Kadir Mısıroğlu Kitapları

Mektûm

Doçent
Katılım
4 Şub 2007
Mesajlar
557
Tepkime puanı
248
Puanları
0
dogru-turkce-rehberi-yahud-bin-uydurma-kelimeyi-boykot-kadir-misiroglu-r18660-sz200.jpg



Aziz Genç!...
İslam yazısının ilgası ve güzel Türkçemizdeki tahribat büyük ve azametli imparatorluğumuzun mübarek ecdad kanlarıyla yoğrulmuş, yirmi milyon kilometrekareden ziyade olan topraklarını kaybetmemizden daha büyük bir felakettir.

Belki üzerinde layıkı ile durup düşünemediğin için bugüne kadar "İslamcı Olmak"la "Uydurma Kelimeleri Kullanmak" arasındaki tezadı kavrayamamış olabilirsin!... Unutma ki, hatadan dönmek bir fazilettir ve sen henüz öğrenme safhasındasın!.
___________________________________

Yeni okumaya başladığım bir kitap. Türkçemdeki bozuklukları telafi etmek için üzerinde durarak sindire sindire okumayı düşünüyorum. Türkçeyi unutmuş yeni nesile ana dilini yeniden hatırlaması için tavsiye edilecek değerli bir kitap.
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Kadir Mısıroğlunun Yeni Kitabı

[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Duyurular[/FONT]
[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Kadir Mısıroğlu'nun Yeni Kitabı Çıktı..!![/FONT][FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]
pin.gif
[/FONT]
[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif] [/FONT]http://www.kadirmisiroglu.com/index.php?pid=74

[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]... [/FONT]








[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Cenâb-ı Hakk’ın -sıfat îtibariyle- câmiü’l-ezdâd olmasının bir neticesi olarak âlem zıtlıklarla kaimdir. Bunlar arasındaki mücadele ise, ebedî olup bir “yok etme” değil, sadece bir “galebe sağlama” kavgasıdır. Bunun en şiddetli tezâhür sahası ise, “hak-bâtıl mücadelesi”dir. Allah -beşerî istihkak ve liyakatlere nazaran- bazen “cemâl” ve bazen de “celâl” tecellisine revaç vererek, mâsivaullâhın mahkûm bulunduğu “fânilik”in îcâbı olarak âlemin ebedî olan tebeddülât ve tahavvülâtını (değişikliklerini) gerçekleştirir. Kâh “kemalden zevâle”, kâh da “zevâlden kemale” doğru tedrîcen ve daimî bir sûrette vâkî olan bu değişikliğin sonunda, bunlardan birinin galebesine şâhid olunur. Lâkin Cenâb-ı Hakk’ın rahmeti, gazabına gâlip olduğundan celâl tecellîsinin hâkimiyeti, cemal tecellîsinin hâkimiyetine nazaran pek kısa sürmekle âlem, zıtların bu galebe nöbetleşmesi sebebiyle âdeta bir dönme dolap gibidir.[/FONT]


[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Kâinata hâkim olan bu ebedî ve ilâhî kanunun îcâbı olarak daima müşahede edilegelmiş olan “Hak-Bâtıl Mücadelesi”nin en kesîf bir sûrette cereyan ettiği saha ise, -hiç şüphesiz- bizim millî ve dînî tarihimizdir. Bununsa, biri “siyasî” ve “askerî” olmak üzere hâriçten; diğeri ise “fitne” ve “fesat” çıkarmak şeklinde dâhilden icra edilmiş olduğu çok bilinen bir gerçektir. Ancak unutmamak gerektir ki, İslâm’ın vahdetini bozarak onun kuvvet ve kudretini zaafa uğratmak yönünden iç bünyede zuhûr eden birtakım dâhilî fitne veya tahrif hareketleri, askerî ve siyasî karşı koymalar ve bunun îcabı olan harp ve darplerden daha müessir olmuştur.[/FONT]



[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]“Tarihten Günümüze TAHRİF HAREKETLERİ” adıyla kaleme alınmış olan işbu eser, zikredilen şu ehemmiyetine binâen, İslâm’ın sâfiyetine karşı gerçek bir ihânet hareket olan dâhilî fitnelerin teşhiri maksadıyla yazılmıştır. Zira İslâm’ın yeniden bir silkiniş ve diriliş mevsimini idrak etmekte olmasından dolayı, bu gelişme karşısında aczi sâbit olan yarasa güruhu birtakım insanlar -belki de devletler- günümüzde fitne silâhına revaç vererek canhıraş bir mücâdele hâlindedirler. Böylelerinin, İslâm’ın bu önlenemez yükselişi karşısında kapıldıkları dehşet ve paniği setrederek hâriçten ve dâhilden mesâîlerini tevhidle, İslâm Tarihi’nin en kesif fitnesini tezgâhladıkları görülmektedir.[/FONT]


