Uveys El Konevi
Paylaşımcı
Hanımların Günümüz Şartlarında Okullarda Okuması ve Çalışması Meseleleri!
Esselamü aleyküm kardeşlerim...
Bu konu hakkında bazı çarpıcı bilgilere ulaştım..Sizlerle patlaşmak ve sşzden de bilgiler almak istiyorum..Buyrun:
_________________________________________
_________________________________________
Kadının Günümüz Şartlarında Sosyal Hayatta Ön Plana Çıkması ,
Okullarda Okuması ve İş Hayatında Çalışması Hakkında
Üstad Bediüzzaman Hz.lerinden bir uyarı:
Büyük Alim Bediüzzaman HZ. BU konuda ne diyor?
__________________________________________________
Kadınlar Yuvalarından Çıkıp Beşeri (insanlığı) Yoldan Çıkarmış; Yuvalarına Dönmeli
اِذَا تَاَنَّثَ الرِّجَالُ السُّفَهَاءُ بِالْهَوَسَاتِ { اِذًا ترَجَّلَ النِّسَاءُ النَّاشِزَاتُ بِالْوَقَاحَاتِ
Mimsiz medeniyet, tâife-i nisâyı (kadınlar taifesini) yuvalardan uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metâı (yani: bol bulunur ortalık malı) yapmış.
Şer'-i İslâm (İslam Şeriatı) onları Rahmeten dâvet eder eski yuvalarına. Hürmetleri orada, rahatları evlerde, hayat-ı ailede (aile hayatında).
(Yani çalışma hayatında değil rahatları!!!)
Temizlik zînetleri.(süsleri temizliktir)
Haşmetleri, hüsn-ü hulk; ( ihtişamları: yaratılışlarındaki güzellik)
lûtf-u cemâli, ismet; ( lütfunun güzelliği: günahsızlık)
hüsn-ü kemâli, şefkat; (olgunluğunun güzelliği: şefkat)
eğlencesi, evlâdı.
Bunca esbab-ı ifsad, (bunca fesat sebepleri varken!)
demir-sebat karar (demir gibi dayanıklılık, kararlılık) Lâzımdır tâ dayansın.
Bir meclis-i ihvanda (kardeşler meclisinde) güzel karı girdikçe riyâ (gösteriş) ile rekabet, hased(kıskançlık) ile hodgâmlık (bencillik) debretir damarları!
Yatmış olan hevesât (hayrimeşru hevesler), birdenbire uyanır.
Tâife-i nisada serbestî inkişafı sebeb olmuş beşerde ahlâk-ı seyyienin birdenbire inkişafı.
(kadınlar taifesinde serbestlik ortaya çıkması, insanlık aleminde kötü ahlakın birdenbire ortaya çıkmasına sebep olmuştur),
_____________________________________
Gayr-ı Meşru Tarîk, Zıdd-ı Maksuda Gider bir düstur-u azîmdir:
(meşru olmayan yol, amacın aksine gider büyük bir düsturdur)
"Gayr-ı meşru tarîk ile bir maksada giden zât, galiben maksudunun zıddıyla görür mücâzat.»
(meşru olmayan yol ile amacına giden kişi amacının aksiyle ceza görür!)
Kaynak: www.risale-inur.org
____________________________________________________
____________________________________________________
Süleyman Hilmi Tunahan Hz.lerine Göre durum nedir???_____________________________
Kadınların çalışmasına gelince. Dine aykırı olmadıkça, kadının çalışmasında bir mahzur yoktur. Fakat günümüzde, kadınların çalışabileceği vasat yok denecek kadar kısıtlıdır. Zaten, ev işleri ve çocuk yetiştirmenin başlıbaşına ve gayet yoğun emek isteyen işler olduğu da meydandadır.
