Ercan Tekin
Kıdemli Üye
- Katılım
- 25 Eyl 2010
- Mesajlar
- 5,631
- Tepkime puanı
- 266
- Puanları
- 0
Zalimlere Meyletmek:
*Zulme düşmek ve zulmün yaygınlaşması gibi ümmeti helake sürükleyen ve (umûmî) cezaya çarptırılmasına sebeb olan davranışlardan korunma yollarından biri de, her nasıl olursa olsun zalimlere meytetmemektir. Ta ki, zulmetmekten aciz ve zayıf kalsınlar. Hele bunlar, bir de zalim idareciler olurlarsa...Çünkü onlar zulmü, ya yardımcıları ve hak sahiplerinin susmaları veya kendilerine meyletmeleri sayesinde yaparlar. ALLAH (c.c.) zalimlere meyletmekten sakındırarak buyuruyor ki:
"Sakın zulmedenlere en ufak bir meyil duymayın, sonra size ateş dokunur. Sizin ALLAH'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (ALLAH tarafından da) size yardım edilmez."* [60]
Zemahşerî (538/1143) bu âyetin tefsirinde şöyle der: (Meyletmeyiniz), bir şeye meylettiği zaman (erkenehu) denilir. Yasak (nehiy) zalimlerin arzularına boyun eğmeyi, onlarla beraber olmayı, sohbetlerinden ayrılmamayı, ziyaretlerinde bulunmayı, dalkavukluk etmeyi, yaptıklarına rıza göstermeyi, onlara benzemeyi, şekilleriyle şekillenmeyi, övgüyü andıran ifadeler kullanmayı ve (iltifat ve tasvib anlamı taşıyacağı için) onların süs ve giyimlerine en küçük bir bakışı bile kapsamaktadır. (Meyletmeyin); "Rûkun" az bir meyil demektir. (Zulmedenlere) deyip de (zalimlere) denilmemesinin incelendiğini bir düşün.[61]
Zalimin Zulmüne Yardım Etmemek:
*Zalime yardım edenler de aynı onun gibi zalim olacakları için zalime yardımcı durumunda olmak caiz değildir. Bütün şekil ve türleriyle zalime meyletmek caiz olmadığına göre, fiili yardımda bulunmak haydi haydi caiz olmaz. Gerçek şu ki, zalim bir idareci avanesinin ve yandaşlarının yardımıyla zulüm yapmaya imkan bulur, yoksa yalnız kendisi zulüm yapmaz. Hangi şekliyle olursa olsun, zalime yardım etmek caiz değildir. Çünkü bu, onu desteklemek, zulmünü icra etmesine müsaade etmek demektir. Bu sebeble, zalim bir idareciye azab geldiği zaman, aynı şekilde (bu zulmü onaylayan) yardımcılarına da gelir. Çünkü onlar da onun kadar zalimdirler. Nitekim Firavun'a gelen azab avanesine de gelmişti. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:
"Gerçekten Firavun, Haman ve askerleri hatalıydılar (yanılıyorlardı)."* *[62]
ALLAH hepsini bu âyette "hata" vasfı ile bir araya getirmiştir. Hataları, Firavun'un zulmetmesi, (veziri) Haman ve askerlerinin de buna yardımcı olmalarıdır. Bu sebeble azab Firavun'a inince yardımcılarına da inmişti:
"Biz hem onu, hem de askerlerini yakaladık. Onları denize atıp boğduk." [63]
"Biz onu ve askerlerini tuttuk, denize attık; bak o zalimlerin sonu nasıl oldu" [64]
ALLAH (c.c.) hepsini "zalim" olarak vasıflandırdı. Firavun'a ve ona yardım ettikleri için askerlerine "zalimler" diyerek hepsini aynı azabla helak ettiğini haber vermiştir. [65]
Müslüman Cemâatin Zâlimlere Meyletmekten Sakınması Lâzımdır:
*Müslüman cemaatin, iyi niyetle de olsa, zalimlere meyletme anlamı taşıyan davranışlardan son derece kaçınması lazımdır. Çünkü, iyi niyet, bazan belli şartlar dahilinde sahibinden günahı kaldırsa da hatayı yanlışı doğruya, haramı helale çevirmez. Buna göre cemmatin, lideriyle ve üyeleriyle (kadrosuyla), zalim idarecilerin arasında cemaati temsilen bulunması, onları tasvib etmediğini ilan etmeksizin, onlarla birlikte halkın önünde görülmesi, cemaatin zalim idarecilere dalkavukluk ettiği vaya onları destekledeğinin intibaını vererek insanları samimiyetlerinde şüpheye düşürücü davranışlarda bulunması caiz değildir. Aksi halde onlar kendi sorumluluklarına cemaati de ortak ederler. Dahası insanlar cemaatten ayrılır, dağılmaya ve hak doğru olanı söylese de onu dinlememeye başlarlar. Çünkü insan davranışı kendisine ters düşen kimselerden, özellikle zalim idarecilere dalkavukluk etme ve onlara destekçi olma konusunda muhalif olanlardan, hak da olsa kabul etmemek üzere yaratılmıştır. Hele de dalkavukluk ve destekçi, insanları İslam davasına çağıran müslüman cemaat olursa...[71]
*
[60] Hud: 11/113
[61] Tefsîr-i Zemahşerî, c.2, s.433, Düşünme yönü şudur: Zulmedenler başka, zulmü kendisine adet edinen zâlimler başkadır. Âyette zulmü adet edinmediği halde en ufak bir zulme yeltenenlere dahi hafif bir meylin olmaması gereğine dikkat çekilmektedir. (Çev.)
Prof. Dr. Abdulkerim Zeydan, İlahi Kanunların Hikmetleri, İhtar Yayıncılık: 166.
[62] Kasas: 28/8
[63] Zariyat: 51/40
[64] Kasas: 28/40
[65] Prof. Dr. Abdulkerim Zeydan, İlahi Kanunların Hikmetleri, İhtar Yayıncılık: 167.
[71] Prof. Dr. Abdulkerim Zeydan, İlahi Kanunların Hikmetleri, İhtar Yayıncılık: 169-170.
*Zulme düşmek ve zulmün yaygınlaşması gibi ümmeti helake sürükleyen ve (umûmî) cezaya çarptırılmasına sebeb olan davranışlardan korunma yollarından biri de, her nasıl olursa olsun zalimlere meytetmemektir. Ta ki, zulmetmekten aciz ve zayıf kalsınlar. Hele bunlar, bir de zalim idareciler olurlarsa...Çünkü onlar zulmü, ya yardımcıları ve hak sahiplerinin susmaları veya kendilerine meyletmeleri sayesinde yaparlar. ALLAH (c.c.) zalimlere meyletmekten sakındırarak buyuruyor ki:
"Sakın zulmedenlere en ufak bir meyil duymayın, sonra size ateş dokunur. Sizin ALLAH'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (ALLAH tarafından da) size yardım edilmez."* [60]
Zemahşerî (538/1143) bu âyetin tefsirinde şöyle der: (Meyletmeyiniz), bir şeye meylettiği zaman (erkenehu) denilir. Yasak (nehiy) zalimlerin arzularına boyun eğmeyi, onlarla beraber olmayı, sohbetlerinden ayrılmamayı, ziyaretlerinde bulunmayı, dalkavukluk etmeyi, yaptıklarına rıza göstermeyi, onlara benzemeyi, şekilleriyle şekillenmeyi, övgüyü andıran ifadeler kullanmayı ve (iltifat ve tasvib anlamı taşıyacağı için) onların süs ve giyimlerine en küçük bir bakışı bile kapsamaktadır. (Meyletmeyin); "Rûkun" az bir meyil demektir. (Zulmedenlere) deyip de (zalimlere) denilmemesinin incelendiğini bir düşün.[61]
Zalimin Zulmüne Yardım Etmemek:
*Zalime yardım edenler de aynı onun gibi zalim olacakları için zalime yardımcı durumunda olmak caiz değildir. Bütün şekil ve türleriyle zalime meyletmek caiz olmadığına göre, fiili yardımda bulunmak haydi haydi caiz olmaz. Gerçek şu ki, zalim bir idareci avanesinin ve yandaşlarının yardımıyla zulüm yapmaya imkan bulur, yoksa yalnız kendisi zulüm yapmaz. Hangi şekliyle olursa olsun, zalime yardım etmek caiz değildir. Çünkü bu, onu desteklemek, zulmünü icra etmesine müsaade etmek demektir. Bu sebeble, zalim bir idareciye azab geldiği zaman, aynı şekilde (bu zulmü onaylayan) yardımcılarına da gelir. Çünkü onlar da onun kadar zalimdirler. Nitekim Firavun'a gelen azab avanesine de gelmişti. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:
"Gerçekten Firavun, Haman ve askerleri hatalıydılar (yanılıyorlardı)."* *[62]
ALLAH hepsini bu âyette "hata" vasfı ile bir araya getirmiştir. Hataları, Firavun'un zulmetmesi, (veziri) Haman ve askerlerinin de buna yardımcı olmalarıdır. Bu sebeble azab Firavun'a inince yardımcılarına da inmişti:
"Biz hem onu, hem de askerlerini yakaladık. Onları denize atıp boğduk." [63]
"Biz onu ve askerlerini tuttuk, denize attık; bak o zalimlerin sonu nasıl oldu" [64]
ALLAH (c.c.) hepsini "zalim" olarak vasıflandırdı. Firavun'a ve ona yardım ettikleri için askerlerine "zalimler" diyerek hepsini aynı azabla helak ettiğini haber vermiştir. [65]
Müslüman Cemâatin Zâlimlere Meyletmekten Sakınması Lâzımdır:
*Müslüman cemaatin, iyi niyetle de olsa, zalimlere meyletme anlamı taşıyan davranışlardan son derece kaçınması lazımdır. Çünkü, iyi niyet, bazan belli şartlar dahilinde sahibinden günahı kaldırsa da hatayı yanlışı doğruya, haramı helale çevirmez. Buna göre cemmatin, lideriyle ve üyeleriyle (kadrosuyla), zalim idarecilerin arasında cemaati temsilen bulunması, onları tasvib etmediğini ilan etmeksizin, onlarla birlikte halkın önünde görülmesi, cemaatin zalim idarecilere dalkavukluk ettiği vaya onları destekledeğinin intibaını vererek insanları samimiyetlerinde şüpheye düşürücü davranışlarda bulunması caiz değildir. Aksi halde onlar kendi sorumluluklarına cemaati de ortak ederler. Dahası insanlar cemaatten ayrılır, dağılmaya ve hak doğru olanı söylese de onu dinlememeye başlarlar. Çünkü insan davranışı kendisine ters düşen kimselerden, özellikle zalim idarecilere dalkavukluk etme ve onlara destekçi olma konusunda muhalif olanlardan, hak da olsa kabul etmemek üzere yaratılmıştır. Hele de dalkavukluk ve destekçi, insanları İslam davasına çağıran müslüman cemaat olursa...[71]
*
[60] Hud: 11/113
[61] Tefsîr-i Zemahşerî, c.2, s.433, Düşünme yönü şudur: Zulmedenler başka, zulmü kendisine adet edinen zâlimler başkadır. Âyette zulmü adet edinmediği halde en ufak bir zulme yeltenenlere dahi hafif bir meylin olmaması gereğine dikkat çekilmektedir. (Çev.)
Prof. Dr. Abdulkerim Zeydan, İlahi Kanunların Hikmetleri, İhtar Yayıncılık: 166.
[62] Kasas: 28/8
[63] Zariyat: 51/40
[64] Kasas: 28/40
[65] Prof. Dr. Abdulkerim Zeydan, İlahi Kanunların Hikmetleri, İhtar Yayıncılık: 167.
[71] Prof. Dr. Abdulkerim Zeydan, İlahi Kanunların Hikmetleri, İhtar Yayıncılık: 169-170.