[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Gerçekten bütün Dünya’da “Soğuk Savaş”ın sona ermesiyle ortaya atılan İslâm karşıtlığı fikri, önce “Yeşil Tehlike” adıyla anılmışken, son zamanlarda “Dinlerarası Diyalog” olarak isimlendirilmiş bulunmaktadır. Böylece bu düşmanlığın -daha îlân olunan ismiyle- doğurması muhtemel olan aksülamellerin (reaksiyonların) azaltılmaya çalışılmak istendiği anlaşılmaktadır.[/FONT]



[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Bu menhus (uğursuz) hareketin dâhil ve hâriçteki aktörleri, başlangıçta “Abant Toplantıları” ile “Kemalist inkılâpların İslâm’ın özüne zarar vermemiş olduğu” gibi kararlarla sırf mahallî bir tavır sergilemekte iken, şimdi “Kahire Toplantısı” ve benzeri içtimâlarla faaliyet sahalarını şumüllendirmiş bulunmaktadırlar. Hıristiyan ve hattâ Yahudi destekli bu yeni tahrif hareketi, tarih boyunca karşı karşıya kalınan benzerleri arasında -hiç şüphesiz- en tehlikeli olanıdır. Her gün televizyon ve gazetelerde şahid olageldiğimiz “İslâm’ın özüne” vâkî tecâvüzler karşısında dehşetli bir öfkeye kapılmamak, hiçbir gerçek müslüman için mümkün değildir. Hz. Peygamber’in yüce risâletini tasdik keyfiyetini bile hafife almaya kadar varan bu küstahlıklar, üstelik birtakım -ünvanlı, ünvansız- hoca kılıklı insanlardan sâdır olunca, bu safsatalara gerekli muknî cevaplar verilmeyerek bir kısım mü’minlerin idlâline seyirci kalınması şüphesiz ağır bir vebali mûciptir.[/FONT]



[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]İşte bu eser, böyle bir vebalden kurtulmak maksadıyla yazılmıştır. Ancak hemen şunu ifade etmeliyiz ki, o, bu sahada kaleme alınmış ne bir ilktir ve ne de bir son olacaktır. Zira “iman-küfür” veya “hak-bâtıl” mücadelesi, kâinatta ebedî olan zıtlar arası kavganın en ehemmiyetli bir cüz’üdür.[/FONT]


[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Şunu da söyleyelim ki, başlangıçta sırf günümüzdeki tahrif hareketlerini ele alıp cevaplandırmayı düşündüğümüz hâlde, daha sonra bunun tarihçe kısmını -evveliyetle- nakletmenin daha doğru olacağını düşünerek eserin iki ayrı cilt hâlinde tanzimi yoluna gittik. Zira bu eser, baştan sona okunduğunda ibretle görülecektir ki, bugünkü safsataların her biri, tarih boyunca birçok kereler ortaya atılmış benzer sapıklıkların bir başka biçimde, bazen de aynen tekrarından ibarettir.[/FONT]


[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Hattâ bu mevzuları daha önce te’lif ettiğimiz “İslâm Dünya Görüşü” isimli eserde, doğrular ve yanlışlar bir arada olmak üzere plânlamış ve O’nu başlangıçta o plân dâhilinde yazmışken, sonradan hacmen vâkî olacak anormalliği dikkate alarak bundan vazgeçtik. Hattâ aynı mülâhazalarla “Tahrif Hareketleri”nin bile “Tarihçe” ve “Günümüz Tahrif Hareketleri” olarak iki ayrı cilt hâlinde umûmî efkâra arzının daha doğru olacağı düşüncesi ile bu yolda hareket ettik. Ancak bu eserde, adının sınırlamasına riâyetle fâsid düşüncenin sadece İslâm’ı tahrif gâyesi güdenleri ele alınmıştır. Gulât-ı Şia’da olduğu gibi, başlangıçta tahrif mâhiyetinde olduğu hâlde bilâhare red ve inkâra müncer olanlar, bu tahdidin istisnâlarını teşkil etmiştir. Binâenaleyh fâil ve âmilleri müslümanlar arasından zuhûr etmiş olsa bile İslâm’ı red veya inkâr maksadıyla vârid olan fiil ve hareketler hâriçte bırakılmıştır. Zira bu eserin gâyesi, İslâm’ı değil, Ehl-i Sünnet itikadını müdafaadan ibârettir. Diğer taraftan bu birinci cildi 1950’li yıllara kadar olan vukuât ile tahdid edip sonrasının ikinci cilde bırakılmış olduğunu da belirtmeliyiz.[/FONT]


[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Son olarak şunu da söyleyelim ki;[/FONT]