Hal böyle olunca, mecbur kalmadıkça kadının dışarıda çalışmayıp, evi ve çocuklarıyla ilgilenmesi, mecbur kaldığında da, önce evde yapabileceği işleri araştırması, daha makul olacaktır. Bu arada hatırlanması gereken bir diğer nokta da, ev hanımlarının “boş” durmadıkları ve belki de kocalarından daha fazla “iş ve emek” ürettikleri gerçeğidir.
Günümüzde, kadınların çok düşük ücretle çalıştırılması, onlara yapılabilecek en büyük kötülüktür ve asıl sömürü budur.
Flört, yani nikahsız kız-erkek arkadaşlığı, hem erkek hem de kadın için günahla iştigaldir. Bu noktayı, bilhassa İslami endişe taşıyan gençlerin mutlaka dikkat etmesi gerekmektedir.
Dinin cemiyet hayatında daha fazla yer ettiği eski devirlerde abes veya ayıp sayılan bir çok şeyin günümüzde mübah yahut doğru görülmeye başlanmış olması, o “şey” hakkındaki dini hükmün değişmiş olmasına işaret etmez. Bu yüzden, üzerinden “sosyal baskı” kalkan davranış kalıplarını kullanmadan önce, İslam’ın o konu hakkındaki hükmüne bakmak en doğru ve emniyetli yoldur. Çünkü bir işi, günah olduğunu bile bile, “Devrin gereğidir” diyerek yapmak, çok çirkin ve sonuçta hüsrana götüren bir davranıştır.
Kaynak:www.tunahan.org
_________________________________________________________
_________________________________________________________
KADIN BAŞ AÇIK OKUYABİLİR Mİ?
Islâm'a hizmet etmek gayesiyle (ekmek parası için değil) okuduğunu söyleyen bir bayan, aksine müsaade edilmiyorsa, başını açarak okuyabilir mi? "Evet"denirse, okuyabileceği okullar sınırlı mıdır?
Bu soruya birkaç açıdan bakılabilir:
1. Setr-i avret farz-ı ayn; emir bi'1-ma'ruf ise, farz-ı kifâyedir: Kişinin önce farz-ı ayn'la mükellef olacağı açıktır. Sonra farz-ı kifâye ile mükellef olanlar, şarktan garba kadar öncelikle o meseleyi bilenlerdir.
(Ibn Abidîn, Reddü'l-Muhtâr, IV/123.)
2. Kadınların başlarını açmaları halinde mefşedete sebep olacakları açıktır. Çünkü bunda naslara doğrudan muhalefet vardır. Bu şekilde okumaları durumunda Islam'a hizmet edecekleri ise kesin değildir. Yarın, yaşadıkları gibi inanmaya başlamayacaklarını kimse garanti edemez. Zira yaşadığının doğru olduğunu savunmak, insanın tabiatında olan psikolojik bir vakıadır.
Allah Resulü, "Giyim şekilleri birbirine benzerse, kalpler de birbirine benzer" buyurur.
(Sihâbüddîn el-Nafacî, Nesîmu'r-riyadserhu sifâi'l-Kadî Iyâz I/590)
Öyleyse, kesin olan bir maslahat, zannî olanla nasıl değiştirilebilir?
3. Hali hazırda Islâm'a hizmet etmek isteyen bayanların, bu işi gerçekleştirebilecekleri yegâne yolun, başlarını açma zorunluluğunu koyan okullardan mezun olmak olduğunu kabul imkânsızdır. Öğrenmek ve kültür ayrı şeydir; diplomalı olmak ayrı şeydir. Bu işi diplomasız, sırf hasbî olmak kaydıyla, ama bilerek yapanların çok daha başarılı olduğu söylenebilir. Binaenaleyh, gaye hizmetse, yapılacak iş, bu yolla kültürlüleşmeyi ve Islam'ı sahih esaslara göre öğretmeyi temine çalışmaktır.
Kaynak:www.sohbeticanan.com
___________________________________________________________
___________________________________________________________
Kadının Cihad'ı Nasıl Olmalıdır?
(Sosyal Hayatta Önemli Mevki ve Makamlara Gelerek mi Yoksa Aile Hayatında mı?)
