kasarak doğallık olmaz diyebilirim,
doğallığı, kasılarak görüş belirtmekle ilgisinin olmadığını düşünüyorum. aldığı eğitimden, orjinal kaynaklara olan ilgisinden kaynaklanıyor olabilir. getirdiği alıntılara bakarak lugata ihtiyaç duyabilirsiniz ama muhataplarıyla birebir görüş alışverişinde daha sade bir dil kullanıyor hatırladığım kadarıyla.
içinde osmanlıca kelimelerin bolca kullanıldığı yazı dilinin günümüzde elit bir kesimin anladığı dil demeyelim lehçe olduğunu kabul ediyorum. öztürkçe yazma konuşmayı yeğlediğim halde içinde osmanlıca kelimelerin kullanıldığı yazı belge vs. materyalleri herhangi bir sözlüğe sıkça başvurmadan anladığımı söyleyebilirim.
risale-i nurlara yüzde yüz bağlı kalarak vaazlarını ve hutbeleri okuyan nurcu bir cami hocamız var. camiideki cemaat içinde 10 yaş, 15 yaş, 20 yaş gençler bunlar ne anlayacak hutbeden-vaazden diye düşünürken ve bunu bir fırsat bulduğumda hocaya ileteceğimi planını yaparken bir vakit namazı öncesinde vaaz sırasında çat kendisi söyleyiverdi. anladım ki söylesen de boş.
içinde osmanlıca mı (arapça-farsça-türkçe karışık dil) yoksa katıksız türkçe mi hangisi daha
hayırlı hangisi daha
yararlı kesin bir yargıda bulunamam. benden bu kadar