[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Tecellî-i ilâhiyenin -mü’minlere teveccühü itibariyle- celâlden cemale doğru hızla dönmekte olduğu bir mevsimde -her gün- biraz daha gelişmekte olan münâkale (ulaşım) ve muhâbere (haberleşme) imkânları sebebiyle dehşet verici bir çapa ulaşan bugünkü tahrif hareketlerinden kâmil bir netice hâsıl olması mümkün değildir. Zira murâd-ı ilâhîye ters düşmenin neticesi, -her ahvâlde- mutlak bir hüsrandır. Murad-ı ilâhî ise, beşerî irâdelerin üstünde olup her şeyle birlikte onları da ihâta hâlindedir. Bu sebeple murad-ı ilâhîye mugâyir olarak her ne tedbir alınırsa alınsın, o tedbirin karşısına daha büyük bir mânia çıkar. Zira esbâba tevessül ile vâkî olan bütün faaliyetlerden, ancak onların murad-ı ilâhîye tevâfuku nispetinde bir netice elde edilebilir. Beşerî faaliyetler sonucu olan “bereket” veya “bereketsizlik”in temel sâiki budur. Zira bu âlemde esbâbın gerçekleşmesi, “murad-ı ilâhî”ye tâbîdir.[/FONT]


[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Bu durumda, tahrif hareketi içinde yer alanların hâli, “yıkılması mukadder bir duvar altında sığınmaya çalışmak” kabîlinden bir ahmaklık ve kendi helâkine koşmaktan başka bir şey değildir. Vukuâtın seyrine dikkat edildiğinde sezilmesi mümkün olan murad-ı ilâhî veya kaderi fark etmeyerek, karşı faaliyette bulunmak, Donkişot’un yel değirmenleri ile savaşmasından daha sefil bir hamâkattır. Bu hacâletten kurtulmanın yegâne çaresi ise, hâdisâtı îmân ferâseti ile tahlil edebilme kabiliyetine sahip olmaktır.[/FONT]


[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Bir oluşun, sapıklık ve azgınlıkta had safhaya intikali, onun sona yaklaştığına kat’î bir delildir. Bu hüküm, -hiç şüphesiz- tahrif hareketleri kahramanları (!) için de doğrudur. İhtimal bu sebepledir ki, günümüz sapıklıklarında -âdeta- bir tuğyan hâli müşahede edilmektedir. Bu hâlin, İslâm’ın bütün Dünya’da önlenemeyen yükselişinden doğan bir telâş ve endişenin eseri olduğu da söylenebilir.[/FONT]


[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Cenab-ı Hakk’ın izni ile İslâm’ın tarihteki en parlak devrini idrak etmeye doğru ilerleyişi karşısında, bu gibi gayretlerin “dağın fare doğurması” kabîlinden en asgarî bir neticeye müncer olacağı muhakkaktır. Murad-ı ilâhîye ters düşmenin bir neticesi olan bu gerçeğe rağmen, biz “es-Sâkitü ani’l-hakkı e’l-şeytanu’l-ahres” itâb-ı peygamberîsine ittibâ etmiş olmak üzere, kaleme aldığımız bu eseri, siz değerli okuyucularımıza sunarken, Cenab-ı Hak’tan onun husûle getireceği tesire büyük bir bereket ihsan etmesini niyaz ediyoruz.[/FONT]



[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Ve minallâhi tevfîk.[/FONT]
[FONT=tahoma, arial, helvetica, sans-serif]Kadir MISIROĞLU[/FONT]
 

furkan

Asistan
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
486
Tepkime puanı
21
Puanları
0
Maşaallah, en yakın zamanda alırız inşaallah. Üstaz'ımız hazretlerinin kadim dostlarındandır Kadir Mısıroğlu. Kendilerine maddi, manevi yardımları çoktur. Bu da böyle biline!
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Üstazınız kim, muhterem?
 

furkan

Asistan
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
486
Tepkime puanı
21
Puanları
0
Gizli değil de, her ismi de her yerde yazmayalım. Özel mesaj ile yazmışız.
 

furkan

Asistan
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
486
Tepkime puanı
21
Puanları
0
Yok o değil. Şartlar mevzuu. Tarikat yasaktır ama tasavvuf değil gibi.

Biz tarikat sohbeti yapacağız diye toplanırsanız, bu suç teşkil edebilir ama dini bir sohbet, düğün sohbeti, çay sohbeti gibi isimler takarsanız, herhangi bir şey olmaz. Resmiyette söylemler de eylemler kadar önem teşkil edebiliyor.

Bugün bazı yerler hakkında haber yapılamıyorsa, bu tedbirden dolayıdır. Millet reklam meraklısı olduğundan oraların dünya çapındaki hizmetlerini dahi bilmeyebilirler.