__________________________________
Cihadda
Cihad'ın kelime anlamı yorucu gayret ve çaba demektir. Bir yorum yapılmadan ve bir nitelik belirtilmeden tek başına cihad dendiğinde, Allah'ın dinini yüceltmek amacıyla dine karşı olanlarla yapılacak sıcak savaş anlaşılır. Fıkıh kitaplarımızın hepsi, bu anlamdaki cihadın, çok kuvvetli bir farz olduğunu söylerler. Farz oluşu en güçlü delillerle sabit olduğu için cihadı kabullenmeyenlerin kâfir olacaklarında söz birliği ederler.
Yine Islâmî kaynakların ittifakına göre cihad toptan savaş emri verildiğinde herkese farz olur. Böyle bir seferberlik
bulunmadığı zamanlarda ise sadece savunmaya yetecek kadar kişiye farz olur.
Bu açıklamalarla cihadın bir güç ve kuvvet işi olduğu anlaşıldığına göre o öncelikle erkekler üzerine bir farz olmuş olur. Ancak sözü edilen seferberlik durumunda kadınlar da cihada çıkmakla yükümlüdürler. Bizim Istiklâl (kurtuluş) Harbimizde kadınların çok büyük
rolü olmuştur. Bu savaşta tırpanıyla, baltasıyla savaşan, cephelere omuzunda mermi taşıyan Nene Hatun'lar, Kara Fatma'lar dünyaca meşhur
olmuşlardır. Inançlarının ve namuslarının simgesi olan örtülerini Moskofa, Yunan'a çiğnetmemek için çoğu
erkeklerden daha erkek olmuşlardır. Işte bu genel durumda, kadın da cihad'a çıkar ve bunun için kocasının iznine gerek duymaz. Ama böyle genel durumlar söz konusu olmadığında kadın evinin kraliçesi olarak kalır. Savaşa çıkmaz.
Ancak her savaşta kadınların da bulunması ve özellikle geri hizmetlerinde,tedavi ve pansuman işlerinde görev almaları caizdir. Peygamber Efendimiz'in savaşlarında kadınlar da bulunmuştur.
Düşman tarafta bulunan deli, çocuk, âma, kötürüm, kesik kollu ve
ihtiyar öldüiülmediği gibi kadın da öldürülmez, hakaret edilmez. Ama bunlar da fiilen savaşa katılır veya komutan olarak
bulunurlarsa müstesna.
Kadınların cihad'a çıkmaları müslümanların kamu yararına zarar
getirecekse çıkmalarına izin verilmez.
Süngü harbi gibi yakın savaşta kadınların vurucu güç olarak çıkmaları uygun değildir. Düşman eline geçme ihtimalı olabilir, ya da mahremiyetlerine zarar gelebilir. Aynı sebeple genç kadınların ve kızların savaşa katılmaları da
uygun görülmemiştir.
Kadının bu konumundan ötürü, "Kadınlara da cihad var mıdır?"
diye soran Aişe annemize,
Peygamber Efendimiz, "Kadınların cihadı öyle bir cihaddır ki, onda
vuruşma ve çâtışma
yoktur. Evet kadınların cihadı, şartlarına uygun olarak yapılmış hacdır"
buyurmuştur. (Buharî, cezâu's-sayd 28; Nesâî, menâsik 4.)
Bir başka hadislerinde de
Efendimiz:
"Erkekler cihad yapıp fazla sevap alıyor, bize cihad yok mu?" diye soran bir kadına,
"Kadınların cihadının, kocalarının hakkına riayet etmek, bu arada, bir zorunluluktan
ötürü,
birden fazla kadınla evlenirlerse buna tahammül etmek olduğunu bildirmiştir. (Suyûtî,
el-câmiu's-sağîr (Feyzu'I-Kadîr ile) I/71 (Taberânî'den).)
Gerçekten de erkeklere
farz
olan cihadla, kadınların üzerine evlenmek arasında büyük benzerlikler vardır.
