Hamamcı Ülfet neden her dönemde hamama kaçar?
Sevgili Hıncal Uluç, benim "CHP bir gün Hamamcı Ülfet olmaktan vazgeçebilir mi" başlıklı yazımda, rahmetli Turan Güneş'i kaynak olarak göstermemi doğru bulmamış.
Yazısını şöyle noktalamıştı dün:
"- CHP'nin, 1950 seçimleri öncesinden başlayarak, bugüne dek demokrasiden kaydığını söylemek de mümkün değildir. Hele de bunu Turan Güneş gibi bir Sosyal Demokrasi öncüsü, CHP'liye söyletmek imkânsızdır... Sevgili Barlas yanlış hatırlıyor olmalı..."
Turan Güneş'in CHP ideolojisi ile demokrasi arasındaki kırılgan aşk üzerindeki düşüncelerini, onunla yaptığım ve 25 gün süren bir söyleşide, Milliyet'te 1979'da yayınlamıştım. Bu söyleşinin tamamını da "Türkiye'de Darbeler ve Kavgalar Dönemi"nde kitaplaştırdım (Birey Yayınları).
Özellikle 12 Mart 1971 muhtıralı darbesi ertesinde CHP'nin önce Nihat Erim'i sonra da Ferit Melen'i geçiş dönemine Başbakan olarak vermesi, CHP'deki bölünmenin işaret fişeğini ateşlemişti.
Güneş'in "CHP Hamamcı Ülfet gibidir, belirli bir noktada hamama kaçar" demesini onun sağlığında da, daha sonra da yazdım.
Hamam nedir?
Buradaki "Hamam"ın bazen kökten devletçilik, bazen militarizm anlamına geldiğini, onun söyleşilerinden ve demeçlerinden anlamak mümkündür.
Son dönemde de gerek 27 Nisan e-muhtırasına verilen destek, gerekse AK Parti'nin kapatılması istemli davaya gösterilen pozitif yaklaşım ile, CHP yeniden hamama kaçarak rahmetli Turan Güneş'i haklı çıkarmamış mıdır?
Burada bir noktayı da işaret etmeliyim.
Sevgili Hıncal Uluç'la beni aynı çizgide birleştiren şey, Turan Güneş'e karşı duyduğumuz sevgi ve onun hatırasına karşı gösterdiğimiz özendir.
Ayrıldığımız nokta da, bana göre, Hıncal Uluç'un Turan Güneş'i yanlış anlaması veya yanlış hatırlamasıdır.
Tabii "Devletçilik" ile "Sosyal Demokrasi" arasındaki ilişki konusunda da galiba dünya gerçeklerine açık olmak gerektiğini hatırlatmam gerekiyor.
Sevgili Hıncal Uluç, Turan Güneş'in CHP'nin genlerindeki devletçi bilgilere karşı seslendirdiği eleştirileri en azından ikinci elden duymak istiyorsa, birkaç saatini ayırıp şimdi CHP yönetim kadrolarında bulunan
Hurşit Güneş'le konuyu tartışabilir.
Sevgili Hıncal Uluç, benim "CHP bir gün Hamamcı Ülfet olmaktan vazgeçebilir mi" başlıklı yazımda, rahmetli Turan Güneş'i kaynak olarak göstermemi doğru bulmamış.
Yazısını şöyle noktalamıştı dün:
"- CHP'nin, 1950 seçimleri öncesinden başlayarak, bugüne dek demokrasiden kaydığını söylemek de mümkün değildir. Hele de bunu Turan Güneş gibi bir Sosyal Demokrasi öncüsü, CHP'liye söyletmek imkânsızdır... Sevgili Barlas yanlış hatırlıyor olmalı..."
Turan Güneş'in CHP ideolojisi ile demokrasi arasındaki kırılgan aşk üzerindeki düşüncelerini, onunla yaptığım ve 25 gün süren bir söyleşide, Milliyet'te 1979'da yayınlamıştım. Bu söyleşinin tamamını da "Türkiye'de Darbeler ve Kavgalar Dönemi"nde kitaplaştırdım (Birey Yayınları).
Özellikle 12 Mart 1971 muhtıralı darbesi ertesinde CHP'nin önce Nihat Erim'i sonra da Ferit Melen'i geçiş dönemine Başbakan olarak vermesi, CHP'deki bölünmenin işaret fişeğini ateşlemişti.
Güneş'in "CHP Hamamcı Ülfet gibidir, belirli bir noktada hamama kaçar" demesini onun sağlığında da, daha sonra da yazdım.
Hamam nedir?
Buradaki "Hamam"ın bazen kökten devletçilik, bazen militarizm anlamına geldiğini, onun söyleşilerinden ve demeçlerinden anlamak mümkündür.
Son dönemde de gerek 27 Nisan e-muhtırasına verilen destek, gerekse AK Parti'nin kapatılması istemli davaya gösterilen pozitif yaklaşım ile, CHP yeniden hamama kaçarak rahmetli Turan Güneş'i haklı çıkarmamış mıdır?
Burada bir noktayı da işaret etmeliyim.
Sevgili Hıncal Uluç'la beni aynı çizgide birleştiren şey, Turan Güneş'e karşı duyduğumuz sevgi ve onun hatırasına karşı gösterdiğimiz özendir.
Ayrıldığımız nokta da, bana göre, Hıncal Uluç'un Turan Güneş'i yanlış anlaması veya yanlış hatırlamasıdır.
Tabii "Devletçilik" ile "Sosyal Demokrasi" arasındaki ilişki konusunda da galiba dünya gerçeklerine açık olmak gerektiğini hatırlatmam gerekiyor.
Sevgili Hıncal Uluç, Turan Güneş'in CHP'nin genlerindeki devletçi bilgilere karşı seslendirdiği eleştirileri en azından ikinci elden duymak istiyorsa, birkaç saatini ayırıp şimdi CHP yönetim kadrolarında bulunan
Hurşit Güneş'le konuyu tartışabilir.