Rodin'e sormuşlar: "nasıl heykel yapıyorsun?". Rodin cevaplamış: "fazlalıkları atıyorum, geriye heykel kalıyor."
Heykel en geniş anlatımıyla, boşlukta hacim oluşturma sanatı olarak tanımlanıyor. Bu açıdan bakıldığında boşluğun değerlendirilmesi, ona anlam katılması ile ilgili bir uğraş söz konusu. Yani bir heykel bir yerde kötü, başka bir yerde iyi durabilir. Kısacası heykelin çevresiyle birlikte düşünülmesi gerekir.
Heykel yapmanın çeşitli yöntemleri var. Döküm heykel, yontu heykel ve ekleyerek yapılan heykel diye 3 türden söz edebiliriz.
Klasik heykel tarzı ise yontu heykel. En favori yontu malzemesi mermer, yani taş. Taş soğuk, ağaç ise sıcak bir malzeme. Taş soğuk ama, mesela betonun yanında sıcak ve asil bir malzeme olarak duruyor. Çünki beton doğal değil, taş ise doğal.
Peki, doğada bulduğumuz bir malzeme, kendiliğinden heykel olarak tanımlanabilir mi?
Yani sanat eserine "sanat eseri" diyebilmemiz için ille de insan emeği olmalı mı, yoksa insan bakışı onu estetik ve sanatsal buluyorsa, bu yeterli mi?
Heykel en geniş anlatımıyla, boşlukta hacim oluşturma sanatı olarak tanımlanıyor. Bu açıdan bakıldığında boşluğun değerlendirilmesi, ona anlam katılması ile ilgili bir uğraş söz konusu. Yani bir heykel bir yerde kötü, başka bir yerde iyi durabilir. Kısacası heykelin çevresiyle birlikte düşünülmesi gerekir.
Heykel yapmanın çeşitli yöntemleri var. Döküm heykel, yontu heykel ve ekleyerek yapılan heykel diye 3 türden söz edebiliriz.
Klasik heykel tarzı ise yontu heykel. En favori yontu malzemesi mermer, yani taş. Taş soğuk, ağaç ise sıcak bir malzeme. Taş soğuk ama, mesela betonun yanında sıcak ve asil bir malzeme olarak duruyor. Çünki beton doğal değil, taş ise doğal.
Peki, doğada bulduğumuz bir malzeme, kendiliğinden heykel olarak tanımlanabilir mi?
Yani sanat eserine "sanat eseri" diyebilmemiz için ille de insan emeği olmalı mı, yoksa insan bakışı onu estetik ve sanatsal buluyorsa, bu yeterli mi?