Öncelikle her ikisi de katlanılması çok zor olaylardır. Cihad'da erkek, canını pazara sürmüş durumdadır. Çok evlilikte de kadın buna yakın duygular yaşar. Cihad'la çok evlilik arasındaki bir yakınlık da, çok evliliğin genellikle erkeklerin şehit olduğu ve azaldığı cihad dönemlerinde gündeme
gelmesidir.
Kaynak:www.uluyol.net
Kadının cihadı
Sual: Kadının cihadı nasıl olur?
CEVAP
R. Nasıhinde buyuruluyor ki:
Resulullah efendimiz, ev işlerini Hz. Fatıma’ya, dış işlerini Hz. Ali’ye vermiş, bu hususta şöyle buyurmuştur:
(Hanımının evde oturması için, işlerini gören, ihtiyaçlarını karşılayan, onu yabancı erkeklerin görmesinden koruyan, ümmet-i Muhammedin düşmana esir düşenlerini satın almış, azat etmiş gibi sevaba kavuşur.)
(Ya Fatıma, ne mutlu o kadına ki, kocası ondan razı olur. Allahü teâlânın farz kıldığını yapmaktan ve kocasına itaatten sonra kadınlar için, yün eğirmekten, iplik bükmekten üstün iş yoktur. Bir saat yün eğirmek, iplik bükmek veya dokumak, kadınlar için bir yıl ibadet etmekten daha sevaptır. Dokudukları her iplik için amel defterlerine bir şehid sevabı yazılır.)
(Beş vakit namazını kılan, malının zekatını veren, Ramazan-ı şerif orucunu tutan, kocasının günah olmayan işlerinde ona itaat eden ve tesettüre uyan kadın, Cennete istediği kapıdan girer.) (Karı-koca Hakları bahsi)
Peygamber efendimiz, kendi kızına ve diğer kadınlara şehid sevabı kazanmak için ev işleri ile meşgul olmalarını emretmektedir. Başka bir hadis-i şerifte de, (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir) buyuruldu. (Şir’a)
www.dinimizislam.com
Esselamü aleyküm kardeşlerim...
Bu konu hakkında bazı çarpıcı bilgilere ulaştım..Sizlerle patlaşmak ve sşzden de bilgiler almak istiyorum..Buyrun:
_________________________________________
_________________________________________
Kadının Günümüz Şartlarında Sosyal Hayatta Ön Plana Çıkması ,
Okullarda Okuması ve İş Hayatında Çalışması Hakkında
Üstad Bediüzzaman Hz.lerinden bir uyarı:
Büyük Alim Bediüzzaman HZ. BU konuda ne diyor?
__________________________________________________
Kadınlar Yuvalarından Çıkıp Beşeri (insanlığı) Yoldan Çıkarmış; Yuvalarına Dönmeli
اِذَا تَاَنَّثَ الرِّجَالُ السُّفَهَاءُ بِالْهَوَسَاتِ { اِذًا ترَجَّلَ النِّسَاءُ النَّاشِزَاتُ بِالْوَقَاحَاتِ
Mimsiz medeniyet, tâife-i nisâyı (kadınlar taifesini) yuvalardan uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metâı (yani: bol bulunur ortalık malı) yapmış.
Şer'-i İslâm (İslam Şeriatı) onları Rahmeten dâvet eder eski yuvalarına. Hürmetleri orada, rahatları evlerde, hayat-ı ailede (aile hayatında).
(Yani çalışma hayatında değil rahatları!!!)
Temizlik zînetleri.(süsleri temizliktir)
Haşmetleri, hüsn-ü hulk; ( ihtişamları: yaratılışlarındaki güzellik)
lûtf-u cemâli, ismet; ( lütfunun güzelliği: günahsızlık)
hüsn-ü kemâli, şefkat; (olgunluğunun güzelliği: şefkat)
eğlencesi, evlâdı.
