Hayvan Deneyleri - Hayvanlara Uygulanan Şiddet - Animal Testing

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Hayvanlara uygulanılan şiddet veya hayvan istismarı; kabul edilemez şiddete sebep olan veya hayvanlara zarar veren davranışların bir bütünüdür. Kabul edilemez acı kişiden kişiye göre değişmektedir. Bazıları kabul edilemez şiddeti sadist eğilimlerle hayvanlara eziyet etmek olarak tanımlarken, bazıları kürk avcılığını, tıbbi, bilimsel veya kozmetik sanayide yapılan testleri bu istismarın içerisine alır.

Hayvanlara karşı uygulanan şiddet türleri

Tıbbi Amaç dışında organ veya dokuların alınması



  1. Tedavi amacı olmayan kulak ve kuyruk kesimi, ses tellerinin alınması, tırnak ve dişlerin sökülmesi
  2. Tıbbi amaçlar dışında, onun türüne ve etolojik özelliklerine aykırı hale getirecek şekilde ve dozda hormon ve ilaç vermek
  3. Başkaca seçenek olduğu halde bilimsel çalışmalarda deney hayvanı olarak kullanmak.
  4. Acı, ıstırap ya da zarar görecek şekilde, film çekimi, gösteri, reklam ve benzeri işler için kullanmak
  5. Hayvanları başka bir hayvanla dövüştürmek.
  6. Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fizyolojik veya psikolojik acı çektirmek.
  7. Hayvanları, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlamak
  8. Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunmak, işkence yapmak
  9. Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ıstırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki,sigara, uyuşturucu ve bunun gibi bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler vermek.
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi

Giriş

Yaşamın tek olduğunu, yaşayan bütün canlıların ortak bir kökeni olduğunu ve türlerin evrimi yönünde farklılaştığını, yaşayan bütün canlıların doğal haklara sahip olduğunu ve sinir sistemi olan her hayvanın kendine özgü hakları bulunduğunu, bu doğal hakların küçümsenmesi ve hatta kolayca göz ardı edilmesinin doğa üzerinde ciddi zararlar doğuracağını ve insanoğlunun hayvanlara karşı suç işlemesine sebebiyet vereceğini, türlerin birlikte olmasının diğer hayvan türlerinin yaşama hakkının insanoğlu tarafından tanınmasını ifade edeceğini, insanoğlu tarafından hayvanlara saygı gösterilmesinin bir insanın bir diğerine gösterdiği saygıdan ayrı tutulamayacağını dikkate alarak, ilan edilir ki;

Madde 1
Bütün hayvanlar biyolojik denge kavramı içerisinde varolmak bakımından eşit haklara sahiptir.
Madde 2
Bütün hayvanlar saygı gösterilme hakkına sahiptir.
Madde 3

1. Hayvanlara kötü muamele edilemez veya zalimane davranışlarda bulunulamaz.
2. Eğer bir hayvanın öldürülmesi gerekiyorsa, bu bir anda, acısız ve korku yaratmaksızın yapılmalıdır.
3. Ölü bir hayvana saygıyla davranılmalıdır.
Madde 4

1. Vahşi hayvanlar yaşama hakkına ve kendi doğal çevrelerinde özgürce üreme hakkına sahiptirler.
2. Vahşi hayvanların özgürlüğünden uzun süreli alı konulması, avlanma ve balık tutma geçmiş zamana ait olup hangi sebeple olursa olsun vahşi hayvanların bu şekilde kullanımı hayati olmayıp, akis davranışlar bu temel hakka karşıdır.
Madde 5

1. Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir.2. Hiçbir koşul atında terk edilemez veya adil olmayan bir şekilde öldürülemezler.3. Her tür soy üretme ve hayvan kullanımında soyun fizyolojisine ve kendi türüne özel davranışlarına saygı gösterilmesi zorunludur.4. Hayvanları içeren sergiler, gösteriler ve filmler hayvanların onuruna saygı göstermek zorunda olup hiçbir şekilde şiddet içeremezler.
Madde 6

1. Hayvanlar üzerine yapılan fiziksel ya da psikolojik acı çekmeye sebep olan deneyler hayvanların haklarının ihlalidir.2. Soyu tükenen hayvanların ya da yok edilen bir hayvanın yerine yenisinin ikame edilmesi yöntemleri geliştirilmeli ve sistemli olarak devam ettirilmelidir.
Madde 7
Gereği olmayacak şekilde bir hayvanın öldürülmesini içeren her kanun ya da buna yol açan her karar yaşama karşı işlenmiş suç kapsamındadır.
Madde 8

