Hanımların Günümüz Şartlarında Okullarda Okuması ve Çalışması Meseleleri!

Uveys El Konevi

Paylaşımcı
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
284
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Konya
Hanımların Günümüz Şartlarında Okullarda Okuması ve Çalışması Meseleleri!



Esselamü aleyküm kardeşlerim...

Bu konu hakkında bazı çarpıcı bilgilere ulaştım..Sizlerle patlaşmak ve sşzden de bilgiler almak istiyorum..Buyrun:

_________________________________________
_________________________________________

Kadının Günümüz Şartlarında Sosyal Hayatta Ön Plana Çıkması ,
Okullarda Okuması ve İş Hayatında Çalışması Hakkında
Üstad Bediüzzaman Hz.lerinden bir uyarı:

Büyük Alim Bediüzzaman HZ. BU konuda ne diyor?
__________________________________________________

Kadınlar Yuvalarından Çıkıp Beşeri (insanlığı) Yoldan Çıkarmış; Yuvalarına Dönmeli
اِذَا تَاَنَّثَ الرِّجَالُ السُّفَهَاءُ بِالْهَوَسَاتِ { اِذًا ترَجَّلَ النِّسَاءُ النَّاشِزَاتُ بِالْوَقَاحَاتِ

Mimsiz medeniyet, tâife-i nisâyı (kadınlar taifesini) yuvalardan uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metâı (yani: bol bulunur ortalık malı) yapmış.

Şer'-i İslâm (İslam Şeriatı) onları Rahmeten dâvet eder eski yuvalarına. Hürmetleri orada, rahatları evlerde, hayat-ı ailede (aile hayatında).
(Yani çalışma hayatında değil rahatları!!!)

Temizlik zînetleri.(süsleri temizliktir)

Haşmetleri, hüsn-ü hulk; ( ihtişamları: yaratılışlarındaki güzellik)

lûtf-u cemâli, ismet; ( lütfunun güzelliği: günahsızlık)

hüsn-ü kemâli, şefkat; (olgunluğunun güzelliği: şefkat)

eğlencesi, evlâdı.

Bunca esbab-ı ifsad, (bunca fesat sebepleri varken!)
demir-sebat karar (demir gibi dayanıklılık, kararlılık) Lâzımdır tâ dayansın.

Bir meclis-i ihvanda (kardeşler meclisinde) güzel karı girdikçe riyâ (gösteriş) ile rekabet, hased(kıskançlık) ile hodgâmlık (bencillik) debretir damarları!

Yatmış olan hevesât (hayrimeşru hevesler), birdenbire uyanır.

Tâife-i nisada serbestî inkişafı sebeb olmuş beşerde ahlâk-ı seyyienin birdenbire inkişafı.
(kadınlar taifesinde serbestlik ortaya çıkması, insanlık aleminde kötü ahlakın birdenbire ortaya çıkmasına sebep olmuştur),

_____________________________________


Gayr-ı Meşru Tarîk, Zıdd-ı Maksuda Gider bir düstur-u azîmdir:
(meşru olmayan yol, amacın aksine gider büyük bir düsturdur)

"Gayr-ı meşru tarîk ile bir maksada giden zât, galiben maksudunun zıddıyla görür mücâzat.»
(meşru olmayan yol ile amacına giden kişi amacının aksiyle ceza görür!)
Kaynak: www.risale-inur.org

____________________________________________________
____________________________________________________

Süleyman Hilmi Tunahan Hz.lerine Göre durum nedir???
_____________________________

Kadınların çalışmasına gelince. Dine aykırı olmadıkça, kadının çalışmasında bir mahzur yoktur. Fakat günümüzde, kadınların çalışabileceği vasat yok denecek kadar kısıtlıdır. Zaten, ev işleri ve çocuk yetiştirmenin başlıbaşına ve gayet yoğun emek isteyen işler olduğu da meydandadır.
Hal böyle olunca, mecbur kalmadıkça kadının dışarıda çalışmayıp, evi ve çocuklarıyla ilgilenmesi, mecbur kaldığında da, önce evde yapabileceği işleri araştırması, daha makul olacaktır. Bu arada hatırlanması gereken bir diğer nokta da, ev hanımlarının “boş” durmadıkları ve belki de kocalarından daha fazla “iş ve emek” ürettikleri gerçeğidir.

Günümüzde, kadınların çok düşük ücretle çalıştırılması, onlara yapılabilecek en büyük kötülüktür ve asıl sömürü budur.