Kadir Mısıroğlu bir kitabında görmüş olduğu manevi yardımı anlatacakken, Efendi'lerin mahviyetkar üslubundan dolayı anlatmadan geçiyoruz der. O manada bir şeyler yani.
 
K

Kaçak

Guest
Be mubarek ...
Muhterem bir zat adının şanının anılmasını yasaklarken ...
Yaptıklarının ettiklerinin perde gerisinde kalmasını isterken ..
Zatı şahaneniz ne diye ortaya bir laf atıp sonrada onu ancak ben bilirim edası takınıyor ...
Sende sus , yapanda edende bilende perde gerisinde kalsın ...
Kadir Mısıroğlunun arkasında gizli eller var diye soran ima edenmi oldu da ..
Bu böyle biline tarzı açıklamaya gidersin ..
Sonrada umum husus edebiyatı yaparsın ..
Ya benim kafam çok kalın bazı şeyleri almıyor ...
Yada birileri gizemcilik oynamayı çok seviyor ..
Neyse karıştırmıyorum bu sefer ...
Karışıtırınca deşifre oluyorlar sonra ...
Sustum ...
 
K

Kaçak

Guest
Bencede ...
İncelirse duvarlara vurdugumda hedere olur mazallah ...
 

furkan

Asistan
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
486
Tepkime puanı
21
Puanları
0
Kalın olsun, içindeki değerlidir. Rabbim arada perdeleri inceltsin, kaldırsın.
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Üstad Kadirmısıroğlunun yeni kitabları..

< Kadir Mısıroğlu'nun en son eserlerinde " Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri cild I " ve Muhtasar İslam Tarihi cild II satışa sunulmuştur. < Siparişleriniz için irtibat numaramız: 0216 553 51 51 dir.

SEBİL Yayınları
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
şükredecek çok şey var. mış:D

iyi ki tanımamışım.:D:D:D

mazallah yanlış mürşid insanı nerelere götürür.
yakın zamanda öğrenmiş bulunduk...
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
şükredecek çok şey var. mış:D

iyi ki tanımamışım.:D:D:D

mazallah yanlış mürşid insanı nerelere götürür.
yakın zamanda öğrenmiş bulunduk...

Hem tanımadığınızı itiraf ediyorsunuz, hemde yorum yapıyorsunuz.Yorum yapabilmeniz için bu zatın kitablarını anlayarak, hazmederek okumanız gerekir.Size özellikle, ''Tarih Boyunca Tahrif Hareketleri'' isimiyle yeni çıkan kitabını tavsiye ederim.Okuyunda devlerin nasıl cüceleştiğini görün!!
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
yok sağol almıyayım.
bu forumda onun hakkındaki paylaşımlarını görünce.

iyi ki kitaplarını okuyarak zehirlenmemişim diyorum...

siz o hazmetme meselelerini
zaman gazetesini okumadan eleştirenlere söyleyin
veya hocamın kitaplarını okumayan zevata
hatta Bediüzzaman'a (üstadlar çoğalınca) laf yetiştirenlere
hadi size kolay gelsin...
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Önyargıları kırmak kolay değil, lakin bahsettiğim kitabda hocanızın kitablarından da iktibaslar bulacak, eminim şaşıracaksınız.!Dev zannettiklerimiz meğer neymiş. !

Üstad Bediüzzaman: '' Benim sözlerimi dahi mihenge vurun '' diyor! Hazreti Ali Radıyallahu anhu : ''Biz hakkı kişilere göre değil, kişileri hakka göre değerlendiririz'' diyor.Ayrıca Üstad Mısıroğlunun 3 cilltlik hatıralarında, mezkur şahıs hakkında yazdıkları şu ana kadar tekzib görmediğine göre(sadece beni kıskanıyor gibi gayri ilmi cevab hariç) bahsedilen hezeyanlar kabul ediliyor demektir.Siz en iyisi Türkiye Katolik temsilcisi bay Marowitch 'e müracaat edin(zira cemaat kendisine itibar ediyor) de , hocanıza atfen TV den naklettiği(Marowitch) :'' hocamız bize dediki: Sadece müslümanlarmı cennete girecek, haddiniizi bilin'' sözünün doğruluğunu bir test edin.

Bir ehLi tasavvuf diyorki: Şeriata uymayan batın, BATILDIR!
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
hocam hakkında bilmek istediklerimi hocamın kendisine sorarım.

sizin üstad olarak kabul ettiğiniz kişi hakkındaki görüşüm hala değişmemiştir.

diğer suçlamalarınız bu konu hakkında olmadığı için
el cevap sükut ediyoruz:D:D:D
açın konuyu verelim cevabınızı
tabi bu mevzuya hazırsanız.
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Kadir Mısıroğlu / Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri

Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1. Cild






Üstad Kadir Mısıroğlu'nun bu eserini tavsiye ederim.

SEBİL YAY.

 

 
Üst