Bunca esbab-ı ifsad, (bunca fesat sebepleri varken!)
demir-sebat karar (demir gibi dayanıklılık, kararlılık) Lâzımdır tâ dayansın.
Bir meclis-i ihvanda (kardeşler meclisinde) güzel karı girdikçe riyâ (gösteriş) ile rekabet, hased(kıskançlık) ile hodgâmlık (bencillik) debretir damarları!
Yatmış olan hevesât (hayrimeşru hevesler), birdenbire uyanır.
Tâife-i nisada serbestî inkişafı sebeb olmuş beşerde ahlâk-ı seyyienin birdenbire inkişafı.
(kadınlar taifesinde serbestlik ortaya çıkması, insanlık aleminde kötü ahlakın birdenbire ortaya çıkmasına sebep olmuştur),
_____________________________________
Gayr-ı Meşru Tarîk, Zıdd-ı Maksuda Gider bir düstur-u azîmdir:
(meşru olmayan yol, amacın aksine gider büyük bir düsturdur)
"Gayr-ı meşru tarîk ile bir maksada giden zât, galiben maksudunun zıddıyla görür mücâzat.»
(meşru olmayan yol ile amacına giden kişi amacının aksiyle ceza görür!)
Kaynak: www.risale-inur.org
____________________________________________________
____________________________________________________
Süleyman Hilmi Tunahan Hz.lerine Göre durum nedir???_____________________________
Kadınların çalışmasına gelince. Dine aykırı olmadıkça, kadının çalışmasında bir mahzur yoktur. Fakat günümüzde, kadınların çalışabileceği vasat yok denecek kadar kısıtlıdır. Zaten, ev işleri ve çocuk yetiştirmenin başlıbaşına ve gayet yoğun emek isteyen işler olduğu da meydandadır.
Hal böyle olunca, mecbur kalmadıkça kadının dışarıda çalışmayıp, evi ve çocuklarıyla ilgilenmesi, mecbur kaldığında da, önce evde yapabileceği işleri araştırması, daha makul olacaktır. Bu arada hatırlanması gereken bir diğer nokta da, ev hanımlarının “boş” durmadıkları ve belki de kocalarından daha fazla “iş ve emek” ürettikleri gerçeğidir.
Günümüzde, kadınların çok düşük ücretle çalıştırılması, onlara yapılabilecek en büyük kötülüktür ve asıl sömürü budur.
Flört, yani nikahsız kız-erkek arkadaşlığı, hem erkek hem de kadın için günahla iştigaldir. Bu noktayı, bilhassa İslami endişe taşıyan gençlerin mutlaka dikkat etmesi gerekmektedir.
Dinin cemiyet hayatında daha fazla yer ettiği eski devirlerde abes veya ayıp sayılan bir çok şeyin günümüzde mübah yahut doğru görülmeye başlanmış olması, o “şey” hakkındaki dini hükmün değişmiş olmasına işaret etmez. Bu yüzden, üzerinden “sosyal baskı” kalkan davranış kalıplarını kullanmadan önce, İslam’ın o konu hakkındaki hükmüne bakmak en doğru ve emniyetli yoldur. Çünkü bir işi, günah olduğunu bile bile, “Devrin gereğidir” diyerek yapmak, çok çirkin ve sonuçta hüsrana götüren bir davranıştır.
Kaynak:www.tunahan.org
_________________________________________________________
_________________________________________________________
KADIN BAŞ AÇIK OKUYABİLİR Mİ?
Islâm'a hizmet etmek gayesiyle (ekmek parası için değil) okuduğunu söyleyen bir bayan, aksine müsaade edilmiyorsa, başını açarak okuyabilir mi? "Evet"denirse, okuyabileceği okullar sınırlı mıdır?
Bu soruya birkaç açıdan bakılabilir:
1. Setr-i avret farz-ı ayn; emir bi'1-ma'ruf ise, farz-ı kifâyedir: Kişinin önce farz-ı ayn'la mükellef olacağı açıktır. Sonra farz-ı kifâye ile mükellef olanlar, şarktan garba kadar öncelikle o meseleyi bilenlerdir.