Flört, yani nikahsız kız-erkek arkadaşlığı, hem erkek hem de kadın için günahla iştigaldir. Bu noktayı, bilhassa İslami endişe taşıyan gençlerin mutlaka dikkat etmesi gerekmektedir.

Dinin cemiyet hayatında daha fazla yer ettiği eski devirlerde abes veya ayıp sayılan bir çok şeyin günümüzde mübah yahut doğru görülmeye başlanmış olması, o “şey” hakkındaki dini hükmün değişmiş olmasına işaret etmez. Bu yüzden, üzerinden “sosyal baskı” kalkan davranış kalıplarını kullanmadan önce, İslam’ın o konu hakkındaki hükmüne bakmak en doğru ve emniyetli yoldur. Çünkü bir işi, günah olduğunu bile bile, “Devrin gereğidir” diyerek yapmak, çok çirkin ve sonuçta hüsrana götüren bir davranıştır.

Kaynak:www.tunahan.org
_________________________________________________________
_________________________________________________________

KADIN BAŞ AÇIK OKUYABİLİR Mİ?

Islâm'a hizmet etmek gayesiyle (ekmek parası için değil) okuduğunu söyleyen bir bayan, aksine müsaade edilmiyorsa, başını açarak okuyabilir mi? "Evet"denirse, okuyabileceği okullar sınırlı mıdır?

Bu soruya birkaç açıdan bakılabilir:

1. Setr-i avret farz-ı ayn; emir bi'1-ma'ruf ise, farz-ı kifâyedir: Kişinin önce farz-ı ayn'la mükellef olacağı açıktır. Sonra farz-ı kifâye ile mükellef olanlar, şarktan garba kadar öncelikle o meseleyi bilenlerdir.
(Ibn Abidîn, Reddü'l-Muhtâr, IV/123.)

2. Kadınların başlarını açmaları halinde mefşedete sebep olacakları açıktır. Çünkü bunda naslara doğrudan muhalefet vardır. Bu şekilde okumaları durumunda Islam'a hizmet edecekleri ise kesin değildir. Yarın, yaşadıkları gibi inanmaya başlamayacaklarını kimse garanti edemez. Zira yaşadığının doğru olduğunu savunmak, insanın tabiatında olan psikolojik bir vakıadır.
Allah Resulü, "Giyim şekilleri birbirine benzerse, kalpler de birbirine benzer" buyurur.
(Sihâbüddîn el-Nafacî, Nesîmu'r-riyadserhu sifâi'l-Kadî Iyâz I/590)
Öyleyse, kesin olan bir maslahat, zannî olanla nasıl değiştirilebilir?

3. Hali hazırda Islâm'a hizmet etmek isteyen bayanların, bu işi gerçekleştirebilecekleri yegâne yolun, başlarını açma zorunluluğunu koyan okullardan mezun olmak olduğunu kabul imkânsızdır. Öğrenmek ve kültür ayrı şeydir; diplomalı olmak ayrı şeydir. Bu işi diplomasız, sırf hasbî olmak kaydıyla, ama bilerek yapanların çok daha başarılı olduğu söylenebilir. Binaenaleyh, gaye hizmetse, yapılacak iş, bu yolla kültürlüleşmeyi ve Islam'ı sahih esaslara göre öğretmeyi temine çalışmaktır.

Kaynak:www.sohbeticanan.com

___________________________________________________________
___________________________________________________________

Kadının Cihad'ı Nasıl Olmalıdır?
(Sosyal Hayatta Önemli Mevki ve Makamlara Gelerek mi Yoksa Aile Hayatında mı?)


__________________________________

Cihadda

Cihad'ın kelime anlamı yorucu gayret ve çaba demektir. Bir yorum yapılmadan ve bir nitelik belirtilmeden tek başına cihad dendiğinde, Allah'ın dinini yüceltmek amacıyla dine karşı olanlarla yapılacak sıcak savaş anlaşılır. Fıkıh kitaplarımızın hepsi, bu anlamdaki cihadın, çok kuvvetli bir farz olduğunu söylerler. Farz oluşu en güçlü delillerle sabit olduğu için cihadı kabullenmeyenlerin kâfir olacaklarında söz birliği ederler.

Yine Islâmî kaynakların ittifakına göre cihad toptan savaş emri verildiğinde herkese farz olur. Böyle bir seferberlik
bulunmadığı zamanlarda ise sadece savunmaya yetecek kadar kişiye farz olur.

