dostluk
Kıdemli Üye
HÜCCET-ÜL-İSLÂM İMÂM-I GAZÂLÎNİN
EYYÜHELVELED (Ey Oğul)Kitâbının Tercemesi
Allahü teâlânın lutf-u ihsânı ile lâtin harfleri ile basılması nasîb olan (Ey Oğul) ismi ile meşhûr ilmihâl kitâbı ilk olarak Süleymân bin Cezâ’ hazretleri tarafından 960 [m. 1552] senesinde türkçe te’lîf edilmişdir. [(İslâm ahlâkı) kitâbının üçüncü kısmına bakınız!]
Hüccet-ül-islâm İmâm-ı Muhammed Gazâlî hazretlerinin (İhyâ-ül-Ulûm) kitâbından ve diğer mu’teber kitâblarından istifâde edilerek hâzırlanan bu kitâba yanlış olarak (Hüccet-ül-islâm) ismi verilerek, Hüccet-ül-islâm İmâm-ı Gazâlînin (Eyyühel Veled) kitâbının tercemesi zan olunmuşdur.
Eyyühel Veled kitâbı, arabî olup, birçok kütübhânelerimizde, meselâ Bâyezidde Belediye kütübhânesinde 812 ve 941 numaralar ile mevcûddur.
Türkçe tercemesi de, meselâ Nuriosmâniyye Kütübhânesinde vardır.
Biz, Bursa Umûmî Kütübhânesi Emîniyye kısmında 97-1437 numarada kaydlı fârisî tercemesinden bir mikdâr türkçeye çevirdik.
Herhangi bir kimse,
herhangi bir yerde,
herhangi bir zemânda,
herhangi bir kimseye,
herhangi bir şeyden dolayı,
herhangi bir sûretde hamd eder, onu medhederse, bu hamdlerin hepsi, Allahü teâlâya mahsûsdur.
Çünki, herşeyi yaratan, terbiye eden, yetişdiren, her iyiliği yapdıran, gönderen hep Odur. Kuvvet, kudret sâhibi yalnız Odur.
Bütün düâlar ve iyilikler, Onun Peygamberi ve sevgilisi olan Muhammed aleyhisselâma ve Ona yakın ve sevgili olanların ve Eshâbının hepsine olsun.
Büyük İmâm, insanlığın büyük önderi, müslimânların haklı ve doğru olduklarını gösteren senedleri, Muhammed Gazâlî (Allahü teâlâ ona bol bol rahmet eylesin) hazretleri hicretin 450. ci yılında Tus şehrinde tevellüd ve 505 [m. 1111] de orada vefât etdi.
Kendisine senelerce hizmet edip tâm ilm öğrenen talebesinden birisi,
kendi kendine düşünüp; senelerce zahmet çekip çok şey öğrendim. Bu kadar çok ilmden bana en lüzûmlu ve fâidelisi acabâ hangisidir?
Âhiretde imdâdıma yetişecek, mezârda dünyâ dostlarım beni yalnız bırakıp gitdikleri zemân, bana arkadaş olacak, mezârdan kalkınca, ananın evlâdından, kardeşin kardeşinden, dünyâdaki dostların birbirlerinden kaçıp, herkes başının çâresini aradığı vakt beni kurtaracak olan acabâ hangisidir?
Dünyâda, âhiretde fâidesi olmıyan acabâ hangileridir?
Bilsem de bunlardan uzaklaşsam.