(Ibn Abidîn, Reddü'l-Muhtâr, IV/123.)
2. Kadınların başlarını açmaları halinde mefşedete sebep olacakları açıktır. Çünkü bunda naslara doğrudan muhalefet vardır. Bu şekilde okumaları durumunda Islam'a hizmet edecekleri ise kesin değildir. Yarın, yaşadıkları gibi inanmaya başlamayacaklarını kimse garanti edemez. Zira yaşadığının doğru olduğunu savunmak, insanın tabiatında olan psikolojik bir vakıadır.
Allah Resulü, "Giyim şekilleri birbirine benzerse, kalpler de birbirine benzer" buyurur.
(Sihâbüddîn el-Nafacî, Nesîmu'r-riyadserhu sifâi'l-Kadî Iyâz I/590)
Öyleyse, kesin olan bir maslahat, zannî olanla nasıl değiştirilebilir?
3. Hali hazırda Islâm'a hizmet etmek isteyen bayanların, bu işi gerçekleştirebilecekleri yegâne yolun, başlarını açma zorunluluğunu koyan okullardan mezun olmak olduğunu kabul imkânsızdır. Öğrenmek ve kültür ayrı şeydir; diplomalı olmak ayrı şeydir. Bu işi diplomasız, sırf hasbî olmak kaydıyla, ama bilerek yapanların çok daha başarılı olduğu söylenebilir. Binaenaleyh, gaye hizmetse, yapılacak iş, bu yolla kültürlüleşmeyi ve Islam'ı sahih esaslara göre öğretmeyi temine çalışmaktır.
Kaynak:www.sohbeticanan.com
___________________________________________________________
___________________________________________________________
Kadının Cihad'ı Nasıl Olmalıdır?
(Sosyal Hayatta Önemli Mevki ve Makamlara Gelerek mi Yoksa Aile Hayatında mı?)
__________________________________
Cihadda
Cihad'ın kelime anlamı yorucu gayret ve çaba demektir. Bir yorum yapılmadan ve bir nitelik belirtilmeden tek başına cihad dendiğinde, Allah'ın dinini yüceltmek amacıyla dine karşı olanlarla yapılacak sıcak savaş anlaşılır. Fıkıh kitaplarımızın hepsi, bu anlamdaki cihadın, çok kuvvetli bir farz olduğunu söylerler. Farz oluşu en güçlü delillerle sabit olduğu için cihadı kabullenmeyenlerin kâfir olacaklarında söz birliği ederler.
Yine Islâmî kaynakların ittifakına göre cihad toptan savaş emri verildiğinde herkese farz olur. Böyle bir seferberlik
bulunmadığı zamanlarda ise sadece savunmaya yetecek kadar kişiye farz olur.
Bu açıklamalarla cihadın bir güç ve kuvvet işi olduğu anlaşıldığına göre o öncelikle erkekler üzerine bir farz olmuş olur. Ancak sözü edilen seferberlik durumunda kadınlar da cihada çıkmakla yükümlüdürler. Bizim Istiklâl (kurtuluş) Harbimizde kadınların çok büyük
rolü olmuştur. Bu savaşta tırpanıyla, baltasıyla savaşan, cephelere omuzunda mermi taşıyan Nene Hatun'lar, Kara Fatma'lar dünyaca meşhur
olmuşlardır. Inançlarının ve namuslarının simgesi olan örtülerini Moskofa, Yunan'a çiğnetmemek için çoğu
erkeklerden daha erkek olmuşlardır. Işte bu genel durumda, kadın da cihad'a çıkar ve bunun için kocasının iznine gerek duymaz. Ama böyle genel durumlar söz konusu olmadığında kadın evinin kraliçesi olarak kalır. Savaşa çıkmaz.
Ancak her savaşta kadınların da bulunması ve özellikle geri hizmetlerinde,tedavi ve pansuman işlerinde görev almaları caizdir. Peygamber Efendimiz'in savaşlarında kadınlar da bulunmuştur.
