İrlanda düşerken...

  • Konbuyu başlatan Kaçak
  • Başlangıç tarihi
K

Kaçak

Guest
Fevzi Öztürk-Dünya Bülteni
Avrupa'nın bir diğer zayıf halkası daha koptu. PİGS ülkeleri olarak adlandırılan Portekiz, İrlanda, Yunanistan ve İspanya'dan oluşan en çürük elma dörtlüsünden Yunanistan'ın ardından İrlanda da iflas bayrağını çekerek yardım istedi.
Hikâyenin başlangıcı ve sonu Euro bölgesi ülkeleri için pek değişmiyor. Euro bölgesinin her batak ülkesi önce yardıma ihtiyacının olmadığını ısrarla savunsa da, ilerleyen günlerde, nefes alamayan boğulmuş bir hasta edasıyla "suni teneffüs" talebinde bulunuyor...
Yunanistan gibi İrlanda da aynı süreçten geçerek hikâyenin başlangıcını ve sonunu değiştiremedi. İlk başta yardıma ihtiyacı olmadığını açıklayan İrlanda hükümeti çok fazla direnemeyerek pes etti. İrlanda Maliye Bakanı, borç krizinin üstesinden tek başına gelemeyeceklerini AB ve IMF'den yardım için resmen başvuruda bulunmaya hazırlandıklarını açıklarken, son noktayı İrlanda Başbakanı Brian Cowen koydu. Başbakan Cowen, Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu IMF ile yardım planı konusunda anlaştıklarını bugün açıkladı.
Gerek Yunanistan'a gerekse İrlanda'ya yapılan kurtarma operasyonları yapısal borç bozuklukları yüzünden gerçekten suni kalıyor. Muhtemelen de önümüzdeki günlerde geriye kalan diğer iki zayıf halkada da (Portekiz ve İspanya) aynı "suni teneffüs operasyonları" devreye girecek...
Batanı değil, kendilerini kurtarıyorlar!
Avrupa ülkeleri Yunanistan ve İrlanda örneğinde yaşandığı gibi aslında batacak olan ülkeyi kurtarmıyorlar. Aynı gemide, derin sularda yol aldıkları için, geminin su alması ve alabora olması, borç veren diğer Avrupa ülkelerini de kurtarılmayı bekleyen ülkeyle beraber bu derin sulara çekebilir...
Bu kurtarma (suni teneffüs) operasyonlarında Yunanistan'dan çok farklı olmamak kaydıyla İrlanda örneğine bakalım;
Yabancı finansörlerin İrlanda devleti, bankaları ve şirketlerinden toplam alacakları 731 milyar doları buluyor. Dışarıdan borç alan, sadece İrlanda devleti değil. İrlandalı özel şirketlerin ve bankaların da Amerikalı ve Avrupalı finansörlere yüklü miktarda borcu bulunuyor.
İrlanda'dan en büyük alacaklılar, 149 milyar dolarla İngiliz bankaları. Onları, 138 milyar dolar borç veren Alman bankaları izliyor. Amerikalıların İrlanda'dan alacakları, 69 milyar dolar. Fransızların ise 50 milyar dolar alacağı bulunuyor. Bu alacakların tahsil edilememe riski AB'nin sistemsel durumunu tehdit ederken, borç verenlerinde en büyük kâbusu...
Özel Alman bankalarının, PİGS ülkelerine (Portekiz, İrlanda, Yunanistan ve İspanya) açtığı resmi ve özel kredilerin toplam hacmi 400 milyar doları buluyor. Söz konusu ülkelerde borç krizi büyürse, özel Alman bankaları alacaklarının önemli bir bölümünü kaybedecek. Bu durumda da Almanya için içinden çıkılmaz bir duruma düşecek...
İrlanda devleti ödeme yapamaz duruma düşerse, İngiliz ve Alman bankaları alacaklarını bilançolarının kayıp hanesine düşecekler. İrlanda'ya kredi açan İngiliz ve Alman bankalarının büyük çoğunluğu, kendisi batmak üzereyken devlet tarafından kurtarılmıştı.
Dolayısıyla borç verenler, İrlanda'nın borçlarını ödeyeme durumuna düşmesi durumunda büyük zarar görecekler. Yunanistan örneğinde olduğu gibi İrlanda'ya da borç veren yukarıdaki ülkelerin finansör kurumları da kendi devletleri tarafından daha önce kurtarılmışlardı. Alacaklı ülkelerin söz konusu finans kurumlarının bu alacaklarını alamaması iflas anlamı taşımaktadır. İşte bu nedenlerle finansör ülkeler batanı kurtarırken aslında kendisini kurtarmış olmaktadır...
Her kriz daha fazla kuşkuyu getiriyor
Avrupa'da global krizle başlayan diğer bir olay ise AB'nin ve ortak para biriminin geleceğinin sorgulanması. Euro bölgesinde yaşanan her kriz sonrasında, borç krizi nedeniyle zora düşen ülkelerin Euro birliğinden çekilmeleri ve kendi ulusal para birimlerine dönüş yapmaları gündeme geliyor. Bu durumda birliğin en büyük merhalelerinden biri olan ortak para Euro'nun geleceğine duyulan kuşkuları körüklemeye devam ediyor.
Her kriz sonrasında, her ne kadar Almanya ve Fransa gibi AB'nin lokomotif ülkeleri birliğin geleceğine dair bütünleştirici mesaj gayretine girse de, her kriz sonrasında AB'nin var olma paradigması zedelenmeye devam ediyor.
Gerek ortak paranın geleceği, gerekse AB'nin var olma paradigması bir sonraki Portekiz ardından da İspanya kriziyle daha fazla sorgulanacak. Yunanistan'ın ardından İrlanda'nın da düşmesi ve sırada düşmeyi bekleyen başka ülkelerin de olması AB'yi ekonomik ve siyasal yönden zayıflatmaya devam ediyor...
 
Üst