1. Vahşi bir hayvan soyunun hayata kalma onurunu hiçe sayan her yasa ve böylesi bir harekete sebep olan her karar soykırıma eşdeğer olup soya kaşı işlenmiş suçtur.2. Vahşi hayvanların katledilmesi ve üreme yumurtalarının kirletilmesi, yok edilmesi soykırım cürümüdür.
Madde 9

1. Hayvanların kendilerine özgü yasal statüleri ve hakları hukuk tarafından tanınmak zorundadır.
2. Hayvanların güvenliğinin koruma altına alınması hususu Devlet örgütleri düzeyinde temsil edilmelidir.
Madde 10
Eğitimden ve okullaşmadan sorumlu merciler, vatandaşlarına çocukluktan itibaren hayvanları anlamayı ve saygı göstermeyi öğrenmeleri için olanak sağlamak zorundadır.
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Hayvan deneylerinin başarı oranları ile akalalı istatistikler:

●İnsan hastalıklarının yalnızca %1.16’sı hayvanlarda da görülür. %98’den fazlası hayvanlarda hiçbir zaman görülmez.

●Şu anda piyasadaki en az 50 ilaç; hayvan deneylerinde, hayvanların kanser olmasına neden olmuştur. Sağlık Bakanlığı, “hayvan deneylerinin sonuçlarının önemli olmadığı” gerekçesiyle bu ilaçların satılmasına mâni olmamıştır.

●Doktorların %88’i, hayvanlar ve insanlar arasındaki anatomik ve fizyolojik farkların; hayvan deneyleri sonuçlarını yanıltıcı hâle getirmesini son derede “mümkün” bulmaktadır.

●Fareler, insanlar üzerinde kanserojen etki yapan maddelerin tanımlanmasında yalnızca %37’lik bir başarı oranına sahiptir.

●Hayvan deneylerine göre limon suyu, öldürücü bir zehir iken; arsenik, baldıran zehiri ve botulin (botoks) güvenli maddelerdir.

●Reçeteli ilaç tedavisi gören hastaların %40’ı, ilacın yan etkilerinden şikâyetçidir.

●Şu âna kadar “200.000” kadar ilâç üretilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise, sadece “240 ilaç” gerekli sayılmaktadır.

●Hayvan deneyleri sonucunda “güvenli” bulunan birçok ilaç, insanlar üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle geri çekilmiş ya da yasaklanmıştır.

●Aspirin, Digitalis, İnsülin, Penisilin gibi ilaçlar; insanların hastalık tedavilerinde başarılı olurken ve “güvenli” sınıfına girerken, aynı ilaçlar hayvan deneylerinden geçememiştir. Çünkü hayvanlarda “sakatlıklara” sebep olmuştur.

Maymunlar üzerinde gerçekleştirilen çocuk felci deneyleri, uzun yıllar boyunca, hastalığın nasıl ortaya çıktığını anlamamızı geciktirmiştir.

●Hayvan deneylerine göre; insanların C vitaminine ihtiyacı yoktur. Sigara kanser yapmaz ve alkol, karaciğere zarar vermez.

●Bypass ameliyatı, köpekler üzerinde işe yaramadığı için uzun süre insanlar üzerinde denenmedi.

●Hastaneye yatan insanların 6’da 1’i, aldıkları ilaçlar hayvan deneylerinde güvenli bulunup piyasaya sürüldüğü için sağlıklarını kaybetmişlerdir.

●Dünyada her 22 saniyede 1 hayvan, laboratuarda ölmektedir.

●Doğum konrol hapı; insanlarda kan pıhtılaşmasına sebep olurken, köpeklerde tam tersi bir etki yaratmaktadır.

●Hayvan deneylerini geçen ilaçların %95’inin, ilk klinik deneylerde insanlar üzerinde “etkisiz” veya “tehlikeli” olduğu anlaşılmıştır.

●İnsanlarda uyuşturucu ve uyutucu etki yaratan morfin; kedilerin heyecanlanmasına sebep olmaktadır.

●Hayvan deneylerine alternatif olabilecek en az 450 deney yöntemi bilinmektedir.