Çünki, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”
(Fâidesiz ilmi öğrenmekden ve Allahü teâlâdan korkmıyan kalbden ve dünyâya doymıyan nefsden ve Allah için ağlamayan gözden ve kabûle lâyık olmıyan düâdan Allahü teâlâ bizi korusun) buyurmuşdur,
diye uzun zemân düşündükden sonra, anlamak için hocası olan Hüccet-ül-İslâm İmâm-ı Gazâlîye (Allahü teâlâ, onun kabrini nûr ile doldursun) mektûb yazdı
ve bununla berâber birkaç zemân hayrlı düâ etmesini yalvardı ve bu süâlin cevâbı, her ne kadar (İhyâ-ül-ulûm), (Kimyâ-yı se’âdet), (Tefsîrler), (Hadîs-i Erba’in) ve (Minhâc) gibi kitâblarınızda yazılı ise de, bana kısa, açık ve fâideli cevâb veriniz de, her sabâh okuyup, ona göre hareket edeyim, dedi.
Hüccet-ül-islâm İmâm-ı Gazâlî, şu cevâbı yazıp gönderdi:
FASL
1 — Ey sevgili oğlum ve sâdık dostum! Allahü teâlâ, sana uzun uzun ömürler verip, ömrünü ibâdet ile ve Onun gösterdiği yolda gitmek ile geçirmek nasîb eylesin! Bütün nasîhatlar Peygamberimiz Muhammed sallallahü aleyhi ve sellemden alınmışdır. Ondan gelmiyen nasîhatlar fâide vermez. Dünyâya yayılmış olan bu nasîhatlardan, birisini bile almadın ise, senelerce yanımda niçin kaldın ve niçin okudun?
2 — Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” dünyâya yayılan nasîhatlarından biri şudur:
(Allahü teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gazâb ve azâb edeceğine alâmet, dünyâya ve âhırete fâidesi olmıyan şeylerle meşgûl olması, zemânlarını lüzûmsuz şeylerle öldürmesidir. Bir kimsenin ömründen bir sâati, Allahü teâlânın beğenmediği bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişmân olsa, üzülse yeridir. Bir kimse kırk yaşını geçdiği hâlde onun hayrlı işleri, ya’nî sevâbları, kötü işlerinden, ya’nî günâhlarından ziyâde olmadı ise, Cehenneme hâzırlansın).
3 — Bu hadîs-i şerîfin ma’nâsını iyi anlayanlara, bu nasîhat yetişir.
EYYÜHELVELED (Ey Oğul)Kitâbının Tercemesi
Allahü teâlânın lutf-u ihsânı ile lâtin harfleri ile basılması nasîb olan (Ey Oğul) ismi ile meşhûr ilmihâl kitâbı ilk olarak Süleymân bin Cezâ’ hazretleri tarafından 960 [m. 1552] senesinde türkçe te’lîf edilmişdir. [(İslâm ahlâkı) kitâbının üçüncü kısmına bakınız!]
Hüccet-ül-islâm İmâm-ı Muhammed Gazâlî hazretlerinin (İhyâ-ül-Ulûm) kitâbından ve diğer mu’teber kitâblarından istifâde edilerek hâzırlanan bu kitâba yanlış olarak (Hüccet-ül-islâm) ismi verilerek, Hüccet-ül-islâm İmâm-ı Gazâlînin (Eyyühel Veled) kitâbının tercemesi zan olunmuşdur.
Eyyühel Veled kitâbı, arabî olup, birçok kütübhânelerimizde, meselâ Bâyezidde Belediye kütübhânesinde 812 ve 941 numaralar ile mevcûddur.
Türkçe tercemesi de, meselâ Nuriosmâniyye Kütübhânesinde vardır.
Biz, Bursa Umûmî Kütübhânesi Emîniyye kısmında 97-1437 numarada kaydlı fârisî tercemesinden bir mikdâr türkçeye çevirdik.
Herhangi bir kimse,
herhangi bir yerde,
herhangi bir zemânda,
herhangi bir kimseye,
herhangi bir şeyden dolayı,
herhangi bir sûretde hamd eder, onu medhederse, bu hamdlerin hepsi, Allahü teâlâya mahsûsdur.
Çünki, herşeyi yaratan, terbiye eden, yetişdiren, her iyiliği yapdıran, gönderen hep Odur. Kuvvet, kudret sâhibi yalnız Odur.