Düşman tarafta bulunan deli, çocuk, âma, kötürüm, kesik kollu ve
ihtiyar öldüiülmediği gibi kadın da öldürülmez, hakaret edilmez. Ama bunlar da fiilen savaşa katılır veya komutan olarak
bulunurlarsa müstesna.
Kadınların cihad'a çıkmaları müslümanların kamu yararına zarar
getirecekse çıkmalarına izin verilmez.
Süngü harbi gibi yakın savaşta kadınların vurucu güç olarak çıkmaları uygun değildir. Düşman eline geçme ihtimalı olabilir, ya da mahremiyetlerine zarar gelebilir. Aynı sebeple genç kadınların ve kızların savaşa katılmaları da
uygun görülmemiştir.
Kadının bu konumundan ötürü, "Kadınlara da cihad var mıdır?"
diye soran Aişe annemize,
Peygamber Efendimiz, "Kadınların cihadı öyle bir cihaddır ki, onda
vuruşma ve çâtışma
yoktur. Evet kadınların cihadı, şartlarına uygun olarak yapılmış hacdır"
buyurmuştur. (Buharî, cezâu's-sayd 28; Nesâî, menâsik 4.)
Bir başka hadislerinde de
Efendimiz:
"Erkekler cihad yapıp fazla sevap alıyor, bize cihad yok mu?" diye soran bir kadına,
"Kadınların cihadının, kocalarının hakkına riayet etmek, bu arada, bir zorunluluktan
ötürü,
birden fazla kadınla evlenirlerse buna tahammül etmek olduğunu bildirmiştir. (Suyûtî,
el-câmiu's-sağîr (Feyzu'I-Kadîr ile) I/71 (Taberânî'den).)
Gerçekten de erkeklere
farz
olan cihadla, kadınların üzerine evlenmek arasında büyük benzerlikler vardır.
Öncelikle her ikisi de katlanılması çok zor olaylardır. Cihad'da erkek, canını pazara sürmüş durumdadır. Çok evlilikte de kadın buna yakın duygular yaşar. Cihad'la çok evlilik arasındaki bir yakınlık da, çok evliliğin genellikle erkeklerin şehit olduğu ve azaldığı cihad dönemlerinde gündeme
gelmesidir.
Kaynak:www.uluyol.net
Kadının cihadı
Sual: Kadının cihadı nasıl olur?
CEVAP
R. Nasıhinde buyuruluyor ki:
Resulullah efendimiz, ev işlerini Hz. Fatıma’ya, dış işlerini Hz. Ali’ye vermiş, bu hususta şöyle buyurmuştur:
(Hanımının evde oturması için, işlerini gören, ihtiyaçlarını karşılayan, onu yabancı erkeklerin görmesinden koruyan, ümmet-i Muhammedin düşmana esir düşenlerini satın almış, azat etmiş gibi sevaba kavuşur.)
(Ya Fatıma, ne mutlu o kadına ki, kocası ondan razı olur. Allahü teâlânın farz kıldığını yapmaktan ve kocasına itaatten sonra kadınlar için, yün eğirmekten, iplik bükmekten üstün iş yoktur. Bir saat yün eğirmek, iplik bükmek veya dokumak, kadınlar için bir yıl ibadet etmekten daha sevaptır. Dokudukları her iplik için amel defterlerine bir şehid sevabı yazılır.)
(Beş vakit namazını kılan, malının zekatını veren, Ramazan-ı şerif orucunu tutan, kocasının günah olmayan işlerinde ona itaat eden ve tesettüre uyan kadın, Cennete istediği kapıdan girer.) (Karı-koca Hakları bahsi)
Peygamber efendimiz, kendi kızına ve diğer kadınlara şehid sevabı kazanmak için ev işleri ile meşgul olmalarını emretmektedir. Başka bir hadis-i şerifte de, (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir) buyuruldu. (Şir’a)
www.dinimizislam.com