Bu açıklamalarla cihadın bir güç ve kuvvet işi olduğu anlaşıldığına göre o öncelikle erkekler üzerine bir farz olmuş olur. Ancak sözü edilen seferberlik durumunda kadınlar da cihada çıkmakla yükümlüdürler. Bizim Istiklâl (kurtuluş) Harbimizde kadınların çok büyük
rolü olmuştur. Bu savaşta tırpanıyla, baltasıyla savaşan, cephelere omuzunda mermi taşıyan Nene Hatun'lar, Kara Fatma'lar dünyaca meşhur
olmuşlardır. Inançlarının ve namuslarının simgesi olan örtülerini Moskofa, Yunan'a çiğnetmemek için çoğu
erkeklerden daha erkek olmuşlardır. Işte bu genel durumda, kadın da cihad'a çıkar ve bunun için kocasının iznine gerek duymaz. Ama böyle genel durumlar söz konusu olmadığında kadın evinin kraliçesi olarak kalır. Savaşa çıkmaz.

Ancak her savaşta kadınların da bulunması ve özellikle geri hizmetlerinde,tedavi ve pansuman işlerinde görev almaları caizdir. Peygamber Efendimiz'in savaşlarında kadınlar da bulunmuştur.

Düşman tarafta bulunan deli, çocuk, âma, kötürüm, kesik kollu ve
ihtiyar öldüiülmediği gibi kadın da öldürülmez, hakaret edilmez. Ama bunlar da fiilen savaşa katılır veya komutan olarak
bulunurlarsa müstesna.

Kadınların cihad'a çıkmaları müslümanların kamu yararına zarar
getirecekse çıkmalarına izin verilmez.

Süngü harbi gibi yakın savaşta kadınların vurucu güç olarak çıkmaları uygun değildir. Düşman eline geçme ihtimalı olabilir, ya da mahremiyetlerine zarar gelebilir. Aynı sebeple genç kadınların ve kızların savaşa katılmaları da
uygun görülmemiştir.

Kadının bu konumundan ötürü, "Kadınlara da cihad var mıdır?"
diye soran Aişe annemize,
Peygamber Efendimiz, "Kadınların cihadı öyle bir cihaddır ki, onda
vuruşma ve çâtışma
yoktur. Evet kadınların cihadı, şartlarına uygun olarak yapılmış hacdır"
buyurmuştur. (Buharî, cezâu's-sayd 28; Nesâî, menâsik 4.)

Bir başka hadislerinde de
Efendimiz:
"Erkekler cihad yapıp fazla sevap alıyor, bize cihad yok mu?" diye soran bir kadına,

"Kadınların cihadının, kocalarının hakkına riayet etmek, bu arada, bir zorunluluktan
ötürü,
birden fazla kadınla evlenirlerse buna tahammül etmek olduğunu bildirmiştir. (Suyûtî,

el-câmiu's-sağîr (Feyzu'I-Kadîr ile) I/71 (Taberânî'den).)

Gerçekten de erkeklere
farz
olan cihadla, kadınların üzerine evlenmek arasında büyük benzerlikler vardır.
Öncelikle her ikisi de katlanılması çok zor olaylardır. Cihad'da erkek, canını pazara sürmüş durumdadır. Çok evlilikte de kadın buna yakın duygular yaşar. Cihad'la çok evlilik arasındaki bir yakınlık da, çok evliliğin genellikle erkeklerin şehit olduğu ve azaldığı cihad dönemlerinde gündeme
gelmesidir.

Kaynak:www.uluyol.net

Kadının cihadı
Sual: Kadının cihadı nasıl olur?
CEVAP
R. Nasıhinde buyuruluyor ki:
Resulullah efendimiz, ev işlerini Hz. Fatıma’ya, dış işlerini Hz. Ali’ye vermiş, bu hususta şöyle buyurmuştur:
(Hanımının evde oturması için, işlerini gören, ihtiyaçlarını karşılayan, onu yabancı erkeklerin görmesinden koruyan, ümmet-i Muhammedin düşmana esir düşenlerini satın almış, azat etmiş gibi sevaba kavuşur.)