Bütün düâlar ve iyilikler, Onun Peygamberi ve sevgilisi olan Muhammed aleyhisselâma ve Ona yakın ve sevgili olanların ve Eshâbının hepsine olsun.
Büyük İmâm, insanlığın büyük önderi, müslimânların haklı ve doğru olduklarını gösteren senedleri, Muhammed Gazâlî (Allahü teâlâ ona bol bol rahmet eylesin) hazretleri hicretin 450. ci yılında Tus şehrinde tevellüd ve 505 [m. 1111] de orada vefât etdi.
Kendisine senelerce hizmet edip tâm ilm öğrenen talebesinden birisi,
kendi kendine düşünüp; senelerce zahmet çekip çok şey öğrendim. Bu kadar çok ilmden bana en lüzûmlu ve fâidelisi acabâ hangisidir?
Âhiretde imdâdıma yetişecek, mezârda dünyâ dostlarım beni yalnız bırakıp gitdikleri zemân, bana arkadaş olacak, mezârdan kalkınca, ananın evlâdından, kardeşin kardeşinden, dünyâdaki dostların birbirlerinden kaçıp, herkes başının çâresini aradığı vakt beni kurtaracak olan acabâ hangisidir?
Dünyâda, âhiretde fâidesi olmıyan acabâ hangileridir?
Bilsem de bunlardan uzaklaşsam.
Çünki, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”
(Fâidesiz ilmi öğrenmekden ve Allahü teâlâdan korkmıyan kalbden ve dünyâya doymıyan nefsden ve Allah için ağlamayan gözden ve kabûle lâyık olmıyan düâdan Allahü teâlâ bizi korusun) buyurmuşdur,
diye uzun zemân düşündükden sonra, anlamak için hocası olan Hüccet-ül-İslâm İmâm-ı Gazâlîye (Allahü teâlâ, onun kabrini nûr ile doldursun) mektûb yazdı
ve bununla berâber birkaç zemân hayrlı düâ etmesini yalvardı ve bu süâlin cevâbı, her ne kadar (İhyâ-ül-ulûm), (Kimyâ-yı se’âdet), (Tefsîrler), (Hadîs-i Erba’in) ve (Minhâc) gibi kitâblarınızda yazılı ise de, bana kısa, açık ve fâideli cevâb veriniz de, her sabâh okuyup, ona göre hareket edeyim, dedi.
Hüccet-ül-islâm İmâm-ı Gazâlî, şu cevâbı yazıp gönderdi:
FASL
1 — Ey sevgili oğlum ve sâdık dostum! Allahü teâlâ, sana uzun uzun ömürler verip, ömrünü ibâdet ile ve Onun gösterdiği yolda gitmek ile geçirmek nasîb eylesin! Bütün nasîhatlar Peygamberimiz Muhammed sallallahü aleyhi ve sellemden alınmışdır. Ondan gelmiyen nasîhatlar fâide vermez. Dünyâya yayılmış olan bu nasîhatlardan, birisini bile almadın ise, senelerce yanımda niçin kaldın ve niçin okudun?
2 — Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” dünyâya yayılan nasîhatlarından biri şudur:
(Allahü teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gazâb ve azâb edeceğine alâmet, dünyâya ve âhırete fâidesi olmıyan şeylerle meşgûl olması, zemânlarını lüzûmsuz şeylerle öldürmesidir. Bir kimsenin ömründen bir sâati, Allahü teâlânın beğenmediği bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişmân olsa, üzülse yeridir. Bir kimse kırk yaşını geçdiği hâlde onun hayrlı işleri, ya’nî sevâbları, kötü işlerinden, ya’nî günâhlarından ziyâde olmadı ise, Cehenneme hâzırlansın).
3 — Bu hadîs-i şerîfin ma’nâsını iyi anlayanlara, bu nasîhat yetişir.
devamı..