Hüseyin ALGÜL - Kerbela - Kanayan bir yara gönül sızlatan bir faica

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,128
Tepkime puanı
1,244
Puanları
113
Konum
bâbil...
102809.jpg


Esasında coğrafi bir yer adı olan Kerbela, tüm islam tarihi alimlerinin ve araştırmacılarının ortak değerlendirmesiyle Beni Ümeyye ve yandaşlarının basiretsizliklerin, ferasetsizlikleri ve duyarsızlıkları sonucunda ortaya çıkmış bir facia ile yan yana anılmıştır.
Orada yaşananları hiç kimse Fuzuli'nin Ermişlerin Bahçesi adlı eserindeki kadar edebi ve okuyanları gözyaşlarına boğarak anlattığı kadar dokunaklı ve içten anlatamaz. Ancak zaten orada yaşananların kuru kuru anlatımı bile Ehli Beyt'e gönül verenlerin gözlerini yaşartmaya yetiyor da artıyor bile...
Önce bilimsel bilgilerin ışığında, yorumsuz olarak Kerbela faciasının ana hatlarına bir göz atalım:
* Hz. Hüseyin ve yakınları, son zamanlarda çevredeki su imkanlarından yararlandırılmamıştır.
* Hz. Hüseyin, istekleri dikkate alınmaksızın zalimce öldürülerek şehit edilmiştir.
* Hz. Hüseyin'in cesedi Kûfeli atlıların ayakları altında sadistçe çiğnenmiştir.
* Hz. Hüseyin ve öteki şehitler, İbn Ziyad'ın askerleri tarafından defnedilmeden terk edilmiş, çarpışma alanında öylece bırakılmıştır.
* Hz. Hüseyin ve yakınları olan diğer bazı şehitlerin başları kesilmiş, önce Kûfe'ye gönderilerek İbn Ziyad tarafından alay edilmiş, sonra Şam'a intikal ettirilmiştir.
Hz. Hüseyin'den geri kalanlara esir muamelesi yapılmış, elleri kolları bağlanarak Kûfe'ye sevkolunmuş, orada Kuge valisinin alaylı sataşmalarına muhatap kılınmış, daha sonra horlanarak Şam'a gönderilmiştir.
"Kanayan bir yara - Gönül Sızlatan Bir Facia: Kerbela" adlı eserinde Prof. Dr. Hüseyin Algül, bu kesin gerçekleri sıraladıktan sonra şunları soruyor:
"Acaba bu acı gerçekler ortada iken hangi gerekçe bu acıklı olaylarda Yezid'i sorumluluktan kurtarabilir? Daha sonra, "şöyle olsaydı...yle olurdu..." tarzında söylenmiş siyasi havaşı yumuşatmayı hedefleyen sözleriyle Yezid, meydana gelen hadiselerde kendini mazur sayabilir mi?
... Hz. Hüseyin Kerbela'da çadırı kurmaya zorlandığı gün, 2 Muharrem 61 (2 Ekim 680) idi. Şehit edildiği gün, 10 Muharrem 61 (10 Ekim 680''i gösteriyordu. Bu iki tarih arasında 8 gün geçmişti. Yezid'in her gelişmeden adım adım haberdar edilmesi uyarısını dikkate alırsak vali ile merkez arasında belirli bir haberleşmenin olduğunu tahmin etmek zor değil. ...
Hz. Hüseyin neden şehit edildi?
O dönemin şartları içinde Hz. Hüseyin, temel İslami değerlere uymayan, makul ve meşru siyaset geleneğine ters düşen, tahribatı tüm toplum kesimlerini ve müslümanların gelecek yüzyıllarını kapsayacak olan bir yanlışlığa hak ve adalet duygusuyla karşı çıkmış ve düzeltmeye çalışmıştır.
O, zulme Kötülüğe ve kötü olana karşı direnmiş, hak ve adalet uğrunda şehit düşmüştür.
Prof. Dr. Hüseyin Algül'ün eseri hakkında Ensar Yayınevi şu açıklamayı yapıyor:
"Kanayan bir yara - Gönül Sızlatan Bir Facia: Kerbela'yı okuyanlar, Ehl-i Beyt'e reva görülen zulüm ve haksızlıklardan incindikleri için gözyaşlarını tutamayabilirler. Bunu söylemek kolay bir şey olmamakla birlikte kitabın asıl gayesi, cereyan ettiği dönem itibariyle bu olayın iç yüzünü doğru anlamak, doğru dersi alabilmektir. Bu sebeple bu çalışmada kadim ulemanın bıraktığı kaynak eserler ve bunlara dayalı ilmi tetkikler mümkün mertebe dikkatle gözden geçirilmiş ve geçmişten bugün eyayın dünyası değerlendirilmiştir. Dolasıyla bu kitabın, başta Hz. Hüseyin olmak üzere genel olarak Ehl-i Beyt çevresindeki tarihi olayların doğru anlaşılmasına yardımcı olacağını ümit etmekteyiz.
Prof. Dr. Hüseyin Algül'ün eseri. hiç şüphesiz ki Fuzuli'nin şaheseri ile yarışma iddiasında değil ama hem duygusal bir anlatımla tarihi gerçekleri hem de olayların yer aldığı bilimsel kaynakları bir arada görmenizi sağlıyor. Öte yandan bu konuya farklı açılardan bakanların tartışamadan anlaşabileceği bir zemin oluşturma konusunda da oldukça başarılı bir çalışma.
 
Üst