(Ya Fatıma, ne mutlu o kadına ki, kocası ondan razı olur. Allahü teâlânın farz kıldığını yapmaktan ve kocasına itaatten sonra kadınlar için, yün eğirmekten, iplik bükmekten üstün iş yoktur. Bir saat yün eğirmek, iplik bükmek veya dokumak, kadınlar için bir yıl ibadet etmekten daha sevaptır. Dokudukları her iplik için amel defterlerine bir şehid sevabı yazılır.)

(Beş vakit namazını kılan, malının zekatını veren, Ramazan-ı şerif orucunu tutan, kocasının günah olmayan işlerinde ona itaat eden ve tesettüre uyan kadın, Cennete istediği kapıdan girer.) (Karı-koca Hakları bahsi)

Peygamber efendimiz, kendi kızına ve diğer kadınlara şehid sevabı kazanmak için ev işleri ile meşgul olmalarını emretmektedir. Başka bir hadis-i şerifte de, (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir) buyuruldu. (Şir’a)

www.dinimizislam.com
 
H

hiç

Guest
heyyyyyy uyuyor musunuz "nurcu" kardeşlerim...
"tebligimi de yaparım okulumu da okurum kime ne..?" diyenler gelin bakem....!!!
büyük üstad'ın her sözüne itimad ediyorsunuz da bunu niye es geçtiniz anlatın bakem....?
 

yoldaş

Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
heyyyyyy uyuyor musunuz "nurcu" kardeşlerim...
"tebligimi de yaparım okulumu da okurum kime ne..?" diyenler gelin bakem....!!!
büyük üstad'ın her sözüne itimad ediyorsunuz da bunu niye es geçtiniz anlatın bakem....?

başta şunu belirteyim kardeşim: yorumunda NURCU tabirini kullanmışsın.bu zannımca hiç de hoş bir sıfat degil.çünkü cu-cü-cı-ci gibi ekler ayrım bildiren eklerdir.ama oysaki dinimizde ayrım yoktur.insanları fitneye yönelten şeylerdir bu tip söylemler.
yorumda taş atmışsın,zannımca begenmediğin kişilere.şunu unutma ki meyve veren agaç taşlanırmış.bu ilk insan hz ademden bu yana gelmiş bir durumdur.efendimiz Muhammedimiz bile bu tip sözlere maruz kalmamış mı.fitneye sebebiyet veren biri olarak gösterilmemiş mi.ama sonuçta Allah nurunu tamamlamaya devam etmiş.halende devam etmekte.
*******************************************************
konuş kardeşim konuş.ayetleri hadisleri bir kenara bırakaraktan kişilerin açıklarını araştır.bardagın boş tarafını gör.bakalım eline ne geçecek.
şunu da unutmaki tövbe kapısı her zaman açıktır.hiç de kapanmayacaktır ne senin için ne de benim için...ama dikkat et tövbesi imanı yeis sayılanlardan olmayasın...
selametle
 
H

hiç

Guest
başta şunu belirteyim kardeşim: yorumunda NURCU tabirini kullanmışsın.bu zannımca hiç de hoş bir sıfat degil.çünkü cu-cü-cı-ci gibi ekler ayrım bildiren eklerdir.ama oysaki dinimizde ayrım yoktur.insanları fitneye yönelten şeylerdir bu tip söylemler.
yorumda taş atmışsın,zannımca begenmediğin kişilere.şunu unutma ki meyve veren agaç taşlanırmış.bu ilk insan hz ademden bu yana gelmiş bir durumdur.efendimiz Muhammedimiz bile bu tip sözlere maruz kalmamış mı.fitneye sebebiyet veren biri olarak gösterilmemiş mi.ama sonuçta Allah nurunu tamamlamaya devam etmiş.halende devam etmekte.
*******************************************************
konuş kardeşim konuş.ayetleri hadisleri bir kenara bırakaraktan kişilerin açıklarını araştır.bardagın boş tarafını gör.bakalım eline ne geçecek.
şunu da unutmaki tövbe kapısı her zaman açıktır.hiç de kapanmayacaktır ne senin için ne de benim için...ama dikkat et tövbesi imanı yeis sayılanlardan olmayasın...
selametle

haklısın kardeşim...:thinking: ama nur'cu tabirinde ne var anlayabilmiş degilim dogrusu...:wallbash[1]: nurcu degil misiniz yani..? ya da tekrar özür bak şöyle diyeyim NUR'LU kardeşlerim oldu mu şimdi..?.

sorumu da yineleyeyim bu arada merakla bekliyorum vereceginiz cvpları..

büyük üstadınızın her dedigine itimat edersiniz de bunları neden es geçtiniz..? yoksa üstad dememiş mi bunları...?
 

