Hayırlısı !

Bahar

İhvan Forum Üye
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
2,509
Tepkime puanı
258
Puanları
0
Büyük sorunlarla karşılaştığımızda ağzımızdan çıkıveren yürek ferahlatıcı karşılıklarımız vardır:
“-Sayın Başbakan, işsizlik aydan aya tırmanıyor.”
“-Hayırlısı olsun!”
“-Baba, ben tanımadığım birinden hamile kaldım.”
“-Kısmet yavrum!”
“-Bey, oğlan yarın domuz gribi aşısı olsun mu?”
“-Du bakalım!”

* * *

Bu cevaplara yansıyan rehavet, meseleleri çözme usullerimize dair de ipucu verir.
Elimizden gelen, çare aramak değil, kadere, kısmete, Mevla’ya havale etmektir.
“Sen hele bi niyet et, Rabbim hakkını verir.”

* * *

Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Ersin Kalaycıoğlu ile Prof. Ali Çarkoğlu’nun hazırladığı “Türkiye’de Dindarlık Araştırması” Türkiye’yi “dünyanın en dindar ülkesi” tahtına oturttu.
Araştırmaya bakılırsa “Dindarım” diyenler, ebeveynlerinin de fevkinde dindarlar.
Peki dindarlığın gereklerini yapıyorlar mı?
Hayır!
Komşuya, yabancıya, farklıya hoşgörü sıfır…
Tahammül yok, tevekkül yok, hürmet, itikat, ibadet yok…
Yalan, riya, hırs, günah devam ediyor.
Arada dua ediyoruz; o da çoğunlukla eş ya da iş bulabilmek ya da sevdiğimize kavuşabilmek için…
“Sen hele dua et, Rabbim hakkını verir.”

* * *

Bu haliyle bizimki “dindarlık”tan çok “talepkarlık”a benzemiyor mu?
Dilimiz gibi dinimiz de rahatını seviyor.
Sıkıntıya gelemiyoruz.
Külfete katlanmadan nimet yeme peşindeyiz.
Sevelim, ama sevdiğimiz bizden bir şey istemesin.
Evlenelim, ama eve gitmemiz gerekmesin.
Çocuğumuz olsun, ama ilgilenmeyelim.
Köpeğimiz olsun, ama gezdirmeyelim.
Okur gibi yapalım, ama derse girmeyelim.
Çalışmayalım, ama köşe dönelim.
Şarkıcı olalım, ama nota öğrenmeyelim.
Emek vermeyelim, ama çabucak şöhret olalım.
Kendimize bakmayalım, ama hasta olmayalım.
Perhiz ya da spor yapmayalım, ama zayıflayalım.
Dindar görünelim, ama hoşgörü bilmeyelim.
Biz kılımızı kıpırdatmayalım, ama ülke iyiye gitsin.

* * *

Acaba sadece dini değil, aileyi, eğitimi, sağlığı, hayatı da böyle algılayan bir toplumda dindarlığın son yıllarda hepten tavan yapmasını, samimi ve ani bir itikat patlamasıyla açıklayabilir miyiz?
Yoksa aslında bahse konu olan, bir “talep patlaması” mıdır?
İşsizlik arttıkça iş ricasının, vuslat geciktikçe eş ihtiyacının artması ve sosyal devletin planlamayla iş, toplumsal dayanışmanın görücü usulüyle eş yaratma imkanlarının yok olması, hepimizi “Ver Allah’ım ver” moduna mı itti?
Böyle çaresizlikten üremiş bir dindarlığın topluma ya da dine bir hayrı var mıdır?
Bilmiyorum.
Du bakalım!
Kısmet…
Hayırlısı…

(Can Dündar)
 

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
Tespitlerin bir kısmı gayet güzel, lakin yazı bir mantık hatası üzerine kurulmuş: "Türkiye dünyanın en dindar ülkesi" anketi...

Bu anket sonucunda ya dünyanın işi bitmiştir ya da Türkiye ehven-i şerdir, yani dindarlıkta kötü ülkelerin içinde en iyi orana sahip ülke.

Ben ikisine de katılmıyorum.

Can Dündar sanki toplumun büyük bölümü dindarmış tezinden yola çıkmış. Bu insanların yaşayış biçimiyle doğrudan alakalıdır, bir başka anket toplumda namaz kılma oranını %25, sabah namazı kılma oranını %10, yılda en az bir kez alkol alan insan oranını %30 olarak veriyorsa. Dindarlığımızdan ziyade alkolik olmamızla anılmamız gerekir.

Bunla anılmayacağımız gibi dindarlığın çok olmamasıyla anılmayacağımız için yazı mantığından uzak duruyor. Kaldı ki dindarlık sosyolojik patlamaların tezahürü olamaz, bu fikre karşıyım, Can Dündar'ın dindar algısı ile, Müslümanların dindar algısı farklı olacağı için Deniz Baykal'ın fetvaları gibi pek de referans alınır bir yazı olmamıştır.

Dindar komşuya, farklıya, yabancıya hoşgörü gösterir.
Dindar yalandan, riyadan, hırstan, günahtan uzak durur.
Dindar ırkçılık yapmaz, fakire yardım eder, zina etmez, insanlara yumuşak davranır.

Dindar budur. Bunun dışına çıkan insanlar "dindarlığın emarelerini" gösterseler dahi dindar sayılmazlar. Dindar sayılmayanlar üzerinden "dindar" diye mantık yürütmek yukardaki yazıyı doğurmuşa benziyor.
 

Serdar55

Asistan
Katılım
16 Mar 2008
Mesajlar
425
Tepkime puanı
60
Puanları
0
Örneklemin içinde ''dindarım'' diyen deneklerin büyük bir kısmı ''dindarım'' demekden ne kastediyor.Bunlar dedikleri gibi dindar da haşa Efendimizin s.a.v ''Nasılsanız öyle yönetilirsiniz'' hadisi sahih değil mi?

Yahut ''dindarım'' diyen deneklerin dindarlıktan kastı ''Ezan okununca tvnin sesini kısar'', ''3 haftada bir Cuma'ya gider'' ''Rakımı içer namazımıda kılarım'' tarzında bir dindarlıksa müslümanlar adına sevinecek bir durumdan söz edemezken, Can Dündar'ın da boşuna ''dindarım'' diyenlerden hoşgörü beklemesin.

Sözüyle, haliyle ''dindarım'' diyenlerin sayılarının artsa bile, yahut bu denekler ciddi ciddi ''dindar'' olsalar bile tokatlarınız hayla yüzlerimizde şaplamakda iken durduk yere hoşgörü beklemesin.Siz bizi ordu, okul ,Çankaya, kamusal alan zırvalıklarıyla kapı dışarı deyip, kı .... tekme atarken, sizin bu halinizle gelmenize karşılık birimizin evimizin kapısını açıp ''Ne olursan ol yine gel'' demesini durduk yere beklemesin.
 
Üst