Change.org
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Hayvanlı Sirkler Yasaklanmalı!

Aktivistlerin hayvanlı sirklere karşı olmasının sebepleri:

* Sirklerdeki hayvanlar, doğal yaşam alanlarından koparılarak hapsediliyor, insanların eğlendirilmesi için akıl almaz işkencelerle, dayakla, açlıkla terbiye edilerek zorla sahneye çıkarılıyor.

* Doğalarına hiçbir şekilde uymayan bir ortamda, çok kısıtlı temel gereksinimleri sağlanarak sadece yaşamalarına izin veriliyor. Bu mahrumiyet nedeniyle de hapsedildikleri dar kafeslerde, kendi etraflarında, sürekli dairesel dönme hareketleri, kafa sallama gibi anormal davranışlar sergiliyorlar.

* Eğitimlerde çivili sopa, kırbaç, elektroşok çubuğu, kanca gibi işkence aletleri kullanılarak hayvanlara "yabanıl" oldukları unutturulmaya çalışılıyor, bu iğrenç sürece ve süresiz tutsaklığa adapte olmaları için son derece acımasız muamelelere maruz bırakılıyorlar.

* Sirkler, şehirden şehre, ülkeden ülkeye gezdikleri için bu hayvanların, suya, yiyeceğe, doğal ihtiyaçlara erişimleri de bir hayli kısıtlı durumda. Yılın büyük bir kısmını nakledilerek geçirdiklerinden kötü hava koşullarından da oldukça etkileniyorlar.

* Sürekli dayağa, işkenceye ve açlığa maruz bırakıldıkları ve kafes içerisinde sürekli hapsedildikleri ya da çok kısa zincirlerle bağlandıkları için daima stres ve acı içerisinde yaşamaya mahkûm kalıyorlar.
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
PETA Vakfı

Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler (PETA, People for the Ethical Treatment of Animals) bir hayvan hakları organizasyonudur. Norfolk, Virginia kökenli ve yaklaşık iki milyon üye ve destekçisi olan organizasyon dünyanın en büyük hayvan hakları grubudur. Grubun uluslararası başkanı Ingrid Newkirk'tür.

1980'de kurulan organizasyon, 187 çalışanlı, 501(c)(3) kapsamında, kar amacı gütmeyen, vergiden muaf bir kuruluştur ve neredeyse tamamen üyeleri tarafından finanse edilir. ABD dışında Kanada, Hindistan, Güney Afrika ve Avrupa Birliği'nde de kuruma ait ofisler bulunur. Ayrıca organizasyona bağlı, liseli ve üniversiteli aktivistler için peta2 Street Team ve PETA'nın malvarlığını yöneten Foundation to Support Animal Protection (PETA Vakfı olarak da bilinir) bulunur.

Organizasyon temelde dört konuya odaklanır: fabrika çiftçiliği, kürk çiftçiliği, hayvan testleri ve hayvanların eğlence olarak kullanılması. PETA ayrıca balıkçılık, haşere olarak nitelendirilen hayvanların öldürülmesi, hayvanları zincirli bir şekilde tutmak, arka bahçe köpekleri, horoz dövüşü ve boğa güreşine karşı da kampanyalar düzenler.

Grup bazı kampanyaları için ve ötenazi yaptığı hayvanlar için eleştirilir. Ayrıca 2005'te Oklahoma senatörü Jim Inhofe tarafından senatörün terörizm hareketleri dediği bu gruplarla ortaklaşa yapılan eylemler sonrasında, PETA'yı Hayvan Kurtuluş Cephesi (ALF) ve Yeryüzü Kurtuluş Cephesi'nin (ELF) sözcü grubu gibi hareket etmekle suçladı.

PETA ilk kez 1981'de Silver Spring maymunları olayı duyulduğunda halkın ilgisini çekti.