ebumusab

Üye
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
252
Tepkime puanı
90
Puanları
28
bir hoca efendi kadıncinsini değilde zamane ortalarda gezenleri kastederek
erkekler cennete girecekte bu kadınlar olmasa der
kulla kulluğu emreden sistemleri değiştirmek yerine veya bu uğurda kemalatıyla mücadele yerine sistemde günü kurtarmak mücadelesi verenlere göre kadının hayatta çok ama çok yeri var
selamun aleyküm
 
S

SaLtan

Guest
haklısın kardeşim...:thinking: ama nur'cu tabirinde ne var anlayabilmiş degilim dogrusu...:wallbash[1]: nurcu degil misiniz yani..? ya da tekrar özür bak şöyle diyeyim NUR'LU kardeşlerim oldu mu şimdi..?.

sorumu da yineleyeyim bu arada merakla bekliyorum vereceginiz cvpları..

büyük üstadınızın her dedigine itimat edersiniz de bunları neden es geçtiniz..? yoksa üstad dememiş mi bunları...?
:thinking:
 
H

hiç

Guest
bir hoca efendi kadıncinsini değilde zamane ortalarda gezenleri kastederek
erkekler cennete girecekte bu kadınlar olmasa der
kulla kulluğu emreden sistemleri değiştirmek yerine veya bu uğurda kemalatıyla mücadele yerine sistemde günü kurtarmak mücadelesi verenlere göre kadının hayatta çok ama çok yeri var
selamun aleyküm

öyle diyorsun da kardeşim kadın girdigi toplumu degiştirebilecek özelliktedir.hepimiz görüyoruz çalışan kadınların halini..derseniz ki yok "bilinçli" bir müslüman kızımız bu toplumu da degiştirebilecek güçtedir.ben kendimizi kandırmayalım derim keza savrulup gidenlere çok çogumuz şahit olmuşuzdur...kimse nefsinden emin olmasın kardeşim...eger yukarıdaki sözler üstadın kendi kurdugu cümleler ise ben derim ki kadının yerini de özelligini de iyi tahlil etmiş...
 

ebumusab

Üye
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
252
Tepkime puanı
90
Puanları
28
öyle diyorsun da kardeşim kadın girdigi toplumu degiştirebilecek özelliktedir.hepimiz görüyoruz çalışan kadınların halini..derseniz ki yok "bilinçli" bir müslüman kızımız bu toplumu da degiştirebilecek güçtedir.ben kendimizi kandırmayalım derim keza savrulup gidenlere çok çogumuz şahit olmuşuzdur...kimse nefsinden emin olmasın kardeşim...eger yukarıdaki sözler üstadın kendi kurdugu cümleler ise ben derim ki kadının yerini de özelligini de iyi tahlil etmiş...

biraz daha açarmısın kardeşim müslüman kızımız toplumu nasıl değiştirebilir
selametle
 
H

hiç

Guest
sen açacaksın iddia'nda dogru isen müslüman kızımız nasıl bir tesir bırakacak asimile olmadan dediginiz gibi hizmet edebilecek...?topluma girsin bakalım onu bekleyen ortama ne kadar karşı bir duruş sergileyebilecek..? saglam kalabilecek mi..?
 

Ehl-i Beyt

Üye
Katılım
30 Eki 2006
Mesajlar
158
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Antalya
şunu da unutmaki tövbe kapısı her zaman açıktır.hiç de kapanmayacaktır ne senin için ne de benim için...

kardeşim seninde bildiğin gibi tövbe kapısı ölünce kapanacaktır, yani hep açık değildir. Hep açık olsaydı herkötülük işleyen insan tövbe eder ve kolayca cennete gitme hakkına hakkı olmadan kavuşurdu...
Allah(c.c.) bizi yanlış yola sapmaktan muhafaza buyursun...
biran dahi bizi nefsimizle başbaşa bırakmasın İnşallah Amin :friends:
 

meyve

Asistan
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
762
Tepkime puanı
1
Puanları
0
heyyyyyy uyuyor musunuz "nurcu" kardeşlerim...
"tebligimi de yaparım okulumu da okurum kime ne..?" diyenler gelin bakem....!!!
büyük üstad'ın her sözüne itimad ediyorsunuz da bunu niye es geçtiniz anlatın bakem....?

