bostanlarda kavun karpuz kargalar
Yelinde uçururduk uçurtmalar
Süzülürdü ekinler içinde yılanlar
Şimdiki şehir dedikleri bu göğüs ağrılarına fırsat vermezdi
Her yanımız mücadele
Yapmazdık muhakeme
Ne suç vardı ne de suçlu mahkeme
Yalanlar bile komedi
Fıkraları hala ölmedi
Dilimde mırıldanıyorum o çocukluk günlerini…

Gerçek sanal dedikleri bu olsa gerek. İnternet geldi geleli bu sanalımız bile çalındı. Uzanıp da böyle hayaller edemiyoruz ki… Varsa yoksa diziler, yoktan var edilen kavgalar, bağıran bağırana! Çözüm bulana helal olsun. Günü kurtarıyoruz işte. Yarın ne yapacağız yine bilmiyorum. Çalışmadan olmuyor. Üstelik çok para kazanmadan da! Şimdiki hayaller çok kazanma üzerine. Kazandıkça çok harcayacağız. Harcadıkça daha fazla isteyeceğiz. Daha fazla kendimizden uzaklaşacağız. Daha fazla doyumsuz ve sıkıntılara gebe kalacak yaşamımız. Çözümler hep geçici ve her an diğerine benzer. Niyet ve hevesler geçici olunca, ölmüş gibi yaşıyorum. Sonsuzluğa yabancıyım. O sonsuzluktan korkuyorum böylece. Ne dini ne felsefi öğretiler susuzluğumu gidermiyor düşündükçe. Nedense her şeyi ezber yaşıyormuşum gibi geliyor.

Bu yaşantı beni sevmiyor. Fakat nasıl alışkanlıklarımdan vazgeçebilirim ki…

Saffet Kuramaz


 

Hamra_

Profesör
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
950
Tepkime puanı
229
Puanları
0
Göğsüm çatlayacak gibi… Günün yorgunluğu, kendimizle olan meşguliyetimizin azlığı, ani değişen mevsim ve soğuklar kim bilir daha ne çok sebepler üretebilirim sıkıntıma.



Ne tevafuktur ki bu sabah aynı şeyleri hissedip,kelimelere bile dökemedim...

Paylaşım için teşekkürler...
 

gül..

Üye
Katılım
3 Eyl 2011
Mesajlar
15
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Ahh bu sanal ahh:) yüreğine sağlık kardeşim zevkle okudum...selam ve dua ile
 

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,307
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
içtenliğinize ve yaptığınız yorumlarınıza teşekür ederim. selam ve dua ile.
 

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,307
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
hepimizde aynı şeyler. inancımızı yaşamak adına ortak bir havanın olduğu ortama hasretiz. bizi anlayana rastlamıyoruz. birbirimizi seviyoruz diyebileceğimiz dostluklar kuramıyoruz. Allah sevgisi yerine dünya telaşı ve nemalanması olunca, sıkkın bıkkın sarhoş gibi yaşıyoruz. yaptığınız yorumlar bile benim nefes almamı sağlıyor. sizlerden Allah razı olsun, sevgiyle kalın, Allah'a emanet olun.
 
Üst