Ingrid Newkirk ile birlikte PETA'nın ortak kurucularından biri olan Alex Pacheco, 1981 yazında Silver Spring, Maryland'deki Davranış Araştırması Enstitüsü'ne gizli bir çalışan olarak girdi. Araştırmacı Dr. Edward Taub deafferentasyon denilen bir işlemle maymunların, parmaklarına, ellerine, kollarına ve parmaklarına sinir sağlayan duyusal gangliyonlarını kesiyordu böylece maymunlar bu organlarını hissedemiyordu. Doktor bazı durumlarda ise spinal kolonun tamamına deafferentasyon uyguluyordu. Sonrasında doktor maymunlar üzerinde engel ve elektrik şok kullanıyordu ve onları deafferente edilen uzuvlarını kullanmaları için yiyecek ve içecek kısıtlamasına maruz bırakıyordu. Bu araştırma nöroplastisite kavramının gelişmesine ve inme kurbanları için zorunlu kullanım tedavisi (constraint-induced movement therapy) isimli yeni fiziksel terapinin keşfine götürdü. PETA, Silver Spring maymunları'na ait resimlerle bu konudaki toplumsal farkındalığı artırmaya çalışmıştır. PETA onları "Bu bir dirikesimdir, size bundan farklı bir şey söylenmesine izin vermeyin." resimaltı yazısıyla dağıtmaya başladığında ikonik hale geldi. ILAR'ın (Institute for Laboratory Animal Research) yayınına göre, Pacheca gece laboratuvara giderek maymunların berbat koşullarda tutulduğunu belgeleyen fotoğraflar çekti. Daha sonra bu delilleri polise götürdü. Polis laboratuvara baskın düzenleri ve Taub'u tutukladı. Taub hayvanlara zulüm içerikli altı dava maddesinden mahkûm edildi. Taub (karar daha sonra temyizde bozulmuş olsa da) bu konuda mahkûm edilen ilk ABD'li araştırmacı bilim insanı oldu.
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Organları taklit eden çiplerle hayvan deneyleri tarihe karışacak!


İlaçlar piyasaya sunulmaya hazır hale gelmeden önce pek çok aşamadan geçmesi gerekiyor, bunların en önemlileri de büyük ihtimalle hayvan ve insan deneyleri.

Ancak özellikle hayvanlar üzerindeki deneylerde insanlar için geçerli olan etik değerler söz konusu olmadığından her yıl yüz binlerce hayvan ilaçların korkunç yan etkilerine maruz kalıyor. Neyse ki bilim insanları deneylerde hayvanların yerini alabilecek yapay sistemler üzerinde çalışıyor. ABD’de geliştirilen çip üzeri organ da bu konuda umut vadeden teknolojilerden biri.

İnsan organlarının mekanik ve moleküler özelliklerini taklit eden Emulate adlı platform ve yazılım Harvard Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından geliştirildi. Ufak bir memory stick boyutlarındaki cihaz, mikroçip üretim teknikleri kullanılarak üretilmiş. Cihazın üzerindeki gözenekli esnek zar, orta kısımda bulunan iki kanalı birbirinden ayırıyor. Kanallarda ise, insan vücudu ortamını taklit eden bir sıvı içinde geliştirilmiş canlı insan hücreleri ve dokuları bulunuyor. Çip üzerindeki teknoloji sayesinde hücrelerdeki biyokimyasal, genetik ve metabolik fonksiyonlar gerçek zamanlı olarak analiz edilebiliyor.

Çipin esas amacı insan organlarını gerçekçi bir şekilde tekrar etmek. Bu şekilde bilim insanları ve klinisyenler yeni ilaçların, kimyevi maddelerin ve kozmetiklerin etkililiğini ve güvenliliğini hayvanlar üzerinde deney yapmadan anlayabilecek.


Kaynak: Fizikist.com
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Kaz ciğeri yiyince ne oluyor, yemeyince ne?

Sırf şımarık zenginler kaz ciğeri yesin diye kazların vücutlarının geri kalanı çöpe atılıyor. Hiçbir değeri olmayan, virüs gibi, mikrop gibi, bir pislik gibi çöpe atılıyor! Ciğerlerini 10 kat büyütmek için direkt midelerine tahıl pompalanıyor ve birçoğu bu uygulamaya dayanamayıp ölüyor. İslam'da kesilecek hayvanın gözleri bağlanır, olabildiğince özenli ve dikkatli davranılır. Korkutmadan, incitmeden, rencide etmeden bir an önce kesilir ve yenebilecek bir gram et bile zayi edilmez. Hayvanlara kesilirken bile değer veren bu inanç sistemi aynen İsevilikte de Musevilikte de mevcut ama gel gör ki, açgözlü zenginleri doyurmak o kadar kolay değil!

Lütfen videoyu izleyin ve minnacık canlarıyla nasıl çırpındıklarını görün!

 
Üst