Nurcu kardeşlerim diyerek bu dairedeki bütün kardeşleri itham ediyorsunuz haberiniz olsun. Ve sizin bilmediğiniz o kadar çok raiyet eden var ki bu hakikatlere. Üstadın bu tesbitleri kesinlikle haktır. Aksi farzlara da terstir zaten ki tesettür ayetlerinin bu çağa uygun tefsiridir. Fakat diğer gruplarda olduğu gibi malesef nur cemaatinin içinde de vardır bu yanlışı yapan kardeşler :(
Ama onların yanlış yapması Üstad hazretlerinin bu sözlerini tekzib anlamına gelmez asla. Ben de tesettürlü okudum, evet okudum, aylarca mücadele vererek, uyarılara, soruşturmalara maruz kalarak. Her gün atılmanın beklentisiyle gittim okuluma ve bitti. Hem de uzatmadan. 2 yılda, 4 yıllık fakülte. Taviz de vermedim Allahın izniyle inşaallah. Amacım birilerine (açmak zorunda olduklarını düşünenlere) ders vermekti. Yani okulu bitirmek falan değildi. Ama rica ediyorum belli kesimin yaptığı hatayla tüm cemaati yargılamayın veya mesul duruma düşürmeyin, mesul olursunuz :(

Dua ve muhabbetle...
 

meyve

Asistan
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
762
Tepkime puanı
1
Puanları
0
başta şunu belirteyim kardeşim: yorumunda NURCU tabirini kullanmışsın.bu zannımca hiç de hoş bir sıfat degil.çünkü cu-cü-cı-ci gibi ekler ayrım bildiren eklerdir.ama oysaki dinimizde ayrım yoktur.insanları fitneye yönelten şeylerdir bu tip söylemler.

Kardeş "nurcu" tabiri bizzat Üstad Hazretlerinin kullandığı bir ifadedir.
 

ebumusab

Üye
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
252
Tepkime puanı
90
Puanları
28
sen açacaksın iddia'nda dogru isen müslüman kızımız nasıl bir tesir bırakacak asimile olmadan dediginiz gibi hizmet edebilecek...?topluma girsin bakalım onu bekleyen ortama ne kadar karşı bir duruş sergileyebilecek..? saglam kalabilecek mi..?

güzel kardeşim galiba aynı şeyi savunuyoruz yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum
 
H

hiç

Guest
güzel kardeşim galiba aynı şeyi savunuyoruz yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum

:shake2[1]: eyvallah kardeş

çok garip...bu kadar savunuldugu halde üstadın her bir cümlesi;bu yazılanlar her ne hikmetse itibar görmüyor hala...cevap yok mu..? üstad yanılıyor mu yoksa..?:confused1[1]:
 

meyve

Asistan
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
762
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Benim cevabım yeterli olmadı sanırım :)
 
H

hiç

Guest
Benim cevabım yeterli olmadı sanırım :)

ben okusun,topluma hizmet etsin diyenlerden bir cvp gelecek mi diye sordum açıkçası eyvallah kardeş bu konuda yorumlar neler o günün şartları ile(30sene önce) şimdiki zaman farklı...okunmaz ise-dedikleri gibi "digerleri" canımıza okumaya devam ederler gibi bir fikir dahi yürütseler eyvallah diyecegim...ama hala bir görmemezlik var garip....:confused1[1]:
 

meyve

Asistan
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
762
Tepkime puanı
1
Puanları
0
okunmaz ise-dedikleri gibi "digerleri" canımıza okumaya devam ederler gibi bir fikir dahi yürütseler eyvallah diyecegim...ama hala bir görmemezlik var garip....:confused1[1]:


Başörtüsü farz. Okumak ve ilim tahsil etmek ise başta Alâk Sûresinin ilk ve 3.’cü âyetler ve birçok âyete göre farz. Acaba başörtüsü yasağı karşısında başörtüsü mü, okul mu, yoksa başörtüsü ile birlikte okumak mı? Herhalde bu hususa şu soru zâviyesinden bakmak durumundayız: Biz bu dünyaya niye gönderildik?

İnsan bu âleme ilim ve duâ vâsıtasıyla tekemmül etmek (olgunlaşmak, gelişmek) için gelmiştir. Mahiyet ve istidad (potansiyel yetenek) itibâriyle herşey ilme bağlıdır. Ve bütün gerçek ilimlerin esâsı ve mâdeni ve nuru ve ruhu, mârifetullahtır (Allah’ı bütün isim ve sıfatlarıyla, eser ve sanatlarıyla, ni’met ve ikramlarıyla tanımaktır). Ve o*nun üssü’l-esâsı (öğrenmenin temel prensibi) Allah’a imandır. (Sözler, s. 286.)

Okumayı emreden âyetlerin, “Saçınızı-başınızı açarak, yasakçı sistemin okullarında okuyun!” demek istemediği kesin. Hâlıkımız bizi bu dünyaya, imtihan, imân ve ibâdet etmek (aynı zamanda hanımların da başlarını örtmesi), ilimle tekâmül etmek için dünyaya göndermiş. Yoksa, “Öğretmen, doktor, mühendis, işletmeci olun!” diye değil.

Okumanın, kariyer yapmanın, kendini yetiştirmenin binbir yolu imkânı olmalı. Gelişmiş ülkelerde “ev eğitimi” yaygın bir uygulamadır. Kurslar vasıtasıyla çeşitli mesleklere, sanatlara yönelmek mümkün. Nice sanatkâr, araştırmacı ve kâşifin resmî diploması yoktur. Nice ev hanımı, eserleri, çalışması, buluşuyla resmî diplomalılara taş çıkartmıştır!

“Ne yapalım, şartlar böyle gerektiriyor; başımızı açıp okuyalım, makam ve mevki sahibi olalım ve sonra dinimize, milletimize hizmet edelim!” diye düşünmek de mümkün. Ancak, hizmeti, farzı terk edip, meşkûk, şüpheli hizmete gidilebilir mi? Örtünmek de ibâdet ve hizmettir. Çünkü örtü İslâmî şeâirdir, semboldür. o*nu takmak İslâma lisan-ı hal ile yapılan bir hizmettir. Nice insan, tesettürlüleri görerek, “Neden böyle ve niçin?” diye tesettürü sorgulamış, gerçeği bulmuş, bulacaktır; bilemiyoruz.

Acaba hizmet adına baş açılırsa, bu durum ne kadar kanıksanacak ve daha başka hangi tavizler verilecektir? Başörtüsüne cevaz bulan, yorum yapan, diğerlerine neden yapmasın? Bu kanıksanma ve tavizlerin sonunun nereye varacağını kim tahmin edebilir? Evet, bu bir psikolojik kaidedir:


İNANDIĞINIZ GİBİ YAŞAMAZSANIZ, YAŞADIĞINIZ GİBİ İNANMAYA BAŞLARSINIZ!
 

amca

Profesör
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
751
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Konum
İstanbul
ben okusun,topluma hizmet etsin diyenlerden bir cvp gelecek mi diye sordum açıkçası eyvallah kardeş bu konuda yorumlar neler o günün şartları ile(30sene önce) şimdiki zaman farklı...okunmaz ise-dedikleri gibi "digerleri" canımıza okumaya devam ederler gibi bir fikir dahi yürütseler eyvallah diyecegim...ama hala bir görmemezlik var garip....:confused1[1]:

Aslında HİÇ KArdeş Nur cu değil.
Gülenci demek istedi sanırım.
Çünkü Nur cemaati kolu içinbde bir çok bölüm var.
Gülen cilerin Nurculukları ise Sadece üstadın Risalelerini okumaktan geçiyor.
 
H

hiç

Guest
Aslında HİÇ KArdeş Nur cu değil.
Gülenci demek istedi sanırım.
Çünkü Nur cemaati kolu içinbde bir çok bölüm var.
Gülen cilerin Nurculukları ise Sadece üstadın Risalelerini okumaktan geçiyor.

eyvallah amca ama bu konu beni aşar :wallbash[1]: gülenci bir arkadaş cvp versin diyecem ama şimdi itibar görmeyecek yine bekleyip duracagız..;)
 
Katılım
18 Ara 2006
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ben öss ye nur cemaatinin dershanesinde hazırlanmıştım.ve bize sürekli sunları soyluyolardı:
"arkadaslar biz basörtümüzü acıcaz,bu konuda taviz vericez ama bunun mukafatını alıcaz.yani biz bunu Allah rızası için yapıyoruz."
soruyorum benim universite okumamın ne gibi bir Allah rızası olabilir.evet ilim farz ama bunun universitelerdeki ilim olduğunu düşünmüyorum.basörtülü okunabiliyosa amenna...ancak su an universte okuyosak bu Allah için değil kendimiz içimndr..
selam ve dua ile..
 
Üst